Kahramanlar dehşeti anlattı: Asıl nefret kalplerinde

Editör:
Kahramanlar dehşeti anlattı: Asıl nefret kalplerinde
GÜNDEM Haberleri

Darbeci askerler tarafından Çengelköy Karakolu’nda rehin tutulan Hasan Dede, “Böyle bir vahşet olamazdı. O an anladım ki dillerindeki nefret bir şey değil, asıl nefret kalplerindeymiş” dedi

FETÖ mensubu askerlerin darbe girişimi sırasında Çengelköy Karakolu’nda 6 saat rehin alınan Hasan Dede, “Komutan bir kişinin kafasını arabanın camına onlarca defa vurdu. Yüreğim paramparça oldu. Böyle bir vahşet olamazdı. O an anladım ki dillerindeki nefret bir şey değil, asıl nefret kalplerindeymiş” dedi. Darbe girişimini Çengelköy’de protesto ettiklerini kaydeden Dede, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Askerler silahlarını bizlere doğrultarak, ellerimiz ensede araçtan inmemizi istedi. Babamın, ‘Biz vatan haini miyiz, bize neden böyle davranıyorsunuz, neden esir alıyorsunuz?’ demesi üzerine askerler, yönetime el koyduklarını söyledi. Asker, silahı doğrultarak, ‘Komutanım emrinizi bekliyorum, ‘vur’ derseniz vuracağım’ dedi. Komutan, sopasıyla bizlere vurmaya başladı. Ellerimize plastik kelepçe takıldı ve yolun ortasına oturtulduk. O sırada bir kişiyi yoldan çevirdiler. Bu kişi, çocuğunda kas erimesi hastalığı olduğunu ve acil ilaç alması gerektiğini yoksa çocuğunun öleceğini söyledi ama asker ‘Yapacak bir şey yok, vatan sağolsun’ dedi” şeklinde konuştu. Komutanın kendilerine döndüğünü ve “Siz devletinizi sattınız, hepiniz aptallarsınız ama devlet size 60’ta yaptığını, 71’de yaptığını, 80’de yaptığını bu sefer yapmayacak. Bu sefer hiçbirinize acımayacak” dediğini anlatan Dede, bazı polislerin darbeci askerlerle beraber hareket ettiğini söyledi. Dede, 6 saat boyunca askerler tarafından esir alındıklarını ve sabah vakti polisin yaptığı operasyonla kurtulduklarını söyledi.

Bize neden ateş ettiniz... Ne yaptık ki?

FETÖ’nün darbe girişimi sırasında yaralanan ve Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alınan inşaat ustası Levent Karabilek, yaşadıklarını anlattı. Elinde taşıdığı Türk bayrağının hastane odasındaki yatağının başında tutan Karabilek, “Bütün samimiyetimle söylüyorum, ben oraya şehit olmaya gittim. İnsanların üzerine ateş etmemelerini söyledim. Ama albay beni tehdit ederek ‘ateş’ emri verdi. Silahını bırakan askere, silahını eline alması söylendi. Vatan hainleri bunlar. Sadece bu kişilerin, bunu yapanların gözlerimizin içine bakmasını istiyorum. Neden, niçin bize ateş ettiniz? Biz ne yapmıştık? Bu ülkeyle dertleri neydi, bu halkla dertleri neydi?” şeklinde konuştu.

Kahramanlar dehşeti anlattı: Asıl nefret kalplerinde

Arabasını tankın önüne çekip kendini içeri kilitledi

Darbe gecesi Atatürk Havalimanı’nda arabasını tankların önüne sürüp içerisine kendini kilitleyerek tankların geçmesini önlemek isteyen Erdem Aksa, o anları anlattı. Tankların insanları ezdiğini gören ve kendini tankların önüne çektiği aracına kilitleyen Erdem Aksa, “Aracımı tankların önüne kırdım. O dakika vatandaşlar daha çok aşka geldi. Tankın önüne siper ettiler kendilerini. Ben de kapıları içeriden kilitledim çıkarmasınlar diye. Ezerlerse de ezsinler diye kendimi içeriden kilitledim. Tank ilk hamlede arabanın üzerine çıktı, sonra geri çekildi. 15 saniye sonra insanları eze eze tam gaza basarak gitti. İkinci tankı bırakmadık orada kaldı” dedi.

Kahramanlar dehşeti anlattı: Asıl nefret kalplerinde

Mustafa Cambaz ölüme uçar gibi gitti

Çengelköy’de hayatını kaybeden Yeni Şafak gazetesi çalışanı Mustafa Cambaz’ın eşi Semra Cambaz, dehşet dolu geceyi anlattı. Semra Cambaz, “Patlama sesleri, tarama sesleri geliyordu. Eşime, ‘gitme’ dedim ama ‘Bu olaylar başlamışken beni evde tutamazsın’ dedi. Ölüme, uçar gibi, koşar gibi gitti” ifadelerini kullandı. Cambaz, “Çatışmalar devam ederken telefonda oğluma, Çengelköy Karakolu’nun kurşunlandığını ve kendisinin köşeye sıkıştığını söylemiş. Ben o anda oğluma ‘baban gitti’ dedim. O an eşimin öleceğini hissettim. O telefon konuşması aslında bir veda konuşmasıydı” şeklinde konuştu.

Kahramanlar dehşeti anlattı: Asıl nefret kalplerinde

Kahramanlar dehşeti Gökhan Kaya'ya anlattı

Baba Zekeriya Çakal: Bu zamana kadar vatanını ve milletini seven biri olarak yaşadım. Dört oğlumdan ikisi Nusaybin’de teröristlerle savaşıyor. Biri Cumhurbaşkanlığı Koruma Amirliğinde. Son oğlum da darbe girişimi gecesi Genelkurmay’ın önünde hainlerin açtığı ateşte yaralandı. Tekrar olsa yine sokağa çıkarım...

Zafer Onaran: Darbe kalkışmasını duyunca kardeşimle Kızılay’a gittik. Tanklar insanları ve arabaları eziyor. Tankları durdurmak için önüne geçtik. Tankı ele geçirmeye çalışırken düştüm ve çenem dağıldı. Ona rağmen durmadan tankı ele geçirdik. Asker kardeşimize de zarar vermeden tankı durdurduk.

Fikri Erol: Hain girişimi duyunca eşim ‘çıkalım’ dedi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önüne geldik. Üstümüzdeki helikopterin ateş açması sonucu bir gencin başı koptu. Bu sırada hareket eden tankın paleti eşimle beni altına aldı. Eşimle helalleştik. Asker yarım saat sonra tankı geri çekti. Eşim yoğun bakımda.

 

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...