Jetler 3 dakikada orada...

Türkiye'nin sınırları dışındaki tek toprağı olan Süleyman Şah Türbesi'ne IŞİD'in herhangi bir saldırısı olması halinde 3 dakikada müdahale edilecek. Ankara, Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'na gerçekleştirilen baskın sonrasında Süleyman Şah Saygı Karakolu'na yönelik hem güvenlik tedbirlerini yoğunlaştırdı. Diplomatik kaynaklar, IŞİD tehdidi altındaki bölgede yer alan Süleyman Şah Türbesi'ne yönelik tehdit düzeyine göre farklı tedbirlerin alınacağını ifade etti. Şimdiye kadar türbe, 20. Zırhlı Tugayı 3.Hudut Alay Komutanlığı 2. Hudut Taburuna bağlı askerler tarafından korunuyordu. Bölgedeki IŞİD tehdidinin artması sonrasında ise Türkiye Karakolun güvenlik tedbirlerini artırdı. Buradaki askerler geri çekildi ve Özel Kuvvetler Komutanlığı'na mensup bordo bereliler buraya gönderildi. Kaynaklar karakola ihtiyaç sevkiyatının karadan yapıldığını belirtirken bunun da en son bir ay önce yapıldığını ifade ettiler.
JETLER ANINDA UÇACAK
Genelkurmay Başkanlığı türbeye yönelik IŞİD tehdidine karşı iki aşamalı plan hazırlandı. İlk safhada, Türk Hava Kuvvetleri devreye girecek. Alarm seviyesini kırmızıya çıkaran Diyarbakır'daki 181'inci Pars Filo ve 182'inci Atmaca Filo zaten bölgede yoğun devriye faaliyetleri yürütüyor. Saldırı halinde bu iki filo anında devreye girecek. Operasyon, sadece karakolun güvenliğini sağlayacak şekilde sınırlı olacak. Tehdit devam ederse, bu defa özel birliklerle operasyon yapılacak. Bunun için bordo bereli askerlerden oluşan bir ekip, Şanlıurfa'da görev bekliyor. Özel Kuvvetlere mensup askerler, karakola Kobra helikopterleri ile nakledilecek. Bu nakil işleminin 20-30 dakika arasında gerçekleşmesi öngörülüyor. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da Süleyman Şah'a karşı yapılacak olan en ufak bir saldırı karşısında Türk jetlerinin 3 dakika içerisinde oraya hemen müdahale edeceğini açıklamıştı.
1938'DEN BERİ KORUNUYOR
Caber Kalesi'nde, Osman Gazi'nin dedesi ve Ertuğrul Gazi'nin babası olan Süleyman Şah'ın naaşı bulunuyor. Kaynaklara göre Süleyman Şah, yeni yurtlar aramak maksadıyla boyu ile birlikte Fırat kıyısına gelir. Caber'e gitmek için Fırat Nehri'nden geçerken boğularak vefat eder. Ölümünden sonra beraberindeki iki adamı ile Caber Kalesi'nin eteklerindeki bir kümbete gömülür. Türbe ve Caber Kalesi, Osmanlı Devleti yıkılınca Fransız Suriye Mandası sınırları içerisinde kalır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin Fransa ile yaptığı Ankara Antlaşması ve Lozan Antlaşması'na göre kale ve türbe Türkiye'nin toprağı sayılır. 1938'de türbe yanına karakol inşa edilirken toprağın ve türbenin korumasını Türk askeri yapmaya başlar.
Buket GÜVEN / TÜRKİYE GAZETESİ