İstifa açıklamalarının ortak noktası

Sabah saatlerinde istifa eden Güler ile Çağlayan'ın dilekçelerindeki ifadelerin paralelliği dikkat çekti.
Yolsuzluk operasyonuna karşı Hükümet ayağından istifa resti geldi. Oğulları tutuklanan İçişleri Bakanı Muammer Güler ile Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan "çirkin oyunu bozmak için" diyerek görevlerinden ayrıldı. İki bakanın sabah saatlerindeki istifasına, öğle saatlerinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da eklendi. Üç bakan istifalarını, Esenboğa'da "birlik ve beraberlik" görüntüsü verdikleri ve Başbakan ile 2.5 saat görüştükleri gecenin ardından açıkladı. Başbakan da, istifaların ardından geniş çaplı kabine revizyonu için süreci başlattı. Operasyonun gerçekleştiği 17 Aralık günü, başta İçişleri Bakanı Muammer Güler olmak üzere ilgili bakanların Başbakan Erdoğan'a istifalarını sunduğu öne sürülmüştü. Ancak süreci "tuzak" olarak niteleyen Erdoğan'ın, yargı sürecinin beklenmesi yönündeki talebi üzerine bakanlar görevlerine düne kadar devam etti. Erdoğan ise bu süreçte, perşembe günü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile haftalık olağan görüşmesinde konuyu değerlendirdi. Ardından da, Güler'in oğlu Barış ile Çağlayan'ın oğlu Kaan'ın tutuklandığı haberi geldi. Erdoğan'ın, Ordu ve Giresun'u kapsayan Karadeniz turuyla başlayan ve Trabzon üzerinden Pakistan'a gidişiyle devam eden gezileri bu sürecin hemen ardına gelince, istifa süreci bu haftaya kaldı. Erdoğan da, hem Karadeniz gezisi hem de Pakistan ziyaretinde ilgili bakanları beraberinde götürdü. Başbakan, Ankara'ya döner dönmez Esenboğa Havalimanı'nda on binlerce kişi tarafından karşılanırken, operasyonda adı geçen Güler, Çağlayan, Bayraktar ile AB Bakanı Egemen Bağış seçim otobüsü üzerinden el ele "birlik ve beraberlik" pozu verdi. Başbakan Erdoğan da, konuşmasında, "Tüyü bitmemiş yetimin hakkını milletin kasasından alan varsa hesabını biz de sorarız, hukuk da sorar" ifadesini kullanırken, operasyonun millet iradesine yönelik olduğunun altını çizdi. Başbakan, Esenboğa'daki karşılamanın ardından, aralarında Başbakan Yardımcıları Beşir Atalay ve Bekir Bozdağ'ın da olduğu isimler ve bakanlarla birlikte Keçiören'deki evine geçti. 2.5 saat süren durum değerlendirmesinde kamuoyunda yanlış algılara yol açmayacak şekilde gerekli adımın atılmasının konuşulduğu kaydedildi. Bu çerçevede, ortak vurguların olduğu bir deklarasyon ile istifaların açıklanması benimsendi. Dün, günün ilk saatlerine kadar süren toplantının ardından istifa haberleri birbiri ardına geldi. Sabah saatlerinde Güler ile Çağlayan, öğle saatlerinde de Bayraktar'ın istifaları kamuoyuna yansıdı.
ÜÇ ORTAK VURGU
Sabah saatlerinde istifa eden Güler ile Çağlayan'ın dilekçelerindeki ifadelerin paralelliği dikkat çekti. Hükümet, parti ve "Türkiye'ye karşı kirli bir tezgah bulunduğunu" kaydeden bakanlar, "çirkin oyunu bozmak" ve "gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlamak" için görevlerinden ayrıldıklarının altını çizdi. İşte bakanların istifa dilekçeleri:
ZAFER ÇAĞLAYAN: "17 Aralık tarihi itibariyle gerçekleştirilen operasyonun, hükümetimize, partimize ve ülkemize karşı kirli bir tezgah olduğu çok açık bir şekilde ortadadır. Yakın çalışma arkadaşlarımın ve evladımın da dahil edildiği bu çirkin oyunu bozmak ve gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlamak için Ekonomi Bakanlığı görevimden ayrılmış bulunmaktayım."
MUAMMER GÜLER: "17 Aralık tarihinde İstanbul'da gerçekleşen operasyon, hükümetimize, partimize ve ülkemize karşı düzenlenen kirli bir tuzaktır. Oğlumun dahil edildiği bu çirkin oyunu bozmak ve gerçeklerin daha açık şekilde ortaya çıkmasını sağlamak için bakanhlık görevimden afıımı başbakanımıza aynı gün şifaen arz etmiştim. Söz konusu istifa talebimi, 25 Aralık günü yazılı olarak Başbakanlık makamına sunmuş bulunuyorum. Kamuoyuna saygılarımla arz ederim."
BAYRAKTAR'IN İSTİFA HASSASİYETİ
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Güler ve Çağlayan'dan saatler sonra istifasını açıkladı. Ancak, iki bakanın izlediği yolun aksine, kararını NTV'den açıklayan Bayraktar, hem bakanlıktan hem de milletvekilliğinden istifa ettiğini vurguladı. Bayraktar, "17 Aralık tarihinde yapılan operasyon dosyasında şahsımı rencide edecek veya izah edemeyeceğim hiçbir husus yok. Ancak Sayın Başbakan'ın istediği Bakanla çalışmak veya istediği bakanı görevden almak en tabi hakkıdır ve yetkisidir" ifadesini kullandı. Kendisine, "Rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle istifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyonu yayınlayınız" şeklinde baskı geldiğini de savunan Bayraktar, soruşturma dosyasında var olan imar planlarının yasalara uygun olarak onaylandığını söylerken, büyük bir bölümünün Başbakan'ın onayıyla yapıldığı kaydetti. Bayraktar, sözlerinin devamında "Bu minval üzere bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettiğimi açıklıyorum. Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için sayın Başbakan'ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyor, yüce milletime saygılar sunuyorum" dedi.
"TEZGAH" DEDİLER
Yolsuzluk iddiasıyla başlatılan operasyonda Çağlayan'ın oğlu Kaan ile Güler'in oğlu Barış "Rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek" suçlamasıyla tutuklanmıştı. Bayraktar'ın oğlu Oğuz Bayraktar ise gözaltına alınmasına karşın serbest bırakılmıştı. Gündeme yansıyan iddiaların ardından Güler, "O paralar oğlumun Bahçeşehir'deki villasının satışından elde edilen paradır. Bütün belgeleri de mahkemede ibraz edilmiştir. Satış sırasında ipotek sorunu doğmuş. Dolayısıyla paranın bankaya konulması halinde kaynağının gösterilmesi mümkün değil. O nedenle 1 milyon 200 bin dolarlık ipoteğin çözülmesi için beklemişler" demişti. Zafer Çağlayan "Amacı ve hedefi çok farklı olan, büyük bir tuzakla karşı karşıyayız. Ne benim, ne evladımın ne de onun kadar değerli çalışma arkadaşlarımın bir yanlışın içinde olması söz konusu olamaz. Önümüzdeki günlerde her şey açığa çıkacaktır. Hukukun üstünlüğüne ve masumiyet karinesine herkesin özellikle de hukuku uygulamakla görevli ve yükümlü olanların çok daha fazla itina göstermesi gerektiğine inanıyorum. Bu süreçten alnımızın akıyla, milletçe güçlenerek çıkacağımıza inanıyorum" ifadesini kullanmıştı. Bayraktar da, "Soruşturma kapsamında iddia edilen hususların hiçbirisinin şahsımla bir ilgisi bulunmamaktadır. Yine aynı şekilde oğlum ve çalışma arkadaşlarımın da masum olduklarına inancım tamdır" açıklaması yapmıştı.
REVİZYONU İŞARETİNİ ONLAR VERDİ
Bakanların istifasıyla gözler kabine revizyonuna odaklandı. Revizyonun ilk işaretleri ise Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan geldi. Başbakan Erdoğan, Pakistan'daki temasları sırasında anlaşmalar imzalanırken, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ı "Gel son imzanı at" diyerek davet etmiş ve revizyonun yaklaştığı sinyalini vermişti. Yıldırım, AK Parti'nin İzmir adayı olduğundan, kendisi gibi aday gösterilen Fatma Şahin ve Sadullah Ergin'le birlikte görevlerini devredecekler.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde, "Sayın Başbakan ile uzun uzun konuştuk. Kendisinin de düşünceleri var: Hazırlık yapıyor. Ben de düşüncelerimi aktardım. Yurt dışına gitti, gelince görüşeceğiz ve o zaman zaten duyacaksınız" ifadesini kullanmıştı.
REVİZYON MESAİSİ
Üç bakanın yerel seçimlerde aday gösterilmesi, üç bakanın da istifasıyla 6 yeni ismin kabineye girmesi kesinleşmiş oldu. Başbakan Erdoğan'ın, kabine revizyonu sırasında bazı isimlerin yerlerini değiştireceği, bazı bakanları da yenileyeceği belirtiliyor. Dün il başkanları toplantısı öncesi Keçiören'deki evinde listeyi değerlendiren Erdoğan'ın her an Çankaya Köşkü'nden randevu isteyerek yeni kabine listesini sunabileceği kaydediliyor. Kabineye girmesi beklenen isimler arasında AK Parti Ekonomi İşleri Başkanı Numan Kurtulmuş, Başbakan Erdoğan'ın Başdanışmanı ve Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan öne çıkıyor. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın, Adalet Bakanlığı görevini üstleneceği iddia ediliyor. Ayrıca Başbakan'ın, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala'yı da, milletvekili olmamasına karşın kabinede görevlendirebileceği savunuluyor. Eğer kabine revizyonu yapılmazsa, bugün toplanacak MGK'da İçişleri Bakanlığı koltuğu boş kalacak. Revizyon MGK öncesi gerçekleşirse, hem Adalet Bakanlığı hem de İçişleri Bakanlığı'nın da aralarında olduğu bazı koltuklarda ise yeni isimler yer almış olacak.
OĞUZHAN ŞAHİN / Türkiye Gazetesi