İslamofobi Projesi

Düzenleyen:
İslamofobi Projesi

GÜNDEM Haberleri

Bugünkü misafir kalemimiz Emekli Y. Müh. Deniz Yarbay Araştırmacı Yazar Cevat Karadayı'nın yazısı...

1979 senesinde Amerika Birleşik Devletleri ile o zamanki Sovyetler Birliği arasında Silahların azaltılması anlaşması (SALT II) imzalanınca ABD Başkanı Jimmy Carter’in o tarihlerde “şimdi soğuk savaş bitti birlikte üçüncü dünyaya döneceğiz” ifadesini gazetelerde okumuştuk. Bu “üçüncü dünya”nın ne olduğunu Bosna’da on binlerce Müslümanın en aşağılayıcı tarzda katledilmeleri ile anlamaya başladık. Sonra bu projenin devamını İran Irak kapıştırılması, Küveyt’in Saddam tarafından işgal edilmek istenmesi ile ABD nin Irak’a sudan bahanelerle (kimyasal silah var yalanı) müdahale etmesi ve nihayet Tunus, Libya, Suriye karışıklıkları takip etti. Maksat Müslümanları yok etmekti. Dikkat edilirse Şii ve Vehhabilere hiç dokunulmamakta, bunlar Müslümanların kırılması için maşa olarak kullanılmaktadır.
Müslümanları yok etme projesi İngiliz siyasetinin temelini teşkil eder. Hindistan ve Osmanlı Devleti’nin başına getirilen felaketler bu siyasetin ürünüdür. İngiliz siyasetini bugün ABD üstlenmiştir. El-Kaide’yi, DEAŞ’ı kuran ABD’dir. Bu sadece gündemde olan iki misaldir. İslamofobi de ABD projesidir.
Her şey 11 Eylül 2001’de “İkiz Kuleler”in vurulması ile başladı. ABD burada 4000 vatandaşını feda etti. 1970-1972 arası Amerika’da çıkan gazete arşivleri taranırsa bu İkiz Kulelerin statik hesaplarında hata yapıldığı ve yıkılması gerektiği haberlerine (yok etmedilerse) ulaşılabilir. Uzun müddet kuleler boş kaldı ve nihayet ne yapıldı ise buralara taşınıldı.
Müslümanlık ABD’de süratle yayılıyorken 11 Eylül projesinin ortaya konulması İslamofobinin başlangıcı oldu. Suudi Usame bin Ladin öne çıkarılarak Yahudi ve Hıristiyanlar nezdinde Müslümanlık “terör dini” olarak anlatılmaya başlandı. Teröristler daima Müslüman ülkelerden çıktı. Kim yetiştiriyordu bu teröristleri? Bu suale cevap bulabilmek için teröristlerin saplandığı ideolojilerini incelemek yerinde olur...
Terörislerin tamamının takıp ettiği davada itikadı bozuk bir âlim olan İbni Teymiyye’nin Müslüman Moğollara karşı (cihad) çağırısı yapmasında yatmaktadır. Sonra gelen Cemaleddin Efgani, Muhammed Abduh, Seyyid Kutup hep aynı çağırıyı kullanarak kendilerine göre kâfir olan Müslümanlara cihad ilan etmişlerdir. Bugün terörizmi finansal olarak destekleyen “Vehhabizm”de aynı ideolojiyi takip etmektedir. Vehhabiliği de kuran zaten İngilizlerdi. Vehhabilik, İbni Teymiyye’nin bozuk Kur’an tefsiri ile Necdli Abdülvehhab’ın kurduğu karışım ideolojidir. İngiliz siyasetinin maşa gibi kullandığı işte bu İbni Teymiyye’nin ideolojisidir.
Bosna’daki soykırımda Vehhabi fitnesi vardır. Kafkaslarda binlerce Müslümanın ölmesinde Vehhabi fitnesi vardır. Azerbaycan’da camilerin kilitlenmesinde Vehhabi fitnesi vardır. 11 Eylül İkiz Kulelerin yıkılmasında ve Afganistan ile Irak’ın ABD tarafından işgalinde Vehhabi fitnesi vardır. El Kaide, DEAŞ gibi terörist faaliyetler yürüten kuruluşlarda daima Vehhabi fitnesi vardır. Netice olarak dünya üzerinde Müslümanların ezilmesinde İngiliz (şimdi Amerika) Vehhabi ideolojisini maşa olarak kullanarak Müslümanları terörist olarak göstermeye çalışarak insanlık nezdinde ötekileştirmektedir.

İslamofobinin bir Proje olduğunu batılı tarafsız bir yazarın kitabından birkaç paragraf alarak teyid edelim. Kitabın adı “The Two Faces of Islam Saudi Fundementalism and Its Role in Terrorism” (İslamın İki Yüzü ve Suudi Köktenciliğinin Terörizmdeki Rolü). Kitabın yazarı, Amerikalı Stephen Schwartz. Kitap, Anchor Books, a division of Random House, Inc., New York tarafından 2001-2002 senelerinde yayınlanmıştır.
Kitabın ön sözünde özetle şöyle yazar: “11 Eylül 2001 senesine kadar Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasında çok anlayışlı ilişkiler varken bu tarihten itibaren endişeler başladı ve Batılıların gözünde Müslümanlar karışıklık çıkaran, hoşgörüşüz, fanatik insanlar olarak yer etti. Batılı yazarların bir kısmı İslamın barış dini olmadığını ifade ederek İslamofobik yazdıkları görüldü. Bu arada Başkan George Bush’un Usame bin Ladin, el-Kaide faaliyetleri sebebiyle Irak’ı işgal ederken (bu bir haçlı seferidir) sözü çok büyük şanssızlık oldu. Onun bu sözü Usame bin Ladin’e bir nevi hediye oldu. İslamın başsız olması aşırı uç fanatiklerin kendi başına buyruk faaliyetleri yüzünden Batı çoğunlukta olan gerçek Müslümanları anlayamadılar. Aşırı uçları besleyen Vehhabiliktir. Vehhabilik Suudi Arabistan Devletinin resmî dinidir. Petrol gelirlerinin önemli bir kısmı, milyonlarca dolar, Pakistan, Hindistan, Balkanlar Avrupa ve Amerika’da harcanmıştır. Ancak bir milyar üzerindeki gerçek Müslümanlar ise Vehhabizmi reddetmekte ve aralarına sızmamaları için de mücadele vermektedirler. Batılıların ve Amerikalıların Petrol üreten Arab ülkelerindeki sokaklarda çıkan seslere kulak vermeleri ve iki ayrı medeniyetin daha fazla çatışmaması için daha çok şey öğrenmeleri gerekecektir...”
Yazar itiraf ediyor. Diyor ki: “İslam dini eğer karışıklık çıkaran, terörist bir din olsaydı paganlar gibi şimdiye kadar yok olup giderlerdi. Düzgün, güvenilir Müslümanlar bulabileceğimizden hiç şüphem yoktur. Çünkü geçtiğimiz asırda Balkanlarda Osmanlılar Yahudi, Hıristiyan ve Müslümanların kardeşçe geçinebildikleri ortamlar sağlamışlardı. Bunların izini Saray Bosna’da şu anda bile görebiliriz. Dolayısıyla Batı Balkanlar’da yaşanmış olan çoklu inanış toplum yapısını derinlemesine incelemek durumundadır. Almanların Yahudilere yaptıkları soykırım yanında Osmanlıları Yahudilere Balkanları vatan yapmaları unutulamaz. O hâlde batı İslamofobiyi destekleyen Vehhabizm ile mücadelede güvenilir geleneksel Müslümanlarla iş birliği yaparak İslam dünyasındaki dengeleri yerine oturtmak hususunda gayret sarf etmek durumundadır...”
Stephen Schwartz kitabının kaynaklar kısmında yer alan (Ishik, Hilmi, The Sunni Path, Islam’s Reformers, Advice for the Muslim. Istanbul, Hakikat Kitabevi, 1998.) İngilizce kitaplarından alarak Vehhabilerin Arabistan yarımadasında Müslüman Osmanlı tebasına ve tarihî eserlere yaptıkları acımasız vahşice cinayetleri kitabın 94. sayfasından başlayarak uzun uzun anlatmaktadır. Yazar, Hilmi Işık Efendi’den “Türk âlimi” olarak bahsetmektedir.

 

Düzenleyen:  - GÜNDEM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...