İnternet yasasına tepki yersiz! Yalana özgürlük istiyorlar...

Dezenformasyonla mücadele ile ilgili bir kanun yapılırken bile yalan haber furyası sürüyor. Muhalefetin ‘sansür’ olarak nitelendirdiği ve TBMM’de görüşmeleri süren yasa için ‘neler getiriyor’ sorusunu etraflıca irdeledik. Teklifi ve en çok tartışılan maddeyi AK Parti ve MHP’li isimlere sorduk.
Haber Merkezi ANKARA
Muhalefetin ‘sansür’ olarak nitelendirdiği, dezenformasyonla mücadele yasa teklifi ile internet medyası alanında da birçok adım atılıyor. Meclis Genel Kurulu gündemindeki sosyal medya yasa teklifinin en çok tartışılan maddesi olan 29’uncu maddede yalan haber yaymak suç olarak tanımlanıyor ve bu suçu işleyenlere 3 yıl hapis cezası öngörülüyor. İktidar ve muhalefet temsilcileri birçok kez madde üzerinde uzlaşma aramak için bir araya geldi ancak bugüne kadar bir mutabakata varamadı.
TEKLİF NE GETİRİYOR?
Tartışma konusu olan bu madde dışında, teklifte internet medyasına yönelik düzenlemeler de yer alıyor. Buna göre internet medyası yasal bir zemine oturtuluyor. Bir gazete için geçerli olan kurallar internet sitesi için de geçerli olacak şekilde düzenleme yapılıyor. Teklife göre, internet haber sitelerinde çalışanlar basın iş kolu üzerinden mesleklerini icra edebilecek. İnternet medyası mensupları da basın kartı alabilecek. Resmî ilanlar internet medyası aracılığı da verilebilecek.
Çocukların, gençlerin ve ailenin, internetin kanun dışı içerikleri hakkında bilinçlendirilmesi ve güvenli kullanımı konusunda bilgilendirilmesi için Erişim Sağlayıcıları Birliğine ilave görevler verilecek. Kişilik hakkının zedelenmesi şikâyeti ile Sulh Ceza Mahkemesine başvuru yapıp içeriğin kaldırılması talebinde bulunan ve talebi mahkemece kabul edilen kişiler artık diğer siteler için başvuru yaptığında mevcut karar bu adresler için de uygulanacak. Sosyal ağların Türkiye temsilcilerinin Türkiye’de mukim ve Türk vatandaşı olması gerekecek.
İnternet medyasında üretilen haber içerikleri, yayınlandıkları ilk hâli ve uğradığı değişiklikleri kapsayacak şekilde internet medyasınca kayıt altında tutulacak. Kasıtlı olarak yalan haber üretmek suç teşkil edecek. Halk arasında korku veya panik oluşturmak amacıyla, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yaymak’ suç olarak tanımlanıyor ve bu suçu işleyenlere 3 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
NE DEDİLER?
Muhalefetin, sosyal medyaya ve basına sansür getirileceğine yönelik eleştirilerini ise AK Parti ve MHP temsilcileri şöyle cevapladı:
AK Parti Grup Başkan Vekili Yılmaz Tunç: Muhalefetin kanun teklifi ile bazı çarpıtmaları olduğunu görüyoruz. Aslında getirilen düzenleme basın özgürlüğünü kısıtlayan değil, bilakis daha da genişleten, bu özgürlüğü teminat altına alan ve internet haber sitelerini de Basın Kanunu’na dâhil eden bir düzenleme.
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman: Sosyal medya âdeta bir yıkım ve kaos alanına dönüştü. Dezenformasyon meselesi, siyaset üstü bir konudur. Bu bir sansür, yasaklama, engelleme yasası değildir. Bireyin hak ve özgürlüklerini ve kamu düzenini koruma altına almayı amaçlayan Avrupa örneklerinden referans alarak yaptığımız bir çalışmadır.
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir: İddia edildiği gibi internet kullanımına herhangi bir sınırlama getirilmiyor. Hiçbir özgürlük sınırsız değildir. Dolayısıyla özgürlüklerin de kullanılmasının bir kuralı olmalı. Bir tane gizli sosyal medya hesabı size hakaret ediyor, savcılığa gidiyorsunuz suç duyurusunda bulunuyorsunuz, hesabın sahibi, kaynağı ABD’de, İngiltere’de. Savcılık ABD’ye, İngiltere’ye cevap yazıyor. ABD, İngiltere size cevap vermediği için, bizim ceza hukukumuzda kişinin ifadesi alınamadan ceza verilemez. Dolayısıyla sizin karşılığınız boş kalıyor.
DÜNYADA BENZERLERİ ÇOK
Dünyada birçok ülke dezenformasyonla mücadele ediyor. ABD’de 2017’de sosyal medya ve teknoloji şirketlerinin kişisel veri kullanımı ve bilgi manipülasyonundaki sorumluluğu Senato düzeyinde incelemiş ve şirketlere bu konuda yeni kısıtlamalar getirilmişti. Dezenformasyonun önüne geçmek amacıyla, sosyal medya okuryazarlığı eğitimi okul müfredatına dâhil edilmiş, bunlara ek olarak, Nisan 2022’de, ülke dışından gelen dezenformasyon saldırılarını önlemek amacıyla, ABD İç Güvenlik Bakanlığına bağlı olarak Dezenformasyon Yönetim Kurulu oluşturulmuştu.
Avustralya’da 2014 yılında siber zorbalığa karşı sosyal medya düzenlemesi çıkarılmış, Ekim 2021’de de çocukların dezenformasyona karşı korunmasını hedefleyen yasa tasarısı kabul edilmişti.
İngiltere’de bu yıl mart ayında dezenformasyonla mücadele kapsamında Ulusal Güvenlik İletişim Birimi kurulmuştu. Almanya’da da “Sosyal Ağ Kanunu” ile Şubat 2022’den itibaren medya platformları yalan haber kapsamındaki içerikleri denetleyip siliyor. Başka birçok ülkede de benzer yasalar bulunuyor.
Son olarak Avrupa Birliği, 1 Ocak 2024’te yürürlüğe koyacağı Dijital Hizmetler Yasası ile dijital platformlara ve çevrim içi içerik üreticilerine belirli sorumluluklar yükleyen tedbirleri hayata geçirme kararı aldı. Yasa ile çevrim içi platformlardaki şeffaflığı ve hesap verebilirliği iyileştiren tedbirler hayata geçirilecek.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız
FETİ YILDIZ: İNSAN ONURU VE NAMUSU AYAKLAR ALTINA ALINIYOR
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız “Bu yasayla özgürlüklerin kısıtlanacağı, basına sansür getirileceği, haber yapan, yazan herkesin hâkim karşısına çıkarılacağı seçimlerin yapılmasının bile tehlikeye gireceğini iddia edenler var” dedi.
Yıldız şunları söyledi: "Kültür, finans, sosyal hayat, siyasette yalan ve yanıltıcı bilgi yaymak toplum hayatında ciddi hasarlara sebep olmaktadır. Sosyal medyada insanların onuru, namusu, şerefi ayak altına alınmaktadır. Dünyada yalan habere en çok muhatap olan ülke de Türkiye’dir. Kanun teklifinin 29’uncu maddesinde, sırf halk arasında korku veya panik oluşturmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yaymak, suç olarak düzenlenmektedir. Maddede yazılı suçu oluşturan fiiller açıkça tanımlanmış ve suçun unsurları net olarak gösterilmiştir, burada bir keyfilik ve belirsizlik yoktur. Bu kanun teklifi yazılırken dünyadaki bütün uygulamalar gözden geçirilmiştir. Tehlike suçları, bu tip suçlar ülkelerin çoğunda, neredeyse dünyadaki 196 devlette çeşitli şekillerde ceza kanunlarında vardır."