İlker Başbuğ tahliye oldu

İlker Başbuğ tahliye oldu

GÜNDEM Haberleri

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ için tahliye kararı çıktı. İlker Başbuğ saat 20.00'de cezaevinden çıkacak.

26 aydır Ergenekon davasında tutuklu bulunan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ tahliye edildi. Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer'in, Anayasa Mahkemesi'nin müvekkili hakkında verdiği ihlal kararı üzerine yaptığı tahliye talebi, İstanbul Nöbetçi 20. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından incelendi. İlker Başbuğ saat 20.00'de cezaevinden çıkacak.İlker Başbuğ'un tahliyesine karar veren mahkeme "yurtdışı yasağı" koydu.

İLKER BAŞBUĞ AVUKATINDAN AÇIKLAMA

İlkay Sezer: 'Ben içerideki son masum insan çıkana kadar bu tebrikleri kabul etmeyeceğim. 26 aydır süren hukuksuzluk dün anayasa mahkemesi tarafından kabul edildi. Bugün de yerel mahkeme kararı ile bu ortadan kaldırıldı. Bu karar çok önemli. Maalesef İstanbul 13. Ağır ceza mahkemesinin oluşturduğu hukuksuzluğu ancak bu şekilde ortadan kaldırabildik. Hukuk için mutluyum. İçeride çok daha ciddi sağlık sorunları ile mağdur edilmiş insanlar var. Ümit ediyorum tez zamanda onların dosyaları da özgürlükleri iade edilmek suretiyle sonra da haklarında beraat kararı vererek çözülür. Ben genelkurmay başkanlığı yağmış bir insanın bu şekilde mağdur edileceğini düşünmüyordum. Düzmece delillerle mağduriyet oluşturdular. Bugün için buna bir nebze de olsa buna son verdik. Bu kararın emsal olmasını ve mağdur edilmiş insanların da çıkmasını ümit ediyorum. Bizim yüce divana ilişkin ilk günden beri söylediğimiz konunun ciddi göz önüne alınması gerektiği 26 ay sonra ortaya kondu. Kimse hukuku bu denli çiğneyebilecek mahkemeleri düşünmemişti. Dün ortadan kaldırılan özel yetkili mahkemelerle kaldırılmasıyla serbest kalacaklarına inanıyorum.

İLKER BAŞBUĞ'UN TAHLİYE KARARININ GEREKÇESİ:

"Sabit ikamet sahibi oluşu, sosyal durumu, tutuklu kaldığı süre, delillerin toplanıp davanın karara bağlanmış bulunması, tedbir niteliğindeki tutuklamadan beklenen gayenin elde edilmiş olması."

ANAYASA MAHKEMESİ'NDEN İLKER BAŞBUĞ İÇİN 'HAK İHLALİ' KARARI

Yüksek Mahkeme "oy birliğiyle" aldığı "Başbuğ kararı"nı şu ifadelerle duyurdu; nbsp;

"Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümünün 2014/912 sayılı Mehmet İlker BAŞBUĞ Hakkındaki Dosyaya İlişkin 06.03.2014 Perşembe Günü Saat 09.30'da Yapılan Mahkeme Toplantısında Verilen Karar Sonucu nbsp;

V. HÜKÜM nbsp;

Açıklanan gerekçelerle; nbsp;

A. Başvurucunun, nbsp;

1. İlk derece yargılamasında devam eden özgürlükten yoksun bırakılma kapsamındaki şikâyetlerinin "süre aşımı" nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Mahkûmiyet kararının gerekçesinin yasal süre içinde dava dosyasına konulmaması nedeniyle tahliye talebi hakkında karar verilmemesi şikâyetlerinin KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA, nbsp;

B. Özgürlükten yoksun bırakmanın hukuki olmadığı iddiasının Mahkemesince etkili bir şekilde incelenmeden reddedilmesi ve mahkûmiyete ilişkin gerekçeli kararın açıklanmamasından dolayı Yargıtay önüne götürülememiş olması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği kapsamında Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının İHLAL EDİLDİĞİNE, nbsp;

C. Gereğinin yapılması ve başvurucunun tahliye talebi hakkında karar verilmesi amacıyla karar örneğinin Mahkemesine gönderilmesine, nbsp;

D. Başvurucu tarafından yapılan 206,10 TL başvuru harcı ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE, nbsp;

6/3/2014 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi. nbsp;

##tgvideo##

ANAYASA MAHKEMESİ BAŞBUĞ HAKKINDA NE KARAR VERMİŞTİ

Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ bugün tahliye oldu.Anayasa Mahkemesi'nin İlker Başbuğ kararı Mahkûmiyet kararının gerekçesinin yasal süre içinde dava dosyasına konulmaması nedeniyle tahliye talebi hakkında karar verilmemesi şikâyetlerinin kabul edilebilir olduğuna, Gereğinin yapılması ve başvurucunun tahliye talebi hakkında karar verilmesi amacıyla karar örneğinin mahkemesine gönderilmesine, oybirliğiyle karar vermisti. Anayasa Mahkemesi, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un, "özgürlükten yoksun bırakmanın hukuki olmadığı iddiasının, yerel mahkemece etkili bir şekilde incelenmeden reddedilmesi ve mahkumiyete ilişkin gerekçeli kararın açıklanmamasından dolayı Yargıtay önüne götürülememiş olması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliğine ilişkin haklarının ihlal edildiğine" hükmetti. Yüksek Mahkeme, gereğinin yapılması ve başvurucunun tahliye talebi hakkında karar verilmesi amacıyla karar örneğinin Mahkemesine gönderilmesine kararı dün vermişti.Başbuğ'un avukatı, müvekkilinin "görevsiz" mahkemede yargılanması ve iki yıldır devam eden tutukluluğuna ilişkin itirazlarının incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştu. Başvuruda, Başbuğ'un kişi hürriyet ve özgürlüğünün ihlal edildiği savunularak, tazminat isteminde bulunulmamıştı. Başbuğ'un görevsiz mahkemede yargılandığının tespiti ve Yüce Divan'da yargılanmasına karar verilmesi istenmişti.


'Takdir yüce Türk milletinindir'


İşte savunması



Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince hakkında başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, adliye çıkışında "Türkiye Cumhuriyeti'nin 26. Genelkurmay Başkanı, terör örgütü kurmaktan ve yönetmekten tutuklandı. Takdir yüce Türk milletinindir" dedi.

ESKİ Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, mahkemede tüm suçlamaları reddederek şu savunmayı yaptı:

nbsp;"Bu suçu reddediyorum. Bu suçla itham edilen kişi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 26'ncı Genelkurmay Başkanı'dır. Bunu tarihe not olarak düşmekte yarar görüyorum. Ben Genelkurmay Başkanı olarak TSK'nın komutanıyım ki bu Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın sayılı en güçlü ordularından bir tanesidir. Böyle bir orduya komuta eden birisinin silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek ile suçlanması gerçekten trajikomik diyebiliriz.

Şu anki siyasi iktidar tarafından atandım

Ben 2002 yılı 30 Ağustos'unda orgeneralliğe terfi ettim. Ve 2003 yılı Ağustos itibariyle Genelkurmay 2'nci Başkanlığı görevine atandım, şu andaki siyasi iktidar tarafından. Bu görevi yaptığım 2003-2005 yılları arasında çeşitli vesilelerle Sayın Cumhurbaşkanı ve gerekse Sayın Başbakan ile çalışmalarımız oldu. Yine bu siyasi iktidar tarafından 2006 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı olarak atandım. Yine şu anki hükümetimiz tarafından 2008-2010 yılları arasında Genelkurmay Başkanlığı görevine atandım.


Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, Milli Güvenlik Kurulu üyesi olarak bu hükümetin bakanlarıyla birlikte çalıştık. Şimdi elbette devletimizin istihbarat olanak ve imkânları var. Bu kadar sene beraber çalışıyoruz ki siyasi otoritenin en büyük makamlarıyla o dönemlerde benim bir silahlı terör örgütü kurmam ve yönetmem tespit edilememiştir ki bu üzerinde durulması gereken bir nokta. Tespit edilmiş ve bu görevde tutulmuşsa bu da ayrı bir nokta.

Benim için en ağır ceza

Ben 30 Ağustos 2010 yılında emekli olduktan 1.5 yıl sonra ben böyle bir suçlamayla karşı karşıya kaldım. Çok üzücü, anlaşılması zor. Netice olarak böyle bir iddiayı duymak, işitmek silahlı kuvvetlere, ülkeye, şerefiyle, onuruyla görev vermiş birisi için çok ağır bir iddia. Bu iddianın bu şekilde dile getirilmesi bile benim için en ağır cezadır. Bundan daha büyük cezanın olabileceğini ben düşünmüyorum. Takdir mahkemenizindir, bizler gelip geçiciyiz ancak sizler tarihe not düşeceksiniz. Bundan sonra ne ceza verilirse bu beni daha fazla üzmez. Bu kanaate nasıl ulaşılmıştır. Savcılık sorgum esnasında ciddi bir soru ile muhatap olmadım. Eğer bunlarla bu sonuca varılarak suçlanıyorsam bu gerçekten çok acıdır.

Her zaman kanunların çizgisinde oldum

Bir iki basın açıklaması, ve bir iki internet sitesi haberiyle hükümeti yıkmakla itham ediliyorsam bu çok acıdır. Benim böyle kötü bir amacım olsa 700 bin kişilik gücü elinde tutan bir komutan olarak bunu yapmanın başka yolları da olabilirdi. Ben görev hayatım boyunca her zaman kanunların ve anayasanın çizgisinde oldum. Ancak bugün iddia edilen suçlar ve bu suçlamaya giden değerlendirmeler dosyadan vakıf olduğunuz üzere benim dönemimle ilgili internet siteleriyle bir ilgim olmadığı da savunmalarımda mevcuttur."

Siteleri kapattıran kişi olduğum için teşekkür edilmesi gerekir

Nöbetçi hakim tarafından sorulan soru üzerine Başbuğ, "2008 yılı 30 Ağustos tarihinde Genelkurmay Başkanlığı görevime başladım. 4 Şubat 2009'da bu internet siteleriyle ilgili olarak bir haber yayımlandı. Bu haber üzerine konunun derhal incelenmesini istedik ve o haberde sadece site adresleri vardı. Herhangi bir içerik yoktu. İlk inceleme sonucunda şekil ve teknik açıdan bu sitelerin kanuna uygun olmadığı bilgisi bana verildiğinde bu siteleri kapattırdım.

Aslında bana teşekkür edilmesi gerekir ki ben bu siteleri kapattıran kişiyim. Ayrıca 30 Ağustos 2008-Şubat 2009 tarihleri arasında da bu sitelerde hiçbir işlem yoktur. Bu sitelerin son güncelleme tarihlerine bakıldığında benim görev süremden öncesidir. Şubat 2009 tarihinden sonra 4 sitenin kurulması konusu bu andıcın temel konusudur. Bu andıç bana arzedilmedi. Arzedilmiş olsa muhakkak üzerinde imzam ya da parafem olurdu. Bir kişi çıkıp bu andıcın üzerinde komutanın imzasını ya da parafını gördüm diyen bir kişi dahi yoktur. Hazırlık aşamasında olan bu siteler de 19 Haziran 2009 tarihinde kapatıldı.

Tarihin acı bir cilvesi

Bu siteler aktif dahi edilmemiş, bir haber dahi yapılmamıştır. Bu sitelerde ifade ettiğim gibi 19 Haziran 2009'da kapatıldı, internet andıcıyla ilgili bilgim 4 Kasım 2009 tarihinde oldu. Haberin yayımlanmasına müteakip Şubat 2009'da kapattığımız sitelerin içerikleri nedir, burada ne yapılmıştır konusunun cevabını veya bu konuyla ilgili bilgileri de ancak internet andıcıyla ilgili iddianamenin 2011 yılının ağustos ayında iddianame çıktığı zaman kısmen öğrendim. Bu durumda devletin aslında bana teşekkür etmesi gerekirken bugün bu konuyla suçlanmam tarihin acı bir cilvesidir. Yani şunu demek istiyorum; benim dönemimde bu internet sitelerinde suç teşkil eden bir tane olay ortaya konulmuşsa ki yoktur, bunu da açıklamış olmak isterim.

Belge bana arzedilmedi, arzedilseydi imza olurdu

İkinci başkan tarafından sayın komutana arz diye sunulan bir belgenin normal şartlarda bana arz edilmesi gerekir. Ancak kesinlikle arz edilmedi. Arz edilmiş olsa bir imza, bir paraf mutlaka konulurdu. Bu andıç 2'nci başkan tarafından 1 Nisan 2009 tarihinde paraflanmıştır. İddialara göre bu andıcın bana 14 Nisan 2009 tarihinde arz edildiği iddia ediliyor. Ancak bu andıcın 2 Nisan 2009 tarihinde karargah içinde işleme girdiğini de görüyoruz.

Bu bana okumuş olduğunuz İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi nbsp;tutanaklarındaki komutanın imzasını gördüm. Komutan imzaladı yönündeki beyanlar sadece değerlendirmedir. Hatta aynı kişilerin daha sonraki beyanlarında bu kez de imzayı görmedim şeklinde savcıya beyanları vardır. Yüzbaşı Murat Uslukılıç (Andıç Davası sanığı) ve Mehmet Eröz'ün 29 Aralık 2011 tarihli duruşmadaki beyanları komutandan veya Genelkurmay Başkanı'ndan evrakın geldiğinin söylendiği, ancak söz konusu internet andıcı üzerinde komutanın imzasını gördünüz mü sorusuna ikisinin de verdiği net cevap 'görmedim' şeklindedir.

Serbest kalmamı talep ediyorum


Hatta daha sonra Yüzbaşı Murat Uslukılıç ifadesinde şöyle devam etmiştir; 2 evrak geldi, evraklardan birisi Ermenistan ile ilgili bir evrak ve internet andıcı evrakı. Ermenistan evrakında komutanın imzası vardı, diğerinde yoktu. Bu Yüzbaşı Murat Uslukılıç'ın ifadesidir. Diğerleri sadece değerlendirmedir. 2'nci başkan sayın komutana arz yazdığı zaman o evrakın komutana arz edilmesi gerekir, ancak kesinlikle arz edilmemiştir. Şunu da ekleyebiliriz ki andıç bir karargahtaki faaliyetleri başlatan bir eylemdir. Bu andıç ile 4 sitenin kurulması işlemi başlatılmıştır. Ancak bu sitelerin aktif hale gelmesi için andıç yeterli olmaz. Bunun olması için uygulama emri yayımlanması gerekir. Ancak bu konuda öyle bir şey de söz konusu olmamıştır. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, serbest bırakılmamı talep ediyorum.''

Yöneltilen suçlama: Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme - darbeye teşebbüs

Mahkeme hakimi Vedat Dalda, tutuklama kararında şunlara yer verdi:

Şüpheli Mehmet İlker Başbuğ'un üzerine atılı silahlı terör örgütü kurmak veya yönetme ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engellemeye teşebbüs etme suçlarının vasıf ve mahiyeti şüphelinin üzerine atılı suçları işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması suçların ceza muhakemesi kanununun 103/3 sayılı katalog suçlardan olması nedeniyle şüphelinin üzerine atılı bu suçlardan ayrı ayrı tutuklanmasına karar verildi.

Avukat: Yüce Divan'da yargılansın nbsp;

Mahkemede söz alan avukat İlkay Sezer ise müvekkiline yönelik suçlamaları reddetti. Özel yetkili mahkemenin dosyaya bakamayacağını belirten avukat Sezer, "Anayasada 148. madde değişikliği ile yargılamanın Yüce Divanda yapılması ve dosyanın bu hali ile derhal oraya gönderilmesi gerektiği kanaatindeyiz" diye konuştu.

İlker Başbuğ Kimdir?

Orgeneral Mehmet İlker Başbuğ, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 26. Genelkurmay Başkanıdır. O dönem Osmanlı Devleti egemenliği altındaki Manastır kentinden Afyonkarahisar'a gelen bir aileye mensup olan Başbuğ, 1965 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1968 yılında Piyade Okulu'ndan mezun olmuştur. 2002 yılında orgeneralliğe terfi eden İlker Başbuğ 2002-2003 yıllarında Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı, 2003-2005 yılları arasında Genelkurmay İkinci Başkanlığı, 2005-2006 yıllarında Birinci Ordu Komutanlığı görevlerini müteakip 2006 yılı atamaları ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atanmıştır. Orgeneral İlker Başbuğ, 2008 yılı Yüksek Askerî Şûra kararları ile Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı görevine gelmiştir. 2010 yılı Yüksek Askeri Şura kararları ile Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığından 30 Ağustos 2010 tarihinde geçerli olmak üzere emekli edilmiştir. Yerine Türk Silahlı Kuvvetleri Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner atanmıştır. Başbuğ, TSK Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası, TSK Üstün Hizmet Madalyası sahibidir. Bayan Sevil Başbuğ ile evli olan Orgeneral İlker Başbuğ, 2 çocuk babasıdır. İnternet andıcı davası kapsamında 6 Ocak 2012 tarihinde tutuklandı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...