Her kürtaj bir Uludere'dir, Kürt sorunu bitti

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ASKİ Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları 3. Olağan Kongresi'nde konuştu. Erdoğan, "Biz hanım kardeşlerimizi, edilgen bir oy deposu olarak değil, bu milletin eşit fertleri, bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak gördük. Çok iddialı söylüyorum, şu son 9,5 yılda hanım kardeşlerimizin hakları, yaşam şartları daha önce hiç bir iktidar döneniminde olmadığı kadar ileriye gitmiştir" dedi.

ÜLKE NÜFUSU ARTMASIN DİYE YAPIYORLAR
Kürtaj ve sezaryene karşı olduğunu bir kez daha tekrarlayan Erdoğan, şunları söyledi: "Ben sezaryenle doğuma karşı olan bir Başbakanım ve bunların planlı yapıldığından, özellikle planlı yapıldığını biliyorum. Ve bunun bu ülke nüfusunun artmaması için atılan adımlar olduğunu biliyorum. Bunun bir taraftan da kendilerine mali kaynak teşkil etmesi için atılan adımlar olduğunu biliyorum. Bununla bu ülkenin nüfusu bir yerde donduruluyor. İki, kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Ve bu ifademe karşı çıkan bazı çevrelere, medya mensuplarına sesleniyorum; yatıyorsunuz, kalkıyorsunuz Uludere diyorsunuz. Her kürtaj bir Uludere'dir diyorum. Anne karnında bir yavruyu öldürmenin doğumdan sonra öldürmekten ne farkı var, soruyorum size. Ve bunun mücadelesini de hep birlikte vermek zorundayız. Ve bunun da bu milleti dünya sahnesinden silmenin sinsice bir oyunu olduğunu bilmek zorundayız" dedi. Türkiye'nin genç nüfusa sahip olması gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti: "Genç, dinamik nüfusa ihtiyacımız var. Ve bilirsiniz ki insan ekonominin temelidir. İnsan varsa sermaye var, insan varsa üretim var, insan yoksa bunların hiçbirisi yok. Onun için çok gayret edeceğiz. Ve genç nüfusu artırmanın yolunda olacağız. Aksi takdirde 2037 yılında ihtiyar bir nüfusla gerileme dönemine başlarız" dedi.

KİMSE ÜNİVERSİTENİN KAPISINDAN ÇEVRİLEMEZ
"Bu ülkede faşizan baskılar, artık AK Parti ile AK Parti'nin gerçekleştirdiği demokratik reformlarla kaldırılmıştır" diyen Erdoğan, "Artık benim hanım kardeşimi benim kız kardeşimi hiç kimse ama hiç kimse üniversite kapısından geri çeviremez, artık bu gayretlerin içine girenler olursa anlayın ki bu şizofrenik bir vakadır. Hiç kimse ama hiç kimse bu ülkenin evlatları arasında ayrımcılık yapamaz, buna hakkı yoktur, haddi de yoktur" şeklinde konuştu.

NEDEN AK PARTİ'Yİ HEDEF ALDILAR?
Başbakan Erdoğan, terör örgütünün bir süredir asker, polis ve AK Parti'yi hedef aldığını belirterek, "Neden AK Parti? Çünkü AK Parti bu meseleye yüreğini koydu, gövdesini koydu, onun için. Biz bu meseleyi çözmeye azmettik" ifadelerini kullandı.

KÜRT SORUNU BİTTİ
Kürt sorununun bittiğini ancak Kürt vatandaşların sorunları bulunduğunu belirten Erdoğan, "Bu meselenin çözüm yoluna girmesinden sadece terör örgütü, sadece onun siyasi uzantıları değil bu meselenin çözülüyor olmasından bazı ülkeler rahatsız, bazı çevreler rahatsız, bazı odaklar rahatsız. Sadece silah tüccarları değil terör örgütünü bir taşeron olarak kullanan, terör örgütüne ihale veren ülkeler, çevreler Türkiye düşmanları bundan rahatsız. Onlar bir iş makinesi yakacak, iki tane koyacağız, iki yakacak, dört koyacağız ve biz bu işi bitireceğiz. Niye? Çünkü bizim hedefimizde buralarda yaşayan kardeşlerimiz var. Bütün benim oradaki vatandaşım, ne olursa olsun bu hizmeti almaya layıktır. Batıda ne varsa orada da onlar olacak" dedi.

BDP'Lİ BULDAN'A TEPKİ
Erdoğan, Diyarbakır'da AK Partili bir ilçe başkanının PKK terör örgütü tarafından kaçırılması üzerine BDP'li Pervin Buldan'ın, "Bu tür şeyler savaş süreçlerinde olabiliyor" sözünü hatırlatarak, şunları ifade etti: "Bunu parlamentonun çatısı altında bir bayan milletvekili diyor. İsmini vermeye gerek yok. Yani partimizin bir ilçe başkanına yönelen bu terör eylemini adeta alenen savunuyor, destekliyor. Aynı BDP milletvekili geçtiğimiz yıl Hakkari'de 24 askerimizin şehit edilmesinin ardından da 'savaşta her iki taraftan da insanlar yaşamını yitirebiliyor' diyerek benzer bir tavır ortaya koymuştu. Bu ne biçim yaklaşımdır ya. Yani asker şehit edilince normal, polis şehit edilince normal, AK Partili yöneticiler kaçırıldığı zaman, şehit edildiği zaman normaldir ama BDP yanlısı veya PKK'lı önder öldürüldüğü zaman anormaldir."

SALONU AĞLATAN MEKTUP
Başbakan Erdoğan, 2006'da şehit olan Özhan Vural'ın annesinin yazdığı ve evladının mezar taşına yapıştırdığı mektubunu okudu. İşte partili kadınların gözyaşlarını tutamadığı o mektup: "Anneler günü sensiz geçse de orada seni benden alamadılar Özhan. Sen hep içimdesin, sen hep gözümdesin. Sen hep özümdesin. Sen hep bayrağımda ay yıldızımsın. Her özel günde sen hep baş tacımsın. Sen sevincimde çığlığım hüznümde gözyaşımsın. Dördüncü anneler gününü de sensiz kutluyorum. Sen bana gelemedin ama ben sana geldim yavrum. Bana sevinçle yolladığın resimlerine bakarak okşayıp öpüyorum. Beni muhakkak görüyor ve duyuyorsundur. Sen hisli bir çocuksun, anneler yanılmazlar Özhan'ım. Bana 21 yıl 'annem' diyerek ödüllendirdiğin için sana binlerce teşekkür ederim. Oğlum komandom, seni unutmadım asla." Erdoğan, "Bu anneye bu acıyı yaşatan o kalleşlerin o alçakların ruhu, kalbi, beyni olabilir mi" diye sordu.

GÜLDAL AKŞİT YENİDEN BAŞKAN
Bu arada, AK Parti Kadın Kolları Genel Merkez Kadın Kolları 3. Olağan Kongresinde Güldal Akşit, geçerli 971 oyun tamamını alarak yeniden Kadın Kolları Genel Başkanlığına seçildi.