'Hayatın kuralı bu yeğen başladığın yere dönersin'

Tiyatro sahnesinde ve kamera önünde tam 113 ayrı karaktere bürünen adam, Tuncel Kurtiz...
Sokaktan, sıradan bir insan gibi görünürdü. Öyle bir yerde rastladım zaten. "Karslıya benziyorsunuz. Aksini söylemeyin, hayal kırıklığına uğrarım" dedim."Tam tersine. Anam da babam da batıdan… Batının da batısı, Balkanlar'dan" dedi.
Sayabildiğim kadarıyla tiyatro sahnesinde ve kamera önünde tam 113 ayrı karaktere bürünen adam…
Küçük rollerle büyüyen dev…
"Deli" sayıda tiyatro, sinema, dizi rolleri…
Televizyon programları, belgesel dublajları… Yönetmenlik, senaristlik…
Ödüller, övgüler…
Ve görüntüsü gibi basit, sıradan bir ölüm…
Bir küçük ayak kayması, 77 yıllık parantezin kapanması…
Ezel'de dediği gibi, "Hayatın kuralı bu yeğen, başladığın yere dönersin."
Okuduğu hukuk, filoloji, felsefe, psikoloji, sanat tarihi gibi bölümlerden hiçbirini bitirememesi, "Tabiatla iç içe hayatı seviyorum" diyerek büyük şehirler yerine Edremit'te (Çamlıbel) yerleşmesine rağmen gelip İstanbul'un hem de en sosyete semlerinden birinde Etiler'de finali yapmış olması, "…" sözüne rağmen düşerek hayatını kaybetmesi… tam da onun gibi bir sanatçıya yakışır tezatlardı.
Bir başka ironi ise, 1959'da sahneye çıkmaya başlayan Kurtiz'in geniş kitlelere tanınması için 50 yıl geçmesi ve Ezel'de davudi sesiyle ve "başkasının sözleriyle" nasihat etmesi gerekti.
Çoğu Ramiz Dayı'nın ünlü repliklerini kendi sözleri sandı; senaristler Kerem Deren ile Pınar Bulut'un kâh "uydurup" kâh sağdan soldan apardığı o dillere pelesenk olan sözleri…
"Tuncel Kurtiz" olarak yakalamadığı şöhreti "Ramiz Dayı"nın sırtından kazandı özetle…
"Sokakta bana Ramiz Dayı diye seslenenler var. Dönüp bakmıyorum bile, sinirleniyorum. Benim adım Tuncel Kurtiz" demesi bu yüzden…
Çolak Mahmut, Abuzer Dayı, Haydar Ağa, Topal Recep Paşa, Hacı Hayrullah Gesili, Cemal Ağa, Reis, Ali Elverdi, Kamil Efendi, Agah… ve elbette Ramiz Karaeski de gitti Kurtiz'le birlikte…
HANGİ TAKIMLIYDI?
Bu Tuncel Kurtiz'in bir sözü: "Bayıla bayıla, Fener Stadı'na gider top toplardık. Lefter Abi'miz vururdu dan diye topa, koşar getirirdik." (...) Bu da ondan: "Hangi takımı tutuyorsun diyorlar. Muhalifim dedim. Çarşı'dan çıkmam dedim. Kartal gibi kimseye minnet etmem dedim."
Kurtiz'in Gezi Parkı analizi
"Apolitik diye bilinen gençlerimizin demokratik haklarına karşı verdikleri mücadeleyi yürekten destekliyorum. Diren Gezi Parkı, diren… Çok güzelsiniz çocuklar."
Tuncel Kurtiz'in Ramiz Dayı sözlerinden
gt; Bir babanın çaresizliği, çaresizliklerin en korkuncudur.
gt; İnsan bir gün gırtlaklayacağı tavuğu sevmeye kalkarsa, aç kalır!
gt; Yapacak bir şey kalmayınca, hiçbir şey yapmamak en iyisi.
gt; Ne kadar değişirsen değiş, nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı.
gt; Geçmişe sorular soran kendi sesinin yankısını gerçek sanır. Hani aynada aksini görür, gerçek sanır, vurur yumruğu, ayna kırılır, eli kanar.
gt; Eğer birisi seni aldatmışsa, bu onun suçudur. Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur.
gt; Bir kere ihanete uğradın mı, anılar sana bataklık olur yeğen. Hatırladıkça çekerler seni içeri. Hatırladıkça affetmek istersin yeğen. Çünkü affetmek, unutmak demek!
gt; Portakalı soymadan içinin iyi olup olmadığını anlayamazsın.
gt; Çırpınma boşuna yeğen! O hançer bir kere saplanınca, çıkarmaya kalktıkça iyice kalbine gömersin.
gt; Bazen hayat seni öyle zorlar ki yolun başında kimdin, unutursun.
gt; Yanlış hayat doğru yaşanmaz.
gt; Herkesin kimseye anlatamadığı gizli bir sırrı, herkesin kimseye gösteremediği gizli bir yüzü vardır.
USTA OYUNCU DEMİŞTİ Kİ...
gt; "14 yaşında Dostoyevski, Emile Zola okuyan bir çocuktum. (...) Kendini Sait Faik zanneden bir çocuktum. (…) Altı arkadaş, kendi tiyatromuzu kurup Anadolu turnesine çıktık. İzmit'te 1.000 kişilik salona 12 kişi gelince iflas ettik. (…) Yılmaz Güney Bebek'te bir apartmanın bodrum katında otururdu. Bir yatak, bir masa, bir de daktilo. İnatçıydı. İkimiz de komünisttik. Onun yanında ikinci adam olmaktan hiç rahatsızlık duymadım. (…) "En çok annemi özlüyorum. Sürgündeydim. Kız kardeşim aradı, 'Annemiz ölüyor' dedi. Gelemedim. Cenazesine bile gelemedim anamın. Uçakla üstünden geçiyordum İstanbul'un, inemiyordum. Babam, 'Ben bu evde bütün aileyi her akşam bu yemek masasında görmek istiyorum' dedi diye evi terk etmiştim. Kamyonetin arkasındaki bir somya, bir bavul evden uzaklaşırken, yaşlı gözlerle camdan bakan anam hâlâ gözlerimin önünde." (...) "Bir kulüpte bizim tiyatrodan Gülsüm Kamu şarkı söylüyor. Birileri bağıra bağıra konuşuyor. 'Susun' dedim, 'Burada bir sanatçı şarkı söylüyor.' Ve kavga başladı. Yılmaz beni kurtarmak adına üç kişiyi yaraladı. (...) Ben de çok kavgacıydım. Alkolün dozunu kaçırıyordum. O yüzden Bakırköy'e de düştüm. Atatürk Kültür Merkezi'nin duvarına çişimi yaparken bir bekçi geldi ve çekti beni. Ben de vurdum ona. O sırada oradan geçen altı polis otomobile bindirdi ve vura vura ağzımı burnumu kırarak karakola götürdü beni." (…)
Twitter'da dediler ki...?
Eser YENENLER
@eseryenenler
Toprağın bol olsun Tuncel Kurtiz...Tanışmak nasip olsaydı iyiydi.
Okan bayÜlgen
@okanbayulgen
Usturuplu bi şey yazamam. Bu zamansız gidişe. Artık çok tatsız, çok tatsız sensiz...
N. Bengisu KARACA
@nibenka
"Ben zengin olma tehlikesini atlattım, artık huzurlu yaşayabilirim" şeklinde güzel bir sözü de varmış Kurtiz'in...
Alper Turgut
@AlperTurgut01
"Benim için 12 Eylül, Erdal Eren'in çocuk yüzüdür" demiş Tuncel Kurtiz.
Nasıl bilirdiniz?
Sadık Söztutan
sadik.soztutan@tg.com.tr