Hayat bu; o gün gelir lider gider

Hayat bu; o gün gelir lider gider

GÜNDEM Haberleri

Kimini astık, kimini zehirledik, kimini hastanede ölüme terk ettik, kimini şüpheli kazalarla kaybettik.

Türk tarihinin en hazin fotoğrafıdır Adnan Menderes'in elleri arkadan bağlı, iki cellâdın arasında darağacına yürüdüğü an…Sağduyulu vicdanları kanatır 52 senedir… Başbakan'ın boğazına urgan geçmeden hemen önceki son sözleri kor gibi oturur insanı yüreğine: "Kimseye muğber (kırgın) değilim. Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda, devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim."


nbsp;Hayat bu; o gün gelir lider gider

18 Eylül 1961
MENDERES 62 YAŞINDAYDI
11 Nisan 1990 tarihinde TBMM'de oturan insanlar, tarihin en büyük haksızlıklarından birini düzeltmenin gururunu paylaştılar. "Derin" güçlerin gasp ettiği bir iktidarın ve onun mağdurlarının itibarlarını iade ederek… 17 Eylül 1990'da ise İmralı'da küçük taşlarla çevrilmiş, sıradan üç mezardan alınan 3 demokrasi şehidi, kalabalıkların katıldığı törenle İstanbul'daki Anıt Mezar'a nakledildi.
Milli kahramanlar için yürüyen insanların bir vicdan hesaplaşması yaptıkları ve yıllar öncesinden bildikleri gerçekleri bugüne saklamanın pişmanlığını duydukları kesindi. Gözyaşları yüreklerinden taşıp, boğazlarını yakarak gözlerine kavuşuyor, sonra bir sel gibi, yine yüreklerine akıyordu.



nbsp;Hayat bu; o gün gelir lider gider

26 Aralık 1973
İNÖNÜ 89 YAŞINDAYDI
Ortaokuldaydık.
Saatlerce ayakta bekletmişlerdi. 1973'ün soğuk bir Aralık günüydü ve üşüyorduk. İnönü'nün ölümünün yasını tutuyorduk resmî bir kararla! Hatta gülen bir öğrenciye tokat atmıştı müdür yardımcısı… İsmet İnönü bugün yaşasaydı ve bir kartvizit bastırsaydı unvanlarını sığdırmakta epey zorlanabilirdi:
Emekli orgeneral,
Eski Genelkurmay Başkanı,
CHP Genel Başkanı,
Eski Başbakan,
Eski Cumhurbaşkanı
İstiklal Madalyası sahibi
Milli Şef!

"Son sözü CHP oldu" demişti o zaman büyüklerimiz…





23 Ağustos 1986
BAYAR 103 YAŞINDAYDI
Milli Mücadele'nin Galip Hocası, yani Celal Bayar, çok partili siyasi hayat başlayınca, CHP'den kopan diğer üç arkadaşı (Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü) ile 1946 yılında Demokrat Parti'yi kurdu ve başkanlığına getirildi. Sonrada Türkiye'nin üçüncü Cumhurbaşkanı seçildi. 27 Mayıs 1960 darbesiyle Köşkten indirilip Yassıada'ya götürüldü.
Yassıada'da günler geçtikçe, "oturduğu yerden" milletle arası açıldı! Çünkü duruşmalar ilerledikçe "milletin gözbebeği" Adnan Menderes ile arasının açık olduğu, mahkemelerin sürdüğü 1,5 yıl boyunca tek kelime konuşmadıkları, hatta DP iktidarını ihtilale sürüklediği konuşuldu hep…





nbsp;Hayat bu; o gün gelir lider gider

6 Kasım 2006
ECEVİT 81 YAŞINDAYDI
"Onlar ortak, biz pazar olacağız" nbsp;diye başlamıştı.
"Biz Ada'ya savaş için değil, barış için gidiyoruz" nbsp;derken kahramandı. "Vahdettin vatan haini değildi" derken insaflı… "Amerika bize Apo'yu niye verdi, onu ben de hâlâ bilemiyorum" sözlerinde samimi…
"Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz!" diye Meclis kürsüsünden kükrerken haşin ve antidemokratik… "Biz bu bölgede barış değil savaş istiyoruz" dediğinde hafızası yaşlılığın pençesindeydi…



nbsp;Hayat bu; o gün gelir lider gider

18 Nisan 1993
Turgut Özal 66 yaşındaydı
Hayır.
Dört satırda Özal anlatmayacağız. Onu bu "doğum ayında" hayırla anacağız, çok çok. Biraz abartarak, "yeni bir devlet kurmak üzere", kaderin onu Osmanlı'nın doğduğu yerden, Söğüt'ten yola çıkardığını söyleyerek mesela… (İlkokula Söğüt'te başlamıştı.) nbsp;
Turgut Özal, gerçek manada ilk sivil cumhurbaşkanıydı. Halk tipi sivil kıyafetlerden hoşlanıyordu; çoğu defa kravatsız, keten pantolon, spor ayakkabı ve tişörtle resmi programlara katıldı. Üst rütbeli askerlerin devir teslim töreni yerine, küçük bir ilçede kaymakamın göreve başlama sevincine eşlik etti mesela. Resmî misafirlerini köşk yerine, Okluk koyundaki nbsp;yazlıkta ağırladı mesela.
İki defa davetine gittim; Başbakanlık Konutu ve Cumhurbaşkanlığı Köşkü… İkisinde de konu, o güne kadar hiçbir halefinin gündemine gelmemiş bir konuydu: Türk futbolu!
Devletin tepesinde bir adam değil de, ahbaplarını evinde ağırlayan hoş sohbet bir akraba gibiydi "Tonton Amca."
Çok sarih, içten ve samimi konuşurdu. Ölümünde arkasından yürüdüğüm tek devlet adamı Turgut Özal'ın "caddelere sığmayan" töreninde "sivil cumhurbaşkanı", "demokrat cumhurbaşkanı", "dindar cumhurbaşkanı" pankartlarını okumuştum, gururla.




nbsp;Hayat bu; o gün gelir lider gider

5 Nisan 1997

ALPARSLAN TÜRKEŞ 79 YAŞINDAYDI
Besmele çekerek şöyle dua etmişti bu dünyadaki son iftar sofrasında:
"Ya Rabbi! Bu mübarek Arefe günü güzel iftar sofralarında bizi bir araya getirdin, sana şükürler olsun. Allahım verdiğin nimetlere, verdiğin kısmetlere sonsuz şükürler ederiz ya Rabbi. Allahım, olmayanlara da ver.
Günahlarımızı affeyle… Bizi Cehennem azabından koru, bize Cennetini nasip et. Ya Rabbi... Türk dünyasına merhamet et ya Rabbi. Bütün İslâm alemine, Müslümanlara merhamet buyur ya Rabbi… "





nbsp;Hayat bu; o gün gelir lider gider

28 Şubat 2011
NECMETTİN ERBAKAN 85 YAŞINDAYDI

Erbakan Hocayı kendi sözleriyle yad edelim:
"Adil düzene geçilecek... Bu kesin. Bütün mesele, bu geçiş dönemi yumuşak mı olacak, sert mi olacak? Kanlı mı olacak, kansız mı olacak?"
"Atatürk yaşasaydı Refah Partili olurdu."
"Eğer ben olmasaydım, bunlar Ada'ya çıkamazlardı. Sizi gidi sizi... Mazot kuyruklarını, tüp kuyruklarını unutmadık."
"Glu glu dansı yapıyorlar."
"Kadayıfın altı kızardı." nbsp;
"Halk bizi istemiştir. Burası Uganda mı? Misafirin kolunu, bacağını yiyeceksin, hem de 'Ben seni seviyorum' diyeceksin?"
"Hadi ordan! Hadi ordan!"
"Sizi gidi Batı taklitçileri sizi!"
"Aboooooooooooooo!"



nbsp;Hayat bu; o gün gelir lider gider

29 Mart 2009

MUHSİN YAZICIOĞLU 55 YAŞINDAYDI
İHA muhabiri İsmail Güneş bir gün bir ses kaydıyla bütün Türkiye'yi sarstı.
Üzerinde çokça konuşulan ve BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nu öldüren o "meşum" helikopter kazası sonrasında İsmail'in 112 Acil ile yaptığı telefon konuşması bütün ülkenin yüreğini dağladı.
Muhsin Yazıcıoğlu yani Reis, "Üşüyorum" isimli bir şiir yazmıştı, biliyorsunuz.
İçine doğmuş gibi, ölüm yolculuğunda, dağ başında ve karlara gömülü olarak kırk sekiz saat "üşüyerek uyudu."



Nasıl bilirdiniz?
Hazırlayan
Sadık Söztutan
sadik.soztutan@tg.com.tr
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...