Güvenlik uzmanları Erdoğan'ın BM'deki terör uyarısını değerlendirdi: 'Biz bunları yutmuyoruz' mesajı verildi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda, DEAŞ gibi vekalet savaşlarında aracı olarak kullanılmak üzere beslenen terör örgütlerine yönelik uyarısını gazetemize değerlendiren güvenlik uzmanları, bölgede insanlık suçu işlendiğine vurgu yaptı. Abdullah Ağar, terör örgütlerini vekil olarak kullanmanın devletler açısından çok işe yaradığını ve önemli bir metot haline geldiğini belirtti.
YEŞİM ERASLAN'IN HABERİ - Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, terör örgütlerini vekil olarak kullanmanın devletler açısından çok işe yaradığını ve önemli bir metot haline geldiğini belirtti. Radikal terör örgütlerinin yaptığı kirlenmeden devletlerin istifade edildiğine vurgu yapan Ağar, "Devletler, terör örgütlerini kendi yapacakları müdahaleleri haklı ve meşru göstermenin yolu olarak oluşturdu. Dünyaya öyle pazarlıyorlar" dedi.
"DEAŞ’ın ortaya çıkışının temel nedeni Irak’ın işgal ve istilasıdır. Ama o terör örgütünün yaptıklarıyla hem coğrafya kirlendi, hem de kavramlar kirlendi" diyen Ağar, şu ifadeleri kulladı: "DEAŞ gerekçesiyle bir başka terör örgütün (PKK/YPG) yükseltilmesi sağlandı. Şimdi de o terör örgütünün meşru kabul edilmesiyle ilgili dünya kamuoyunu aldatıyorlar. İnsanlık, son derece sinsi bir savaş biçimi ile karşı karşıya. DEAŞ var diye bir başka eli kanlı terör örgütünü güzellemek son derece sinsi strateji.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu yaklaşım son derece doğru. Bu tür yapılarla mücadele edilmesi bir güç meselesi. PKK/YPG ile mücadele etmeye kalktığınız zaman, onları kullanan ülkelerle de baş etmek zorunda kalıyorsunuz. Bölgede insanlık suçu işlendi."
"KİMİN EKMEĞİNİ YİYORLARSA ONUN KILICINI KUŞANIYORLAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın paramiliter gruplar ve paralı askerler uyarısına atıfta bulunan Ağar, toprak ve etnik baronlara dikkat çekti. Ağar, "Bu coğrafyanın kadim bir hastalığıdır, bu. Bu baronların kime angaje oldularsa, parayı kimden aldılarsa onunu kılıcını kuşandı, inançlara halklara ve istikrara ihanet etti. FETÖ yapılanmasında aynı fotoğrafı görürsünüz. Kimin güdümündelerse, onun menfaatleri doğrultusunda, doğduğu, büyüdüğü topraklara, halklara ihanet ettiler. Dinin yanlış anlaşılmasından kaynaklanan bir fotoğraftır. Birileri bu zafiyeti tespit etti ve bunu kullandı, kullanmaya da devam ediyor. Osmanlının istikrarsızlaşmasının, Türkiye’nin baskı altına alınmasının altında bu sorun var" diye konuştu.
"ORTADA OYNANMAYA ÇALIŞILAN TİYATRO TÜRKİYE ÜZERİNE"
Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın terör örgütlerine yönelik sözlerinin muhatabının doğrudan ABD olduğunu belirterek, DEAŞ’ın ABD tarafından kurulduğunun önceki Washington yönetimleri tarafından da kabul gördüğünü hatırlattı.
Başbuğ, şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanı, herkesin bildiği bir gerçeği dünyaya bir kez daha haykırdı. Bu konuşma, uyanamayan devletlerin uyanışına belki katkı sağlar. ‘Bunun üzerinden nemalanıyorsunuz, iş yürütmeye çalışıyorsunuz ama biz bunları yutmuyoruz’ demeye getirdi. Karşıda öylesine bir surat var ki bu söylenenlere gülerek dinliyor, hiçbir şey olmamış gibi sürece devam etmeyi başarıyor. Her söylem bir tortu bırakıyor.
‘Dünyadan 5’ten büyüktür’ ilk söylendiğinde yankı bulmadı ancak artık Avrupa başta olmak üzere bütün devletlerin diline dolandı. Herkes artık bu sistemin yıkılması gerektiğini söylüyor. Bunların dünya kamuoyunda söylenmesi önemli. DEAŞ ilk ortaya çıktığında hedef ‘Dabık’ dedi. Batı, Yavuz Sultan Selim’in Mercidabık Zaferi’nin intikamını almaya çalıştı. Ancak biz Fırat Kalkanı Harekatını Mercidabık Zaferi’nin yıl dönümünde başlatarak, resti gördük, ‘sahadayız, gelin’ dedik. O nedenle DEAŞ ana tehdit olarak halen Türkiye’yi görüyor. ABD ise DEAŞ’la mücadele yalanıyla terör örgütleri PKK/YPG’nin varlığını destekliyor. Ortada oynanmaya çalışılan tiyatro Türkiye üzerinedir.”