Gülşen adli kontrol şartıyla tahliye edildi

Şarkıcı Gülşen, İstanbul’da konserinde, İmam hatipte okumuş kişilere sarf ettiği çirkin sözler nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçundan soruşturma başlatılmıştı. Ünlü şarkıcı için mahkeme bugün kararını verdi. Tutuklanma kararına yapılan itirazın mahkemece kabul edilmesinin ardından Gülşen'in ev hapsiyle serbest bırakılmasına karar verildi. Bekleyişin ardından şarkıcı Gülşen Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan tahliye oldu.
Geçtiğimiz aylarda İstanbul’daki konserde, “İmam hatipte okumuş daha önce kendisi, sapıklığı oradan geliyor” diyen Gülşen’e sosyal medya üzerinden tepkiler oluşmuştu.
Söylediği skandal sözlerden tepkilerin odağında olan Gülşen sosyal medya hesabı üzerinden özür dilemişti. Evinde gözaltına alınan Gülşen daha sonra ifade verdi. İfadesinde, “Ben 25 yıllık sanatçıyım. Benim müzisyen çalışma arkadaşlarım var. Bu grupla birlikte konserlerde sahne alırım. Benim kadromda klavye müzisyeni olarak yer alan Miraç isimli arkadaşımın lakabı imamdır. Ayrıca arkadaşlara kendi aramızda aptal, salak, sapık olarak şakalaşırız. Talihsizlik olarak bu iki kelime bir araya gelmiştir. Arkadaşımız imam hatipte okumamıştır. Grupta tüm arkadaşlarımın lakabı mevcuttur" dedi.
Gülşen açıklamasının ardından adli kontrolün yeterli olamayacağı düşüncesi ile Nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliği de Gülşen'in "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçundan tutuklanmasına karar verildi. Kararın ardından ünlü sanatçı Bakırköy'deki Kadın Kapalı Cezaevi'ne götürüldü
İTİRAZ DİLEKÇESİ KABUL EDİLDİ
Gülşen’in avukatı, İstanbul Adalet Sarayı’na gelerek 26. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gelerek karara itiraz etmişti. Mahkeme tarafından değerlendirilen itiraz kabul edilerek, Gülşen'in ev hapsiyle tahliye edilmesine karar verildi.
MAHKEME TAHLİYE KARARI VERDİ
Mahkeme tahliye gerekçesinde, şüphelinin üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, dosya çerçevesine göre soruşturma dosyasında toplanması gereken tüm delillerin toplanmış olması, bu aşamadan sonra şüphelinin kaçma ve delilleri karartma şüphesinin bulunmayışı, şüphelinin bakmakla mükellef olduğu yaşı küçük çocuğunun bulunması, tutuklama maddeleri dikkate alındığında alması muhtemel cezaya ilişkin infaz koşulları da hep birlikte değerlendirildiğinde tutuklamadan beklenen faydanın adli kontrol tedbirleri ile sağlanabileceği şeklinde değerlendirdi.
Şarkıcı Gülşen, tahliye olmadan önce cezaevi önünde hareketlilik başladı. Gülşen'i eşi Ozan Çolakoğlu, ağabeyi Özden Bayraktar, şarkıcı Edis ziyaret etti. Eşi Ozan Çolakoğlu basın mensuplarına mutlu olduğunu söyledi. Bekleyişin ardından şarkıcı Gülşen Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan tahliye oldu.
“TEK DÜŞÜNCESİ OĞLUNA DÖNMEK OLDU”
Cezaevi önünde açıklama yapana Gülşen’in avukatı Emek Emre, “İddianame daha tanzim edilmedi. Edilecek mi edilmeyecek mi onu da bilmiyoruz. Savcılığın bu hususta ki soruşturması devam ediyor. Hangi sevk maddesi ile iddianame düzenleyecekler bilmiyorum veya düzenleyecekler mi o da bir soru işareti. Ceza da alsa, zaten müvekkilin adli sicil kaydı yok. En üst haddinden ceza alsa bile o da 3 sene olur. O da yürürlükteki infaz kanunu gereğince infaz kurumu içerisinde bir gece dahi geçirmesine gerek olmayacak bir ceza miktarıdır. Kendisinin içeriye girdiği andan bu yana tek düşüncesi oğluna dönmek oldu” dedi.
Tahliye kararının ardından konuşan Avukat Emek Emre, “İlk aşamada müvekkilimin adli kolluk tarafına alınıp ifadeye getirildiğinde gözaltı usulleri uygulandı. Gözaltı, hususu bir suç üstü halinde uygulanabilen bir prosedür. Burada nisan ayında gerçekleştiği iddia olunan sarf edildiği iddia olunan bir takım, çok rahatsız edici onu da belirtmek isterim sözler var. Fakat bunun 25 Ağustos tarihinde bir suç üstü hali ihtiva etmediği ortada. O yüzden daha müvekkilim ifadeye alınış noktasında birtakım usulsüzlükler ve hukuksuzluklar baş göstermişti. Akabinde ifade verdi müvekkil, akşamında hepinizin bildiği üzere bir tutuklama tatbik edildi. Bu tutuklama da yine bakabilirsiniz, CMK madde 100’de anlatılır. Tutuklamanın yapılabilmesi için arkadaşlar öncelikle şahsa istinat edilen suçla alakalı kuvvetli suç şüphesi yani bu suça ilişkin kuvvetli bir delil olması gerekiyor. ‘Gülşen’in ifade ettiği sözler delil değil midir?’ diye soranlar mutlaka olacaktır. Tabii ki delil, fakat oradaki sözler müvekkilin isnat ettiği suçun oluşması için yeterli değil. Çünkü kamu güvenliğinde acil bir tehlike oluşturmuyor. O itibarla biz hep dedik ki ‘tutuklama da hukuka uygun değil’ buna itiraz edeceğimizi de belirtmiştik” dedi.
EV HAPSİNE DE İTİRAZ EDECEKLERİNİ AÇIKLADI
Avukat Emre, “216’ya 1 maddesine ilişkin çok açık içtihatları var. Diyor ki ‘Toplumun bir kesimini rahatsız eden ama şiddet içermeyen, şiddet teşvikinde bulunmayan soyut, kavramlar bu suçu oluşturmaz.’ O sebeple zaten Gülşen Hanım'ın gerçekten söylemiş olduğu söz her ne kadar rahatsız edici olsa da, kendisi de bununla alakalı özürlerini de belirtmiş oldu, burada isnat edilen suçun oluşmadığı malum. O yüzden perşembeden beri tutukluluk noktasında ülkemizin bütün güzide ve önemli hukukçuları zaten neredeyse bir fikir birliğine ulaşmıştı. Bugün de çok mutluyuz. İtirazımızın neticesinde mahkeme değerlendirdi ve tutukluluk halini sonlandırdı. Çok kısa bir bilgi daha vermek istiyorum. Tutukluluk hali sonlandı fakat bir, ‘ev hapsi’ adli kontrol tedbiri uygulandı. Şimdi burada da çok kısa sizleri sıkmadan şunu açıklamak istiyorum. Ev hapsi esasen yine kişi hürriyetini bağlayıcı bir tedbirdir. Yani tutukluluk kadar ağır olmasa da yine kişinin seyahat özgürlüğünü kısıtlayan bir tedbirdir. Zaten itirazın gerekçelendirilmesinde tutuklamanın kaldırılmasına yönelik mahkeme kararının gerekçelendirilmesinde tutuklamanın kaldırılmasına yönelik mahkeme kararının değerlendirilmesinde müvekkili Gülşen'in kaçma şüphesi olmadığı ve delil karartma durumunun da mümkün olamayacağı belirtilmiş iken buna rağmen bir ev hapsi uygulanması da bizim açımızdan hukukla çok bağdaşmamaktadır. Bu ev hapsi kararına yönelik de sulh ceza hakimliğine bu kararın yeniden değerlendirilmesi ve eğer mümkünse kaldırılması yönünde taleplerimiz olacak. Daha uygun bir adli kontrol ne olabilirdi mesela? İşte yurt dışı çıkış yasağı olabilirdi veya adli kolluğa gidip imza verme tedbiri olabilir, bunlar daha ölçülü kaçabilirdi. Bu itibarla ev hapsine yönelik de hukuki girişimlerimizi yapacağımızı belirtmek istiyorum” diye konuştu.