Gelsin yemekler gitsin börekler!

Gelsin yemekler gitsin börekler!

GÜNDEM Haberleri

Kuzey Irak'ın değişen yüzü Süleymaniye kenti, zengin mutfağı ve sıcak insanlarıyla gelenleri ağırlıyor. Taze kavrulmuş çekirdek, çeşit çeşit bakla, biryani, humus, lavaş ve doyumsuz çay keyfi…

nbsp;Yazıdizisi-2
Halime GÜRBÜZ


Arap ülkelerinin aksine Kıvanç abimiz buralarda popüler değil. Daha ziyade İbrahim Tatlıses, Özcan Deniz, Engin Akyürek ve temiz yüzlü diye midir bilmem Mustafa Ceceli'yi beğeniyorlar.
Süleymaniye'ye gidiş sebebimiz Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Medialog Grubu'nun Türk ve Kürt kadın gazetecileri bir araya getirdiği çalıştaydı. Süleymaniye'de kurulan 'Medyada Kadın Geliştirme Örgütü'nün ev sahipliğinden gerçekleşen çalıştayda, her iki bölgeden katılan elliye yakın kadın gazeteci, toplumsal barışta medya faktörü, Orta Doğu ve medyadaki kadın, kadının medyadaki rolü üzerinden tartıştı. Sıkıntılar tam olarak olmasa da benzeşti. Toplumsal barışa katkıda bulunabilmek için medya dilinin düzeltilmesi, barış sürecinde kadının şefkat dilinin önemsenmesi ve öne çıkarılması fikirlerinin benimsendiği faydalı bir buluşmaydı...
Ekip olarak yoğun bir program dahilinde hareket ettiğimizden, ne para bozduracak zamanımız oldu ne de harcayacak. İlk üç gün beleşe yaşadık diyebilirim. Hep merak ederdim nasıl olur diye... Eli açık ve misafirperver olduklarından hoştu ama arada gerilmedim değil. Gece geç saatte de olsa yanımda mihmandar Dilzar Arif'le şehir merkezine indik. Çekirdek kavrulan seyyar tezgâhlara bittim! Bizdeki kapı önünde leblebi kavurup insanın canını çektirmekle görevli kuruyemişçilerin seyyarı... Taze taze, sıcak sıcak. Haşlama mısır değil, haşlama bakla satılıyor koca kazanlarda. Yol boyunca kavurma, kebap, meyve suyu, meyveci ışıklı seyyar arabalarda gani… Ve çay… Minik bir masa açık hava kokteyli hesabı ayakta içiliyor. Denedim mi? Çay hariç diğerlerini hayır… Her "bir şey ister misin?" dendiğinde ezik büzük "Cıks, yok almayayım" dedim. İçimde kaldı, bir dahakine bir tomar Irak dinarıyla gidip, "hatırlar mısın, bir zamanlar fakir ama gururlu bir gazeteci vardı!!" demeye and içtim… Ve gece turunun özeti; 'göz terbiyesi'. Gece sokaklarda bayan pek yok. "Olmaz ki…" diyorlar. Bun rağmen, turist olduğun ayan beyan ortadayken, 'bizdekinin tam aksine' erkeklerin gösterdiği saygı ve göz terbiyesi takdirlikti…
Süleymaniye'nin tarihî çarşısı, bizim Mısır Çarşısı'nın minyatürü. Baharatlar, adım başı kavun suyu, nar suyu satan dükkanlar, kuru gıdalar, sebzeler, meyveler, buzluk yerine açıkta teşhir edilen etler, bijuteri takılar, geleneksel kıyafetlerle aksesuarlar ve pek tabi ki buraya da gelmişler; çin malı ıncık cıncıklar… Helvadan damla sakızına açıkta satılan yiyeceklere ilgi büyük. Şehirde ünlü markaların yer aldığı alışveriş merkezleri bulunsa da tarihi çarşı oldukça kalabalık ve hareketli. Pazarlık yapabiliyorsunuz, ıskalamayın. Şaşırsak da, "hele şu turistleri bi yolalım" mantığı yok. "Aferin…" diyor yola devam ediyoruz…
Göz kararı tuttuğum istatistiklere göre; kızlar, erkeklerden daha güzel… Eğitimli, bol yabancı dilli, güler yüzlü ve kaşlı gözlü… Yabancılarla evliliğe sıcak bakılıyor. Müslüman olması kaydı şartıyla. Başlık parası ve töreler bazı kesimlerde hâlâ geçerliymiş. "Önemli olan kişiliği ve aşk" diyorlar. Duhok bölgesinde düğünde geline asgari 5 kilo altın hediye edildiğini duyunca konuyu kaşımaktan kendimi alamadım. Defalarca espri yapsam da kızlar, "Para değil, aşk" diyorlar. Belki de yaşanan savaş, sıkıntı ve acılarla hayattaki önceliğin para olmadığını vakıflar…
Arap ülkelerinin aksine Kıvanç abimiz buralarda popüler değil. Daha ziyade İbrahim Tatlıses, Özcan Deniz, Engin Akyürek ve temiz yüzlü diye midir bilmem Mustafa Ceceli'yi tanıyor ve beğeniyorlar…
'Eşine ve sıkça gelen misafirlere bol çeşitli sofra çıkaramayacak kızlar evlenemez' diyorlar. Yemek kültürleri zengin. Kahvaltılar, Anadolu'dakinden çok farklı değil; yağ, bal, peynir, omlet ve çay sunuluyor. Yalnız çaylar çok şekerli, sade isteyip şeker manuel eklenmeli. Restoranlarda tuzluk yok; isterseniz getiriliyor. Ya damak tatları çok stabil ya da "Hey dostum, buralarda tuz oranını ben belirlerim!" zihniyeti mevcut.
Dolma, köfte ve kubbe demirbaş. Biryani, çeşit çeşit pilav, kuzu haşlama, kebap, ekşili bamya, baklanın haşlama ve kavurması, baklanın amcaoğlu humus popüler… Etoburlar için olduğu kadar vejetaryenler için de leziz bir mutfak. Mezeler, humus, lahana, turşular, ezmeler lavaş ekmekle geliyooor. Mide fesadına ramak kala, hıçkırarak dedi ki; Nnayır, nnolamaz… O kadar mes'uuu dumm ki…
YARIN: EN?ÇOK?SADDAM nbsp;HÜSEYİN'DEN?ÇEKMİŞLER

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...