Galip Öztürk için 123 yıl hapis talebi

Kaynak: AA
Galip Öztürk için 123 yıl hapis talebi
GÜNDEM Haberleri  / AA

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, iş adamı Galip Öztürk'ün de aralarında bulunduğu 11'i tutuklu 70 sanık hakkındaki iddianameyi kabul etti. iddianamede, iş adamı Galip Öztürk'ün, ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek'' ile çeşitli suçlardan toplam 47 ile 123 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istendi. Suç örgütü üyelerinin, haklarında yapılacak soruşturmalardan haberdar olabilmek için özellikle adliye, emniyet, jandarma ve istihbarat kuruluşlarında bazı kamu görevlileriyle ilişki kurdukları anlatılan iddianamede, Öztürk'ün her partiyle irtibat kurma yolunda siyasi partilere yardım ettiği öne sürüldü.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından iş adamı Galip Öztürk'ün de aralarında bulunduğu 70 kişi hakkında hazırlanan 420 sayfalık iddianame üzerindeki incelemesini tamamladı.
Mahkeme, iddianamenin kabulüne karar verdi.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, iş adamı Galip Öztürk'ün, ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek'' ile çeşitli suçlardan toplam 47 ile 123 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istendi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından, Öztürk'ün de aralarında bulunduğu 70 kişi hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen 420 sayfalık iddianamede, Öztürk'ün 1988'de İstanbul otogarında çaycılık yaptığı sırada, uyuşturucu madde kaçakçısı olan Hurşit Yavaş ile ''Star'' otobüs firmasını kurduğu, Öztürk'ün, Yavaş'ın kardeşi Sebahattin Yavaş'tan, Yavaş'ın tüm mal varlığını devraldığı ve daha sonra Hurşit Yavaş ile Galip Öztürk arasında mal varlığı yüzünden husumet çıktığı belirtildi. Husumet nedeniyle Hurşit Yavaş ve Galip Öztürk hakkında çıkar amaçlı suç örgütü kapsamında teknik takip yapıldığı kaydedilen iddianamede, Can Özaray liderliğindeki suç örgütünün şahısların arasına girdiği, husumetin çatışmaya dönebileceği konusunda herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı, soruşturma sırasında Öztürk liderliğinde ayrı bir örgütsel yapılanma olduğunun tespit edildiği aktarıldı.

-Tehditle sindirme-

Öztürk'ün, sahibi bulunduğu Metro Turizm şirketi ile diğer turizm firma sahiplerini haksız rekabet ve tehditle sindirdiği, bazı turizm firmalarını piyasa değerinin çok altında satın aldığı, otogar işletmeciliği ve dinlenme tesisleri işletmeciliği yaparken örgütsel gücünden faydalanarak rakiplerine gözdağı verdiği anlatılan iddianamede, Öztürk'ün ihalelere fesat karıştırdığı ve rüşvet verdiğinin anlaşıldığı kaydedildi. Söz konusu suç örgütünün yakın suç örgütleriyle irtibat halinde olduğu, özellikle güçlü olmayan ve parasal açıdan zor durumda bulunan şahıslar ve şirketlere yönelik sindirme politikası izlediği öne sürülen iddianamede, Galip Öztürk liderliğindeki şüphelilerin eylemlerinin haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlendiği, şüphelilerden elde edilen silahlara göre, örgütün gücü ve eylemleri itibarıyla Öztürk liderliğindeki örgütün silahlı örgüt olduğu kanaatine varıldığı dile getirildi. İddianamede, mahkeme kararlarına istinaden şüphelilerin gerek kendileri gerekse başka şahıslar adına kullandıkları telefonların teknik takip altına alındığı ve Öztürk liderliğinde oluşan haksız çıkar amaçlı suç örgütünün iddianameye konu birçok eyleminin tespit edildiği vurgulandı.

-''Hollanda'ya kaçmak istedi''-

İddianamede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılan soruşturma nedeniyle Mart 2012'de operasyon yapılacağını öğrenen Galip Öztürk'ün, havayolu ile Hollanda'ya kaçmak istediği ve THY'den bilet aldığı belirtilirken, Öztürk'ün havalimanında yapılan kontrollerde yakalanabileceğini düşünerek karayoluyla Bulgaristan üzerinden yurt dışına çıkmak için ikametinden ayrıldığı sırada 25 Şubat 2012'de yakalandığı bilgisi verildi. Haksız çıkar amaçlı suç örgütüne yönelik 25 ve 27 Şubat 2012'de yapılan operasyonlarda birçok şüphelinin yakalandığı belirtilen iddianamede, Galip Öztürk'ün haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulan örgütün lideri konumunda olduğu, örgüt yöneticileri Cengiz Kaya, Sevgi Mert ve Erdem Yücel aracılığıyla örgüte talimatlar verdiği, örgütün gizlilik kuralları içerisinde profesyonel bir yapılanmaya sahip olduğu öne sürüldü.

-''Metro Turizm aracılığıyla tekelleşme''-

İddianamede, Öztürk'ün sahibi olduğu Metro Turizm aracılığıyla seyahat firmaları arasında ve otogarın işletmeciliğinde tekelleşmeye gittiği, değişik firmaları etkisi altına alarak kartel oluşturmaya çalıştığı ve rakiplerini bürokratik, adli ve siyasi bağlantıları aracılığıyla saf dışı bıraktığı, iflasa zorladığı ileri sürülerek, Metro Turizm hakkında Rekabet Kurulu'nca yürütülen çok sayıda soruşturma olduğu ve haksız rekabet nedeniyle firmaya ceza verildiği hatırlatıldı. Büyük İstanbul Otogarı'nı işleten Avrasya Terminal işletmelerinin, İstanbul otogarındaki şirketlerin iştirakiyle kurulduğu, Öztürk'ün bu işletmelerin yüzde 60'ına yakın payını alarak hakim ortak konumuna geçtiği kaydedilen iddianamede, şirket yönetimine Öztürk liderliğindeki suç örgütünün hakim olduğu ve örgütün şirket politikalarını, uygulamalarını eleştiren, şikayet eden firma sahiplerini yıkıcı rekabet politikalarıyla sindirdiği ileri sürüldü. Avrasya Terminal işletmelerinin ülke çapında İstanbul, Harem, Samsun, Çanakkale, Erzincan, Kırıkkale, Çarşamba ve Havza otogarlarını işlettiği bilgisi verilen iddianamede, Öztürk'ün işlettiği otobüs terminallerinde yazıhane kiralarını çok yüksek tuttuğu, firmalara yazıhane verilip verilmemesi konusunda keyfi davrandığı, ilçe ve beldelerde ulaşımı sağlayan minibüslerin otogara girmesini zorunlu kıldığı ve aldığı ücretlerle de firmaları zor durumda bıraktığı iddia edildi.

-''Engelleri cebir ve şiddetle aşan örgüt''-

İddianamede, suç örgütünün önüne çıkan engelleri cebir, şiddet ve tehditle aştığı, adli, idari, bürokratik ve siyasi bağlantılarını kullanarak haklarında yapılacak soruşturmaları önlemeye çalıştığının saptandığı aktarılarak, örgütün Sermaye Piyasası Kanunu'na aykırı olarak suç teşkil eden eylemler de gerçekleştirdiği anlatıldı. Suç örgütüne ait bir şirket aracılığıyla kimi şirketlerin halka arz edilmesi sürecinde Sermaye Piyasası Kanunu'na muhalefet edildiği ve yapılan soruşturmalarda yakalanılmaması için SPK üyesi bazı kişilerle ilişkiler kurulduğunun anlaşıldığı da öne sürülen iddianamede, şüphelilere ait telefonların dinlenilmesi sonucu elde edilen iletişim tespit tutanakları, müşteki anlatımları, tanık ifadeleri, örgüt faaliyeti çerçevesine gerçekleştirildiği tespit edilen eylemlere ait belge ve bilgilere yer verildi. İddianamede, şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda elde edilen birçok silah ve mermiye göre, Galip Öztürk liderliğindeki örgütün ''silahlı örgüt'' olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varıldığı aktarıldı.

-Kamu görevlileriyle ilişki-

Suç örgütü üyelerinin, haklarında yapılacak soruşturmalardan haberdar olabilmek için özellikle adliye, emniyet, jandarma ve istihbarat kuruluşlarında bazı kamu görevlileriyle ilişki kurdukları anlatılan iddianamede, örgüt üyeleri Hasan Baki Koçbıyık ve Önder İçer'in, soruşturmalara etki etme amacıyla istihbarat toplama faaliyetlerinde bulunduklarının anlaşıldığı ifade edildi. İddianamede, suç örgütünün, önüne çıkan engelleri aşmak için bürokratlarla ilişki kurduğu, bunun tamamen örgüt politikası haline geldiği, kamu görevlilerine verilen rüşvetlerin şirketin giderler bölümünde gösterildiği, suç örgütünün faaliyet alanlarında oluşturmak istediği tekelleşmeye yönelik önüne çıkan engelleri ortadan kaldırmak için bütün yolları denediği ileri sürülerek, örgütün tekelleşme yönünde, sektörde yapılan ihalelere fesat karıştırmayı örgüt politikası haline getirdiğinin anlaşıldığı vurgulandı.

-''Öztürk, siyasi partilere yardım etti''-

Suç örgütünün faaliyet alanlarında rahat hareket edebilmek için özellikle Metro grubunda eski milletvekillerini çalıştırdığı, Galip Öztürk'ün her partiyle irtibat kurma yolunda siyasi partilere yardım ettiğinin anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, şu ifadeler kullanıldı: ''Galip Öztürk ve suç örgütü mensupları hakkında adliyelerde görülen çok sayıda soruşturma olması nedeniyle bu konuda etkili olabilmek için adliye mensupları ile ilişki kurduğu, Öztürk'ün Sermaye Piyasası Kanunu'na muhalefet etmesi nedeniyle hakkında değişik zamanlarda soruşturmalar yapıldığı, kamuoyunda 'keriz silkeleme operasyonu' olarak da bilinen borsa manipülasyonu soruşturmasında hakkında işlem yapıldığı, SPK tarafından borsada işlem yapma yasağı konulduğu, Galip Öztürk'ün Sermaye Piyasası Kanunu'na muhalif hareket etmeye devam ettiği, ceza kanunu kapsamında manipülasyon yaptığı yönünde şikayetlerin gelmesi nedeniyle SPK uzmanlarınca hazırlanan raporda, Öztürk'ün örgüt mensuplarıyla birlikte özellikle MEPET ve VANET şirketlerinin halka arzında ve borsada işlem gördüğü sırada manipülasyon yaptığı, Öztürk'ün, hakkında inceleme yapılmasını engellemek amacıyla SPK üyeleriyle ilişki kurmaya çalıştığı, bu kapsamda eski SPK üyesi Abdülkerim Emek'in bir örgüt mensubu gibi örgüt lehine çalışma yürüttüğü, Emek'in şahsi ilişkilerini de kullanarak SPK üyesi Vahdettin Ertaş ile irtibata geçtiği, bazı hususların Ertaş vasıtasıyla halledildiği, bu amaçla suç örgütünün SPK üyelerine hediyeler gönderdiği tespit edilmiştir.''

-''Deniz Baykal ile irtibat kurmaya çalıştılar''-

İddianamede, Öztürk'ün 19 Ekim 2010'da telefonla sanıklardan Tarık Cengiz'i aradığı ve aralarında geçen konuşma kaydına göre, suç örgütünün kazanamadığı Antalya Otogarı işletme ihalesini iptal ettirebilmek ve bu kapsamda Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı üzerinde tesir yapabilmek amacıyla Deniz Baykal ve Yılmaz Ateş ile irtibat kurmaya çalıştığının görüldüğü de belirtildi. Kimi iletişim tespit tutanaklarına yer verilen iddianamede, Öztürk ile örgüt üyelerinin bazı konuşmalarının yansıdığı tutanaklara göre, ''Metro grubunun İzmir'de aldığı bir maden ruhsatı için İzmir valisine ulaşma çabaları, dönemin CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum'un CHP kurultayı için Galip Öztürk'ten maddi destek istemesi, Öztürk'ün Tarık Cengiz'in CHP milletvekili adaylığı için kulis yürütmesi, CHP yetkililerinin görüşme tarihinde Erzurum'a göndermek istedikleri CHP'li gençler için otobüs talep etmeleri, Öztürk'ün Erkan Avcı isimli şahsın MHP milletvekili adaylığı hakkında kulis faaliyeti yürütmesi ve Öztürk'ün CHP Samsun Milletvekili Ahmet Haluk Koç'a otobüs desteği vermesi'' görüşmelerinin yapıldığının görüldüğü aktarıldı.

-Eski milletvekili tarafından öğrenilen soruşturma-

İddianamede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, çıkar amaçlı suç örgütü lideri Galip Öztürk ve örgüt üyeleri hakkında yapılan bir soruşturmanın eski milletvekili Mustafa Baş tarafından öğrenildiği ve Baş'ın bu bilgiyi suç örgütüne haber verdiği öne sürülerek, Baş'ın, yapılan soruşturmanın sonucunu etkilemek ve bilgi vermek için örgüt lideri Galip Öztürk'e uyarılarda bulunduğu anlatıldı. 2007'de 40 kilogram uyuşturucu maddeyle yakalanarak tutuklanan Yücel Yamaner'in, beraat ettikten sonra cezaevinden çıkar çıkmaz Öztürk tarafından Metro Turizm'e alınarak, firmanın Avrupa sorumlusu yapıldığı ve gelen ihbarlar sonucu Yamaner ile ilgili teknik takip kararı alındığı kaydedilen iddianamede, örgüt hakkında soruşturma yapıldığını öğrenen Mustafa Baş'ın, Öztürk'ü arayarak Yamaner'in görevden alınmasını istediği ve bunun üzerine örgüt üyeleri Sevgi Mert ile Cengiz Kaya'nın da çözüm arayışına girdiklerinin anlaşıldığı ifade edildi.

-''Tehdit, işgal, rüşvet verme ve ihaleye fesat karıştırma''-

Soruşturmanın deşifre edilmesi sonucu Galip Öztürk'ün 25 Şubat 2012'de, 27 Mart 2012'de yapılacak operasyondan kaçmak için Hollanda'ya tek yönlü bilet aldığı belirtilen iddianamede, havalimanında yakalanma endişesi olunca Öztürk'ün bileti iptal ettirerek karayolu ile Bulgaristan'a geçeceğinin anlaşılması nedeniyle Öztürk ve bazı şüphelilerin gözaltına alındığı bilgisi verildi. İddianamede, örgütle ilgili sırasıyla, şu eylemlere yer verildi: ''Danıştay Genel Sekreteri H.P'nin menfaat temin etmesi için azmettirilerek adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs edilmesi, Cumhuriyet Savcısı M.E'ye suç örgütü mensupları tarafından yetkili olmadığı bir iş için düzenli olarak yarar sağlayarak azmettirme ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, Beykoz Belediyesi Emlak İstimlak Müdürü Ali Rıza Tekin'e rüşvet verilmesi ve bu rüşvete aracılık etmek, İtfaiye Müdürlüğü görevlisine onay karşılığında rüşvet vermek için anlaşma, Metro holding binasının Beykoz Belediyesi'ne ait bölümünü tahliye ettirmek isteyen Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek'in tehdit edilmesi, Cumhuriyet Başsavcılığımızca yapılan soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmesi, Galip Öztürk ve Turgut Öztürk hakkında yapılan soruşturmaları etkilemeye teşebbüs edilmesi, Samsun Emniyet Müdürlüğü'nde görevli komiser yardımcısı Levent Kara'nın tehdit edilmesi eylemi, gazeteci Sezer Sezer ve Berat Gonca'nın tehdit edilmesi, gazeteci Muammer Başkan'a yönelik tehdit eylemi, polis memuru Hakan Keremoğlu ve Gürkan Yamadağ tarafından gizliliğin ihlal edilmesi, Bolu Otogarı ihalesine fesat karıştırmak, Habib Zengin'e ait arazinin işgali, Cafer Usta isimli iş yerinin yağmalanması, Ayvacık toplu taşıma ihalesine fesat karıştırılması, belediye başkanı Mustafa Belur'a rüşvet verilmesi, Harem Otogarı ihalesine fesat karıştırılması ve İMKB'de manipülasyon yapılması.''

-Kamu çalışanlarının görev suçu-

İddianamede, 6352 sayılı yasanın 75. maddesinde kamu görevlileri hakkında TCK'da sınırlı olarak sayılan maddeler gereğince doğrudan soruşturma yapılabileceğinin belirtildiği ve 3628 sayılı yasanın 17. maddesinde de irtikap, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, resmi ihale, alım ve satımlara fesat karıştırma gibi suçlardan dolayı 4483 sayılı yasa hükümlerinin uygulanmayacağının ifade edildiği hatırlatılarak, bu yasada kamu görevlilerinin görevleri nedeniyle işlemiş oldukları suçlardan dolayı izin sisteminin getirildiği dile getirildi. ''Örgüt üyeliği, örgüte yardım etmek ve gizliliği ihlal suçlarında içerik itibarıyla kamu görevlisinin görevi nedeniyle işlediği bir suç olmadığı kanaatine varılmıştır'' ifadesi kullanılan dilekçede, şüphelilerin konumlarına da tek tek yer verildi.

-Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı'na atanan Emek-

Buna göre, sanıklardan Abdülkerim Emek'in, Öztürk'ün Sermaye Piyasası Kanunu'na göre usulsüz olarak gerçekleştirilen konularda karşılaştığı engellerde özellikle bir örgüt mensubu gibi çalışarak, problemleri aşmada örgüte yardım ettiği, bunun dışında SPK üyesi Vahdettin Ertaş'ın da Emek'in SPK'dan talep ettiği istekleri yerine getirdiği ve Emek'in İstanbul'a geldiği dönemde Öztürk'e ait otellerde ücretsiz ağırlandığı aktarılan iddianamede, Emek'in 2 Şubat 2005'te SPK üyeliği görevine başladığı, 9 Eylül 2009'da kurul ikinci başkanlığına atandığı, 4 Şubat 2011'de Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı görevine ve 5 Ocak 2012'de de İMKB Yönetim Kurulu üyeliğine atandığı bilgisi verildi. İddianamede, Emek ile ilgili şu ifadeler yer aldı: ''Yapılan incelemelerde Öztürk'ün SPK ile ilişkili süreçlerde AVTUR şirketinin sermaye artırımı ile MEPET ve VANGD şirketlerinin halka arzına izin alma konusunda SPK eski Kurul Başkan Yardımcısı olması nedeniyle Abdülkerim Emek'in yardımına başvurduğu ve Emek'ten SPK Kurul Başkanı Vedat Akgiray, SPK Kurul Başkan Yardımcısı Bekir Sıtkı Şafak ve SPK Ortaklıklar Finansmanı Dairesi Başkanı Bircan Akpınar ile irtibata geçerek SPK'nın alacağı kararları etkilemeye yönelik faaliyetlerde bulunmasını istediği, Emek'in, örgüt yöneticilerinin talimatlarını yerine getirdiği, örgütün haksız çıkar elde etmesi için yardımcı olduğu, gelişmelerden örgüt yöneticilerine bilgi verdiği, çıkar amaçlı silahlı örgütün üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım ettiği ve örgüt adına faaliyetlerde bulunduğu kanaatine varılmıştır.''

-İstenen cezalar-

Galip Öztürk'ün ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek'', ''yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlamaya azmettirmek'', ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'', ''rüşvet vermeye azmettirmek'', ''tehdit etmeye azmettirmek'', ''hakkı olmayan yere tecavüz etmek'', ''Yağmaya azmettirmek'' ve ''ihaleye fesat karıştırmak'' suçlarından toplam 47 ile 123 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, Abdülkerim Emek'in de aralarında bulunduğu diğer 69 sanığın da benzer suçlardan 1 ile 135 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları öngörüldü.

Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...