Erdoğan'dan Topbaş'a teşekkür konuşması
Erdoğan: "Ben Haliç'in kenarında doğdum büyüdüm, Kasımpaşa'da... onun çilesini çektim. Artık orada balıklar üremeye başladı... Şu anda 48 çeşit balık var Haliç'in içinde... Dedik ki "yeterli değil!" Sağolsun, yeni, şu anda belediye başkanımız sayın Topbaş da çalışmasını yaptı. Trafikle ilgili eleştirilere gelince bütün gelişen dünya ülkelerinde durum böyle"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nda katılımcılara seslendi. Hükümetin icraatlarını anlatan Erdoğan, "Sadece 2012 yılında 11 ülkeyle ile Türkiye arasındaki vizeleri kaldırdık. Türklerin vizesiz gideceği ülke sayısını 64'e yükselttik. nbsp;Türkyie'nin dünya genelinde 93 büyükelçiliği vardı. Biz 10 yılda 27 yeni büyükelçilik açtık. Sadece 2012 yılında 62 ticari müşavirlik varken şu anda 160 müşavirlik var. Böyle bir tablo için hükümetin bu politikaları çerçevesinde uluslararası iş politikasında dünyayı karış karış kovaladık" dedi.
TOPBAŞ'A TEŞEKKÜR ETTİ
Erdoğan, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a teşekkür etti. 'Haliç Projesi'nin önemine değinen Erdoğan, trafik eleştirilerine karşı ise bunun normal olduğunu söyleyerek, medyayı eleştirdi.
YABANCI LİDERLER BU ÇALIŞMALARA HAYRAN
İstanbul'da yapılan çalışmaları yabancı devlet ve hükümet başkanlarının bile hayranlıkla karşıladığını belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Haliç Projesi için Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a teşekkür etti, trafik eleştirilerine karşı ise 'ABD'de de, Avrupa'da da hava şartlarına bağlı trafik sıkışıklığının görüldüğünü, bunun normal olduğunu ifade ederek medya için 'Bunların derdi mücadele eden yönetimlere karşı halkın kinini artırmak' ifadesini kullandı.
İŞTE ERDOĞAN'IN O KONUŞMASI:
Ben Haliç'in kenarında doğdum büyüdüm, Kasımpaşa'da... onun çilesini çektim. Artık orada balıklar üremeye başladı... Şu anda 48 çeşit balık var Haliç'in içinde... Dedik ki "yeterli değil!" Sağolsun, yeni, şu anda belediye başkanımız sayın Topbaş da çalışmasını yaptı, bizim o 96-97'li yıllardaki proje Boğaz'ı Haliç'e bağlamaktı, ve Boğazı da Haliç'e tünelle bağlamak suretiyle, şimdi Boğazdan Haliç'e su geliyor, dolayısıyla marmara'yı haliç'te sirküle etmek suretiyle devam ediyor. Şimdi Balıkların sayısı artacağı gibi, bundan sonra da Haliç'in kokma gibi riski ortadan kalktı.. ama bunları kimse göstermiyor, söylemiyor... Niye? Çünkü bu ülkede kimse böyle hayır izlerini göstermez.. Bizim medyayla derdimiz var. Yarın başlık şudur: yine medyaya çattı... benim söylediğim, Hayırlı hizmetleri duyurun istiyoruz, derdimiz bu... milletin bunu bilmeye hakkı var,,, senin de görevin bunu millete duyurmaktır.... bu dünya güzeli İstanbulumuzun güzelliklerini dünyaya duyurma görevin var... Ama şöyle bir gün karda kışta trafikte ulaşımda bir sıkıntı olsa bas bas bağırıyorsunuz,,, yahu git Manhattan'a orada da aynı şeyleri görürsün, ABD'sinde de bunu görürsün avrupasında da bunu görürsün... nbsp; Heryerde bu olağan bir şeydir.. Hava şartlarına göre zaman zaman bu tür sıkıntılar olur... ama milletin alışkanlığını artırmak değil, bununla mücadele eden yönetimlere karşı kini artırmak, dert bu... İnşallah biz şimdi kanalistanbulumuzu da yapacağız,,, bunlar şimdi "Bu adamlar çılgın, deli bunu da yaparlar" demeye başladı,,, Senede asgari 100 bin kapasiteli havalimanımıza da başlıyoruz... 3. Köprü başlıyor... inşallah 29 ekim'de de tüp geçidimizi açıyoruz... 2015'te çift katlı lastik tekerlekli tüp geçidimizi açıyoruz.. Bunların hayali buna ulaşır mıydı... Şimdi bunlar oluyor.. Türkiye bununla büyüyor... Gelen misafirler devlet, hükümet başkanlarına dolmabahçe7deki ofisiminden onlara buralara gösterdiğim zaman hepsi dudakları uçuklayarak dönüyorlar... Türkiye dünyadaki yerini sböyle alıyor... Lafla olmuyor bunlar, icraatla oluyor...
##tgvideo## nbsp;
MEDYAYA DA ELEŞTİRİ
Daha sonra sözü hafta içi ODTÜ'de Göktürk 2 uydusunun uzaya fırlatılması töreninde yaşanan olaylara getiren Erdoğan, öğrencileri ve ODTÜ'lü hocaları topa tuttu. nbsp;Türkiye'nin orada tarihi bir ana tanık olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Biz milletimiz için böyle tarihi bir anı iftiharla izlerken yerleşke içerisinde işte o malum muhalefet tarzı kendisini gösterdi. Bizim oraya geleceğimizi bilen bir kısmı üniversite öğrencisi, bazılarının öğrencilikle de alakası yok terör gruplarının içinde dolaşan takım. Sırt çantalarında moloflardan tutun da taşlara varıncaya kadar birçok şey çıktı. Üniversite kampusünde araba lastikleri yakılmaya başlanıyor. Polisle çatışma başlanıyor. Şiddete dayalı bir protesto gerçekleştiriliyor. Medyada Göktürk 2 uydusundan fazla bu öğrencilerin protestoları yer aldı. Kimsenin bu öğrencilerin tarzını eleştirdiğini göremezsiniz. 'Bu nasıl bir öğrenci, nasıl bir rektör ve yönetim' dediğini göremezsiniz. Kardeşim burası bir üniversite ve burada ilk defa Türkiye uzaya uydu gönderiyor. Sen gerçekten kalite öğrenciler yetiştirdiysen olması gereken 'Biz bu anı ekranlarda yaşamak istiyoruz. Okulun en büyük salonunda dev ekranlar oluşturulsun' demeliler" diye konuştu. nbsp; nbsp;
BİZE BÖYLE BİR HOCA LAZIM DEĞİL
nbsp; Öğrencilerin yaptıklarının protesto hakkı olarak gösterilmeye çalışıldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Neymiş bir böyle protesto hakkına engel olamazmışız. Kusura bakmayın biz de öğrencilik yaptık ama biz taş ile sopayla öğrencilik yapmadık. Biz her hayırlı adıma destek olan bir gençlik olarak yetiştik. Bu ülke bugüne kadar yaşamadıklarını yaşarken bunu bir protesto olarak nitelemek ilimden nasibini almamaktır. Bu hocalar öğrencilerini böyle yetiştiriyorlarsa onlara da yazıklar olsun. Bize böyle bir hoca lazım değil. Bir hoca öğrencisine ilme saygıyı öğretmesi lazım. İdeolojik olarak sen bunu yapabilen ekibi ve iktidarı kabul etmeyebilirsin ama gerçeği de takdir edeceksin. Aslı budur. Bu protestoları şirin göstermek de demokratik bir tavır değildir" diye konuştu. nbsp;
HERKES BİZİM GİBİ DÜŞÜNSÜN İSTEMİYORUZ
nbsp; Muhalefetin artık standartlarını yükseltmek zorunda olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Biz herkesin bizim gibi düşünmesini istemiyoruz. Böyle bir dayatmada bulunamayız. Buna hakkımız yok. İnsanların düşünceleri yaşam tarzları farklı olabilir. Demokrasiyi, siyaseti renklendiren bu farklılıktır. Biz herkesin yaşam tarzına saygılıyız. Vatandaşımız düşüncesini özgürce ifade edebilmesi için de on yıl boyunca tarihi adımlar atmış bir iktidarız. Ama kimsenin şiddete başvurma hakkı olamaz. Kimsenin kendi özgürlüğünü kullanırken başkasının özgürlük alanına müdahale hakkı yoktur. Biz daha ilk gençlik yıllarımızda siyasetle ilgilenmeye başladığımızdan itibaren her türlü haksızlığa maruz kaldık. Okullarımıza gidemedik her aşamada engellenmek istendik ama hiçbir zaman şiddeti terörü bir metot olarak benimsemedik. Bunu onaylamadık. Uzun bir mücadele verdik. Anayasa ve yasalar çerçevesinde kaldık ve milleten teveccüh gördük milletten aldığımız yetkiyle, güçle de bize yaşatılanların başkalarına yaşatılmaması için adımlar attık" ifadelerini kullandı. nbsp;