Erdoğan: 'Görmez'e Saray'dan zırhlı araç vereceğim'

Erdoğan: 'Görmez'e Saray'dan zırhlı araç vereceğim'

GÜNDEM Haberleri

"Başbakanlığım dönemimde yargıda birçok başkana bu tür tahsisler yapmıştım. Çünkü o makam bunlara fazlasıyla layık…"

FUAT BOL
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslar için gittiği Bosna Hersek'ten dönüş yolunda beraberindeki gazetecilerin sorularını cevapladı. Gündeme dair çarpıcı tespitler yapan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: nbsp;
YOKUŞLARI RAHAT ÇIKARIM…
(Demirtaş'a): Benim başkan olup olmamam senin elinde değil ki... Ona millet karar verir. Karşıma cumhurbaşkanı adayı olarak çıktın. Aldığın oy belli. Diğerleri de 14 parti olarak karşıma çıktı. Medyaları da dahil hep beraber üzerimize geldiler. Ama halkımız iradesini ortaya koydu ve % 52 ile bizi Çankaya'ya gönderdi. Bir tanesi de ne diyordu? 'Çankaya yokuşunu çıkamayacak' diyordu. Bende sigara alışkanlığı da yok. Yokuşları gayet rahat çıkarım ben.
PKK, DHKP-C'YLE İÇ İÇE
(HDP binalarına saldırı) Diyebilir misiniz DHKPC ile PKK hiçbir zaman işbirliği yapamaz. Mümkün müdür? Olay bu kadar basit. El KAİDE, DAİŞ işbirliği yapmadı diyebilir misiniz? DAİŞ, El Kaide'den ayrılmış, adeta onun bir uzantısı. Bunlar iç içe. Bu da hem menfaat, çıkar işbirliğinden kaynaklanıyor oralardan buralara kadar geliyor. Hepsinde aynı şey var.
O MAKAM BUNA LAYIK
Diyanet İşleri başkanımızın şahsına yönelik atılan adım… İnşallah dönüşten sonra da kendisiyle de görüşeceğim. Cumhurbaşkanlığı makamından bir Mercedes'i Diyanet İşleri Başkanımıza tahsis edeceğim. Hem de zırhlı olacak. Başbakanlığım dönemimde yargıda birçok başkana bu tür tahsisler yapmıştım. Çünkü o makam bunlara fazlasıyla layık.
YAZARLARI İŞ TAKİBİ YAPARDI
(Doğan medyasına): Daha önce hükümet kuruyorlar, hükümet indiriyorlardı. Köşe yazarları Ankara'da iş takip ederdi bilir misiniz? Başbakanlığımın ilk zamanlarında randevuyu alanlar da bunlardı. Oturup konuşurduk. Şimdi bakıyorsunuz çok namuslu olmuş, köşesinden ağzına ne gelirse yazıp çiziyor. Conrad'da yaşadığımız olayı anlattım. Turgut Bey "Ne onlarla ne onlarsız" derdi, Süleyman Bey çok çok tahamüllüydü o bile bizimle baş edemedi. Tansu Hanım zaten hiç edemedi. Tansu hanıma attıkları iftira, attıkları başlık çekilir bir şey değildi ki. Ne yapsın kadıncağız o da bu noktada dayanamadı. Böyle bir şeyin altında sıkıntıya girdi.
HAYLİ GELİŞME VAR…
Hala bizimle uğraşmaya devam ediyorlar. Şimdi köşesinde mektupta "şerefsizliktir" falan diyor. "Öz vatanında parya"yı da öğrenmişler, hayli gelişme var. Ama hemen altına kendilerince tehdit paragrafı koymayı da unutmamışlar. Bunları yutacak değiliz. Onlar şimdi lobilerde, kulislerde çalışmalar yaptılar, acaba hükümeti nasıl götürürüz çalışmaları yaptılar. Kiminle? Paralelle... Hani diyor ya yazıda "Bizim şurayla burayla hiç bir yerle şeyimiz yok." O bağlantıların nasıl olduğu bizlerce malum.
SABIRLI OLMAK LAZIM
(Savcılığın cemaat medyasını kapatma istemi): Bu yargı sürecidir. Sabırlı olmak lazım. Zamanı geldiğinde hukuk çerçevesinde gereken yapılır. Önce mevcut kurumların atabileceği adımlar var. Bunların başında da RTÜK var. Yargı sürecinde iş, el koymaya kadar uzanır mı, o yargının bilebileceği bir konu. Bu konuda hukuki birikimim yeterli değil. Silahlı, silahsız terör örgütleriyle ilgili bir sürü adım atılabileceğine inanıyoruz ve takipçisi olacağız. Çünkü yargının içinde de geçmişten bugüne çok çok mutazarrır olanlar var. HSYK'nın aldığı kararlar sıradan değil. Bayırbucak Türkmenlerine istihbarat teşkilatımızın gönderdiği insani yardımı engelleyenlerin bu ülkenin samimi evlatları olduğuna inanmıyorum. Ve ne yazık ki bu konuda sessiz kalan siyasilerin de aynen bu operasyonlara katılanlar kadar burada onların da sorumluluk altında olduklarına inanıyorum.
ÇOK DA PİŞKİNLER
Paralel yapı) Her geçen gün köşeye sıkışıyorlar. Bekledikleri neticeyi alamayacaklar. Tüm yaşananlara rağmen, "Hocaefendi hükümete ne yaptı ki hükümet onun üzerine gidiyor" diyenlere de rastlanıyor hala. Daha ne yapacak? Ne yazık ki dal budak sarmadıkları yer kalmadı devlet kademelerinde. Düşünsenize, bir zamanlar ülke güvenliğini emanet ettiğimiz emniyet yöneticileri şu anda içeride. Aynı şekilde korumam durumunda olan insanlar halen dışarda. Çok ilginç şeyler oluyor, ama çok da pişkinler...
KANIMA DOKUNUYOR
Mursi için başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleriyle istişarelerimiz, Dışişleri Bakanımızın Avrupa'daki çalışmalar sürdürüyor. MİT müsteşarımız ve İbrahim Bey de ABD'de, onlara görüşeceğiniz etkili kişilere bu konuyu da gündeme getirmelerini söyledim. Uluslararası camiayla temasları, şahsen ben de sürdüreceğim. Net söylüyorum, bu benim kanıma dokunuyor. Demokrasiye inanmış bir insan olarak, bir demokrat olarak böyle bir şeyi hazmedemiyorum. Düşünün 27 yaşındaki master öğrencisi bir genç kız idama mahkum oluyor. Adeta Menderes'in olayını hatırlatıyor bize. nbsp;
FETİH ŞÖLENİNDE SÜRPRİZ
Nasip olursa ayın 30'unda İstanbul'daki Fetih Şöleni'nde çok ciddi bir hazırlık var. Ordu mehterimiz sürpriz yapacak. 562 kişiyle gösterisini yapacak. Çünkü 562'nci yılında olduğu için. İnanıyorum ki Yenikapı yeri itibariyle de surlarla içli dışlı olması hasebiyle çok çok anlamlı olacak. nbsp;
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...