Erdoğan: Derin devlet temizlendi diyemem

Erdoğan: Derin devlet temizlendi diyemem
GÜNDEM Haberleri

NTV'de canlı yayında soruları cevaplayan Başbakan Erdoğan, "Kuvvetler ayrılığını en kuvvetli savunan partinin lideriyim. Bu konuyu bir defa altını çizerek güçlü bir şekilde ifade edeyim. Kimse bunu eğip büküp sağa sola çekmesin. Erkler arası yetki ihlaline karşıyız" diye konuştu. Uludere olayına da değinen Erdoğan, "Bunlar sivil mi değil mi bilmiyoruz. Sivil demek beyin yıkamaktır. Orada Dersim yanlışına düşmek istemedik. Gerekirse özür dileriz" dedi. Erdoğan; terörle mücadele, derin devlet, zehirlenme iddiası, dinleme ve ODTÜ'deki olaylar hakkında da çarpıcı açıklamalar yaptı. Erdoğan, "Patriotlar yerleştirilirse 3. dünya savaşı çıkar" diyen İran Genelkurmay Başkanı için "Saçmalıyor" dedi ve Patriotlar'ın Adana, Gaziantep ve Kahramanmaraş'a yerleştirileceğini sözlerine ekledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, NTV-Star ortak yayınında gündeme ilişkin soruları cevapladı. Oğuz Haksever yönetiminde Nermin Yurteri, Mehmet Barlas, Nazlı Öztarhan'ın sorularını yanıtlayan Erdoğan, büyük tartışmaya sebep olan kuvvetler ayrılığı açıklamasına açıklık getirdi; terörle mücadele, derin devlet, zehirlenme iddiası, dinleme ve ODTÜ'deki olaylar hakkında da çarpıcı açıklamalar yaptı.

"KAYBEDEN MİLLET OLUYOR"
Başbakan, kuvvetler ayrılığı tartışmalarıyla ilgili, "Bu gerçeği 75 milyonun benden dinlemesini istiyorum. Türkiye'de kuvvetler ayrılığını en güçlü savunan partinin lideriyim. Kimse bunu eğip büküp sağa sola çekmesin. Biz içerikle ilgili sıkıntılarımızı dile getirdik. Ben başbakan olarak ülkem adına konuşuyorum. Kuvvetler ayrılığı dediğimiz yasama, yürütme, yargının hareket alanı vardır. Birbirlerinin alanına giremezler. Hepsinin alanı bellidir. Ama ülkemizde öyle olaylar yaşandı ki. Yargı yasamanın da yürütmenin de alanına girmiştir. Özellikle 367 olayında yargı, yürütmenin alanına müdahil oldu. Yargının yerindelik değerlendirmesi yapması doğru değildir. Biz hükümet olarak adım atıyoruz. Galataport'un satışı olayını yargı engelledi. Bizim yapmamızı engelleyen yasama maddesi yok. Bu engellemelerde kaybeden millet oluyor. Bizim burada karşı olduğumuz yerindelik kararıdır. Erkler arası yetki ihlaline karşıyız. Biz kuvvetler ayrılığını en güçlü savunan ülkeyiz. Çünkü bunun bedelini ağır ödedik. Düşünün Türkiye'de 330'a yakın bir oya sahip iktidar partisinin kapatılmasıyla karşı karşıya kalmış bir partiyiz. Onun için diyoruz ki, biz burada, erkler yetki ihlaline gitmesin, yasama da gitmesin, yürütme de gitmesin, yargı da gitmesin. Yargının yasalara aykırı olduğu karar varsa denetim hakkı vardır" dedi.

"GÜNDEM OLUŞTURMALIYIM"
Başbakan Erdoğan, Mehmet Barlas'ın "Bazen öyle şeyler söylüyorsunuz ki, gündem değişiyor. Bunu sadece gündemi değiştirmek için mi yapıyorsunuz?" sorusuna şu cevabı verdi: "Başbakan olarak öyle bir başlık oluşturmam gerekir ki bu gündem oluşturmalı. Bu tartışmalar olmazsa ben Başbakan olamam. Gündem birilerinin elinde kalırsa, o zaman siz başbakan olarak onun peşine takılırsınız. Ben peşine takılmamalıyım. Bir şeyi yaparken, bunun enine boyuna tartışmasını yapmışsam, en yakın çevremdeki bazı arkadaşlarımla bunun görüşmesini yapmışsam, onlar bile bunun zamanlamasını bilmeyebilir, bir zamanı gelir ki onu gündeme oturturum, oturtmam lazım. Bu kabiliyeti sergileyemezsem o zaman böyle bir neticeyi de elde edemezsiniz."

"BEN DAĞA ÇIKMAM"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın bir mülakat sırasında söylediği Gülten Kışanak'ın Diyarbakır cezaevinde yaşadığı işkenceleri kastederek "Ben olsaydım dağa çıkardım" sözlerini değerlendiren Erdoğan, "Burada bir kan varsa kan kanla temizlenmez. Pislik pislikle yıkanmaz. Bu tür işkenceleri ben de gördüm ama bunları hiçbir zaman anlatmadım. Partim kapatılma tehlikesi atlattı. Neler yaşadık. Bunlar çıkış yolu değil. Bütün yolunuzu parlamentoda aramalısınız. Parlamentodakilerle müzakere ederiz dedik. Oslo'ydu İmralı'ydı buralarda devletin eli ayağı vardı. Teröristle kucaklaşanlarla görüşüp şehidimin annesini ağlatamam. Diyarbakır'da cezaevinde işkence görseydim dağa çıkardım falan.. Hayır, ben dağa çıkmam, bizim yolumuz bu değil. Bizim değerlerimizin içerisinde bu yok. Bizim derdimiz terörle mücadelede milletimizi refaha nasıl ulaştırırız. Dağa çıkışı engelleyebilirsek ne mutlu bize" diye konuştu.

"ATATÜRK, KUVVETLER BİRLİĞİ DİYORDU"
Başkanlık sistemi tartışmalarını yorumlayan Erdoğan, şunları söyledi: "Bu sistemde kuvvetler ayrılığı kalkmıyor. ABD'ye baktığınızda inceleme sistemi çok güçlü. Atatürk döneminde yetki Meclis'e bağlanmıştı. Gazi o zaman kuvvetler ayrılığından bahsetmiyor. Kuvvetler birliğinden bahsediyordu. Belki bunu savaş şartları nedeniyle yaptı ama uzun süre kullanıldı. Benim arzum parlamentonun gücünü daha da artırmak. Referanduma daha da açık yapıyı güçlendirmemiz lazım."

"ULUDERE'DE DERSİM YANLIŞINA DÜŞMEK İSTEMEDİK"
Uludere olayına ilişkini soruyu cevaplandıran Erdoğan, şunları kaydetti: "Uludere'nin soykırım olduğunu söyleyen kişi Başbağları konuşmuyor, Yeditepe'yi, Bingöl'ü konuşmuyor. Buralarda askerlerimiz topluca şehit edildi. Bu ülkede TSK bazı imtihanlardan geçti. Yeditepe'yi yaşayan komutanla dalga geçtiler. Uludere'ye ilişkin görüntülerde sadece hareketler görünüyor. Burada iki geçek var; bir kaçakçılığı meşrulaştıralım, iki terör adına yapılıyorsa buna göz yumalım.
Uludere'yi bu kadar basite indirgemeyelim. Sonuçta terörist de sivildir. Biraz sabredelim, ölen 34 kişiyle ilgili yargı kararını bekleyelim. Sürekli sivil denmesini bir beyin yıkama hamlesi olarak görüyorum. Uludere konusunda biz adım attık, Dersim yanlışına düşmek istemedik. Daha netice ortaya çıkmadan terör örgütü ve uzantıları kalkıyorlar bize 'illa özür dileyeceksin' diyorlar. Bir Dersim olayını yaşamış olan CHP'nin oralı olan başkanı yaşananları neden konuşamıyor?"
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından diğer satır başları şöyle...

"SİLİVRİ AÇIK HAVA HAPİSHANESİ DEĞİL"
"Ergenekon davasında ben sayın Kılıçdaroğlu kadar cesur değilim. Anayasanın ilgili maddesini göz göre göre çiğneyemem. Yargıya müdahale edemem. Silivri cezaevi en uygun şartlarda yapılmıştır. Silivri bir açık hava hapishanesi değildir. Konuyla ilgili yargı ne karar verirse ona saygı duyarız. Yüce divan kararının Ergenekon'a emsal teşkil etmesi mümkün değil.

"TUTUKLU VEKİLLER İÇİN SÖZ VERMEDİK"
Biz tutuklu vekillerin tahliyesi yönünde bir söz vermedik. CHP Genel Başkanı verilmemiş bir sözü verilmiş gibi yaparak bizi zan altında bırakıyor. Bu insanlar seçildiklerinde tutuklu muydu, değil miydi? Siz dışarda hiç mi aday bulamadınız da bunları aday gösterdiniz? Bu CHP ve MHP'nin mantığını ters çalıştığını gösterir.

'DERİN DEVLET TEMİZLENDİ DİYEMEM'
Devletteki derin yapı tamamen temizlendi diye bir iddia içinde olmadık. O kadar büyük bir iddiada bulunamam. Derin yapının sıfırlandığı bir ülke yoktur. Her ülkede bu tür yapılanmalar vardır. Önemli olan bu tür yapılanmaların darbelere neden olup olmadığıdır. Biz bu yapıların zararını en aza indirdik. Biz yolsuzlukla mücadelede başarılı olduysak bu çetelerle mücadelede başarılı olduğumuz içindir."

OFİSİMDE DİNLEME CİHAZI BULUNDU
Hozat'taki fişleme iddialarını da değerlendiren Başbakan Erdoğan, önemli bir itirafta da bulundu. Erdoğan, "Ben de dinleniyorum, bunu bitirmek kolay değil. Bu kadar yıldır kökleşmiş uygulamaları bitirmek kolay mı? Evimin altındaki ofisimde bile dinleme cihazı bulundu. Derin devlet denen olay boş durmuyor. Deniz Baykal'la ilgili kaseti de kimin yaptığı bulunamadı. Olayı duyduğumda Meclis'te kulisteydim, Bakan Yıldırım'a talimat verecek yayını kestik. Ama Deniz Baykal bu konuyla ilgili hassasiyetimi anlayamadı" dedi.

ODTÜ'DEKİ OLAYLARDA POLİSE SAHİP ÇIKTI
ODTÜ'te kendisine yönelik yapılan eyleme tepki gösteren Erdoğan, polise sahip çıktı. Başbakan, şunları söyledi: "Ben şuna üzülüyorum. Siz nasıl bir üniversite yönetimisiniz ki, kalkıyorsunuz orada o gün, Türkiye Göktürk-2'yi fırlatacak, gururlanmamız lazım. Siz ne biçim öğretim üyesisiniz, sizin yetiştirdiğiniz öğrenciler bunlarsa bizim ülkemiz batmış, bitmiş. Bu öğrencilerin gururlanması, 'seyredelim' demesi lazım. Yani 'Şuralara dev ekranlar koyun da izleyelim' demeleri gerekirken, orada gelip lastik yakıyorlar. Bunu yapan kim? Bu ülkenin evlatları, genç mühendisleri, böyle bir tasarım yapmışlar, böyle projeyi hazırlamışlar, bunu uzaya fırlatıyorsunuz, gururlanmamız lazım, hep beraber, aşkla kendi uydusunu artık uzaya fırlatıyor diye bu heyecanı duyması lazımken, bunlarda böyle bir heyecan yok. Ne rektöründe var, ne diğer akademisyenlerinde var. Ondan sonra utanmadan, sıkılmadan kalkıp söyledikleri şey; 'polisin, güvenliğin olmadığı bir üniversite istiyoruz'. Neymiş? Derslere girmiyormuş. Girmezsen girme, bu tür öğretim üyeleri olsa ne olur olmasa ne olur. Bunların elinde ancak bunlar olur. Bakıyoruz medya bu insanları sahipleniyor. Her olay polise fatura ediliyor. Orada lastik yakılmamış olsa molotof atılmamış olsa polis oraya neden girsin?"

"ÇOK KAZANANDAN DAHA ÇOK VERGİ ALACAĞIZ"
Zengin olandan daha fazla vergi alacaklarını vurgulayan Başbakan, "Bu gelişmiş ülkelerde de böyle. Çok kazananlar da bundan rahatsız olacak ama rahatsız olmasınlar. Sonuçta kazanan bu ülke olacak" ifadelerini kullandı.

EŞİM ZEHİRLENECEĞİNE BEN ZEHİRLENEYİM
Başbakan Erdoğan, uzun süre gündemi meşgul eden Turgut Özal'ın zehirlenme iddialarıyla ilgili olarak, bu meselenin kendisini son derece üzdüğünü belirtti. Dünya liderlerinin birçoğunun benzer şeyleri yaşadığını belirten Erdoğan, "Ben Semra Hanım ve Ahmet Bey'le de görüştüm. Cumhurbaşkanımız bazı kafalardaki soru işaretleri gidermek için DDK'ya başvuruda bulundu. Bakın şu anda Adli Tıp kararını açıklayamıyor" dedi. Erdoğan, Mehmet Barlas'ın, 'Size yönelik de bir zehirleme girişimi oldu mu? Yemekleri eşiniz mi tadıyor?" şeklindeki sorusunu da cevapladı. Erdoğan bu konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi: "Eşim zehirleneceğine ben zehirleneyim. Rabbimden temennim şudur, eşim benden önce ölmesin, ben ondan önce öleyim. Bizim hanım yemeklerde çok dikkatli ve hassastır. Ama ne kadar dikkatli olursanız olun bütün besinlerde sıkıntı var. Ete bakıyorsunuz öyle, süte bakıyorsunuz öyle."

GÜL NEDEN O TÖRENDE YOKTU?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Göktürk-2 uydusunun uzaya fırlatılması törenine davet edilmemesine ilişkin olarak ise, "Bu davet tamamen bizim dışımızdadır. TÜBİTAK'ın davet listesidir. TÜBİTAK sayın Cumhurbaşkanımız'la görüşüp bunun kararını vermiş olsaydı, çok daha isabetli olurdu. Cumhurbaşkanımız gelir ya da gelmezdi onun tasarrufudur. Ama bunu da medya bilmiyor, zannediyor ki bizim tarafımızdan böyle bir şey yapılmış. Bunun faturasını bize kesmeye çalışıyorlar. Organizasyon tamamen TÜBİTAK'a aittir" dedi.

PATRIOTLAR ADANA, G.ANTEP VE K.MARAŞ'A
Erdoğan, "Patriotlar yerleştirilirse 3. dünya savaşı çıkar" diyen İran Genelkurmay Başkanı için "Saçmalıyor" dedi ve Patriotlar'ın Adana, Gaziantep ve Kahramanmaraş'a yerleştirileceğini sözlerine ekledi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...