Erdoğan: Açlık grevi değil, şov yapıyorlar

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile çalışma yemeğinde bir araya geldi. Başbakanlıkta basına kapalı gerçekleşen çalışma yemeği 1.5 saat sürdü. Çalışma yemeğine Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu ve AK Parti milletvekilleri Çağatay Kılıç ve Metin Külünk de katıldı. Çalışma yemeğinin ardından Erdoğan ve Merkel ortak basın toplantısı düzenledi.

##tgvideo##

AVRUPA'YA PKK SİTEMİ
Başbakan Erdoğan, "Avrupa Birliği'nin (AB) bölücü terör örgütüne yönelik tavrı kesindir. AB'nin böyle bir kesin tavrının da neticelerini görmek istiyoruz. Yani batı destekli bir bölücü terör örgütü olmamalıdır ve batı bunun karşısında tavrını net, açık ortaya koymalıdır, bizim beklentimiz budur" dedi.

TÜM DÜNYAYA SESLENİYORUM
Erdoğan, cezaevlerindeki açlık grevine ilişkin bir soru üzerine, "Türkiye'de açlık grevi veya ölüm orucu olayına bir açıklık getireyim. Ve şu anda Almanya'dan tüm dünyaya sesleniyorum. Bir defa Türkiye'de şu anda ölüm orucunda olan 1 kişi var. Ancak 'ölün' diyen siyasi parti veya bölücü terör örgütü mensupları kendi aralarında kuzu kebap yemek suretiyle, bütün resimleriyle hepsi elimizdedir, şu an ben tarihlerini ve adreslerini de verebilirim. 17 Temmuz 2012'de milletvekilleri ve bölücü terör örgütünün bazı mensupları, Mardin Kızıltepe'de Kasrıkanco'da, bak isim de veriyorum, Ahmet Türk'ün verdiği ziyafette kuzu kebabı gayet güzel, şen şakrak şekilde götürdüler. Ve orada bunu yaparken öbür tarafta da kalkıp 'ölün' diyorlar" dedi.
Başbakan Erdoğan, açlık grevleriyle ilgili olarak ise, "Şu anda açlık grevi ve saire böyle bir şey yok, bu da tamamen şovdur. Ben bakanımı bizzat cezaevine gönderdim. Bunları gitti yerlerinde de izledi. Şu anda yarıdan fazlası dilekçe vermek suretiyle bu işi de bırakmış vaziyette, böyle bir şey de söz konusu değil" ifadelerini kullandı.

MAKSAT BÖLÜCÜ ÖRGÜT BAŞININ BIRAKILMASI
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Bütün bunlar bakınız, bir şeyi arzu etmenin yanında, neyi acaba talep ediyorlar diye baktığımız zaman bölücü terör örgütünün (başının) bırakılmasını. Dünyanın hiçbir yerinde bu tür şovlarla hukuk itilmez, yok farz edilmez. Hukuk neyi gerektiriyorsa o sahibine teslim edilir. Bizim meselemiz AK Parti iktidarı olarak Türkiye'de sadece Kürt kardeşlerimizin değil, 75 milyonun meselesidir. Ama siz bakın sadece bir etnik unsur adına konuşuyorsunuz. Ben sadece bir etnik unsur adına konuşmuyorum. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olarak 75 milyon adına konuşuyorum. Ve 75 milyonun da tamamını kucaklıyorum, tamamının dertlerinin dermanı olmaya çalışıyoruz. Bizim farkımız bu."

SURİYE'DE TAMPON BÖLGE KARARI BM'YE AİT
Suriye meselesine de değinen Erdoğan, Suriye'nun kuzeyinde tampon bölge ve uçuşa yasak bölge oluşturulmasının tamamen Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin vereceği bir karar olduğunu söyledi. Erdoğan, "Bu konu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin alacağı bir karar. Yani Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, böyle bir kararı almadıktan sonra bizim kalkıp da Kuzey Suriye'de böyle bir bölge ilan etme yetkimiz, hakkımız yok. Ve uçuşa yasak bölgenin bundan önce, Irak'taki olaylarda ağır bedelleri ödendi. Aynı bedellerin burada ödenmesini de doğru bulmayız. Öncelikle BM Güvenlik Konseyi'nin bu kararı vermesi, alması gerekir" diye konuştu.

ŞUBAT AYI SONUNDA SAYIN ŞANSÖLYE'Yİ TÜRKİYE'DE AĞIRLAYACAĞIZ"
Başbakan Erdoğan, "Şubat ayının sonunda Sayın Şansölye'yi Türkiye'de ağırlayacağız. Ve temennim odur ki Türk-Alman Üniversitesi'nin de temelini birlikte atarız. Bugün o kararlılığı, iradeyi ortaya koyduk. Dışişleri bakanlarımıza ve milli eğitim bakanlarına bu talimat verildi. Böylece yoğun bir şekilde bu üniversitemizin Türkiye'de, aynı şekilde bir benzerinin de Almanya'da kuruluşunun adımlarını atıyoruz" dedi. Erdoğan ayrıca, "Bununla birlikte yeni bir süreci ayrıca başlatmak istiyoruz. O da, Türkiye'nin özellikle Almanya ile NATO'da birlikte olması sebebiyle Suriye konusundaki hassasiyetin daha da artırılması sürecidir. Bu konuda Almanya'nın desteğine şiddetle ihtiyacımız var. Gerek Almanya-Rusya ilişkileri ve Almanya-Çin Halk Cumhuriyeti ilişklerinin daha da hassasiyetle sürüdürümesi bu süreçte önem arzediyor" şeklinde konuştu.

ARZUMUZ TÜRK SOYDAŞLARIMIZA ÇİFTE VATANDAŞLIK HAKKI TANINMASIDIR
Yabancıların Almanya'ya girişini kolaylaştıran Mavi Kart uygulamasına ilişkin bir soruya Erdoğan, "Arzumuz, Almanya'daki 3 milyona varan vatandaşımızın aynen Fransa'da olduğu gibi çifte vatandaşlık hakkının Alman yönetimi tarafından tanınmasıdır. Eğer Sayın Şansölye böyle bir adımın atılmasına yeniden fırsat verirlerse, ki geçmişte böyle bir adım atıldı, arzumuz bunun da giderilmesidir. Ben çok rahat bir şey daha söyleyebiilrim, Almanya'dan Türkiye'ye gelen 50 bine yakın Alman vatandaşı var, bunların bir kısmına vatandaşlık veriyoruz. Bu konuda rahatız, bir endişemiz yok" cevabını verdi.

FASILLARIN AÇILMASINA VERDİKLERİ DESTEĞE TEŞEKKÜR EDİYORUZ
Almanya'ya, fasılların açılması konusunda verdiği destekten dolayı teşekkür eden Erdoğan, "Almanya'yı genel olarak değerlendirdiğimiz de, Almanya Türkiye'ye her zaman desteğini vermiştir. Fransa'da Sayın Chirac'tan sonra gelen yönetim, Türkiye'ye karşı çok olumsuz bir tavır içine girdi. Mesela biz hep liderler zirvesine davet ediliyorduk. Daha sonra bu ortadan kalktı. Tamamen dışlandık ve bir de fasıllarda aç kapa dönemi kapatıldı, sadece açılma dönemi başladı, üstelik bu müktesabatta yok" dedi.

MERKEL: MÜZAKERELER SÜRMELİ
Almanya Başbakanı Merkel ise, AB ile Türkiye arasındaki üyelik müzakerelerinin devam etmesinden yana olduklarını ifade etti. Suriye krizine de değinen Merkel, bu ülkede yaşananların Türkiye için ciddi bir yük olduğunu söyleyerek, NATO üyesi Türkiye'nin Suriye karşısındaki sorumlu tutumu için Erdoğan'a teşekkür etti. Almanya Başbakanı, Türkiye'nin terörizm ve terör örgütü PKK'ya yönelik mücadelesini desteklediğini ve Almanya'nın bölücü terör örgütünün her türlü faaliyetine karşı çıkacağını ifade etti. Merkel iki ülke İçişleri Bakanlığı Müsteşarlarının daha sık bir araya gelerek konu üzerinde çalışmalarının olumlu olacağını kaydetti. Angela Merkel, 2013'te Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştireceğini de belirterek Türk-Alman Üniversitesi konusunda çalışmaların ilerlemesini istediklerini ifade etti.