DHKP-C avukatları Şam ve Beyrut'ta toplanmış

DHKP-C avukatları Şam ve Beyrut'ta toplanmış
GÜNDEM Haberleri

Mahkeme tarafından kabul edilen DHKP-C iddianamesinde, avukatların Şam ve Beyrut'ta örgütsel toplantılara katıldığı öne sürülüyor.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen ve İstanbul Cumhuriyet SavcısıAdem Özcan tarafından hazırlanan DHKP-C iddianamesinde 22 avukat hakkında önemli suçlamalar yer alıyor. İddianamede, Halkın Hukuk Bürosu'nun (HHB), DHKP-C terör örgütü adına faaliyet yürüten avukatların bir araya geldiği bir yapılanma olduğu öne sürülürken DHKP-C'nin kültür-sanat alanındaki faaliyetlerinin halen Okmeydanı'ndaki İdil Kültür Merkezi tarafından yürütüldüğü kaydedildi. Merkezde düzenlenen saz ve enstrüman kurslarının örgüte sempatizan kazandırma amacı taşıdığı iddia edildi. Grup Yorum'un düzenlediği konserlerle bir taraftan örgüte sempatizan kazandırırken, bir taraftan da örgüte gelir elde ettiği öne sürüldü. Baskın yapılan Halkın Hukuk Bürosu'nun, amacı da şu şekilde anlatıldı: "Gözaltına alınan ya da yargılanmakta olan örgüt mensuplarına hukuki yardımda bulunmak, bu şahıslar ile yakınlarının örgüte olan bağlılık ve aidiyet duygularını pekiştirmek, şüphelilerin gözaltında bulundukları süre zarfında ifade vermelerini, örgütsel sırları ifşa etmelerini engellemek ve örgüte iletilmesi gereken önemli bilgileri ilgili yapılanmalara iletmek."

YURT DIŞINDAN ÜSTLENİLİYOR
İddianamedeki en çarpıcı iddialardan biri de şüphelilerden Selçuk Kozağaçlı ve Oya Aslan'ın, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) adına Suriye ve Lübnan'a gidip Şam ve Beyrut'ta bir dizi toplantılara katıldığının tespit edildiği bilgisiydi. Kozağaçlı'nın masraflar için DHKP-C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan TAYAD Başkanı ve HHB Avukatı Behiç Aşçı ile irtibata geçtiği belirtildi. Gerekli finansal kaynağın Aşçı aracılığıyla örgütün fonundan karşılandığı, gizli tanık 'Yüzleşme'nin beyanlarına göre, çatışmaların devam ettiği bir dönemde şüphelilerin bu geziyi gerçekleştirmelerinin, DHKP-C terör örgütünün son süreçteki Suriye'ye destek politikası gereği olduğu savunuldu. Adli yardım yoluyla Belçika ve Hollanda adli makamlarından temin edilen bilgisayar kayıtları ve dokümanlar bulunduğu ve bunların kovuşturmada delil olarak kullanılacağı belirtilen iddianamede, örgütün Türkiye başta olmak üzere Hollanda, Belçika, İtalya, Almanya ve Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinde dernek, internet sitesi, server sağlayıcı gibi kurumlar ve araçlar vasıtasıyla faaliyet yürüttüğünün görüldüğü belirtildi. İddianamede, "DHKP-C terör örgütü tarafından ülkemizde gerçekleştirilen başta intihar saldırıları olmak üzere sansasyonel eylemlerde örgütün yurt dışı birimleri tarafından telefon ile Türkiye'deki irtibat bürosu aranmak suretiyle ya da servis sağlayıcıları yurt dışında bulunan internet siteleri aracılığıyla üstlenmelerin yapıldığı tespit edilmiştir" deniliyor.
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgüt içinde kod isimle anıldığı ve büroda "fırıncılar", "manavlar" ve "amcalar" kodlarının kullanıldığı ifade edilen iddianamede, "büroda çalışacak avukatların örgüt tarafından belirlendiği, büro ve avukatların ihtiyaçlarının örgüt tarafından karşılandığı, alınacak davaların örgüt tarafından belirlendiği, örgüt mensuplarına büro avukatları tarafından ücretsiz avukatlık yapıldığı, yurt dışında bulunan örgüt yöneticisi ile büro avukatlarının birbirlerine direkt olarak rapor gönderdikleri, avukatların cezaevindeki örgüt mensuplarıyla örgüt sorumluları arasındaki bilgi aktarımını sağladıkları, büro avukatlarının Çağdaş Hukukçular Derneği içerisinde faaliyetleri ve etkinlik kurma çalışmaları olduğu" iddialarına yer verildi. İddianamede 22 sanık için 1.5 yıl ile 88 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezası talep ediliyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...