Demokraside milat: 27 Nisan tepkisi
GÜNDEM
Haberleri
AK Parti iktidarı ile birlikte "türban-laiklik-kamusal alan" tartışmaları en sıcak gündem maddesi haline geldi. Askerler, eşi başörtülü olan siyasetçilere tavır aldı. 27 Nisan 2007'de TSK'nın "laikliğin aşındırıldığı" yönündeki açıklamalarına hükümetin sert tepki göstermesi demokrasi yolunda önemli bir milat oldu.
Yazıdizisi-2Dilek Gedik hazırladıdilek.gedik@tg.com.tr Refah Partisi (RP)'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasının ardından Türk siyasetinde sular durulmadı ve sıcak gelişmeler yaşanmaya devam etti.RP'nin kapatılma kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasından bir yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra bu sefer 7 Mayıs 1999 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Fazilet Partisi hakkında kapatma davası açtı. Kapatma davası 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan genel seçimlerde FP'den milletvekili olarak seçilen Merve Kavakçı'nın 3 Mayıs 1999 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda başörtülü olarak yemin etmek istemesi olayından hemen sonra açıldı.Tüm bunlar yaşanırken bu arada geleceğin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Siirt'te okuduğu şiir sebebiyle yargılandığı davada10 ay hapis cezasına çarptırılıyor ve belediye başkanlığını bırakmak zorunda kalıyordu. 18 Nisan 1999'da yapılan genel seçimlerin ardından kurulan DSP-MHP-ANAP koalisyonuyla ülke derin bir ekonomik krizin içine düştü. Hükümet ortakları erken seçim kararı aldı.3 Kasım 2002 tarihinde seçimler, her açıdan Türkiye için bir dönüm noktası olacaktı. Siyasi hayatın çiçeği burnunda partisi AK Parti, seçimlerin galibi oldu. Siyasi yasağı kaldırılan AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye için yeni dönemin kapılarını araladı.ASKER AĞIRLIĞI AK Parti'nin iktidardaki ilk yıllarında da askerlerin açıklamaları siyasetin gündemini belirliyordu.Başbakan?Erdoğan ile halef selef G.Kurmay başkanları Büyükanıt ve Başbuğ. "POST-MODERN ZİYARET!" AK Parti iktidarı ile birlikte "türban-laiklik-kamusal alan" tartışmaları da siyasetin ve devlet üst kademesinin en sıcak gündem maddelerinden biri haline geldi. 20 Kasım 2002 tarihinde TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirve Toplantısına katılmak için Prag'a giden Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i Ankara Esenboğa Havalimanı'ndaki uğurlama törenine başörtülü eşi Münevver Arınç ile birlikte katılması bu tartışmaların başlangıcı oldu. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ile kuvvet komutanlarının, Arınç'a 29 Kasım 2002 tarihinde bulundukları nezaket ziyaretinin 2.5 dakika sürmesi, AK Parti iktidarına yönelik bir tepki olarak değerlendirildi ve gazetelerde "Post Modern Ziyaret" olarak yer aldı.Genelkurmay Başkanlığı'nın Gazi Orduevi'nde 8 Ocak 2003 tarihinde basın mensuplarına verdiği resepsiyonda Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın gazetecilerin sorusu üzerine "28 Şubat süreci devam ediyor mu? Türkiye'de irticai süreç devam ediyorsa, o süreç devam ediyor" şeklinde cevap vermesi, hükümetle komuta kademesi arasında yaşanan gerginliği gözler önüne sererken bunun bir somut örneği de ardından 23 Nisan 2003'de Meclis resepsiyonuna eşli davet sebebiyle yaşanan krizde görüldü. 25 Ekim 2003 tarihinde Ankara'da düzenlenen ve Atatürkçü Düşünce Derneği'nin öncülüğünde rektörler, öğretim üyeleri ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile gerçekleştirilen yürüyüşte "Ordu Göreve" yazılı pankartlar açıldı.SİVİLLEŞME ATAĞI Bu gergin ortam içerisinde diğer yandan AK Parti iktidarı, reform paketleri ile AB müktesebatına uyum sağlanması amacıyla kapsamlı düzenlemelere girişti. Devlet sisteminin sivilleşmesi, temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, insan haklarına saygı, azınlık hakları ve azınlıkların korunması gibi konularda önemli adımlar atılmaya başlandı. MGK Genel Sekreterliği sivil bir isme emanet edildi. Yüksek Askeri Şûra (YAŞ)'da alınan ihraç kararları ve YAŞ'ın sivil üyeleri olan Başbakan ve Milli Savunma Bakanının bu kararlara şerh koymaları siyasi tartışmaların temelini oluşturdu. Görev süreleri dolan komutanları, devir teslim törenlerinde yaptıkları konuşmalar, TSK'nın hükümete yönelik tepkisinin de hangi boyutlarda olduğunu gösteriyordu.DARBE PLANLARI İDDİASI Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen ve 2003-2004 yıllarını kapsayan günlüklerin bir dergide yayınlanması bu döneme ait darbe girişimi iddialarını gündeme getirmişti. Günlüklerde dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur'un "Sarıkız" isimli bir darbe planının hazırlıkları içinde olduğu anlatıldı.2002-2007 bir yandan bu tür gerginliklerin yaşandığı yıllar olurken diğer yandan da hem siyaseti hem de iç barışı derinden etkileyen suikast ve saldırılar yaşanıyordu. Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu cinayeti, Şişli Beth İsrael ve Beyoğlu Neve Şalom Sinagoglarına saldırı, HSBC Bank Genel Müdürlük binası ve İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosluğu'nda meydana gelen saldırılar, Şemdinli'de Umut Kitabevi'ne düzenlenen saldırı, Danıştay saldırısı, Hrant Dink suikastı, Zirve Yayınevi cinayetleri...367 KRİZİ VE SEÇİMLER… Gerginliklerin biri bitiyor biri başlıyordu. 2007 yılına Cumhurbaşkanlığı seçimi, 367 tartışması ve Genelkurmay Başkanlığı'nın 27 Nisan bildirisi damgasını vurdu. Genelkurmay Karargahı'nda, 12 Nisan 2007 tarihinde kuvvet komutanlarının da hazır bulunduğu bir basın bilgilendirme toplantısında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Cumhurbaşkanlığı tartışmalarına açıkça katılarak "…seçilecek cumhurbaşkanı aynı zamanda TSK'nın başkomutanıdır. Bu yönüyle TSK'yı yakından ilgilendirmektedir. Biz hem cumhurbaşkanımızın hem de aynı zamanda başkomutanımızın Silahlı Kuvvetler ve Türk milletinin sahip olduğu cumhuriyetin temel değerlerine, anayasamızda ifadesini bulan laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti idealine, devletin üniter yapısına bağlı ama sözde değil özde, bunu davranışlarına yansıtacak şekilde bir cumhurbaşkanının oraya seçileceğine olan inancımı belirtmek istiyorum" diyebilecekti.Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk tur oylamasının yapıldığı ve CHP'nin söz konusu oylamayı Anayasa Mahkemesi'ne taşıdığı günün gecesinde (27 Nisan'da) Genelkurmay Başkanlığı saat 23.17'de internet sitesinde "laikliğin aşındırılmasından duyulan rahatsızlığın" vurgulandığı bir bildiri yayınladı. Bildiriye hükümet ertesi gün sert bir cevapla karşılık vererek bir ilki gerçekleştirdi. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek tarafından yapılan açıklamada, TSK'ya bulunduğu konum ve yetkileri hatırlatılarak şöyle denildi: "Bu açıklama hükümete karşı bir tutum olarak algılanmıştır. Kuşkusuz, demokratik bir düzende bunun düşünülmesi dahi yadırgatıcıdır. Başbakan'a bağlı bir kurum olan Genel Kurmay Başkanlığı'nın herhangi bir konuda hükümete karşı bir ifade kullanması demokratik bir hukuk devletinde düşünülemez."Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk tur oylamasını iptalinin ardından aynı gün erken seçim kararı alındı. Köşk seçimi ve 27 Nisan bildirisi tartışmalarının gölgesinde yapılan 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde AK Parti yüzde 46.58'lik bir oy oranı ile birinci oldu.8 YILDAN 4+4+4'E 14 Mart 2008'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti'nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'nde kapatılma davası açtı. 30 Temmuz 2008'de açıklanan kararla, AK Parti kapatılmazken bir sonraki seçimde 2011 genel seçimlerinde AK Parti yüzde 49.8 ile yine birinci parti olmayı başardı.Yeniden iktidar olan AK Parti, 8 yıllık kesintisiz temel eğitimi, geçen yıl kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen 12 yıllık kesintisiz ve zorunlu eğitime Meclis'teki büyük tartışmalarla dönüştürerek 28 Şubat sürecinin en önemli ve simge düzenlemesini sona erdirdi.YARIN: 28 ŞUBAT SORUŞTURMASI