Davutoğlu: 'Soframız herkese açık'

Ankara'daki baş döndüren mesaisine bir günlük ara veren Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dünkü durağı Kırşehir'di. 27. Ahilik Haftası töreninde katılan Davutoğlu, hükümetin hem iç hem de dış politikasını Ahilik kültüründen örneklerle anlattı. "Ahi Evran'ın ahlakını anlamayanlar, sadece iktisadi ahlakı değil siyasi ahlakı da şahsi ahlakı da devlet ahlakını da anlayamaz" diyen Başbakan özetle şunları söyledi: "Ahi Evran 'Eline, beline, diline sahip çık', 'Kapını, evini, keseni sofranı açık tut' derken herkese, diğer insana yapacağı muamelenin esasını ortaya koyuyordu. 12 yıllık iktidarımızda yapmak istediğimiz şey de o felsefeyi hayata geçirmekti. Onun için sofralar bereketlendi. Türkiye Cumhuriyeti Ahi bir devlettir. Onun için bizimle emniyet bulmak, soframızda helal bir lokma yemek için kapımıza gelen Suriyeli kardeşlerimize kapımızı açtık. Somali halkına bu toprakların helal rızkını götürdük. Her yere elimiz ulaştı, ulaşacak. Çünkü biz Ahi Evran'ın torunlarıyız, Moğolların değil.
Üç senedir Suriyeli yetimlere, kadınlara, yaşlılara sınırlarımızı açtığımız için bu kardeşinizi eleştiren, defalarca gensoru verenlere sesleniyorum; Gelin ve Ahi Evran'ın huzurunda ders alın. Ahi Evran'dan nasibi olmayanlar, mazlumlara sahip çıkan politikamızı anlamazlar. Son 3-4 yıl içinde Suriyeli, Iraklı kardeşlerimize 'Arap mısın, Türkmen misin, Kürt müsün, Şii misin, Sünni misin, Nusayri misin, Hristiyan mısın' demeden kapımızı, soframızı açtıysak bundan sonra da açmaya devam edeceğiz.
Son dönemde Kobani'den gelen kardeşlerimize de kapımızı açtık. Ama bir vekil tuttu, o kardeşlerimizin elinden tutarak sınırlarımızın içine çeken aziz Mehmetçiğe taş atma edepsizliğini gösterdi. Ona sesleniyorum; O kardeşlerimiz sen orada olduğun için değil 'Mehmetçiğin gölgesinde huzur bulacağız' diye geldiler. Eğer Mehmetçik orada olmasaydı onlar o kapıya sığınamazlardı. Bu topraklarda bir daha kardeş kavgasına, kaos çıkarmak isteyenlere de fırsat vermeyeceğiz."

Bayrağımızı bile bize çok gördüler
Başbakan Ahmet Davutoğlu sözünü tuttu, IŞİD militanlarının 101 gün rehin tuttuğu Musul Konsolosluğu çalışanı Mesut Taşkıran'ın nikah şahidi oldu. Nikahın ardından kısa bir konuşma yapan Davutoğlu, törenin sadece Mesut - Hazal çiftinin değil, tüm Türkiye'nin düğünü olduğunu söyledi. Evlilik cüzdanını gelin Hazal Çağlar'a veren Davutoğlu, damada dönerek "Mesut bir daha kaybolmazsın sağda solda biliyorum ama bunu yine de kızımıza vereyim. O en iyi şekilde muhafaza edecektir" dedi.
Damat Mesut Taşkıran da Başbakan Davutoğlu'na esaret günlerinde atleti ve yastık yüzünden yaptığı Türk bayrağını hediye etti. IŞİD militanlarının tüm eşyalarını aldığını belirten Taşkıran "Bayrağımızı bile bize çok gördüler" dedi. Davutoğlu bayrağı tekrar damada vererek nesilden nesile aktarılmasını istedi. Taşkıran'ın düğün masrafları da Davutoğlu'nun talimatıyla Kırşehir Belediyesince karşılandı.



Ertaş'ı da unutmadı
Başbakan Davutoğlu, Kırşehir'de kurulan Neşet Ertaş Gönül Sultanları Kültürevi ve Müzesi'nin açılışını gerçekleştirdi. Burada Abdallar grubu ile birlikte senfoni orkestrası konserini dinleyen Davutoğlu, merhum halk ozanı Neşet Ertaş'ı şöyle tarif etti: "Usta filozof sanatçı. Her dizesinde aslında bize bir şey öğreten, her musikisiyle bize, gelecek nesillere ders aktaran. Neşet Ertaş'a üstat denir, Türkülerimizi hakkıyla dinleyen ahlak felsefesini öğrenmiş olur. Neşet Ertaş'a üstat denir, o sazın kılıfının gerisine bakanlar bunu kolaylıkla görebilir " dedi. Daha sonra Bağbaşı Mezarlığı'na geçen Davutoğlu, Ertaş'ın kabrine su döküp dua etti.