Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi!

Türkiye Gazetesi'nin misafir kalemi Av. İbrahim Avşar, makalesinde 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni okuyucularıyla paylaştı. İşte yazının detayları...
İşte Misafir Kalem Av. İbrahim Avşar'ın ''CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÛMET SİSTEMİ Geleceği istikrarlı yönetimler belirleyecek'' başlıklı o yazısı:
Dünyada her şey akıl almaz bir hızla gelişiyor, değişiyor. Nanoteknoloji ve hız çağında yaşıyoruz. Hantal yapıların, devletlerin bu değişime ayak uydurabilmesi mümkün değil. Teknolojinin tüm gelişmelerini takip eden, istikrarlı, hızlı, kararlı cevval idareler ülkelerini ilk sıralara taşıyacak. Zamanın ruhu, gerçekleri bunu gösteriyor.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet modelinin en önemli yönü istikrarlı yönetim sağlaması. Hükûmet, beş yılda bir yapılan seçimle değişecek. Dahası iktidara gelebilmek için seçmenin yarısından bir fazlasının oyunu, onayını almak gerekiyor. Demokrasinin ruhuna en uygun yöntem.
Devletin ve vatandaşların; ikide bir yenilenen seçimler nedeni ile enerjilerinin boşa harcandığını, israf edildiğini en iyi bizim ülkemiz biliyor son elli senede yaşananlara bakılınca.
Doksan yıllık Cumhuriyet döneminde altmışın üzerinde hükûmet kurulmuş. Nerede ise on sekiz ayda bir değişen hükûmetler. Bürokrasiyi bile tanıyamadan değişen hükümetler. Ülkeye, millete ne fayda sağlayabilir ki.
Sadece idareyi maslahat, o kadar.
Cumhurbaşkanlığı sisteminde beş yılda bir seçim yapılacak ve hükûmet beş yıl yönetimde kalacak. Beş yıl seçim yok. Herkes işine gücüne bakacak. Hemen şunu belirtmekte fayda var; her seçimin ekonomiye ve hazineye büyük külfet getirdiğini de unutmamak gerekir. Seçimlerin hazineye yük getirdiği gibi pek çok insanın da seçimler nedeni ile üretimlerinin yavaşlaması, devletin gelirlerinin azalması demek.
Siyasi istikrar pek çok belirsizliği ortadan kaldıracaktır. Türk milleti yüksek feraset sahibidir. Söz konusu ülkemiz olduğunda muhteşem bilge kararlar
verecektir, vermiştir.
Siyasi istikrar hızla gelişen ekonomi, daha çok iş yeri, daha fazla istihdam alanları ve de işsizliğin azalması demektir.
Cumhuriyet tarihinde tüm ekonomik büyümeler, sıçramalar tek parti iktidarları döneminde olmuştur. Yani kısa da olsa istikrarlı hükûmetler döneminde büyüme rekorları kırılmış.
Rahmetli Menderes, Demirel, Özal ve AK Parti dönemlerinde ekonomi katlanarak büyümüştür. Koalisyon hükûmetleri döneminde tüm enerjisini gereksiz tartışmalara ve boşa harcamış oldu ülkemiz. Ne yazık ki. Tek parti iktidarları döneminde elde edilen kazanımlar, koalisyonlar döneminde kaybedilmiş, erimiştir.
Rahmetli Özal’ın dile getirdiği dönemlerde Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmiş olsaydı, bugüne kadar geçen otuz yıllık sürede Türkiye en az iki kat daha güçlü ekonomiye sahip olacaktı, büyüyecekti. Bu her bakımdan güçlü ve büyük Türkiye demektir.
Dünya ülkeleri arasında ekonomik büyüklük sıralamasında ilk sekiz-dokuzuncu sıralar arasında olacaktık.
Ekonomik olarak güçlü Türkiye; neler yapmazdı ki.
Ekonomisi zar zor ayakta duran; memurunun, çalışanının maaşını ödeyebilmek için gecelik binli rakamlarda faiz ödeyen, istikrarsız bir ülkenin kendisine, vatandaşına nede kimseye faydası olamaz. Şu anda dünyadaki çekişmelerin, savaşların ekonomi kaynaklı olmadığını kim söyleyebilir.
Her bakımdan güçlü ve zengin olmak zorundayız ülkemizin bulunduğu coğrafya, siyasi konjonktür bunu gerektiriyor hatta mecbur kılıyor. İstikrarlı hükûmetler güven ve huzur getirecektir, çalışkan halkımıza. Siyasi istikrar; Türk müteşebbisinin dünyadaki rakipleri ile yarışmasının önündeki engellerin önemli ölçüde kalkması demektir. Yurt içinde geleceğini rahat görebilen müteşebbisin dünya rekabetinde ayağı yere daha sağlam basacağı kuşkusuzdur.
Otuz yıl önce kaçırdığımız fırsatı bu sefer kaçırmayacaktır bilge halkımız.
Cumhurbaşkanlığı yönetim biçiminde başarısız partilerin liderleri, yönetimden çekilmek zorunda kalacaktır. Sürekli seçim kaybeden partilerin yönetiminin seçmene ve ülkeye faydası olması mümkün değil. Elli yüz milletvekili çıkarıp bir şekilde koalisyon ortağı olma dönemi sona eriyor. Koalisyonların ülkeye hiçbir katkı sağlamadığı aşikâr.
Tüm partiler dinamik olmak, çok çalışmak, iktidarı hedeflemek mecburiyetindeler. Bu ülkemiz siyaseti için sürekli yenilenme, gelişme ve pozitif değişim anlamına gelmektedir. Siyasi partiler her kesimden seçmenlere ulaşmak, onları anlamak, sorunlarına çözüm üretmek, ikna etmek, ortak iyiyi yakalamak ve oy almak zorunda. Gerilimden beslenen kavgacı politika son bulacak. Şu anda referandum aşamasında bile göreceli nezaket, her kesime hitap eden seviyeli dil kullanıldığı görülmektedir.
Milletvekillerinin tek görevi kanun çıkarmak ve denetim görevlerini ifa etmektir. Asli görevleri de bu’dur bu olmalıdır. Milletin temsilcileri, vekilleri olarak millet adına yasama faaliyetlerini icra edecektir. Bakanlar tamamı ile Meclis dışından atanacaktır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde kuvvetler ayrılığı gerçek anlamda uygulama alanı bulacaktır. Bürokrasi elinde çaresiz kalan değil, onu ülke ve millet menfaatlerine uygun, etkin yöneten cevval bir hükûmet.
Cumhurbaşkanı en fazla iki dönem seçilebilecek. Bu durum sürekli yenilenme ve pozitif değişime zemin hazırlayacaktır.
Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ülkemiz ekonomisi, demokrasisi ile güçlü ve tüm dünyada söz sahibi büyük Türkiye olacaktır inşallah...