Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek yargıdaki krizin çözümü için devrede

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek yargıdaki krizin çözümü için devrede

GÜNDEM Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Cumhurbaşkanı, AYM’nin Yargıtay’ın kararını yok sayamayacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan’daki Ekonomik İş Birliği Teşkilatı 16. Liderler Zirvesi’nden dönüşte gündemi yorumladı. Anıtkabir’deki 10 Kasım törenine devlet erkanı ile birlikte katılan Cumhurbaşkanı, Külliye’deki Atatürk’ü anma programında da önemli mesajlar verdi. Özellikle yüksek yargıda yaşanan gelirim, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamlar, bu acı tablonun bölgeye yansımaları ve acil atılacak adımları değerlendiren Erdoğan, ekonomideki tabloyu da yorumladı. İşte o mesajlar: 

Yargıtayın bir yüksek mahkeme olduğunu herhâlde kimse inkâr edemez. Anayasa Mahkemesi, bu noktada maalesef birçok yanlışları arka arkaya yapar hâle geldi. Anayasa yapma yetkisi Yüce Meclis’imizindir ve bu yetkisini devredemez. AYM, Yargıtay’ın attığı adımı hafife almamalı. Eğer partimden bazı arkadaşlar Yargıtay’ı yerip AYM’ne övgüler düzüyorsa onlar da yanlış yapıyor. Birilerine şirin görünmenin anlamı yok. Anayasanın 104’üncü maddesi, Cumhurbaşkanı olarak bize ‘Devlet Başkanı’ sıfatıyla, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme görevi vermekte. Dolayısıyla biz, bu tartışmada taraf değil ‘hakem’ konumundayız. 

ÇÖZÜM YENİ ANAYASA

Yargının iki kurumu arasındaki yetki tartışmasının çözüm yeri anayasadır, yasalardır ancak anlaşılan o ki mevcut anayasamız ve dolayısıyla ona göre şekillenen yasalarımız, bu konuda da yetersiz kalmakta. Yeni anayasa meselesini ısrarla gündemde tutma sebebimizin günlük siyaset söylemi değil, hayati bir konu olduğu bu vesileyle herhâlde daha iyi anlaşılmıştır. İnşallah Meclis’te anlayış birliğine ulaşılarak yeni anayasa çalışmaları en kısa sürede başlatılır. Hem yüksek yargı kurumlarımızın temsilcileriyle hem bu konuda etkinliği herkesçe kabul edilen hukukçularımızla görüşerek, meseleye bir hâl yolu bulacağız. Gerekirse, anayasa ve yasa değişiklikleri dâhil, bütün yolları kullanarak tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız. 

İSRAİL SABIR ZORLUYOR

Dünyanın gözü önünde bir felaket, bir facia, bir insanlık suçu yaşanıyor. Filistin halkının binlerce yıldır yaşadığı topraklarını zorla gasbedenler bununla da yetinmiyor, ülkemiz topraklarını da içeren ‘Vadedilmiş topraklar’ hezeyanıyla nükleer silah kullanma tehditleriyle sabrımızı zorluyor. Sahip oldukları teknolojik üstünlüğe ve uyguladıkları ahlaksız zorbalığa rağmen daha Filistin’in masum çocuklarıyla, kadınlarıyla ve yaşlılarıyla baş edemeyenlerin bu ham hayalden uyanacakları günler yakındır. Henüz doğmamış bebeklerden masum çocuklara yitip gidip giden canların hesabı elbette sorulacak. Zalimlerin her biri ve onlara verdikleri destekle aynı suça ortak olanlar, tarih önünde mutlaka yargılanacak. Türkiye olarak bu işin öncülüğünü her platformda biz yapacağız. 

AMERİKA DEĞİŞİYOR

Dışişleri Bakanlığı, konuğuna (ABD Dışişleri Bakanı Blinken) temsil ettiği makama yakışır şekilde yaklaşımda bulundu. Bazı tekliflerimize olumlu yaklaştıkları bana nakledildi. Amerika’da bir politika değişikliği havası var. Sadece orada değil, tüm Batı’da, İngiltere’de, Fransa’da var… Bizim hamasi sözlere değil, somut adımlara ihtiyacımız var. Şayet ateşkes konusunda samimiyseniz BM’nin kararlarının uygulanması konusunda İsrail’e baskı yapın. ABD bu adımı atarsa İsrail’i durdurmak daha kolay hâle gelir. 

NETANYAHU MESAJI 

Dünyanın her yerinde İsrail aleyhine gösteriler yapılıyor. İngiltere’de, Fransa’da, Amerika’da Beyaz Saray’ın önünde on binler bir araya geldi. Bunlar, bir işaret fişeğidir. İsrail meselesi çözülmeden ne bölgemizde ne dünyada tam anlamıyla barıştan ve uluslararası hukuk düzeninden söz edilemez. Şunu çok açık net söylemem lazım. Netanyahu’nun bugünü yarına göre iyi günleridir. Şu anda İsrail halkının yüzde 60-70’i Netanyahu’nun karşısında yer alıyor. 

REHİNE KRİZİNİ ÇÖZERİZ

Hamas’ın sivilleri rehine olarak tutmak gibi bir derdi yok, hatta ‘bırakırız’ diyorlar. Ama rehineler arasında asker var, sivil var. Bu askerlerin içerisinde üst rütbeliler de bulunuyor ancak İsrail’in çocukları rehin alacak kadar vicdani olmayan tutumu da ortada. Olumlu adımlar atıldığı takdirde biz her türlü riski alır ve bu işin çözümüne katkıda bulunmaya çalışırız. 

CHP'DE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

‘Bay Bay Kemal’ dedik. Dediğimiz oldu. Bunların birbirinden farkı yok. Al birini, vur öbürüne. Biri Demirtaş’a selam gönderiyor, biri Kavala’ya... Hâlâ ‘Demirtaş’a, Kavala’ya selam gönderirsem güçlenirim’ diye düşünüyorlar. Yahu güçlenemezsin. Sen de kaybedeceksin, öbürü de... 31 Mart bunun kantarı olacak ve bu kantarda İstanbul, Ankara başta olmak üzere inşallah Cumhur İttifakı gereğini yapacak. CHP, başına kimi getirirse getirsin değişmez, değişemez. Türkiye dün gardırop Atatürkçüleri, bugün de sosyal medya Atatürkçüleri olarak ifade edebileceğimiz kesimden çok çekmiştir. İstismar dışında hiçbir icraatları olmayan bu mirasyediler, bugün de sağa sola savruluyor. Öyle ki bu sıfatları terör örgütlerinden emperyalistlere, kendi ülkelerine düşman kim varsa herkesin dümen suyuna girmenin şemsiyesi yapacak kadar kontrolü kaybetmiş durumdalar. 

ERDOĞAN RİYAD YOLCUSU

Gazze için yoğun bir diplomasi trafiği yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8’inci Olağanüstü İslam Zirvesi’ne katılmak üzere bugün Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a gidecek. 17 Kasım’da da, İsrail’in en büyük destekçilerinden Almanya’yı ziyaret edecek. Berlin’de gerçekleşecek Erdoğan- Şansölye Olaf Scholz görüşmesinde, ateşkes konusu ele alınacak.

YARGITAY'DAN AYM AÇIKLAMASI

Anayasa Mahkemesi (AYM), Gezi kalkışması hükümlüsü olan TİP Milletvekili Can Atalay için hak ihlali kararı verdi. Bunun üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay kararında yetkisini aştığı gerekçesiyle AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Yaşanan bu gerilim sonrası Yargıtay Başkanlığından ilk defa açıklama geldi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: Anayasa’mızda yüksek mahkemeler; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay olarak düzenlenmiş olup birbirlerine üstünlük sıralaması belirlenmemiştir. Anayasa Mahkemesi hükümlerinde olduğu gibi kesinleşmiş bütün mahkeme kararları herkes için bağlayıcıdır. Yargıtay, karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yapılmadan incelemede bulunamaz. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi, adli ve idari mahkemelerce verilen kararları bozamaz, istinaf ve temyiz mercii olarak davaları yeniden incelemeye yetkili bir makam da değil. AYM, tartışmalara konu olan davada, anayasa koyucunun iradesini yok saydı. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru da yargı sistemini zayıflatan bir problem hâline geldi. AYM’nin, zaman zaman anayasal ve yasal sınırları aşarak Yargıtay ile Danıştay’a karşı kararlar alması, kesin hüküm etkisini tamamen devre dışı bırakılmasına sebep olmaktadır.

KRİZ 10 AY ÖNCE BAŞLAMIŞ

AYM ve Yargıtay arasında yaşanan hukuk krizinin yeni başlamadığı ortaya çıktı. Taraflar arasındaki gerilimin 10 aydır devam ettiği öğrenildi. Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’nın 19 Ocak’taki değerlendirme toplantısında, AYM’yi “bireysel başvurular” konusunda eleştirdiği kaydedildi. Başkan Akarca’nın “AYM’nin hukuki dosyalardaki bütün delilleri denetleme girişimi yanlış. Yetki aşımı ile ‘süper temyiz mahkemesi’ niteliğine kavuşması toplumda kargaşaya sebep olabilir” sözleriyle uyarılarda bulunduğu belirtildi.

Düzenleyen:  - GÜNDEM
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...