Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biz ne işe yarıyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biz ne işe yarıyoruz
GÜNDEM Haberleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan İslam İşbirliği Konferansı'nda liderlere böyle seslendi: Biz ne işe yarıyoruz?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hilton Bomonti Otel'de, TBMM'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği 10. Konferansı'nda yaptığı konuşmada, "İslam dünyasının üzerinde ciddi operasyonlar yapılmaktadır. Müslümanlar birbirine kırdırılmaktadır. Müslümanlar, birbirine vurdurulmaktadır. Akan kan, dikkat edelim Müslüman kanıdır. Ölenler ve öldürülenler, Müslümanlardır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları...

"Farklı dilleri konuşuyor olabiliriz, farklı coğrafyalardan gelmiş olabiliriz. Kur'an-ı Kerim'in ışığı altında birbirine kardeş olmuş bir ümmetin mensubuyuz. Öyle sorunlar vardır ki herkes susar Kur'an-ı kerim konuşur. Öyle durumlar vardır ki mezheplerin farklılıkları bir kenara bırakılmalıdır. Bizler islam dininin mensupları olarak olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. İslam dünyası üzerinden ciddi bir operasyon yapılmaktadır. Akan kan müslüman kanıdır. Ölenler ve öldürülenler müslümanlardır. Aramızdaki tüm tartışmalar bir kenara bırakılarak ortak aklın kullanılmasının zorunlu olduğu bir zamanı yaşıyoruz. Filistin'de bir insanlık trajedisi yaşanırken hadiseye parti tutar gibi bakmak asla İslami bir tutum değildir. Bu olaylara stratejik konjönktür ve çıkar gözüyle bakmak yanlıştır. Suriye'de 300 bin insan ölmüşken meseleye iktidar ve mezhep gözüyle bakmak insani değildi. Ölenler kim? Müslüman. Öldürülenler kim? Ülkemde 1 milyon 700 bin muhacir var. Avrupa'nın tamamında acaba ne kadar Suriyeli sığınmacı var? Şimdi soruyorum: Bu şekilde kendi müslüman kardeşlerine sahip çıkmamanın insani bir izahı var mı? Afganistan'da, Mısır'da, Libya'da durum aynı. Bütün bu sorun alanları karşısında aramızdaki tüm farklılıkları anlaşmazlıkları bir kenara koyup düşünmemiz gerek. Acı bir gerçektir. Bizler müslümanlarız. Maliki olan Allah'tır. Bize bunun hesabını soracaktır. Hatırlatmak isterim ki yaptıklarımızla olduğu kadar yapabilecekken yapmadıklarımızla da er ya da geç hesaba çekileceğiz. İslam ülkleri liderlerine sormak istiyorum. Filistin'de müslümanlar ölürken bunun için sadece acı çekmek bizleri kurtarır mı?"

Bizim birbirimizle konuşmak için tercümana ihtiyacımız yok. Aynı kıbleye dönen insanlar olarak günül diliyle konuşabiliriz. Ortak mücadele verebiliriz. İşte müslümanlar sustuğunda her mezhep kendi taraftarının arkasında duruyor. İşte o zaman devreye başkaları giriyor. O zaman devreye teröristler giriyor. Müslümanlar ölüyor. Kararı başka güçler veriyor.

Milyarlarca müslümanın arzusu BM'nin ve konseyinin karar mekanizmasına etki edemiyor. Kararlar veto edilip süreç durdurulabiliyor. Dünya 5'ten büyük. Bu 5'in içinde bir tane müslüman ülke yok. Kıtalar temsil ediliyor. Tüm dünya bu 5 üyeye teslim mi? Böyle bir adalet olabilir mi? Siyasetçi hayatını güncellemek zorundadır. Öyleyse BM Güvenlik Konseyi'nin reforme edilmesi şart! Kimle konuştuysam rahatsız. Ama uygulamaya gelince gerçekleşemiyor. Kardeşlerim şu anda İslam İşbirliği Teşkilatı'nda 56 üyeyiz. Peki BM'de bir sözümüz geçiyor mu? Hayır! Peki biz ne işe yarıyoruz. Bu alanda bir adım atmayacakmıyız?

İranlıların güzel bir sözü var: Oturdular konuştular ve dağıldılar

Bizim oturup konuşup bir karar vermemiz lazım. Küresel ve bölgesel sorunların çözümünde adil eşitlikçi herkesi temsil eden bir mekanizmanın oluşturulması acil bir hal almıştır. Bu hakkı bize kimse vermeyecek. Oturup beklersek daha çok bekleriz. Bu dünyada var olduğumuzu kendi kararlarımızı kendimizin vereceğini tüm dünyaya duyurmamız lazım. İslam dünyası kendi özeleştirisini yapmak zorundadır. Bu özeleştiriyi hep beraber biz belirlemek zorundayız. Terör örgütlerinin temsilcisi değiliz ve hiçbir zaman olmayacağız.

Terör ile islam ve terörist ile müslüman kavramları son derece kasıtlı bir biçimde yan yana kullanmak bilerek yapılıyor. Paris saldırılarının ardından terörü konuşmak yerine Müslümanları, İslam coğrafyasını konuşmak şiddeti örtmektir, adaletsizliği örtmektir, terörün üzerini örtmektir. Paris saldırılarının ardından başta Avrupa Birliği olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde İslam düşmanlığını ve İslam karşıtlığını körüklemek, insanlığın geleceği adına son derece tehlikeli bir girişimdir.

Son zamanlarda islamofobi olayı batı da nasıl görünüyor?

Batı'da camilerimize, nazinin son dönemdeki topluluğu, müslümanlara camilerde hakaret ediyor. Bizim mabetlerimizi kundaklıyorlar. Bunlar tahrik değil de nedir? Şimdi aynı sebep diğer dinler için de ortaya çıkmaya başladı. Biz İspanya ile bir Medeniyetler İttifakı süreci başlattık ve dedik ki; 'Eğer Medeniyetler İttifakı'nda başarılı olamazsak ki şu ana kadar 150'ye yakın ülke ve uluslararası kuruluş buraya üye olmuştur eğer burada başarılı olamazsak dünya medeniyetler çatışmasına gider ki bu bizim için bir felaket olur.' Biz Medeniyetler İttifakı'nda başarılı olmaya mecburuz, bunu başarmaya mecburuz ama bunu beraber başaracağız.

Fransa'daki dergi saldırısı

Bu malum dergi sevgili peygamberimize ait bu karikatürleri yayınlayarak tahrik unsuru olmuştur. Bunu kimse ifade özgürlüğü ile açıklayamaz. Bunlar bireyden öte bir dinin önderine bu tür karikatürlerle defalarca bu saldırıyı yapmışlardır. Öldürenler kim? Bunlar 16-17 ay hapishanede yattı. Sizin istihbarat teşkilatınız çalışmıyor mu? Bu olayın sebeplerini ortaya çıkarmak Fransa hükümetinin görevidir. Sadece 2014 yılında çoğüu çocuk ve kadın olmak üzere 2500 insan alçakça katledildi. BM ses çıkarmadı. Bu çocuk katilleri karşısında susmayı tercih ettiler. Bu çocukları katleden İsrail Başbakanı ar haya etmeden Paris'teki yürüyüşe katılıyor. Bir de ön safa geçiyor. Hatta çevresindeki insalara el sallıyor.

İslam düşmanlığını körüklemek son derece tehlikeli

Paris saldırılarının ardından terörü konuşmak yerine Müslümanları, İslam coğrafyasını konuşmak şiddeti örtmektir, adaletsizliği örtmektir, terörün üzerini örtmektir. Paris saldırılarının ardından başta Avrupa Birliği olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde İslam düşmanlığını ve İslam karşıtlığını körüklemek, insanlığın geleceği adına son derece tehlikeli bir girişimdir. İfade özgürlüğü, her şeyi yapabilme, her şeyi yazabilme, çizebilme özgürlüğü değildir. İfade özgürlüğü, kutsal değerlere saygısızlık hakkını hiç kimseye tanımaz. İfade özgürlüğü bahanesinin ardına saklanarak, İslam Peygamberi'ni resmeden çirkin karikatürler çizenler, aslında ne yaptıklarını, kimi nasıl incittiklerini, nasıl provokasyonların fitilini ateşlediklerini görmek zorundadır. Aslında bunu da biliyorlar. Musevilerin rencide olmasını ya da antisemitist yaftasına maruz kalma korkusunu hesaba katarak dikkatli davrananlar, aynı şekilde İslam Peygamberi'ne ve tüm Müslümanlara karşı bu dikkati, bu hassasiyeti gözetmekle sorumludur. Çünkü o da tüm Müslümanların kırmızı çizgisidir.

##tgvideo##


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...