Bomba sesleri, şarapnel parçaları, taşlar ve gaz bombası arasında...

Bomba sesleri, şarapnel parçaları, taşlar ve gaz bombası arasında...

GÜNDEM Haberleri

Kobani'den kaçıp Suruç'ta çadırkente yerleşen Miha ve Zozan umutlu konuşuyor...

Kobani'den Türkiyemiz'e kaçıp gelen ailelerle konuştuğumda, bir yandan onların acısı, üzüntüsü, yaşanan vahşetin masum çocuklarda bıraktığı izler, diğer yanda ülkemizde yaşananlar, şehitlerimizin acısı, yakılıp yıkılan Kızılay araçları, halk otobüsleri, esnaf dükkanları, ölen, öldürülenler, yağma edilen marketler vs. gözlerim dolu dolu olurken, bir bomba daha atılıyor Kobani'ye ve hepimiz olduğumuz yerde irkiliyoruz. Sınıra daha da yaklaşmak istediğimde askerler bembeyaz suratla cevap veriyor "Abla görmüyor musun ne haldeyiz şarapneller bize kadar geldi, kontrol noktasını ileriye çektik." Şimdi bütün bu olanlara öfkeyle, kinle, hırsla, bir diğerini suçlayarak, sıcak evinde çayını içip sosyal medyaya öfke söylemleri yazarak cevap verenler de var. Ama en güzel cevabı Kobani'den Türkiye'ye gelen Mıha verdi bana. Sınıra 1.5 km uzaklıktaki Çaykara (Maasere) köyünde akrabalarının evine sığınan sıcak kalpli Mıha'nın sözleri: nbsp;"Biz Şengal'de zulme uğrayan Ezidileri televizyondan izlerken burada bu halde olacağımızı düşünmedik. Şimdi de Türkiye'de olaylar çıkıyor, aynısı olmaz değil mi?" Suruç'taki çadırkentte yaşayan Zozan ise " Tek isteğim evime dönmek, pisliğin üzerinde yaşamaya razıyım yeter ki evime döneyim." diyor. Her ikisi de ümitle gülümsüyor ve "Kobani'mizde sizi ağırlamak istiyorum, misafirim olun" diyorlar.
Çaykara (Maasere) Köyü'nde akrabalarının evinde kalan Miha, Nesrin, Darin, Zarin, Çiğdem ve Muhammed evlerine davet etti ve kahve ikram etti bize. Yaşadıkları acılara rağmen, yüzlerinde buruk bir gülümseme ve ümit var. Mıha'yla yarı Türkçe yarı Kürtçe herşeyi konuştuk.

nbsp;Bomba sesleri, şarapnel parçaları, taşlar ve gaz bombası arasında...



gt; Ne zaman geldiniz buraya?
18-20 gün oldu.
gt; Kobani'de kimseniz kaldı mı?
Oğullarımız orada. Cephedeler, savaşıyorlar.
gt; Şu anda IŞİD çocuklara, kadınlara, sivillere de saldırıyor mu ?
Olduğumuz yerlerde sivil kalmadı, sadece asker kaldı. Uzak köylerde adamlara, kadınlara da saldırmışlar diyorlar ama biz kaçtık, geldik. Sanayiler, evlerimiz her yer yerle bir olmuş. İŞİD'den de çok kişi ölmüş diyorlar ama bitmiyorlar.
gt; Bir şeye ihtiyacınız var mı? Türkiye size yardım ediyor mu?
Hİç bir şey istemiyoruz, tek isteğimiz savaş bitsin ve evimize gidelim. Devlet de yardım ediyor, etmiyor dersek yalan olur. Biber gazı da atıyorlar ama burada da eylem olduğu için biber gazı atıyorlar. İnşallah savaş biter ve evimize döneriz başka bir şey istemiyoruz. Bilginiz var mı oradan, bize bilgi verin.
gt; İŞİD'le karşılaştınız mı ?
Hayır biz Kobani merkezdeydik, onlar gelmeden kaçtık. Ama komşumuz vardı, 4 kapı vardı aramızda, İngilizce öğretmeniydi kendisi. Onun kafasını kesip arabanın arkasına bağlayıp dolaştırdılar, videoları var internette. Civar köylerde çok insan öldürmüşler. Canını kurtaran buraya geldi. Biz şanslıyız aramızda bu köyle sadece sınır var ve akrabalarımız burada, zaten biz hep birbirimizi ziyarete giderdik.
gt; Bomba sesleri, uçakların sesleri hepsi geliyor, korkuyor musunuz?
O kadar uçaklar gidiyor, bomba atıyorlar ama sonuç yok. Tek istediğim Kobani'ye dönmek. Bize "kafir" diyorlar. Ben beş vakit namazımı canımızı kurtarıp buraya geldiğim 18 güne kadar hiç bırakmadım. Onlar müslüman, biz kafirmişiz. Bize müslüman değil diyorlar. 18 gündür namaz kılamıyorum. IŞİD yüzünden namazı bıraktım.
gt; Kobani'de çoğunluk Müslüman mı?
Evet, hatta Sünni çoğunluk.
gt; Kızılay'ın araçları yakıldı Türkiye'de. Kobani'ye yardım için protesto gösterileri derken, yıkma, yağmalama, ölümler başladı. Ne düşünüyorsunuz?
Bu çok yanlış. Biz Kobani'de evimizde televizyonda Şengal'de Ezidilerin başına gelenleri izleyip üzülüyorduk. Ama o sırada bizim bu halde olacağımız hiç aklımıza gelmezdi. Türkiye de mi şimdi böyle olacak?
Hırsızlık da çok var. Kobani'de jeneratörler çoktu. Sanayi çoktu. Jeneratörleri çalıyorlar, dükkanları yağma ediyorlar. İlk önce Halep'ten çaldıklarını Kobani'de satarlardı. Şimdi bizden çaldıklarını başka yerlerde satıyorlar. Kıyafetleri de çalıp satıyorlar. Kadınları da satıyorlar. Hem de 100 dolara.
gt; Birşeye ihtiyacınız var mı?
Hiç bir şey sadece evimize dönmek istiyoruz... İnşallah Kobani düzelir ve oraya gelir misafirim olursunuz.
Zozan ise Suruç merkezdeki çadır kentte kalıyor. Buraya 20 gün önce geldiğinde 4 kız çocuğu ve 1 oğlu varmış. 2 aylık olan oğlu ve 4. kızı ikizmiş. Fakat çadırkente gelirken ve sonra yaşadığı zor koşullarda oğlu vefat etmiş. 2 aylık oğlunun vefatı, Kobani'ye dönen eşi, geride bıraktığı evi, işi, vatanına rağmen gülümsemesi ve ümidini koruyor. "Gel burada kal, benimle, kardeşiz artık. Çadırda kal yalnız bırakma beni." diyor bana.
gt; Orada ne iş yapıyordunuz , siz eşiniz?
Öğretmendim. Okuma yazma öğretiyordum. Eşim de ticaret yapıyordu. çocuklarımı da okutuyordum. Halimiz vaktimiz yerindeydi. Ama altınımız, paramız yoktu, her şeyimizi işimize yatırmıştık, dolmuş almıştık. Buraya gelince hiç bir şeyimiz kalmadı. Ama hiç bir şey istemiyorum. Pisliğin üzerinde yaşayalım ama yeter ki Kobani'ye dönelim.
gt; Kobani merkezde miydiniz? IŞİD'i gördünüz mü?
Hayır Kobani'nin köyündeniz. Bize İŞİD yetişmeden, kaçtık, kurtulduk.
gt; Oğlunuz neden öldü?
Zayıf düştü, şartlar zordu, soğuk sudan süt yaptık ondan zehirlendi diye tahmin ediyoruz.
gt; Burada çadırkentte yaşam şartları nasıl?
Burada şartlar çok ağır. Tuvaletleri çok fazla insan kullanıyor, nefes alırsanız hasta olma ihtimaliniz çok fazla. Banyoyu çadırın önünde yapıyoruz. Çocukları yıkıyorum. Ben de saçlarımı yıkayabiliyorum ancak.
gt; Eşiniz nerede? Haber alabiliyor musunuz?
Eşimle konuşabiliyorum, Türk hattı var, sınıra yakın cephede değil. Haberleşiyoruz.


nbsp;Bomba sesleri, şarapnel parçaları, taşlar ve gaz bombası arasında...


Nefret etmek, yakıp yıkmak kolay, sabrederek mücadeleyse zor...
Gördüğüm kadarıyla herkes kendi derdinde. Bir tarafta askerler canları pahasına Türkiye vatandaşlarının canını korumaya çalışıyorlar, sınıra yaklaşıp kimseye şarapnel gelmesin diye uğraşıyorlar. Sınırlarımızdaki kontrolü devam ettirmeye uğraşıyorlar. Bir yanda civar şehirlerden gelen eylemciler, bölgeye yerleşip eylem yapıyor. Diğer yanda canını kurtarıp gelen masum siviller, ki çoğu kadın ve çocuklar, ya çadırlarda, ya tanıdıklarının, ya da evini açanların evlerinde yaşam savaşı veriyorlar. nbsp;Aşağıdakiler Kobani'den kaçanların söylediklerinden derlediklerim. Güvenlikleri açısından isim vermek istemiyorum.
"Taş atıyorlar, eylem yapıyorlar, eylem yapanların bir başı var o bir anda taş atın diyor. Herkes taş atıyor askerlere, polise. Sonra da asker biber gazı atıyor. Yağmurdan kaçıp doluya mı tutulduk ki biz?"
"Kobani'de gazeteci kalmadı. Doğrular ne öğrenemiyoruz. Gerçekleri öğrenemiyoruz."
"Bize bazı adamlar gelip, ortalıkta dolaşmayın dikkat edin diyorlar. Gaz atarlar size diyorlar. Korkuyoruz."
"IŞİD askerlerine eğer kadınlar tarafından öldürülürseniz cennete gidemezsiniz diyormuş. Kadın askerleri çok öldürmüşler, arabaların arkasına bağlamışlar, kafalarını kesiyorlar, çırılçıplak soyup fotoğraflarını çekiyorlarmış."


BURCU ÇETİNKAYA / TÜRKİYE GAZETESİ


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...