Binali Yıldırım: 15 Temmuz akşamı Türk gencini gördüler

Uzun yaz tatilinin ardından 18 milyon 43 bin öğrenci ve yaklaşık 900 bin öğretmen yeni eğitim öğretim yılında dersbaşı yaptı. Başbakan Binali Yıldırım, ders zilini çalmak için dün memleketindeydi. Erzincan’da Salih Erkan İlköğretim Okulu’nda düzenlenen törene katılan Yıldırım, öğrencilere başarılar dileyerek şu ifadeleri kullandı: “Önceden okullarımızda böyle imkânlar yoktu. Okula giderken soba yakmak için herkes odununu yanında getirirdi. Odun getirmeyeni öğretmen cezalandırırdı. Gider odunu getirir, sobayı yakardı. İmkânlar çok kısıtlı, okullar bu kadar güzel değildi. Öğretmenlerimiz bu kadar fazla donanımlı değildi. Şimdi ise, Milli Eğitim’e bütçeden ayrılan pay, 14 yılda 10 milyar liradan 100 milyarın üzerine çıktı. Helalı hoş olsun. Taşa toprağa yapılan yatırımın bir ömrü vardır. Ama eğitime yaptığınız yatırımın ömrü nesilden nesile devam eder. Onun için ‘Gençlerimiz geleceğimiz’ diyoruz. Yatırım yapmaya devam de edeceğiz. Çünkü siz Türkiye’nin aydınlık geleceğisiniz. Gençlerimizi beğenmeyen bazı çok bilmişler 15 Temmuz’da onların neleri yapmaya muktedir olduğunu gördü. Tanklara, toplara, helikopterlere karşı göğsünü siper ettiler ve aziz ay yıldızlı bayrağımızı yere düşürmediler.”

ÖĞRETMENLERE FETÖ UYARISI
Yıldırım, öğretmenlere de şöyle seslendi: “Maalesef FETÖ örgütü mensupları, birçok kuruluşa sızdı, devleti yıkma çalışmalarını acımasız şekilde sürdürdü. 15 Temmuz’da foyaları meydana çıktı. Ne FETÖ’cü, ne bölücü akımlara öyle ya da böyle hizmet eden meslektaşlarınıza asla müsamaha etmeyin. Aranızda asla yaşatmayın. Bizim hedefimiz bellidir; muasır medeniyetler seviyesi. Akıl teriyle, alın terini birleştireceğiz. Türkiye’yi çok daha güzel günlere ulaştıracağız.”

Sayın bakan hiç insafınız yok mu?
Eşi Semiha Yıldırım ile bir sınıfa giren Başbakan Yıldırım, fazla kitap görünce Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a dönerek “Sayın bakan hiç insafınız yok mu? İki tane daha verseydiniz bari, 20 olsaydı” dedi. Yılmaz, kitapların yarısının yardımcı ders kitabı olduğunu söyledi.

BİR CAZİM BEY VARDI
“İlkokul 2’nci sınıftayız. Cazim Bey diye oldukça yaşlı bir eğitmen abimiz var. Çocuklar okuyun, yazın, dersinize bakın’ dedi. Gerisi yok. Karne zamanı, müfettiş geldi. Hiçbir soruyu bilemeyince kolay bir sualle bize hinlik yaptı. Biz bilince Cazim Bey’in keyfi yerine geldi. Hemen müfettiş Cazim Bey’in emekli olması için rapor yazdı. Çok üzülmüştük. Çünkü ödev vermiyordu. Bakın siz şanslısınız”

KEŞKE BOŞ GEÇSEYDİ
“Eşim hasta olduğu için derse gidememişti. Onun yerine derse girdim. Ben o zaman Teknik Üniversitede okuyordum. Girdim içeri. Bir gürültü, bir uğultu, göz gözü görmüyor. Bağırdım, çağırdım kimse takmadı. Canım sıkıldı, oradan bir çocuğu tuttum, havaya kaldırdım. Herkes sus pus oldu. Müdür bey ders sonu ‘Teşekkür ederiz ama ders boş geçse daha iyiydi’ dedi. Beni erkenden yolcu etti.”