Başbakan Erdoğan'ın Rize'deki konuşması - Tam Metin
Kaynak: AA

Başbkan Recep Tayyip Erdoğan, 'Dünyayı takip edebilen gençlerin yetişmesine daha fazla eğilmemiz, yoğunlaşmamız gerekiyor.
Başbkan Recep Tayyip Erdoğan, "Dünyayı takip edebilen gençlerin yetişmesine daha fazla eğilmemiz, yoğunlaşmamız gerekiyor. Özellikle demokrasi ve demokratikleşme konusunda eğitimin hayati öneme haiz olduğunu burada
vurgulamak durumudayız. İlkokulun, hatta ana okulunun daha ilk gününden daha ilk dersinden üniverste son gününe, son dersine kadar bizim çocuklarımıza gençlerimize demokratik kültürü, hoşgörüyü, birbirinin yaşam tarzına saygıyı,
birbirinin hayat hakkına saygıyı anlatmamız gerekiyor" dedi. Başbakan Erdoğan, Rize'deki programı kapsamında Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı Meclis Toplantısı'na katıldı. Üniversiteye gelişinde, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Rektör Vekili Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Üniversite Mütevelli Heyet Başkanı İsmail Kahraman tarafından karşılandı. Toplantıda konuşan Erdoğan, Rize'de kurulan üniversiteye, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi isminin verilmesinden dolayı, meclis üyilerine ve Rizeli hemşerilerine teşekkür etti. Üniversitenin de tıpkı ismi gibi varolduğu müddetçe ülkeye, millete, insanlığa özellikle de Rize ve Karadeniz'e hizmetkar olacağına yürekten
inandığını ifade eden Erdoğan, "2006 yılında kurulan üniversitemiz, 3 enstitü, 11 fakülte, 7 yüksekokul, 7 meslek yüksekokulu, 8 araştırma ve uygulama merkezi ve rektörlüğe bağlı 6 bölüm olmak üzere 42 akademik birime sahip oluyor. Hiç kuşkusuz, 2006 yılında kurulduğu güne nazaran çok çok ileri bir noktadayız' dedi. Üniversitenin henüz arzu edilen noktaya ulaşmadığını ifade eden Erdoğan, "Esasen üniversitemiz, Rize şehrinde kurulmuş olması hasebiyle çok ciddi bir eğitim potansiyeline sahip. Bütün Doğu Karadeniz'de olduğu gibi Rize'de eğitim oranı, Türkiye genelinin çok çok üzerinde, bunu görmemiz gerekiyor. Rize'de doğmuş gençlerimizin çok önemli bir kısmı yüksek eğitim görme imkanını
yakaladılar, iyi eğitimler aldılar ve Türkiye'de her alanda önemli vazifeler, önemli sorumluluklar yüklendiler" diye konuştu.
Rizeli'lerin Türkiye genelinde eğitim için en büyük fedakarlığı ödeyen ve meşakkatlere katlanan bir kesim olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Rize'de eğitim görmenin nasıl fedakarlık gerektirdiğini eminim ki
birçoğunuz yaşayarak tecrübe ettiniz. Sizlere büyüklerimiz, bunları hep anlattılar. Bana da gerek babam olsun, dedem olsun hep bunları anlattı. Köylerimizin bir çoğunda okul bulunmuyordu. Bırakınız okulu yol bulunmuyordu.
Vasıta söz konusu değildi. Sabahın çok erken saatlerinden yataklarından kalkan çocuklar, önlüklerini giyiyor, yamalı pantolandan paltosuna kadar sırtlarına geçiriyor, büyüklerinden kendilerine kalan, bakıyorsunuz tabanı delik deşik
ayakkabılarıyla o minik ellerini nefesleriyle ısıtarak yollara düşüyorlardı. En yakın okula gitmek için kimi zaman saatlerce yürümek gerekiyordu. Bu yürüme yol üzerinde hatta patika üziriende bile olmayabiliyordu. Çamurun, suyun, karın
üzerinde Rize köylerinin o dağınık yapılaşması içinde saatlerce insana rastlamadan yapayalnız yürümek zorunda kalıyorlardı. Çocuklar en yakın okula ulaştıklarında daha ders başlamadan zaten yorulmuş, bitmiş, tükenmiş bir halde
oluyorlardı. Rize coğrafi olarak tabii ki dağlık bir yapıya sahipti. Okula ulaşınca dertler bitiyor muydu? Hayır, bitmiyordu. Sobası yanmayan, aracı gereci bulunmayan öğretmeni bile zor bulunan kalabalık sınıflarda akşam ediliyor, akşam
da aynı şekilde bu kez dönüş meşakkati başlıyordu." Rizeli çocukların ilkokulu bitirdikten sonra ortaokul ve lise için çok
daha uzaklara gitmek durumunda kaldıklarına işaret eden Erdoğan, "Yolculuk daha da zor bir hal alıyordu. Liseyi bitiren talebelerimiz, Rize'de böyle bir imkan bulunmadığı için yakın illere, Trabzon'a, İstanbul'a, Samsun'a, Ankara'ya
üniversite okumak için gidiyorlardı. İşte bu ve buna benzer zorluğa, tehlikeye badireye rağmen bizim çocuklarımız sabırla, sebatla okudular" ifadelerini kullandı.
-"Bu toplantı bir yerde bu seferberliğin ilanıdır"
Erdoğan, 81 vilayetin tamamıyla birliktke Rize'de eğitimin altyapısını iyileştirmek, eğitimdeki ilkel görüntüleri ortadan kaldırmak için büyük bir seferberlik başlattıklarını anımsatarak, şöyle devam etti: "11 yıllık süreç içinde Rize'de toplam bin 503 yeni derslik açtık. Rize'deki okullarımıza şu ana kadar gönderdiğimiz bilgisiyar sayısı 6 bin 787. 11 yıl önce Rize'de 2 bin 974 öğretmen görev yaparken, bugün 3 bin 769 öğretmen görev yapıyor. Yurtlar, pansiyonlar lojmanlar noktasında önemli yatırımlar gerçekleştirdik. Türkiye genelinde olduğu gibi Rize'de ücretsiz kitaplarıyla, burslarla, eğitim yardımlarıyla öğrencilerimizi ve velilerimizi çok güçlü şekilde destekledik. Bütün bunların üzerine Rize'ye inşa ettiğimiz bu üniversitemizi kurarak Rizeli çocuklarımızın gençlerimizin, eğitim aşkını adeta bir vuslatla taçlandırdık. Şimdi yapmamız gereken Rize'nin, Rizeli'nin damarlarında bulunan o eğitim aşkını, o fedakarlığı, cefakarlığı üniversitemiz ile buluşturmak olmalı. Yani bütün o meşakkatlere katlanan, sabreden, sebat eden Rizeli'leri tek tek bulup, kendilerinin yaşadığı zorlukları sonrakilerin yaşamasını önlemeleri için, onları sefeberliğe davet etmek zorundayız. Bu toplantı bir yerde bu seferberliğin ilanıdır."
-"Rize kendisine sırt dönülecek şehir değildir"
Özellikle akademik noktada Rize'nin çok önemli değerler yetiştirdiğini, aynı zamanda iş dünyasında çok önemli, çok başarılı isimlere sahip olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Hem bu akademik isimleri hem iş dünyamızını Rizeli isimlerini Rize'nin bugünkü çocuklarına vefa borçlarını ödemek üzere artık göreve davet etmek, onlardan istifade etmek zorundayız. Rize kendisine sırt dönülecek, unutulacak bir şehir değildir. Ben bu ülkenin Başbakanı olarak, baba ocağım, ana ocağım Rize'ye vefa borcumuzu ödemenin gayreti mücadelesi içindeyim . Babam gibi, annem gibi Rize'den çıkmış farklı şehirlere yerleşmiş oralarda yuva kurmuş, hayat kurmuş herkesi de bu şehirlerini unutmamaya, şehirlerine olan vefa borçlarını ödemeye çağırmak durumundayız. Bu meclis toplantısında gerçekten çok değerli Rizeli hemşerilerimle, çok değerli Rizeli isimlerle birlikteyiz. Şunu da söyleyeyim, bu kadar değiliz. Bunun adeta geometrik çarpanı var. Sadece bizim çabalarımız da yeterli değil. Rizeli olan, kendisini Rizeli gören, Rize sevdası içinde olan herkese tek tek ulaşıp, başta üniversite olmak üzere Rize'nin eğitimine, ticaretine, sanayisine, daha fazla katkı yapmaları için teşviklerimizi, artırmak zorundayız. Rize'nin, evet, eğitime yönelik çok büyük bir aşkı, büyük bir sevdası var. Ama Rize aşkına, sevdasına ulaşmak için, yani vuslat için artık uzak diyarlara göç etmek zorunda değil. Bizim bu işi artık
burada halletmemiz gerekiyor. Her şeyi Rize'de bitirmeliliz. Her anlamda büyük potansiyelimiz bulunuyor. Sadece Türkiye sathına yayılmış Rizeliler noktasında değil coğrafi olarak kültürel olarak tarım, sanayi, turizm olarak üniversitemiz
büyük potansiyel barındırıyor."
-"Rize'deki üniversitemizden uluslararası başarıyı şahsen bekliyorum"
Başbakan Erdoğan, "çay" denildiğinde dünyada Rize'deki üniversitenin akla gelmesi gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu başarmalıyız. 'balıkçılık, denizcilik' denildiğinde üniversitemiz tüm dünyada otorite olabilmeli. Kaptan mı diyorsunuz, hemen akla Rize gelmeli, Rize'deki üniversitemiz gelmeli. Buradan çıkan elemanlar aranmalı. Karadeniz denildiğinde Karadeniz ülkeleri, Karadeniz uluslararası politikaları denildiğinde hem bölgede hem dünyada üniversitemiz adeta otorite olmalı. Tabiat turizminde, botanik konusunda, hayvancılıkta, vahşi yaşamda, dağcılık başta olmak üzere sporda, Rize tüm dünyada üniversitesiyle adeta rekabet içerisinde olan şehirlerimizinden bir tanesi olmalı. Rize her anlamda bunu başaracak, imkanlara, fırsatlara, birikime azami ölçüde sahip olmalı ve bunu kullanabilmeli. Rize'den, Rize'deki üniversitemizden ben böyle bir ulasal, uluslararası başarıyı şahsen bekliyorum. Bunu temin etmek için de ne gerekiyorsa imkanlar dahilinde bunu yapacağımızı bilmenizi istiyorum." Yaz tatilinin de artık yavaş yavaş sonuna gelindiğine işaret eden Erdoğan, "Eğitimde 2013-2014 dönemi hazırlıkları yapılıyor. Önümüzdeki bir ay
içinde inşallah ilkokullarımızdan üniversitelerimize kadar tüm eğitim kurumlarımız açılacak ve eğitim öğretim başlayacaktır" dedi. Bir hususun altını özellikle çizmek istediğini söyleyer Erdoğan, "Biz 11 yıl boyunca eğitimin altyapısını iyileştirmek, geliştirmek, modernleştirmek için çok büyük yatırımlar gerçekleştirdik. Türkiye genç ve dinamik nüfusuyla
dünyada öne çıkan bir ülke. Ancak bu genç ve dinamik nüfusu en donanımlı şekilde geleceğe hazırlamazsanız, nüfus tek başına bir şey ifade etmiyor. Yani cemiyet, yani çoğunluk hiç bir zaman tek başına bir şey ifade etmiyor. Burada özellikle
nitelik, çok önemli. Bunu başarmak zorundayız" ifadelerini kullandı.
-"Muhteviyata eğilmemiz gerekiyor"
"Bizim artık eğitimin fiziki altyapısından, eğitimin muhtevasına, içeriğine, daha fazla yoğunlaşmamız, bu anlamda daha fazla gayret göstermemiz kaçınılmaz noktaya geldi" değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şöyle dedi: "Ekonominin ihtiyaç duyduğu elemanları yetiştirmek için muhteviyata eğilmemiz gerekiyor. Sanayinin, ticaretin, uluslararası ilişkilerin, uluslararası ekonominin ihtiyaç duyduğu bir eğitim muhteviyatını her kademede her zaman için daha yoğun daha planlı şekilde devreye almamız gerkiyor. Dünyayı takip edebilen gençlerin yetişmesine daha fazla eğilmemiz, yoğunlaşmamız gerekiyor. Özellikle demokrasi ve demokratikleşme konusunda eğitimin hayati öneme haiz olduğunu burada
vurgulamak durumudayız. İlkokulun, hatta ana okulunun daha ilk gününden daha ilk dersinden üniverste son gününe, son dersine kadar bizim çocuklarımıza gençlerimize demokratik kültürü, hoşgörüyü, birbirinin yaşam tarzına saygıyı,
birbirinin hayat hakkına saygıyı anlatmamız gerekiyor."
(Sürecek)
vurgulamak durumudayız. İlkokulun, hatta ana okulunun daha ilk gününden daha ilk dersinden üniverste son gününe, son dersine kadar bizim çocuklarımıza gençlerimize demokratik kültürü, hoşgörüyü, birbirinin yaşam tarzına saygıyı,
birbirinin hayat hakkına saygıyı anlatmamız gerekiyor" dedi. Başbakan Erdoğan, Rize'deki programı kapsamında Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı Meclis Toplantısı'na katıldı. Üniversiteye gelişinde, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Rektör Vekili Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Üniversite Mütevelli Heyet Başkanı İsmail Kahraman tarafından karşılandı. Toplantıda konuşan Erdoğan, Rize'de kurulan üniversiteye, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi isminin verilmesinden dolayı, meclis üyilerine ve Rizeli hemşerilerine teşekkür etti. Üniversitenin de tıpkı ismi gibi varolduğu müddetçe ülkeye, millete, insanlığa özellikle de Rize ve Karadeniz'e hizmetkar olacağına yürekten
inandığını ifade eden Erdoğan, "2006 yılında kurulan üniversitemiz, 3 enstitü, 11 fakülte, 7 yüksekokul, 7 meslek yüksekokulu, 8 araştırma ve uygulama merkezi ve rektörlüğe bağlı 6 bölüm olmak üzere 42 akademik birime sahip oluyor. Hiç kuşkusuz, 2006 yılında kurulduğu güne nazaran çok çok ileri bir noktadayız' dedi. Üniversitenin henüz arzu edilen noktaya ulaşmadığını ifade eden Erdoğan, "Esasen üniversitemiz, Rize şehrinde kurulmuş olması hasebiyle çok ciddi bir eğitim potansiyeline sahip. Bütün Doğu Karadeniz'de olduğu gibi Rize'de eğitim oranı, Türkiye genelinin çok çok üzerinde, bunu görmemiz gerekiyor. Rize'de doğmuş gençlerimizin çok önemli bir kısmı yüksek eğitim görme imkanını
yakaladılar, iyi eğitimler aldılar ve Türkiye'de her alanda önemli vazifeler, önemli sorumluluklar yüklendiler" diye konuştu.
Rizeli'lerin Türkiye genelinde eğitim için en büyük fedakarlığı ödeyen ve meşakkatlere katlanan bir kesim olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Rize'de eğitim görmenin nasıl fedakarlık gerektirdiğini eminim ki
birçoğunuz yaşayarak tecrübe ettiniz. Sizlere büyüklerimiz, bunları hep anlattılar. Bana da gerek babam olsun, dedem olsun hep bunları anlattı. Köylerimizin bir çoğunda okul bulunmuyordu. Bırakınız okulu yol bulunmuyordu.
Vasıta söz konusu değildi. Sabahın çok erken saatlerinden yataklarından kalkan çocuklar, önlüklerini giyiyor, yamalı pantolandan paltosuna kadar sırtlarına geçiriyor, büyüklerinden kendilerine kalan, bakıyorsunuz tabanı delik deşik
ayakkabılarıyla o minik ellerini nefesleriyle ısıtarak yollara düşüyorlardı. En yakın okula gitmek için kimi zaman saatlerce yürümek gerekiyordu. Bu yürüme yol üzerinde hatta patika üziriende bile olmayabiliyordu. Çamurun, suyun, karın
üzerinde Rize köylerinin o dağınık yapılaşması içinde saatlerce insana rastlamadan yapayalnız yürümek zorunda kalıyorlardı. Çocuklar en yakın okula ulaştıklarında daha ders başlamadan zaten yorulmuş, bitmiş, tükenmiş bir halde
oluyorlardı. Rize coğrafi olarak tabii ki dağlık bir yapıya sahipti. Okula ulaşınca dertler bitiyor muydu? Hayır, bitmiyordu. Sobası yanmayan, aracı gereci bulunmayan öğretmeni bile zor bulunan kalabalık sınıflarda akşam ediliyor, akşam
da aynı şekilde bu kez dönüş meşakkati başlıyordu." Rizeli çocukların ilkokulu bitirdikten sonra ortaokul ve lise için çok
daha uzaklara gitmek durumunda kaldıklarına işaret eden Erdoğan, "Yolculuk daha da zor bir hal alıyordu. Liseyi bitiren talebelerimiz, Rize'de böyle bir imkan bulunmadığı için yakın illere, Trabzon'a, İstanbul'a, Samsun'a, Ankara'ya
üniversite okumak için gidiyorlardı. İşte bu ve buna benzer zorluğa, tehlikeye badireye rağmen bizim çocuklarımız sabırla, sebatla okudular" ifadelerini kullandı.
-"Bu toplantı bir yerde bu seferberliğin ilanıdır"
Erdoğan, 81 vilayetin tamamıyla birliktke Rize'de eğitimin altyapısını iyileştirmek, eğitimdeki ilkel görüntüleri ortadan kaldırmak için büyük bir seferberlik başlattıklarını anımsatarak, şöyle devam etti: "11 yıllık süreç içinde Rize'de toplam bin 503 yeni derslik açtık. Rize'deki okullarımıza şu ana kadar gönderdiğimiz bilgisiyar sayısı 6 bin 787. 11 yıl önce Rize'de 2 bin 974 öğretmen görev yaparken, bugün 3 bin 769 öğretmen görev yapıyor. Yurtlar, pansiyonlar lojmanlar noktasında önemli yatırımlar gerçekleştirdik. Türkiye genelinde olduğu gibi Rize'de ücretsiz kitaplarıyla, burslarla, eğitim yardımlarıyla öğrencilerimizi ve velilerimizi çok güçlü şekilde destekledik. Bütün bunların üzerine Rize'ye inşa ettiğimiz bu üniversitemizi kurarak Rizeli çocuklarımızın gençlerimizin, eğitim aşkını adeta bir vuslatla taçlandırdık. Şimdi yapmamız gereken Rize'nin, Rizeli'nin damarlarında bulunan o eğitim aşkını, o fedakarlığı, cefakarlığı üniversitemiz ile buluşturmak olmalı. Yani bütün o meşakkatlere katlanan, sabreden, sebat eden Rizeli'leri tek tek bulup, kendilerinin yaşadığı zorlukları sonrakilerin yaşamasını önlemeleri için, onları sefeberliğe davet etmek zorundayız. Bu toplantı bir yerde bu seferberliğin ilanıdır."
-"Rize kendisine sırt dönülecek şehir değildir"
Özellikle akademik noktada Rize'nin çok önemli değerler yetiştirdiğini, aynı zamanda iş dünyasında çok önemli, çok başarılı isimlere sahip olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Hem bu akademik isimleri hem iş dünyamızını Rizeli isimlerini Rize'nin bugünkü çocuklarına vefa borçlarını ödemek üzere artık göreve davet etmek, onlardan istifade etmek zorundayız. Rize kendisine sırt dönülecek, unutulacak bir şehir değildir. Ben bu ülkenin Başbakanı olarak, baba ocağım, ana ocağım Rize'ye vefa borcumuzu ödemenin gayreti mücadelesi içindeyim . Babam gibi, annem gibi Rize'den çıkmış farklı şehirlere yerleşmiş oralarda yuva kurmuş, hayat kurmuş herkesi de bu şehirlerini unutmamaya, şehirlerine olan vefa borçlarını ödemeye çağırmak durumundayız. Bu meclis toplantısında gerçekten çok değerli Rizeli hemşerilerimle, çok değerli Rizeli isimlerle birlikteyiz. Şunu da söyleyeyim, bu kadar değiliz. Bunun adeta geometrik çarpanı var. Sadece bizim çabalarımız da yeterli değil. Rizeli olan, kendisini Rizeli gören, Rize sevdası içinde olan herkese tek tek ulaşıp, başta üniversite olmak üzere Rize'nin eğitimine, ticaretine, sanayisine, daha fazla katkı yapmaları için teşviklerimizi, artırmak zorundayız. Rize'nin, evet, eğitime yönelik çok büyük bir aşkı, büyük bir sevdası var. Ama Rize aşkına, sevdasına ulaşmak için, yani vuslat için artık uzak diyarlara göç etmek zorunda değil. Bizim bu işi artık
burada halletmemiz gerekiyor. Her şeyi Rize'de bitirmeliliz. Her anlamda büyük potansiyelimiz bulunuyor. Sadece Türkiye sathına yayılmış Rizeliler noktasında değil coğrafi olarak kültürel olarak tarım, sanayi, turizm olarak üniversitemiz
büyük potansiyel barındırıyor."
-"Rize'deki üniversitemizden uluslararası başarıyı şahsen bekliyorum"
Başbakan Erdoğan, "çay" denildiğinde dünyada Rize'deki üniversitenin akla gelmesi gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu başarmalıyız. 'balıkçılık, denizcilik' denildiğinde üniversitemiz tüm dünyada otorite olabilmeli. Kaptan mı diyorsunuz, hemen akla Rize gelmeli, Rize'deki üniversitemiz gelmeli. Buradan çıkan elemanlar aranmalı. Karadeniz denildiğinde Karadeniz ülkeleri, Karadeniz uluslararası politikaları denildiğinde hem bölgede hem dünyada üniversitemiz adeta otorite olmalı. Tabiat turizminde, botanik konusunda, hayvancılıkta, vahşi yaşamda, dağcılık başta olmak üzere sporda, Rize tüm dünyada üniversitesiyle adeta rekabet içerisinde olan şehirlerimizinden bir tanesi olmalı. Rize her anlamda bunu başaracak, imkanlara, fırsatlara, birikime azami ölçüde sahip olmalı ve bunu kullanabilmeli. Rize'den, Rize'deki üniversitemizden ben böyle bir ulasal, uluslararası başarıyı şahsen bekliyorum. Bunu temin etmek için de ne gerekiyorsa imkanlar dahilinde bunu yapacağımızı bilmenizi istiyorum." Yaz tatilinin de artık yavaş yavaş sonuna gelindiğine işaret eden Erdoğan, "Eğitimde 2013-2014 dönemi hazırlıkları yapılıyor. Önümüzdeki bir ay
içinde inşallah ilkokullarımızdan üniversitelerimize kadar tüm eğitim kurumlarımız açılacak ve eğitim öğretim başlayacaktır" dedi. Bir hususun altını özellikle çizmek istediğini söyleyer Erdoğan, "Biz 11 yıl boyunca eğitimin altyapısını iyileştirmek, geliştirmek, modernleştirmek için çok büyük yatırımlar gerçekleştirdik. Türkiye genç ve dinamik nüfusuyla
dünyada öne çıkan bir ülke. Ancak bu genç ve dinamik nüfusu en donanımlı şekilde geleceğe hazırlamazsanız, nüfus tek başına bir şey ifade etmiyor. Yani cemiyet, yani çoğunluk hiç bir zaman tek başına bir şey ifade etmiyor. Burada özellikle
nitelik, çok önemli. Bunu başarmak zorundayız" ifadelerini kullandı.
-"Muhteviyata eğilmemiz gerekiyor"
"Bizim artık eğitimin fiziki altyapısından, eğitimin muhtevasına, içeriğine, daha fazla yoğunlaşmamız, bu anlamda daha fazla gayret göstermemiz kaçınılmaz noktaya geldi" değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şöyle dedi: "Ekonominin ihtiyaç duyduğu elemanları yetiştirmek için muhteviyata eğilmemiz gerekiyor. Sanayinin, ticaretin, uluslararası ilişkilerin, uluslararası ekonominin ihtiyaç duyduğu bir eğitim muhteviyatını her kademede her zaman için daha yoğun daha planlı şekilde devreye almamız gerkiyor. Dünyayı takip edebilen gençlerin yetişmesine daha fazla eğilmemiz, yoğunlaşmamız gerekiyor. Özellikle demokrasi ve demokratikleşme konusunda eğitimin hayati öneme haiz olduğunu burada
vurgulamak durumudayız. İlkokulun, hatta ana okulunun daha ilk gününden daha ilk dersinden üniverste son gününe, son dersine kadar bizim çocuklarımıza gençlerimize demokratik kültürü, hoşgörüyü, birbirinin yaşam tarzına saygıyı,
birbirinin hayat hakkına saygıyı anlatmamız gerekiyor."
(Sürecek)
Kaynak: AA