Başbakan Erdoğan'ın Afyon konuşması

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında konuştu.
Başbakan Erdoğan, Afyonkarahisar kampında partisinin 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılış konuşmasını yaptı. Başbakan Erdoğan, 17 Aralık operasyonuyla ilgili olarak, Eğer, başarıya ulaşsaydı, inanın şu anda, bizzat şahsım, bakan arkadaşlarım, çalışma arkadaşlarım, partimizin yöneticileri, mensupları hatta gazeteciler, işadamları, Yassıada benzeri mahkemelerde yargılanıyor olacaktık" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
-27 Mayıs'ın darbe planları ne ise 12 Eylül, 28 Şubat ve 17 Aralık ile 25 Aralık planları da aynıdır. Darbeleri sadece askerler yapmaz. Sokağa dökülen, tahrik edilen ve eline silah verilen gençler kullanılmıştır. CHP her darbe girişiminde perde arkasında darbe görevini üstlenmiştir. Partimizin kapatılmasındaki olayın arkasında da CHP vardır. Uluslararası malum çevreler ajanları sayesinde, kuklaları sayesinde müdahaleye destek vermişlerdir.
- Eğer, bu operasyonlar başarıya ulaşsaydı, inanın şu anda, bizzat şahsım, bakan arkadaşlarım, çalışma arkadaşlarım, partimizin yöneticileri, mensupları hatta gazeteciler, işadamları, Yassıada benzeri mahkemelerde yargılanıyor olacaktık.
-28 Şubat'ta şahsımla ilgili operasyonları yapanlar aynı kişilerdi. İsimlerini vermiyorum. Tüm darbelerde belirli gazeteciler, siyasetçiler darbe girişimlerinin içine çirkin bir şekilde girdiler. Yalan, hukuksuzluk gibi her türlü eylem devreye sokuldu. 27 Mayıs 1960 müdahalesi öncesi bazı çevreler darbe gerekçelerinin oluşması için çaba gösterdi.
"KILIÇDAROĞLU ÖVE ÖVE BİTİREMİYOR"
-Hüseyin Nail Kubalı ismini CHP Genel Müdürü öve öve bitiremiyor. CHP'nin övdüğü hukuksuzluğa zemin hazırlayan isim olan Hüseyin Nail Kubalı'yı şimdi övüyorlar. T.B.M.M. Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'nun hatırasını hatırlatıyorum. Demiş ki 'Biz onları katlettik çocuk'...
"ÇIKAR CÜBBENİ SİYASET YAP"
-Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu için geniş değerlendirmeyi yarın kapanış konuşmasında yapacağım. Neymiş Anayasa profesörüymüş. Ne olursan ol. Eğer sen doğru dürüst konuşmuyorsun. Dürüstlük üzerine değil dürüstlük olmayan ifadeler üzerine kuruyorsan senden bir şey olmaz. Konuyla ilgili değil, bir siyasi konuşma yapmak suretiyle kendine göre bir tatmin. Bir yere davet ediliyorsunuz, yasal olarak konuşma şansınız yok.
- Siyaseti çok seviyorsan çıkar cübbeni siyasete gir. Çık meydana ve kendini ispat et. Orada Cumhurbaşkanı var, Genelkurmay Başkanı var başka şeyler konuşuyor. Evsahibi 25 dakika konuşuyor, orada 1 saat konuşma yapıyor. Danıştay başkanı dört dörtlük konuşma yaptı. Eleştirdi. Ama arkadan bu çıkıyor kalkıp 1 saat konuşuyor. Bu ne edepsizlik bu ne terbiyesizliktir. Bunların devlet protokolünden de haberi yok.
- Herkes orada. Tabi orada bir kısım da şak şakçılar var. Konuştukça konuşuyor bu insanlar seni dinlemek zorunda mı ya! Kafa tipi de belli zaten. Bugün bir tiyatro seyrettik Danıştay toplantısında.
"VAN'DA KİMSEYİ AÇ BIRAKMADIK"
- Bizim Van'a yaptıklarımızdan haberi yok. Neymiş konteynırı gezmiş. Böyle şey olmaz. Biz Van'da kimseyi açıkta bırakmadık. Depremden bugüne kadar 5 katrilyon Van'a destek verdik. Bundan zerre kadar bahsetmiyorsun ve orada kalkıp hükümetimizi utanmadan, sıkılmadan yargılamaya yöneliyorsun. Sen nasıl yargı mensubusun? Çünkü müracaat ettiği kapı belli. Kendi zihniyetinde, kendi kafa yapısında kişiler.
- Van ile ilgili tamamen yalan bir ifade kullanıyor. 'Biz Van'da kiracılara ev vermedik.' Bir defa konuyu bir öğren. Biz Van'da yaklaşık 18 bin konut yaptık. Bunların içerisinde öncelikli olan nedir Ev sahiplerine konutlarını vermektir. Biz ev sahiplerinin konutlarını verdik. Artan konutlarımızı da kiracı olanlara kura ile sattık. Bunun dışında orada kiracılardan konut sahibi olmak isteyenler TOKİ orada konut yapmaya devam edecek. TOKİ konutlarından gider alırlar. Bunlar orada konut sahibi değildi ki. Sen nasıl hukukçusun?
"NE ZAMANDIR CENNETTE YER PARSELLEMEYE BAŞLADIN"
-27 Mayıs hukukçularının hepsi sonradan terfi ettirildi. Malum Menderes'e yaptıklarını bize de yapmak istiyorlar. Yargı içindeki bu zihniyetin paralel maskesi takıyor olması 27 Mayısçı olmadıklarını göstermez.
Pensıvanya'daki zat 12 Eylül darbeci genaralleri için 'Hızır gibi yetiştiler. Cennetlikler' demişti. Sen ne zamandır cennetten yer parsellemeye başladın.
Pensilvanya'daki bu zat, darbenin aracı oldular. Bu girişimin maşası oldular. Haşhaşla uyuşturulan elemanlarıyla bu örgüt taşeron oldu. Yolsuzluk bu işin sosu, bir kılıfı olduğu halde üstünü örtmüyor, peşini bırakmıyoruz. Dedim ya biz bunların inlerine kadar gireceğiz.
Hiçbir iddia sonuçsuz kalmayacak. AK ile karanın ortaya çıkmasını biz sağlayacağız.
"AMAÇLARI SOKAKLARI TERÖRİZE ETMEK"
-27 Mayıs ve 12 Eylül öncesinde kullanılan kesim gençler oldu. 12 Eylül öncesi aynı karanlık el sağcıya, solcuya, Alevi'ye silah veriyordu. 1 Mayıs'ta CHP'li vekil olayları tahrik ederek polis gerçek mermi kullanıyor yalanını söylüyordu. Sonra gerçek ortaya çıktı mermilerin patlamamış mermi olduğu ortaya çıktı. Nelerin yaşanabileceğini nelere sebebiyet verebileceğini bilmeyecek kadar cahil bunlar.
1 Mayıs'ı tahrik etmek için elinizden geleni yaptınız. Derdiniz işçi bayramını kutlamak değil terörize eylemleri yapmak. Gerçek ortaya çıktı ama CHP'li vekilin yüzü kızarmadı. Bugünkü zat ta aynı şeyi söylüyor. Sen nasıl hukuk adamasın ya? Sizin amacınız üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Ya sana ne 1 Mayıs'tan? Bütün bunlara rağmen Taksim Meydanı'nda alakayı bulamayınca rezil rüsva oldular.
1 Mayıs'ta CHP milletvekilleri polise saldırdı, şiddet uyguladılar. 1 Mayıs olaylarını tahrik etmek için polis gerçek mermi kullandı' yalanını söylüyor.
"ONLAR İÇİN EN İYİ GENÇ ÖLÜ GENÇ"
"Bu ülkede öyle medya kuruluşları, öyle yazarlar var ki onlar için en iyi genç ölü gençtir. Onlar gençlerin dirisini değil, ölüsünü severler. 23 Nisan'da dağa kaçırılan çocuklar var. Bunların birçoğunun annesi feryat ediyor. Çocuklarımızı ne olur getirin diyorlar. Bölücü terör örgütünün böyle bir derdi var mı? Çünkü oradan geçiniyorlar. Çözüm süreciyle biz ölümleri durdurunca, başka bir istismar malzemesi aramaya başladılar."
"BURASI MUZ CUMHURİYETİ DEĞİL"
"-Malum medya, CHP'nin medyası sürekli algı operasyonları yapıyor. Bize diktatör diyor. Biz bu algı operasyonlarına boyun eğmez, karalama propagandalarına pabuç bırakmayız. Hadi gidin başka ülkenin cumhurbaşkanına, başbakanına, kralına yazın da görelim. Türkiye dünyada en fazla ulusal gazete ve televizyon yayını yapılan ülkelerin başında geliyor. Ama kusura bakmayın biz bu ülkenin istikrarını, güvenini sizin algı operasyonlarınıza peşkeş çekmeyiz. Burası muz cumhuriyeti değil.
Gidin 27 Mayıs öncesindeki hadiselere bakın. Bize ne söyleniyorsa aynısının merhum Menderes'e de söylendiğini göreceksiniz. Özgürlüklerin düşmanı her zaman CHP olmuştur. Bu ülkede tek bir diktatör vardır o da CHP'nin milli şefidir.
"CHP'NİN CENAZE NAMAZI KILINMIŞTIR"
-18 Nisan 1960'ta CHP'nin Milli Şefi İsmet İnönü dehşet verici bir konuşma yapıyor ve adeta 27 Mayıs'ın tarihini veriyor. O konuşmasında tarihe kara leke olarak geçece konuşmasında 'Biz ihtilalden yetişen nesiliz. İhtilal meşru bir haktır' diyor. İsmet İnönü ihtilalden yetişmiş bir nesildir. İttihat ve Terakki'nin o ihtilalci ruhunu taşıyordu. CHP 100 boyunca o ihtilal ruhunu hiç kaybetmedi. 30 Mart CHP'nin cenaze namazının kılındığı tarihtir. Millet sarsılmaz şekilde yönetime el koymuştur.
"DARBELER DÖNEMİ BİTMİŞTİR"
Benim ümidim ve arzum şudur; İnşallah ilk darbenin yüzüncü yılında yapılmak istenen 17 Aralık darbesi tarihimizdeki son darbe girişimidir. 30 Mart seçimleri inşallah yüz yıllık darbeler tarihini artık kapatmıştır. 30 Mart, CHP'nin sembolü haline geldiği, yani ihtilal ruhunun adeta cenaze namazının kılındığı tarihtir. 30 Mart darbeler dönemini kapatmıştır. Millet komploları bozmuştur. Millet sarsılmaz şekilde yönetime el koymuştur. 30 Mart'la birlikte yeni bir Türkiye kurulmuştur. Yeni bir Anayasa konusunda asla umutsuz değiliz.
"KENDİLERİNİ GEOMETRİYE VERDİLER"
Bu muhalefet hantal muhalefettir, Türkiye'nin paçalarından çeken muhalefettir. 8 seçimde bunlarla karşı karşıya geldik. 8 seçimde de biz bunlara aritmetik dersi verdik ama çaktılar.
Şimdi cebirden ümidi kestiler, kendilerini geometriye vermişler. Üçgenler çiziyorlar, iç açılarını, dış açılarını topluyorlar, cetvel, pergel, gönye sanki cumhurbaşkanlığı seçimine değil de LYS imtihanına hazırlanıyorlar. Böyle bir durumun içindeler.
Zaten geometriden anlasalardı paralelle iş tutmazlardı, ondan da anlamıyorlar, çünkü iki paralel çizgi sonsuza kadar birbirine değmez. Bunu görmeleri gerekir. Paralelle iş tutanın da yolu milletle, devletle, iktidarla hele hele Çankaya ile hiç kesişmez.
Cumhurbaşkanlığı ve 3 dönem kuralı çerçevesinde partimizin nasıl şekilleneceği önemli Aday tespitinde istişareye başladık.
"ADAYIMIZI HAZİRAN BAŞINDA AÇIKLAYACAĞIZ"
Cumhurbaşkanının halkın seçilmesi bir devrimdir. Cumhurbaşkanı milli irade, millet tarafından belirlenecek. Böylece yeni bir süreç başlayacak.
Cumhurbaşkanı adayımız kim olursa olsun politikalarımız, çizgimiz, yolculuğumuz hız kesmeden devam edecek, ilkelerimiz taviz verilmeksizin muhafaza edilecek, Türkiye ekonomide 2023 hedeflerine doğru kararlılıkla ilerleyecek, adayımız kim olursa olsun çözüm süreci asla sekteye uğramayacak. Kanı durdurmak, göz yaşını dindirmek, kardeşliği en güçlü şekilde tesis etmek için verdiğimiz mücadele asla yavaşlamayacak.
Aday tespiti için yoğun istişarelere başladık. Bugün ve yarın burada değişik konularda da istişarelerimiz devam edecek. En geç bu ayın sonu veya haziran ayının ilk yarısı gibi artık bu işi bitirip adayımızı kamuoyuna açıklayacağız.