Başbakan Erdoğan Trabzon'da önemli açıklamalarda bulundu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye büyüdükçe Türkiye'nin şartları ve imkanları çoğaldıkça bunu en önce öğretmenlerimize, en önce eğitime yansıtmak, 11 yıl boyunca bizim gayemiz olmuştur. Eğitim, partimizin de hükümetimizin de politikaları arasında istisnasız her dönemde ilk sırada yer almıştır" dedi.Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:Eğitim camiasına 11 yılda 400 bin öğretmen aldık. Şubat ayında yeni bir atama yapacak, buna 10 bin öğretmen daha ekleyeceğiz. Ağustos'ta öyle zannediyorum ki 40 bin öğretmen daha ilave edeceğiz.2023 hedeflerine mevcut eğitim sisteminin aksaklıklarını muhafaza ederek ulaşamayız. Çocukların anaokulundan başlayarak adeta bir yarış atına dönüştürüldüğü, üniversite bitinceye kadar hayattan koptukları bir sistem sağlıklı bir sistem değildir.Çocuklarımız oyun oynayamıyor, spor yapamıyor. Bana anadoluda anneler şunu söylüyor: Okullar varsa dershaneler niye var, dershaneler varsa okullar niye var? Babalar diyor ki ben ahırımı sattım... Aldığım para ortada. En düşük dershane ücreti yıllık 2000 bin lira. Ayda ben ortalama 200 lira bunu ödüyorum. Ama vermek zorundayım diyor, böyle bir durumla karşı karşıyayım. Biz zannediyoruz ki, herkes çok rahat rahat veriyor. Böyle bir şey yok. Şu anda yıllık 22 bin liraya kadar çıkıyor. Kimlerden çıkıyor biliyor musunuz? Fen lisesi öğrencileri var. Ama sorsanız dershaneye gidiyor. Fen lisesi, sosyal bilimler lisesi. Bu benim oradaki hocalarıma saygısızlık değil mi? 800 bini aşkın öğretmenlerimiz yok sayılıyor. Sanki bu öğretmenlerimiz bu yavrularımız üzerinde hiç emeği yok, dershaneye git, üniversite imtihanlarında netice al. Sonra sırtına tişört giydir, "Bizim dershanenin başarılı öğrencisi"... Senin değil okulunun başarılı öğrencisi... Ey dershane sahipleri sizlere ucuz kredi verelim, vergi konusunda kolaylık sağlayalım. Size sınıflarda öğrenci garantisi verelim. Limitimiz bizim 30 öğrenci. Kaç öğrenci var. 15. O öğrencinin farkını da biz ödeyelim. Hiç olmazsa biz şunu söyleyelim. Fakir fukaranın çocuğunu da biz özel okula gönderdik. Daha ne yapalım. 'Bizim elimizde birikmiş öğretmenler var'. Bugün bir gazetede vardı. 40 yaşın üstündeki öğretmenler ne yapacak? Biz onları da alacağız?İstiyoruz ki bizim çocuklarımız da hafta sonları çocukluğunu yaşasın yahu, bunları kurtarmamız lazım. Bunları benim öğretmenim sizler, benden daha iyi biliyorsunuz. Bir çocuğun pedogojik yapısını... Çocukluğunu, gençliğini sağlıklı yaşamayan bir toplum huzurlu bir toplum olamaz.