Başbakan Erdoğan, 'Silah demokrasinin yolu değil'

/ Kaynak: AA
Başbakan Erdoğan, 'Silah demokrasinin yolu değil'

GÜNDEM Haberleri  / AA

Başbakan Erdoğan, Van'ın Özalp ilçesindeki toplu açılış töreninde konuşma yaptı.

Başbakan Erdoğan, Van'ın Özalp ilçesindeki toplu açılış töreninde konuşma yaptı. Erdoğan, "Açılışlar bizim bahanemiz. Açılışlar bizim zaten görevimiz, vazifemiz. Biz Özalp'a esasen muhabbet için geldik, hasret gidermek için geldik. Sizin gönül sohbetinize mazhar olabilmek için geldik. Türkiye'nin en doğusundaki bu ilçemizin halini hatırını sormak, dertleşmek, istişare etmek için ayağınıza geldik" dedi.


Biriz, beraberiz hep birlikte Türkiyeyiz nbsp;
İlçede açılışı yapılan yatırımlar hakkında bilgi veren Başbakan Erdoğan, nbsp;"İki yıl içerisinde, Van depreminden bu yana cumhuriyet tarihinde Van'a böyle yatırım yapılmadı. Ne kadar biliyor musunuz? 5 katrilyon. Niye? Çünkü biz bu milletin efendisi değiliz, biz bu milletin hizmetkarıyız. Onun için bizim kitabımızda, bizim lugatımızda ayrımcılık yok. Biz biriz, beraberiz hep birlikte Türkiyeyiz" diye konuştu. "Biz laf üretmiyoruz, biz kuru ideolojilerin peşinde koşmuyoruz, biz gerilim siyaseti istemiyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Bizim davamız hizmettir, bizim fikrimiz, zikrimiz hizmettir, bizim ideolojimiz hizmettir. Biz bu ülkede Türküyle Kürdüyle Lazıyla Çerkeziyle Gürcüsüyle Abazhasıyla Boşnağıyla Romanıyla Zazasıyla ne kadar etnik unsur varsa hep birlikte yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Bizim farkımız bu. Onun için biz bir etnik unsurun partisi değiliz, bir bölgenin partisi değiliz. Biz tüm Türkiye'nin partisiyiz, tüm milletimizin partisiyiz ve 76 milyonun hizmetkarı bir hükümetiz. Bizim farkımız bu. 780 bin kilometre kare içinde 81 vilayetimizde, her ilçemizde, köyümüzde, mezramızdaki vatandaşın yüzünü güldürmek bizim davamızdır, bizim ideolojimizdir." nbsp;


Geçmişten ibret alacağız
Kalkınma ve huzurun birbiriyle paralel ilerlediğini, huzurun olmadığı yerde kalkınmanın, ilerlemenin, kalkınmanın olmadığı yerde ise huzur ve refahın olmayacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, kendilerinin on bir yıl boyunca hem huzuru pekiştirmenin hem de kalkınmayı sağlamanın mücadelesini verdiklerini bildirdi. 'Hem ekonomi hem demokrasi' dediklerini ve birini diğerine tercih, feda etmediklerini kaydeden Erdoğan, "Hamd olsun tüm tehditlere, tüm kışkırtmalara bize kurulan tüm tuzaklara rağmen milletimizin desteği ve hayır duasıyla çok güzel işler yaptık, milletimizi sevindirdik, hizmetler ürettik. Geçmişin yaralarını tedavi etmenin, geçmişin ihmallerini telafi etmenin gayreti içinde olduk" dedi.


Ne biliyorsak masada konuşalım
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Türkiye 11 yıl boyunca yaptığı reformlarla daha güçlü, çok daha ileri demokrasi standartlarına sahip bir küresel güç haline gelmiştir. Geçmişin tartışmalarıyla geleceğimizi karartmayacağız, geçmişin acılarıyla umutsuzluğa mahkum olmayacağız ve ülkemizi de umutsuzluğa mahkum etmeyeceğiz. Geçmişten ibret alacağız, geçmişin hatalarından sakınacak, geleceği birlikte inşa edeceğiz. Her ne sorun varsa oturacak, konuşacak, samimiyetle yüreklerimizi birbirimize açacağız. Silah demokrasinin yolu değildir, şiddet demokrasinin yolu değildir, molotof kokteylleri demokrasinin yolu değildir, esnafımızı, vatandaşımızı kepenklerini indirmeye mahkum etmek özgürlük mücadelesi değildir. Ne biliyorsak bunları masada konuşalım. Hepsinden öte 4 yılda bir genel, 5 yılda bir yerel seçimde sandık gelecek, hür irademizle, özgür irademizle gelelim sandıkta kararımızı verelim ve bu karara da herkes saygı duysun."


Muğlalı Kışlası var mı artık?
11 yıl önce hayal gibi görülen nice taleplerin bugün gerçeğe dönüştüğünü belirten Erdoğan, ''İşte Muğlalı Kışlası diye bir kışla var mı artık? Bu ismi hangi iktidar kaldırdı, biz kaldırdık. Niye? Talep buydu. Bu adımı da biz kararlı bir şekilde attık. Bunu yapan iktidar burada, huzurunuzda. Eğer bugün Türkiye'de iki kişiden bir tanesi AK Parti diyorsa bunun sebebi işte budur'' diye konuştu. Özgürlükçü olmanın tüm milleti temsil etmek, demokrasiyi müdafaa etmenin tüm milleti savunmak olduğunu aktaran Erdoğan, ister Türk olsun ister Kürt, bir etnik unsuru savunmanın milleti sevmek anlamına gelmeyeceğini, çünkü millet kavramını içinde Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abhaza, Roman, Boşnak, hepsinin bulunduğunu söyledi. Erdoğan, ''Ama siz bunun önüne bir etnik unsurun ifadesini koyarsanız, işte bu toparlayıcı olmaz, ayrımcı olur. Onun için biz diyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti nbsp;vatandaşlığı çatısı altında hep birlikte toplandık. Bir olduk, iri olduk, diri olduk, Türkiye olduk. Olay bu. İnşallah bugünün hayallerini de hedef yapacağız. Hedeflerimizi Allah'ın izniyle tek tek gerçeğe dönüştüreceğiz. Bundan da kimseni şüphesi olmasın'' dedi.


Çözüm süreci
Türkiye'nin çözüm süreciyle birlikte çok güzel bir ivme kazandığını, çok güzel bir bahar iklimine kavuştuğunu bildiren Başbakan Erdoğan, ''Şimdi bu baharı kışa çevirmek isteyenler var. Bahardan rahatsız olanlar var. Aydınlıktan rahatsız olanlar, karakışı ve karanlığı özleyenler var'' diye konuştu. Kalabalığa, ''Siz ne diyorsunuz? Özalp ne diyor?'' diye seslenen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Huzurdan, barıştan, kardeşlikten rahatsız olup gençlerimizi yine ölüm tuzağına çekmek isteyenler var. Kandan beslenmeyi alışkanlık haline getiren bu çevrelere artık fırsat vermeyeceğiz. Düşmanlarımızı değil, dostlarımızı sevindireceğiz. Terörden, silahtan, şiddetten medet uman çevrelere fırsat vermeyeceğiz. Her meselenin çözüm zemini siyasettir. Silah ve şiddet hiçbir meseleyi çözmemiştir, çözemez. Silah ve şiddet acıdan başka bir şey getirmedi ve getiremez. Kardeşlerim öyleyse silahın, şiddetin araya girmesine izin vermeyeceğiz. Bu bahar ikliminin bozulmasına, silahların konuşmasına müsaade etmeyeceğiz. Bugünlere önce Allah'ın, sonra sizlerin sayesinde kavuştuk. Sizin hayır dualarınızla, sizin desteğinizle, sizin muhabbetinizle inşallah çok daha güzel günler hep birlikte erişeceğiz. Bölgemizde barışı, kardeşliği hakim kılacak, bütün bölge ilerinin, bütün ilçelerimizin hızla kalkınmasını, hızla geleceğe yürümesini inşallah mümkün hale getireceğiz.''


"Adlarını ağzıma almayacağım''
Başbakan Erdoğan, muhalefetin genel başkanlarını isimlerini anmama konusunda bir söz verdiğini, onlara gerekli cevabın arkadaşları tarafından verildiğini, kendisinin sadece zihniyet eleştirisi yapacağını belirtti. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Onlar varsın hakaret etsinler. İşte dün bir tanesi Samsun'dan bana hakaret ediyor. Diyor ki, çok enteresan 'Cami yıkacakmış' diyor. Öbür taraftan 'Milletin vergileriyle Akdamar Kilisesi'ni yapıyor' diyor. Ben bu zata sadece bir ifade kullanırım; biz bir ifadeyi kullanırken itikadi noktadaki bütün değerlerimizi bilerek, yaşayarak kullanırız. Cami yıkmak, gerekirse ifadesiyle kullanılmıştır ve onu yıkarken daha güzelini hemen yanında yaparız ifadesi konuşmamda vardır. Camiyi yapmanın yanında biz bu işi yaşarız. Ama bunu yaşamayanların bize böyle bir eleştiri göndermesini zaten benim halkım inanmaz, kullanmaz. Bu konuda Erdoğan ve arkadaşları nedir, ne değildir benim milletim bunu gayet iyi biliyor.
Akdamar Kilisesi'ne gelince... Bu ülkede benim Ermeni Ortodoks vatandaşlarım var mı? Var. Bu vatandaşlarımın hukukunu korumak bizim görevimiz değil mi? Ama bunlar bu işin de cahili. Bugün benim ülkemdeki Ermeni vatandaşım, ticaretle uğraşanı vergi ödüyor mu? Ödüyor. Onun da inancının gereğini yerine getirmesini, ibadet imkanını sağlamak senin görevindir. Ben bunu hem İslami hem insani hem vicdani hem de hukuki bir görev olarak yerine getiriyorum. Bunu da benim vatandaşlarım böyle bilmeli. Bu iş cahil cühela ile olacak iş değil. Bilerek her şeyi yapacaksınız. Devlet sorumluluğu nedir? Bunun farkında olmayanların idrakıyla bu iş olmaz.'' Ziya Paşa'nın bir beytini anımsatan Erdoğan, ''İdraki meali bu küçük akla gerekmez, zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez'' dedi. nbsp;İnanarak, bilerek yollarına devam edeceklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, bu ülkede kim varsa hepsinin iktidarı olduklarını söyledi. Erdoğan, ''Müslüman'ın da, Hristiyan'ın da, Musevi'nin de... Hepsine hizmet etmek bizim görevimizdir'' diye konuştu. Almanya'da 5 bini aşkın mescit bulunduğunu aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Adama onlar müsaade ediyor da sen niye müsaade etmiyorsun demezler mi? Bunlar dünyadan da bihaber. Orada benim 3 milyon vatandaşım var. Aynı şekilde, Fransa, Belçika, İsviçre, İsveç'te benim vatandaşlarım var. Oraların yönetimleri onların ibadet etme hürriyetine gerekli desteği verirken, sen burada bu şekilde bir desteği vermediğin zaman sormazlar mı adama. Dünyadan da haberleri yok. Ne yapalım? Biz bunlar gibi düşünmüyoruz. Biz el ele omuz omuza ülkemizde ama asli unsurlar ama azınlıklar farketmez hepsini hukukunu koruyoruz, koruyacağız. Ne dedik biz yola çıkarken, biz etnik milliyetçilik yapmayacağız dedik ve yapmadık. Biz bölgesel milliyetçilik yapmayacağız dedik ve yapmadık. nbsp;Yani Doğu'ya ne yapıyorsak Batı'ya da aynısını yapacağız. Batı'ya ne yapıyorsak Doğu'ya, Güneydoğu'ya da aynısını yapacağız. Karadeniz'e ne yapıyorsak Akdeniz'e de, İç Anadolu'ya, Ege'ye, Marmara'ya onu yapacağız. Ayrım olmayacak. Dengeyi bir an önce inşallah başaracağız dedik. Etnik milliyetçilik de yapmayacağız dedik. Türk'e ne veriyorsak, yapıyorsak, Kürt'e de, Laz'a da , Çerkez'e de, Gürcüsüne de, Abhazasına da aklınıza ne gelirse... Bütün etnik unsurlara aynı derecede yakın olacağız ,aynı derecede hizmet edeceğiz dedik. Dinsel milliyetçilik de yapmayacağız dedik. Yani Müslüman'ın da hukukunu koruyacağız. Hiristiyan'ın da hukukunu koruyacağız. Musevi'nin de hukukunu koruyacağız, hatta hatta ataistin de hukukunu koruyacağız dedik. Yola böyle çıktık. Bunlar anlamlı şeyler.''


Annelerin gözyaşları dindi
Demokratikleşme paketine, 26 maddelik anayasa değişikliğine bakıldığında bunların görüleceğini anlatan Erdoğan, ''Yıllarca bu ülkede bir başörtü zulmü yaşanmadı mı? Benim başörtülü kızlarım, başörtülü bacılarım okulların kapısından çevrilmedi mi? Devlet dairelerine başörtülü sokuldu mu? Ama şimdi bakın hemen iş bitirildi. Süratle. Şimdi artık yavrularımız üniversiteler girebiliyor mu? Giriyor. Devlet dairelerinde başını örtmek isteyenler örtmeye başladı mı? Başladı. Ne oldu? Herhangi bir sıkıntı var mı? Tam aksine huzur var, mutluluk var. O gözü yaşlı annelerin gözyaşları dindi. Mesele bu. İşte bunu iktidarımız yaptı. Ama birileri bundan rahatsız oluyor, varsın olsunlar'' diye konuştu. İdari noktadaki bütün değişiklikleri yaptıklarını, şimdi yasal değişiklikleri yapacaklarını belirten Erdoğan, bunları hemen Meclis'e göndereceklerini belirterek, ''Önümüzdeki haftalarda da suratle inşallah yasal değişiklik gerektirenleri yapacağız. Buralarda bazı illerin isim değişikliği, ilçelerin isim değişikliğine varıncaya kadar parlamentomuz bu konularda elinden gelen olumlu yaklaşımı gösterecektir'' dedi.


34 yıl sonra ziyaret
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ilçe merkezindeki toplu açılış töreninden sonra 1979 yılında ilçeye yaptığı ziyarette konuk olduğu Mehmet Ateş'in evine gitti. Eşi Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan ile gittiği evde, aile üyeleriyle bir süre görüşen Erdoğan, daha sonra Erciş'teki toplu açılış törenine katılmak üzere ilçeden ayrıldı. Başbakanın evlerini ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Mehmet Ateş'in oğlu Recep Ateş, 34 yıl önce Başbakan Erdoğan'ın evlerinde konuk olduğunu ve çay içtiğini söyledi. Babası Mehmet Ateş'in hacda olduğu için kendisini karşılayamadığını bildiren Ateş, "Başbakan'ın evimizi ziyaret etmesi çok güzel bir şey. Allah ondan razı olsun. Kendisine çok teşekkür ederiz. Allah onu başımızdan eksik etmesin. Başbakanımıza aşure ve kahve ikram ettik" dedi. Recep Ateş'in oğlu Abdullah Ateş de Başbakan'ın ziyareti sırasında dışarıda bekleyen koruma polislerine tandır ekmeği ve otlu peynir ikram etti.
GÜNDEM
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...