Başbakan Erdoğan: Linç kampanyalarına izin vermeyiz

Seçim çalışmalarını sürdüren Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Antalya'da konuştu.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, "Sanatçılar, sporcular onların toplantısına katılırlarsa iyi, bizim toplantımıza katılırlarsa kötü. Böyle linç kampanyalarına izin vermeyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Vizyon Belgesi'nin açıklandığı toplantıyla ilgili "Özellikle sanatçılarımıza yönelik medyada, sosyal medyada bir linç kampanyası uygulamaya başladılar. Küfür, edebe, adaba uymayan, aile terbiyesinden yoksun hakaretler etmeye başladılar. Bunların demokratlığı bu kadar, bu insanlar burada tercihlerini bu şekilde yapacaklar diye bir şey yok ki, davet ettik, sağolsunlar onlar da davetimize icabet ettiler" dedi.
Erdoğan, Kepez Arena'da düzenlenen mitingdeki konuşmasında, Antalya'da fetret döneminin sona erdiğini ve Antalya'nın bir kez daha millete hizmet siyaseti dediğini söyledi.
Yeni dönemde eskisinden çok daha farklı bir gayretle çok daha yoğun çalışarak Antalya'da farklarını ortaya koyacaklarını belirten Erdoğan, Antalyalıları 30 Mart'taki güzel tercihlerinden dolayı tebrik etti.
Erdoğan, Antalya'ya seçimden seçime uğrayan bir lider ve parti olmadıklarını vurgulayarak, 10 Haziran 2012 ve 14 Aralık 2013'te gelip toplu açılış yaptıklarını hatırlatarak, Antalya'ya 1 milyar 211 milyon liralık eser ve hizmet kazandırdıklarını bildirdi.
Bir kez daha Antalya'da seçim mitingi yaptıklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, "Ama bu farklı, şimdi ilk defa cumhurbaşkanını seçeceksiniz. Bir kez daha Türkiye'nin geleceği hakkındaki kararı siz vereceksiniz" dedi.
Erdoğan, cumhurbaşkanı seçimi için 5 Temmuz'da yola çıktıklarının altını çizerek, yolculuğa Samsun'dan başladıklarını daha sonra ise Erzurum, Denizli, Tokat ve Yozgat'ta mitingler yaptıklarını anlattı. Dün ise İstanbul'da muhteşem bir törenle Cumhurbaşkanlığı Vizyon Belgesi'ni Türkiye ve dünyaya açıkladıklarına dikkati çeken Başbakan Erdoğan, ileriki 5 yıllık dönemde ve 2023 yolunda yapacaklarını kamuoyuyla paylaştıklarını aktardı.
"Bunların demokratlığı bu kadar"
Dün Cumhurbaşkanlığı Vizyon Belgesi'ni açıklarken özellikle dikkat çekmek istediği bir konunun olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"İstanbul'da Haliç Kongre Merkezinde yaklaşık 4 bin kişinin katıldığı, toplumdan farklı kesimlerin temsilcilerinin biraraya geldiği bir toplantı yaptık. Salonda hepinizin çok yakından tanıdığı çok değerli sanatçılarımız, sporcular, aydınlar, yazarlar, sivil toplum örgütü temsilcileri, siyasetçiler vardı. O salonda aynı zamanda millet vardı. O toplantının ardından özellikle sanatçılarımıza yönelik medyada, sosyal medyada bir linç kampanyası uygulamaya başladılar. Küfür, edebe, adaba uymayan, aile terbiyesinden yoksun hakaretler etmeye başladılar. Bunların demokratlığı bu kadar, bu insanlar burada tercihlerini bu şekilde yapacaklar diye bir şey yok ki, davet ettik, sağolsunlar onlar da davetimize icabet ettiler. Bunların özgürlük anlayışı bu kadar. Bunlar kendileri gibi olmayana, kendileri gibi düşünmeyene demokrasiyi hak görmezler. Özgürlüğü kendi tekellerinde görür, başkalarına özgürlük hakkı tanımazlar. Mahalle baskısı derler, diktatör derler, kutuplaşma derler kendileri ne yazık ki bu yalanlarının altında kalırlar, alasını başkalarına uygularlar.
On yıllar boyunca bunu yaptılar, kendileri için demokrasi istediler. Türkten, Kürtten, Lazdan, Gürcüden, Boşnaktan, Romandan, Aleviden, Sünniden demokrasiyi esirgediler. Kendileri için özgürlük istediler, yoksullara, ezilmişlere, gariplere özgürlüğü çok gördüler. Artık o günler geçti. Ne demokrasi, ne özgürlük ne de siyaset artık hiç kimsenin tekelinde değildir. Sanatçılar, sporcular, yazarlar onların toplantısına katılırlarsa iyi, bizim toplantımıza katılırlarsa kötü. Bu alışkanlıklar artık eski Türkiye'de kaldı, yeni Türkiye'de biz böyle işlere, linç kampanyalarına izin vermeyiz. İstedikleri hakareti etsinler, istedikleri yalanı, iftirayı piyasaya sürsünler. Yeni Türkiye'nin kuruluşunu engelleyemeyecek, artık değişimin önünü kesemeyecekler."
"Bu denli hakaret edenler nasipsizdir"
Erdoğan, sosyal medyadakilerin yıllardır hem CHP'yi ve eski Türkiye'yi desteklediklerini hem de Nazım Hikmet'i istismar ederek oradan prim sağlamaya çalıştıklarını ifade etti.
Antalya'dan Türkiye'ye seslendiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Nazım Hikmet'i sürgüne gönderen, sürgünde ölmesine yol açan kim? CHP. Nazım Hikmet'e vatandaşlığını iade eden kim? AK Parti. Bu Kılıçdaroğlu hem Dersim'de katliamı yapan, Dersim'in istismarını yapan CHP, peki Dersim için özür dileyen kim? Devlet adına Tayyip Erdoğan. O katliamın benimle ne alakası vardı? Ama şu anda devlette süreklilik esastır diye bu görevi, on yıllardan sonra ben yaptım. Kimin samimi olduğu kimin de istismarcı olduğu ortada" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, sanatçılara seslenerek, "Hiç çekinmeyin, hiç tedirgin olmayın. Bize oy verip vermemek ayrı bir konu ama bir toplumun sanatçısına, kendisi gibi düşünmüyor diye bu denli hakaret edenler nasipsizdir" görüşünü dile getirdi.
"Bu hareketi halk başlattı"
CHP'nin yanına emekli hukukçuları, yüksek mahkemeleri, dönemin cumhurbaşkanını, çeteleri aldığını ve "Size cumhurbaşkanı seçtirmeyeceğiz" dediklerini kaydeden Erdoğan, "Öyle mi o zaman biz de halka gidiyoruz dedik. Ne yaptık? Önce 22 Temmuz'da genel seçimleri yaptık. Yüzde 47 oy oranıyla milletimizden tekrar yetki aldık. Ardından halk oylamasına gittik, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini milletimize götürdük. Milletimiz buna ne dedi? Yüzde 69'la evet dedi" diye konuştu.
O zaman, milletin cumhurbaşkanını seçmesine "hayır" diyenlerin, şimdi milletin karşısına nasıl çıkacağını merak ettiğini de dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu Kılıçdaroğlu, Bahçeli, HDP halkın karşısına nasıl gelecek?. Yahu siz halkı inkar ediyorsunuz, reddediyorsunuz ama biz, diyoruz ki bu hareketi halk başlatmıştır, halkımızla devam ediyoruz. İlk kez cumhuriyet tarihimizde cumhurbaşkanını sandıkta belirleyeceğiz. Siz belirleyeceksiniz, siz... Vekiller değil asıllar, siz belirleyeceksiniz. Cumhurbaşkanının sandıkta belirlenmesi ne anlama geliyor? Bakın 1945 yılında İkinci Dünya Savaşı sona erdi. Almanya yerle bir oldu. Japonya'ya iki atom bombası atıldı. Belçika, Avusturya, Fransa, İngiltere daha nice ülke yıkıldı, yakıldı. Peki onlar sonra ne yaptılar? Çalıştılar, didindiler, mücadele ettiler, şu anda çok güçlü ülker, ekonomiler inşa ettiler. Peki o süreçte Türkiye ne yaptı? Değerli kardeşlerim Türkiye maalesef tribünden izlemekle yetindi, uzaktan takip etti."
"50 yıl önce AK Parti olsaydı Türkiye bugün böyle olmazdı"
"50 yıl önce AK Parti olsaydı Türkiye bugün böyle olmazdı" diyen Başbakan Erdoğan, Avrupa'da son yaptığı gezilerde gurbetçilerin "50 yıl önce gelseydiniz biz bugün burada olmayacaktık" yazan pankartlar açtığına dikkati çekti.
Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa'da olup bitene hayranlıkla bakmak zorunda kaldığını, Avrupa yeniden ayağa kalkarken, büyük yatırımlar yaparken, dünya ticaretinden büyük paylar alırken Türkiye'de devletin camilerle, Kur'an-ı Kerim öğretilmesiyle, öğrenilmesiyle, ezanın Türkçe mi yoksa aslıyla mı okunacağıyla, milletin diliyle, kültürüyle, yazarlarla, sanatçılarla, Alevinin, Sünninin haklarıyla uğraştığını dile getirdi.
"Söz de karar da milletin"
"Avrupa ekonomileri hızla büyürken, bizde darbe üstüne darbeler yaşandı" değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Avrupa ülkelerinin işgücü kendilerine yetmedi. Dışarıdan işgücü ithal ettiler. Biz, büyük ülke olmak yerine o ülkelere işgücü göndermek zorunda kaldık. Şu anda Avrupa'da yaklaşık 6 milyon insanımız var. Ne zaman millet hükümetini seçtiyse, darbelerle o hükümetleri görevden uzaklaştırdılar. Komplolarla, tuzaklarla, mafya eliyle, manşetlerle milletin hükümetlerini görevden uzaklaştırdılar. 'Millet bir şeyden anlamaz, iyi seçim yapamaz, kendi idarecisini seçemez, her şeyi en iyi biz biliriz, biz ne dersek o olacak' dediler. Millete söz hakkı vermediler. Türkiye'yi yerinde saydırdılar. İşte şimdi biz de diyoruz ki; 'size millete tepeden bakma yetkisini kim verdi'? Bunlara bu hesabı soracak mıyız? Milleti aşağılama yetkisini bunlara kim verdi? Millet adına karar verme yetkisini, onlara sesleniyorum; kimden aldınız? İşte onun için diyoruz ki; 'çekilin aradan, milletle bizin aramıza girmeyin, kararı millet verecek' diyoruz.
3 Kasım seçimlerine girerken ne dedik? Yeter dedik. Yeter söz de karar da milletindir dedik. Çeteleri, o karanlık manşetleri aradan çektik, kendisini milletin üzerinde gören o zorba, o ceberut kesimleri aradan çektik. 12 yıl boyunca milleti her şeyin üzerinde tuttuk. Siz, siz, karar verici sizsiniz. Sizin yetkinizi kimse alamaz. Şimdi bir kez daha aradaki aracıları kaldırıyoruz. Cumhurbaşkanıyla milletin arasındaki aracıları ortadan kaldırıyoruz. Millet yani cumhur artık kendi cumhurbaşkanını seçiyor. 10 Ağustos'ta inşallah millet ile devlet artık tam manasıyla, tam bir muhabbetle kucaklaşıyor. Aracılar, vekiller aradan çekiliyor. Asıllar devreye giriyor. Millet artık cumhurbaşkanını kendisi tayin ediyor."
"Çok büyük bir değişim yaşıyoruz"
Erdoğan, büyük bir değişimin, on yıllardır hasreti çekilen bir büyük dönüşümün yaşandığını, Türkiye'nin önündeki tüm engelleri tek tek kaldırdıklarını, Türkiye'nin ayağındaki zincirleri söküp attıklarını, Türkiye'yi prangalarından kurtardıklarını söyledi.
10 Ağustos'ta yeni Türkiye'nin kapılarının ardına kadar açılacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, "Yeni Türkiye sadece bize oy verenlerin, sadece bizi sevenlerin Türkiyesi değil, yeni Türkiye 77 milyonun Türkiyesi olacak. Bu Türkiye'de herkese özgürlük var. Bu yeni Türkiye'de herkese iş var. Bu yeni Türkiye'de herkesin hakkı muhafaza edilecek. Bu yeni Türkiye'de herkesin yaşam tarzı çok daha güçlü şekilde korunacak" diye konuştu.
Yeni Türkiye daha demokrat olacak"
"Aman ha ne olur, dikkat et, buralarda böyle çıkıp da konuşma ne olur ne olmaz" diye uyarılar aldığını anlatan Erdoğan, "Ne olursa olur. Biz bu hizmet yolunda ama millete hizmet, hani var ya malum Pensilvanya o değil. Yeni Türkiye daha demokrat olacak. Yeni Türkiye daha müreffeh, daha özgür, daha bir kardeş olacak. Yeni Türkiye hem bölgesinde hem dünyada öncü olacak, lider olacak. Artık Türkiye gündeminin içi boş meselelerle sanal sorunlarla meşgul edilmesine izin vermeyeceğiz. Bizim yapacak çok daha önemli işlerimiz var" diye konuştu.
Başörtülülerin artık zulme uğramayacağını belirten Erdoğan, "Meslek liseleri dediler, imam hatip dediler. Milleti katmanlara böldüler. Türk dediler, Kürt dediler, Arap, Gürcü, Çerkez, Roman, Polak dediler, Alevi dediler, Sünni dediler, Doğulu, Batılı dediler. Türkiye'nin kaynaklarını çarçur ettiler. Bizim artık böyle sanal sorunlara ayıracak vaktimiz yok. Bunların hepsini çözdük, çözüyoruz. İnşallah artık enerjimizi kaynaklarımızı, uhuvvetimizi ve muhabbetimizi yeni Türkiye için, büyük Türkiye için sarf edeceğiz. On yıllardır ertelenen büyük değişimi, büyük dönüşümü artık çok kararlı şekilde gerçekleştireceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
CHP'nin MHP'nin Antalya için ne yaptığını, hangi projesinin, hedefinin olduğunu soran Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bunlar yapmayı bilmezler, bunlar sadece ve sadece yıkmayı bilirler. Şu anda Ankara'da mahkeme kapılarında siyaset yapmaya çalışıyorlar. Milletin içinde değiller, neredeler? YSK'nın önündeler, Anayasa Mahkemesinin önündeler, eski Türkiye'nin özlemi içindeler. Bakın CHP kendi içinden bir cumhrubaşkanı adayı çıkaramadı. 2010 yılında mevcut genel müdür eski genel başkanı ziyaret etti, çıktı Sayın Baykal'ın yanından ayrılınca 'ben aday olmayacağım' dedi. 24 saat sonra hemen aday oldu. O sırada ne dedi? 'CHP'nin eski genel başkanını cumhurbaşkanı seçeriz' dedi. Hatırlıyor musunuz? Ama aday yapmadılar. CHP içinden kendi ürettikleri vasıflara uyan bir tane aday çıkaramadılar. Dedim ki, Sayın Kılıçdaroğlu, senin bu saydığın vasıflara sen uymuyor musun, gel sen aday ol. Madem başbakan uymuyor sen aday ol gel. Niye çıkmadı? Aynı şekilde Bahçeli, vasıflar sayıyor. Tamam. Partinizin içinde bu vasıflara uygun kimse yok mu? Sende de yok mu? Sende varsa bu vasıflar gel sen aday ol. O da olmadı. Niye? Görüyor sandığı. Sandığı gördüğü için. Doğruyu millet söyler millet ama bunların millete inancı yok. Millete saygısı da yok. 30 Mart seçimlerinde gördük ikisinin toplam oyu AK Parti'nin oyu kadar etmiyor."
"Bunu sineye çekecek misiniz"
MHP'nin 1999'da hükümet ortağı olduğunu anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne denildiyse harfiyen onu yerine getirdi. Bir kez olsun çıkıp masaya yumruğunu vuramadı. Bunların suratına biliyorsunuz Milli Güvenlik Kurulunda anayasa kitapçığı fırlatıldı. Türkiye alt üst oldu. Neredeydiniz? Niye kalkıp da bu anayasa kitapçığı sizin suratınıza fırlatıldığı zaman cevabını veremediniz. 2000 yılında cumhurbaşkanı seçilecek MHP'ye bir aday dayattılar. 'Buna oy vereceksin' dediler. Boynunu büktü, kabul etti. Kendi içinden aday çıktı. Meclis içinde o MHP'li adayı dövdüler MHP'liler ve Bahçeli'nin sesi çıkmadı. 30 Mart'ta MHP yine iradesini başka yerlere teslim etti. Geldik cumhurbaşkanlığı seçimlerine Sayın Bahçeli'nin iradesi yok. Antalya'daki MHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, bunu sineye çekecek misiniz? Bu iradesizliğe sessiz kalacak mısınız? CHP'li kardeşlerime de sesleniyorum, iradenizi Pensilvanya'ya teslim etmiş bu genel müdüre sessiz, tepkisiz kalacak mısınız? Ben inanıyorm ki Antalya'da CHP'li kardeşim de MHP'li kardeşim de HDP'li kardeşim de yapay adaylara değil, ithal adaylara değil milletin adayına oy verecek. Ben bunu görüyorum. Antalya inanıyorum ki 10 Ağustos'ta yeni Türkiye diyecek, büyük Türkiye diyecek, güçlü Türkiye diyecek."
Yeni süreçte hem Antalya için hem tüm Türkiye için çok daha iddialı hedefleri bulunduğunu belirten Erdoğan, 12 yıl boyunca yaptıkları hizmetleri bir üst aşamaya çıkaracaklarını söyledi. Erdoğan, "Halkın oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı, halkın oylarıyla belirlenmiş bir hükümet, inşallah Türkiye'yi daha da ileriye, inşallah şaha kaldıracaktır. Özgürlükler daha da genişleyecek. Demokrasinin standartları daha da yükselecek. Avrupa Birliği'nin yolu daha da hızlanacak. Çözüm süreci, milli birlik ve kardeşlik süreci, kararlılıkla ilerleyecek. Kim ne yaparsa yapsın ne derse desin, bu bölgede, bu dünyada artık Türkiye 'ben de varım' dedi, demeye decam edecek. Bu dünyada, bu bölgede artık güçlü bir Türkiye var. Ekonomisiyle güçlü, demokrasisiyle örnek, toplumuyla kardeş bir Türkiye inşallah 21. yüzyılı şekillendirecek" diye konuştu.
Gezi Parkı olaylarında Merkez Bankasının 120 milyar dolara düşen döviz rezervini yeniden 135 milyar dolara çıkardıklarını belirten Erdoğan, göreve geldiklerinde bu rakamın 27,5 milyar dolar olduğunu anımsattı.
IMF'ye 23,5 milyar dolarlık borcun sıfırlandığını da hatırlatan Erdoğan, Türkiye'nin dünyanın en çok ziyaret edilen 17. ülkesiyken bugün 6. sıraya yükseldiğini, kongre turizminde de 31. sıradan 18. sıraya çıktığını aktardı.
Türkiye'ye gelen turist sayısının 13 milyondan 35 milyona yükseldiğini bildiren Erdoğan, 2023'te 50 milyon turist ve 50 milyar dolar gelirle Türkiye'yi turizmde dünyanın ilk 5 ülkesi arasına yükseltmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Antalya Büyükşehir Belediyesi partisinde olsun olmasın, şehrin ihtiyaçları, projeleriyle her zaman çok yakından ilgilendiğini de belirten Erdoğan, 12 yılda 14,5 milyar liralık yatırım yaptıklarını söyledi.
Erdoğan, "1851 yılından bu yana çok sayıda ülkenin katılımıyla gerçekleşen, dünyanın en büyük sergi etkinliği olan EXPO'ya Türkiye ilk defa Antalya'da evsahipliği yapacak. EXPO Antalya, 23 Nisan 2016 yılında başlayacak ve 6 ay boyunca açık kalacak. Botanik EXPO ile Antalya tam 1 katrilyon 2 trilyon liralık yatırıma kavuşacak" dedi.
Şehre yapılan ve yapılacak diğer yatırımları da anlatan Erdoğan, Antalya için söz verdikleri 33 bin seyirci kapasiteli stadyumun yapımının da sürdüğünü bildirdi.
"Hiçbir eser atıl, sahipsiz kalmayacak"
Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Antalya'da devam eden tüm yatırımların, hizmetlerin takipçisi olacağını, hiçbir eserin atıl, sahipsiz kalmayacağını ve başlamış bütün projelerin takibini yapacağını ifade eden Erdoğan, "Cumhurun başı, cumhurun her ihtiyacıyla ilgilenir. Adaylardan bir tanesi ne diyor; 'ben icranın başı değilim, yolla, köprüyle ne işim var' diyor. Öğrenecek, onları da öğrenecek. Bu ülkenin başı olacaksın, köprüyle, yolla alakan olmayacak, suyla alakan olmayacak, olur mu böyle bir şey? Bizim işimiz eser üretmek, hizmet üretmek, yatırım yapmak, bu ülkeyi kalkındırmak, bu ülkeyi hak ettiği muassır medeniyet seviyesine ulaştırmaktır. Bir taraftan 'ekmek' diyeceksin, bir taraftan 'benim icrayla alakam yok' diyeceksin, bu nasıl iş? Bunun için bizim hizmet sevdamız asla bitmeyecektir, bu sevda inşallah cumhurbaşkanlığı süresinde de devam edecek" diye konuştu.
Marmaray projesini, gelecek yıl açılışı yapılacak tüp geçitleri ve inşaatı devam eden Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim ecdadımız yaptıysa biz de yaparız ama çıkmış sağolsun diğer aday arkadaşlardan bir tanesi diyor ki 'bunu zaten Süleyman Bey, Ecevit onlar başlatmıştı. Kendine iyi klavuz seç, yalnış iş yapıyorsun. Biz göreve geldik ortada böyle birşey yoktu. Sultan Abdülmecit, Sultan Abdülhamit'in böyle bir projesi vardı. Biz, o projeyi raftan indirdik, başladık ve bitirdik, bu bize ait, bize. Şimdi Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yapıyoruz, üçüncü köprü. 4 gidiş, 4 geliş, ortadan da tren geçecek. Şu anda kuleler yükseldi, hamdolsun. Türkiye'ye bunlar yakışır, hızlı tren yakışır, bölünmüş yollar yakışır. 79 senede 6 bin kilometre yol yaptılar, 12 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Farkımız bu. Biz geldiğimizde devletin borçlanma faizi yüzde 63'tü, şimdi tek haneli. Enflasyon yüzde 30'du, şimdi tek haneli. Bunlar durup dururken olmadı, çalışarak oldu, işi bilerek oldu."
Erdoğan, 10 Ağustos'ta bir ilk yaşanacağını, tarih yazılacağını ifade ederek, "Sizin torunlarınız, evlatlarınız 'benim annem ilk defa cumhurbaşkanı seçilirken gitti oy kullandı' diyecekler. Siz, bu tarihin yazarları olacaksınız, onun için sizlerden özellikle rica ediyorum, mutlaka sandığa gidin, yeni Türkiye'nin kuruluşu için mutlaka oy pusulasına mührünüzü basın" diye konuştu.
Antalya'ya tatile gelen vatandaşlardan da oy kullanmalarını rica eden Erdoğan, tarihi bir hadiseyi kimsenin kaçırmaması gerektiğini söyledi.
Erdoğan, paralel yapıyla mücadelenin de bitmeden devam edeceğini, ulusal güvenliği tehdit edenlere asla prim vermeyeceklerini vurgulayarak, "Ablalar, abiler kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Çok çalışacağız, artık 1 ay bile yok, iftar sohbetlerinde, sahur sohbetlerinde bu konuları anlatalım, işleyelim ve milletin içinden bir kardeşiniz olarak biz size efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik, buna devam edeceğiz. Rabbim bizi millete hizmet yolundan ayırmasın, utandırmasın, mahçup etmesin" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda ramazan ayının hayırlı, kutlu olmasını dileyerek, vatandaşların yaklaşan Ramazan Bayramı'nı da kutladı.
Notlar
Başbakan Erdoğan mitingin gerçekleştirileceği Kepez Arena'ya, eşi Emine Erdoğan'la geldi ve platforma çıkarak vatandaşları selamladı.
Özel serinletme sisteminin kurulduğu alanda vatandaşların sıcak havadan etkilenmemesi için vantilatörlerle su püskürtüldüğü görüldü. Miting alanında, "Usta Sen Yürüyeceksin Biz Yürüyeceğiz Ardından", "Antalya Sana İnanıyor", "Sen nereye Biz Oraya" ifadelerinin bulunduğu pankartlar dikkati çekti. Erdoğan'ın konuşması devam ederken bir grup vatandaşın da "CHP'den Geldik Seninleyiz Usta" yazılı pankart açtığı görüldü.
Erdoğan, konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan'la vatandaşlara karanfil dağıtırken, sanatçılar Uğur Işılak ve Murat Göğebakan'ın Erdoğan için bestelediği parçalar çalındı. Erdoğan, Göğebakan'ın eserinin çaldığı sırada, parçanın Göğebakan'a ait olduğunu hatırlatarak, "Ben sizden Murat kardeşim için dualar bekliyorum. Şu anda hasta yatağında sizin dualarınızı bekliyor. Rabbim şifasını versin inşallah, hep birlikte dua edelim. İnşallah ayakta bizler için yeni bestelerle sizin karşınızda olalım" dedi.
Vatandaşlara "Hepinizi Allah'a emanet ediyorum" diyen Başbakan Erdoğan, "Allah yar ve yardımcımız olsun. 10 Ağustos ülkemiz milletimiz demokrasimiz için hayırlara vesile olsun" diye konuştu.
Antalyaspor Başkanı Gültekin Gencer de Başbakan Erdoğan'a, ön yüzünde cumhurbaşkanlığı forsunun, arka yüzünde de Erdoğan'ın isminin bulunduğu 7 numaralı Antalyaspor forması hediye etti.
Mitinge Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, milletvekilleri, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve AK Parti Antalya İl Başkanı Mustafa Köse de katıldı.