Bakan Soylu gözyaşlarıyla anlattı: Ayasofya bu ülkenin namusu ve istikbalidir
Erzurum'da katıldığı açılışta vatandaşlara hitap eden Bakan Soylu, dedesiyle ilgili ‘Ayasofya’ anısını anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Soylu, "Ayasofya sadece fethin sembolü değildir, bu ülkenin namusu ve istikbalinin garantisidir." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir otelin açılışına katılmak üzere Erzurum’a geldi. Bakan Soylu’yu havaalanında Erzurum Valisi Okay Memiş, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, protokol, kurum amirleri ve AK Partililer karşıladı. Bakan Soylu, havaalanından açılışı yapılacak otele geldi. İlk olarak otel açılışında konuşan Bakan Soylu, dedesiyle ilgili ‘Ayasofya’ anısını anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Soylu, "Ayasofya sadece fethin sembolü değildir, bu ülkenin namusu ve istikbalinin garantisidir." ifadesini kullandı.
"PKK'NIN YAPTIĞI DİN-İ İSLAM'I ALABORA ETMEK"
Bakan Soylu, Avrupa'nın bir iradesinin olmadığını, "iradesi var" diyenlerin de yanıldığını belirtti.
PKK'nın dinsiz bir örgüt olduğunu söyleyen Soylu, şöyle konuştu:
"FETÖ'nün Türkiye'ye ve dünyaya getireceği şey, İslam'ı laçkalaştırmak. Peki PKK'nın yaptığı ne? Doğu ve Güneydoğu'nun en önemli karakterinden bir tanesi din-i mübin-i İslam'ı alabora etmektir. Kendi anlayışından uzaklaştırmak. İlk önce Marksist ve Leninist daha sonra tamamen bütün tezini Amerika'nın yazdığı bir anlayış içerisinde Doğu ve Güneydoğu'yu kendi inancından, kendi gelenek ve göreneklerinden, tarihinden, geçmişinden soyutlayıp kendi dininden ayırmaktır. FETÖ'nün hedefi de İslam dinidir. Sadece bu mu? Hayır. Amerika'nın ürettiği ve imalatını bu coğrafyaya nakşettiği DEAŞ. Onun da hedefi İslam'dır. Bizi kendi istikametimizden birlik ve beraberlikten ayırmak, Müslümanları birbirine düşürmek."
"DEVLET İLE HALK ARASINDA KOPUKLUK İSTİYORLARDI"
Soylu, Pakistan’a yapılan ziyaretten bahsederek, gittiklerinde sular altında kalan bir ülkeye sadece Türkiye’nin yardım ettiğini ve sadece Türk bayrağının orada dalgalandığını gördüklerini söyledi.
Terör örgütü PKK'nın 20 yıldır halkı birbirine düşürmek ve devlete karşı kışkırtmak için geri kalmışlığı kullandığını belirten Soylu, şöyle devam etti:
"Kürtler Doğudan, Güneydoğudan niye geliyordu? Sadece Kürtler değil, Türkler de niye geliyordu? Yol yok, hastane yok, okul yok, öğretmen yok, doktor yok. Kış 6 ay, her yer kapalı. Nereye gidecek insanlar? Ekonominin, sanayinin, işin, okulun, sağlığın geliştiği yerlere gidiyordu. Tabii bir de terör. Terör bunu istismar etti terör dedi ki, ‘Türkler bilerek buraya hizmet etmiyor. Size kötülük ediyor, bilerek yapıyor.' Türkiye’nin birçok yerinde geri kalmışlık söz konusuydu ama onlar bunu istismar etti. Devlet ile halk arasında kopukluk istiyorlardı. Şimdi ne oldu biliyor musunuz? Doktor, hastane, öğretmen, havalimanı var. 81 ilde üniversite var. Gençlik merkezleri, kütüphaneler var. Türkiye’nin doğusu ile batısı arasında gelişmişlik farkı var mı? Aslında var çünkü doğuda gelişmişlik daha fazla. Terör örgütlerinin elinden bu istismar alındı, yılmadan, usanmadan. Bazı dönemlerde iftiralar attılar. Meclis'te karşı karşıya kaldığımızda nasıl iftiralar attıklarını, nasıl bize düşmanlıklarla yaklaştıklarını dün gördük. Meclis'te bize bunu yapan masum vatandaşımıza ne yapmaz? Daha fazlasını yapar."
"TÜRKİYE İKİ ŞEYİ İYİ BECERDİ..."
Zeytin Dalı Harekatı döneminde yaşananlara da değinen Soylu, o dönem Türk mühendislerin yaptıkları girişimlerle kahraman askerlerin çaresiz bırakılmadığını aktardı.
"Teröristler dağlarda gezemeyecek" ifadesini kendisinin 4 yıl önce kullandığını hatırlatan Soylu, şunları kaydetti:
"İHA ve SİHA'larla bunun önüne geçtik. Terörün beli kırıldı. Tendürek'ten Kato'ya kadar her yerde üs bölgeleri kurup topyekun ortaya koyduğumuz strateji ile teröre içerde adım attırmadık. Burada söylemek isterim. Erzurum’da terörist var mı? Yok. Tendürek'te yok. Karadeniz’de, Bayburt, Trabzon Gümüşhane’nin yaylalarında, 'karşımıza ne zaman çıkacaklar' diye endişe ediyor muyuz? Amanonslar'dan Hatay'a, Mersin'e, Adıyaman'dan Gaziantep'e, Osmaniye'ye kadar tertemiz. Erzurum tertemiz, nerede var? Gabar'da var, o da 6 tane kaldı. Onları da bitireceğiz. Tunceli’de ya 5 ya 6 tane terörist var. Onları da bitireceğiz. Tunceli’de Ali Boğazı’nda 1500 terörist vardı. Türkiye iki şeyi, iyi becerdi. Bir, terörün kafasına nasıl vurulacağını, iki, darbecilerin kafasına nasıl vurulacağını."
Bakan Soylu, gençlerin kandırılmaması için de büyük çabaların harcandığını, onların artık üniversitelere gitmeye başladığını dile getirdi.
SOYLU'YU AĞLATAN AYASOFYA ANISI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dedesi ile Ayasofya anısını anlatırken gözyaşlarını tutamadı.
Soylu, şunları kaydetti:
“Rahmetli dedem; İstanbul'da adettir. Dedeler torunlarını, bazen babalar evlatları, cuma günleri büyük camilere götürürler. Sadece namaz kılmak için değil, ecdadımızı neler bıraktığını bir kere daha göstermek için, sadece namaz kılmak için değil, Cuma namazındaki o muhteşem toplulukta, o çocukların, o muhteşem topluluğun, o cemaatin, büyük anlayışı ile bütünleşebilmelerini temin etmek için. Bir cemaat olmanın ne demek olduğunu, bir millet olmanın ne demek olduğunu, haftada bir gün omuz omuza, o insanların cuma namazında, diğer namazların dışında bir büyük topluluk halinde bir araya gelmelerin ne demek olduğu güçlü bir nesil yetiştirmek için giderdik. Süleymaniye'ye giderdik, rahmetli dedem anlatırdı, tarihini, nasıl yapıldığını. Edirnekapı’ya, Fatih Camii'ne, Sultanahmet'e gittiğimizde Sultan Ahmet’i anlatırdı. Bugün kü gibi hatırlıyorum Sultan Ahmet’ten çıktık, rahmetli dedeme dedim ki ‘Şurayı niye anlatmıyorsun.’ Başını öne eğdi dedem, ben ufak bir çocuğum o koskocaman adam 'Allah inşallah size orayı torunlarınıza tarif etmeyi nasip etsin', dedi. Orası Ayasofya’ydı. Ayasofya sadece fethin sembolü değildir, bu ülkenin namusu ve istikbalinin garantisidir. Tayyip Erdoğan bu ülkede inancıyla, mücadelesiyle öyle büyük adımlar atmıştır ki o adımlar sadece başlangıçtır. Korkmayacağız sinmeyeceğiz, nefsimizin esiri olmayacağız, akli melekelerimizle hırslarımıza değil, birliğimizi kurarak adımlarımıza devam edeceğiz.”
(İHA-AA)