Babamı nasıl öldürdünüz?

/ Kaynak: OZEL
Babamı nasıl öldürdünüz?

GÜNDEM Haberleri  / OZEL

27 Mayıs'ta Yassıada'da işkenceyle öldürülen İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay'ın oğlu H. Emre Oktay adalet istiyor.

27 Mayıs cuntasının Yassıada'da işkenceyle öldürdüğü İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay'ın oğlu H. Emre Oktay, 28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanan emekli orgeneral Teoman Koman'dan babasının ölümünün sorulmasını istedi. Babasının ölümüne ilişkin o dönemde Yassıada'da bulunanların tanıklıkları olduğunu belirten Emre Oktay "Mahkumlara işkenceleri ada komutanı yarbay Tarık Güryay'ın yaptığı belirtiliyor. Teoman Koman da o zaman Tarık Güryay'ın emir subayıydı. Yassıada'da işkence gören isimlerden Bumin Yamanoğlu, işkenceler sırasında Koman'ın, Güryay'a yardım ettiğini anlatıyor. Babam buradaki işkenceler sırasında öldürüldü. Teoman Koman'a babamın cinayeti de sorulmalıdır. Babam nasıl öldürüldü bilmek istiyoruz" dedi. 27 Mayıs 1960 darbesinde iktidarı silah zoruyla ele geçiren cunta, dönemin siyasi kadroları ve önemli bürokratlarını da tutuklayarak Yassıada'ya gönderdi. Hukuk ve insan haklarının rafa kalktığı bu süreçte Yassıada'da tutuklulara uygulanan kötü muamele ve işkencelerle âdeta bir cehenneme çevrilmişti. Buradaki insanlık dışı uygulamalar sonucunda 10 milletvekili ve bürokrat hayatını kaybetti. O isimlerden biri de darbeden önce İstanbul Emniyet Müdürü olan Faruk Oktay'dı. Darbeden yaklaşık 3 ay sonra 30 Eylül 1960'da öldüğü açıklandı. Ailesine kalp krizi sonucu öldüğü bildirilse de aslında işkencede hayatını kaybetmişti."BABANIZIN CENAZESİNİ ALIN" O günlerde henüz 13 yaşında olan Emre Oktay babasının ölümünü şöyle anlatıyor: "30 Eylül 1960 tarihinde aldığımız bir telefonla babamızın götürüldüğü Yassıada'da öldüğünü, cesedinin Kasımpaşa Deniz Hastanesi morgunda olduğunu, istersek gidip alabileceğimizi bildirdiler. Morluklar ve yara bere içinde olan babamın naaşını defnettikten sonra, 27 Mayıs darbecileri kalp krizi diyerek olayı kapattı... Daha sonra evimize gelen Kemal Aygün, Ethem Yetkiner, Bumin Yamanoğlu dahil bir çok koğuş arkadaşından ve Yassıada'da çile doldurmuş olan Nusret Kirişcioğlu, Sıtkı Yırcalı gibi dönemin bakanlarından babamın ağır işkence altında Yassıada'daki Bizanslardan kalma zindanlarda öldüğünü öğrendik."AKIL ALMAZ İFTİRALAR Darbeciler Başbakan Adnan Menderes ve hükümetini milletin gözünden düşürmek için basın organları aracılığıyla akıl almaz iddiaları yayıyordu. Bunlardan biri de binlerce öğrencinin öldürüp cesetleri parçaladıktan sonra üzerlerine asfalt döktüğü yalanıydı. İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay, Başbakan Menderes'in emriyle bu katliamları yapmakla suçlanıyordu. Oysa ki ortada ne kayıp öğrenci ne de en ufak bir delil vardı. Yassıada'da günler süren baskı ve işkencelerle bu iddialar Faruk Oktay'a itiraf ettirilmeye çalışılmıştı. Oktay bütün baskılara rağmen boyun eğmemiş ve işkencelere daha fazla dayanamayarak hayatını kaybetmişti. TEOMAN KOMAN'IN ROLÜ Cuntanın Yassıada'da hapsettiği siyasetçi ve bürokratların uğradığı insanlık dışı muamelenin baş sorumlusu şüphesiz ada komutanı yarbay Tarık Güryay'dı. Öyle ki, yazar Turhan Dilligil'in anlatımlarına göre Güryay'ın adadaki lakabı "Allahsız Gardiyan"dı. O dönemde ismi öne çıkan bir diğer genç subay ise Güryay'ın emir subayı Teoman Koman'dan başkası değildi. Koman'ın 28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanması 27 Mayıs'taki rolünü de tekrar gündeme getirdi. Daha önce TBMM'ye dilekçe vererek babasının ölümünün araştırılmasını isteyen Emre Oktay gelişmeler üzerine yeniden harekete geçti. Oktay, Teoman Koman'dan babasının gördüğü kötü muamelenin de sorulmasını istiyor. FALAKA VE İŞKENCE Emre Oktay, Teoman Koman'a yönelik iddiaları bazı tanıkların beyanlarına dayandırıyor. O tanıklardan biri de Faruk Güryay'la birlikte Yassıada'da işkencelere maruz kalan Bumin Yamanoğlu. Emre Oktay, Yamanoğlu'nun adada yaşananları şöyle anlattığını aktarıyor:"Rahmetli Bumin Yamanoğlu, rahmetli babam için de şunları yazmış: Işıklı oda rejimi tatbik edilirken kalp hastası olan ve bana vurmayın diye yalvarıp inleyen rahmetli polis müdürüm Faruk Oktay'ın nerede, nasıl ve ne şekilde öldüğünü niye yazmıyorsunuz? Beni defalarca dövdüğünüzü, emniyet kadrosu adı altında adaya gelen ekibe dövdürdüğünüzü, sizin yardımcılarınız Akay ve Teoman'ın yardımları ile ayaklarımı tüfenge bağlayarak tüfeng falakası attığınızı, tırnaklarımı söktüğünüzü, arzu ettiğiniz ifadeleri vermediğim ve imza etmediğim için beni gece yarısı halata bağlayarak Yassıada'da baş aşağı denize sallandırdığınızı niye itiraf etmiyorsunuz?"FARUK OKTAY'DAN İŞKENCE EDEN ASKERLERE:Sizde hiç iman yok mu? Yassıada'da tutuklu bulunan Demokrat Parti milletvekillerinden Sezai Demiray, Oktay'ın gördüğü işkenceye şahit olanlardan... Demiray'ın hatıralarına göre, Oktay "Ölüyorum" demesine rağmen doktora götürülmemiş... Demokrat Parti milletvekillerinden Sezai Demiray 1970 yılında yayımlanan bir mülakatında Faruk Oktay'ın öldürülüşünü şöyle anlatıyor: "...Bir gürültü ile kapı ve demir sürgüler arkamdan kapatıldı. Ayak seslerinden Yüzbaşı Necdet Beyin ve bizi getiren tomsonlu onbaşıların gittiklerini ve koridorda iki nöbetçinin kaldığını anladım. Aradan bir saat ya geçmiş veya geçmemişti ki yanımdaki hücrelerden birinden canhıraş sedalar gelmeye başladı. 'Ölüyorum, hiç sizde din iman yok mu? Allah aşkına bana bir doktor' diye bağırmalar duyunca kulak kesildim. Takriben 20 dakika sonra da çok aşinası bulunduğumuz yüzbaşının cırlak sesini duydum. İnleyen hücrenin kapısına gelmiş 'Ulan doktor senin neyine' diyerek Türkçe'de ne kadar küfür varsa saymaya başlamıştı. İnleyen ses ise 'Vallahi ölüyorum yüzbaşım, doktor doktor' diye kesik kesik seslenmeye devam ediyordu. Daha sonra koridorda birtakım sesler ve gidip gelmelerden sonra inleyen ses kesildi. Sonradan bu inleyenin, İstanbul'un genç ve enerjik Emniyet Müdürü Faruk Oktay olduğunu ve vakadan 2-3 gün sonra Yassıada'da vefat ettiğini öğrendik."

GÜNDEM
Kaynak: OZEL
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...