Ali Yalçın: Kadro imtihanı yapmayan kurumları ifşa edeceğiz

“Memurların yıllardır haklı beklentileri arasında kadro ve unvan değişikliğini içeren görevde yükselme sınavı yer alıyor. Sendika olarak imtihan yapmayanları belirledik, hepsini paylaşacağız.” Öğretmen Performans Taslağı örseleyen bir taslaktı. ‘Haydi çocuklar kalem çıkarın, şimdi öğretmeninize not vereceksiniz’ denildi. Bu bizim geleneklerimize uymuyordu.
SEFA BİLGİTEKİN
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 3 milyon memur ve 13 milyon emeklinin daha iyi şartlarda yaşayabilmesi için verdikleri mücadeleyi gazetemize anlattı. Gençliğinden bu yana çeşitli kademelerde sendika teşkilatlarında yer alan Yalçın, yorulmaktan ziyade bazı konularda zorlandığını dile getirdi.
Türkiye’de sendikal alanda yapısal problemlerin bulunduğunu vurgulayan Yalçın “Toplu İş Sözleşmeleri (TİS) masasında sadece ‘yetkili sendika’ olmalı. Ama ülkemizde durum böyle olmuyor. Hükûmetle yapılan sözleşmelerde üç konfederasyon masaya oturuyor. Yetkili sendikanın bir anlamı kalmıyor. Hükûmet niye tek başına oturuyor? O zaman muhalefet de masada olsun. Sözleşmelerde yetkililer olarak masada oturmalıyız” dedi. Türkiye’deki bazı sendikaların üye aidatlarını kullanış biçimine yönelik tartışmaları “Bizim derdimiz araba değil, mazlumlardır. Memur-Sen’in genel felsefesi mazlumların yanında olmaktır” diye değerlendiren Yalçın’ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
¥ Niye memurlar son günlerde sıkça vergi dilimlerinden dert yanıyor?
Devletin en kolay ulaştığı topluluk memurlar olduğundan, gelir vergisini en rahat memurlardan tahsil ediliyor. Vergiler maaşlardan direkt kesiliyor. İşin garibi piyasadan aynı oranda tahsil ediliyor mu ona bakmak lazım. Bazı kesimlere vergi afları çıkarılıyor, yeniden yapılandırma oluyor ama bu memurlara yansıtılmıyor. Enflasyon oranları ortada en azından ‘Bari vergilerden kayıp yaşamayalım’ diyoruz. Buna itirazımız var. Gelir vergisi ya yüzde 15’e sabitlenmeli ya da yüzde 15’ten yukarı çekilmeli. Yoksa memurların gelirinde yüzde 30’luk bir kayıp söz konusu oluyor.
¥ Memurlar görevde yükselme imtihanlarının yapılamamasından şikâyetçi..
Memurların yıllardır haklı beklentileri arasında kadro ve unvan değişikliğini içeren görevde yükselme imtihanı yer alıyor. Bazı kurumlar imtihanı yaparken bazıları kulak tıkayarak yapmıyor. Kamuda liyakat olacaksa bu ancak görevde yükselme imtihanı ile olur. Sendika olarak bazı çalışmalar yaptık. Hangi kurumlarda sınav yapılıyor hangisinde yapılmıyor hepsini paylaşacağız. İmtihan yapmayanları ifşa ederek, sınav açmaları için zorlayacağız.
¥ En fazla üyeye sahip sendikasınız. Bir an ‘yoruldum yeter’ dediğiniz oluyor mu?
Yorulduğunuz an kaybedersiniz. Zorlandığımız durum olur ama yorulduğumuz an olamaz. Yorulduysanız bırakacaksınız. Bu işte zorlanmak mubahtır. Çünkü entelektüel birikimi olan bir kesimde örgütlenme yapıyoruz. Profesöründen doçentine, öğretmeninden mühendisine kadar geniş bir kesim var. Bizler yasal zeminler üzerinde mücadelemize devam etmek durumundayız. Milyonların beklentileri var. Bunları yerine getirmeliyiz.
¥ Peki ya en zorlandığınız olay?
Öğretmen Performans Taslağı; örseleyen bir taslakt. ‘Haydi çocuklar kalem çıkarın şimdi öğretmeninize not vereceksiniz’ denildi. Bu bizim geleneklerimize uymuyordu. Öğretmen odaları ateş küpüne dönüşmüştü. Meseleyi izah etmek ve örgütlenmeye ilişkin cümle kurmak oldukça zor olmuştu. Bir de sözleşmeli personel konusunda sendikalar olarak çok zorlanıyoruz. Çalışanlar iş ile eş arasında tercih yapmaları isteniyor. İkisinden birini seçmek zorunda kalınıyor. En fazla canımızın yandığı, üyelerimizle karşılaştığımızda darlandığımız konuların arasında bu da yer alıyor.
ESKİ TÜRKİYE'Yİ ÖZLEYENLER VAR
¥ Andımız konusunda en sert tepki sizden geldi.
Andımızın içeriği konusunda bir yorumda bulunmuyoruz. Getirildiğinde nasıl meşruysa kaldırılması da bir o kadar meşrudur. Fakat yargı kendini yürütmenin yerine koyarak karar veriyor olması, eski Türkiye’nin geliyor gibi bir çağrışımı getiriyor ki, buna izin vermeyiz. Eskiden, erken kalkanın muhtıra verdiği, Sayıştay’ından Danıştay’ına, Anayasa Mahkemesinden üniversitesine kadar her yere ayar verilen, üçüncü dünya ülkesi olan Türkiye vardı. Bu herkesin yetkisini aşmasıyla oluyordu. Eski Türkiye’ye döndürme özlemi içerisinde olanlar var. Biz eski Türkiye’den çok çektik. Eskisine bir daha tahammülümüz yok.
ÜNİVERSİTEDE BÜLTEN ÇIKARDIM
¥ Basına olan ilginizi biliyoruz. Bunun sebebi nedir?
Basın alanına ilgim üniversite dönemlerinde başladı. Üniversitede okurken bültenler çıkarıyorduk. Sonra ajanslarda yöneticilik yaptım. Grafiker olarak da katkılarım oldu. Aslında basın alanına yabancı değilim. Genel Başkanlığım öncesinde basından sorumlu genel başkan yardımcısı olarak görevimi icra ediyordum. Ayrıca örgütlenme ve sendikalaşma konularında da kendimce yazılar yazıyorum. Kritik alanlarda görüşlerimi yazdığım günlüklerim de var.
FRANSA HALKI KÜRESELCİLERE BAŞ KALDIRDI
¥ Fransa’daki olaylar sonrası Türkiye’de bir sendikanın açıklamaları tartışma çıkardı..
Türkiye’deki örgütlü yapıların geçmişte sınırlarını aşarak, kargaşa, sokağı cümbüşe çevirme ve bazı mühendisliklere fırsat verme gibi kirli bakiyesi var. Türkiye o günleri geride bıraktı. Türk-İş’in açıklamalarını yanlış yerlere çektiler diye düşünüyorum. Fransa’daki durumla Türkiye’deki durum farklı. Fransa’da küreselcilere karşı başkaldırı var. Türkiye’de ise küreselcilere karşı başkaldıran bir adama karşı başkaldırı anlamına gelir. Bu kabul edilemez. Cumhurbaşkanımız ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyerek küresel emperyalizme meydan okuyan birisi. Türkiye’de örgütlü kişilerin bunu muhalif olarak kullanma fikirleri toplum vicdanında zaten kabul görmez.
BİZİM DERDİMİZ ARABA DEĞİL MAZLUMLAR
¥ Üye aidatlarının kullanımı tartışmalara sebep oluyor. Hatta araba alan bile var?
Bizim derdimiz araba değil, mazlumlardır. Memur-Sen’in genel felsefesi mazlumların yanında olmaktır. Biz tercihimizi nerde bir afet, nerde bir felaket varsa oraya yardımda bulunarak kullanıyoruz. Somali’den Filistin’e, Filipinler’den Yemen’e nerede mazlum varsa yanlarında oluyoruz. Yardım hareketi başlatarak, ilk harcı biz koyuyoruz. Bu yardımları götürdüğümüzde bazıları sadece Müslüman coğrafyasına götürdüğümüzü düşünüyor ama yanılıyorlar. Mazlum dünyanın her yerinde mazlumdur. Bütün coğrafyalara duyarlılık gösteriyoruz.