ABD ile PKK ve Suriye işbirliği

İstanbul'a gelen ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya geldi. Davutoğlu, ''Suriye'de geçiş sürecinin en kısa sürece tamamlanması ve bu geçiş sürecinde herhangi bir güç boşluğunun oluşmaması konusunda mutabık kaldık. Böylesi bir güç boşluğundan istifade etmek isteyen başta PKK olmak üzere terör gruplarına karşı her türlü tedbiri almamız gerektiği konusunda da ortak bir perspektife sahibiz'' dedi. Clinton da, "Bugün, Amerikan ve Türk ekipleri arasında notlarımızı paylaştık ve ortak bir operasyonel resim ortaya koymak istedik. Dışarıdan da Suriye'deki şiddettin durabilmesi için elimizden gelen baskıyı devam ettireceğiz" diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, özel uçakla saat 04.30'da İstanbul'a geldi. Clinton'ı, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve öteki ilgililer karşıladı. Clinton'ın gelişi dolayısıyla Atatürk Havalimanı'nda yoğun güvenlik önlemleri alındığı görüldü.
ERDOĞAN VE GÜL TARAFINDAN KABUL EDİLDİ
İLK GÖRÜŞME DAVUTOĞLU İLE
Clinton, ilk önce Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya geldi. Conrad Otel'de basına kapalı gerçekleştirilen görüşmenin başında basın mensuplarının kısa süre görüntü almasına izin verildi. Davutoğlu ve Clinton, 2 saat süren görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, Clinton ile tekrar bir araya gelerek son gelişmeleri, Suriye bağlamında, özellikle ele aldıklarını belirterek, Cenevre toplantısı sonrasında çok önemli gelişmeler yaşandığını ifade etti. Davutoğlu, "Maalesef Cenevre'de mutabık kaldığımız geçiş planı çerçevesinde çalışmaları yürüten Kofi Annan'ın istifasından sonra diplomatik çalışmalarda çok ciddi bir kesinti durumu ortaya çıktı. İsterdik ki, uluslararası toplum, bu konuda tek bir vücut halinde hareket edebilsin ve alanda gittikçe kötüleşen duruma müdahil olabilsin. Ancak maalesef Kofi Annan'ın istifası diplomatik çalışmaların alandaki duruma yansımasını etkilemektedir" diye konuştu.
Alanda insani durumun gittikçe daha vahim bir hal aldığını ifade eden Davutoğlu, bugün bu konuda geniş bir görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Bugün itibariyle Türkiye'ye sığınan mültecilerin sayısının 55 bini aştığını ve her gün 2-3 bin mültecinin Türkiye sınırından buraya giriş yaptığını bildiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz her zaman söyledik; Suriye'den gelen dostlarımız, kardeşlerimiz Türkiye'de kendilerini evinde hissedecek şekilde imkanlarımızı seferber ettik, ediyoruz. Ancak bu mülteci sayısındaki artış, Suriye'de insani durumun ne kadar kötüleşmiş olduğunun açık bir göstergesi. Tabii bu yükün üstlenilmesi konusunda uluslararası toplumdan çok daha geniş bir dayanışma beklediğimiz de açık... Yine Suriye'deki durumun bu hali, bu kötü gidişi devam ettiği sürece insani durumun kötüleşmesini de göz önüne aldığımız için biran önce Suriye'de bu insanlık trajedisine son verecek kararlı adımların atılması en temel dileğimiz..."
HALEP'TEKİ GELİŞMELER HEPİMİZE KAYGI VERİYOR
Ahmet Davutoğlu, Halep'teki gelişmelerin kendilerine kaygı verdiğini dile getirerek, Halep'te yerleşik mekanlara hava kuvvetleri ile yapılan saldırıların hem büyük bir insan katliamına hem de büyük bir tarih katliamına yol açtığını söyledi.
Uluslararası toplumun artık bu katliama açık ve net bir bir şekilde "dur" diyecek adımları atması gerektiğini belirten Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz Clinton ile birlikte bu konuları, birlikte atılabilecek adımları geniş bir çerçevede ele aldık. Ayrıca, Suriye'de geçiş sürecinin en kısa sürede tamamlanması ve bu geçiş sürecinde herhangi bir güç boşluğunun oluşmaması konusunda da mutabık kaldık. Böylesi bir güç boşluğundan istifade etmek isteyen başta PKK olmak üzere terör gruplarına karşı her türlü tedbiri almamız gerektiği konusunda da ortak bir perspektife sahibiz. Gerek Türkiye'nin gerek ABD'nin bu konuda atacağı adımlar çerçevesinde ortak çalışmalar yapma kararlılığı var. Önümüzdeki dönemde Suriye'deki gelişmeleri yakından takip edeceğiz. Bütün ekiplerimizle birlikte ortak değerlendirmeler yapacağız. Ayrıca, önümüzdeki dönemde yine BM Genel Kurulu'nda, BM Güvenlik Konseyi'nde ve Suriye'nin Dostları Grubu olarak atacağımız adımları da bugün gözden geçirdik. Dolayısıyla hem alandaki gelişmeler hem insani durum hem de diplomatik çabalar hususunda çok kapsamlı bir istişare imkanı oluşturdu bu ziyaret.. Bundan sonra da istişarelerimizi daha yakından telefonlarla ve gerekirse bizzat bir araya gelerek sürdürme kararlılığını da ifade ettik." Davutoğlu, diğer bölgesel konuları da ele aldıklarını belirtti.
ESAD OLMADAN DEMOKRATİK SURİYE, 5 MİLYON DOLAR İLAVE YARDIM
Clinton ise, "Suriye'de birinci önceliğimiz muhalefetin tüm çabalarını destekleyip, şiddetin durdurulması, Esad olmadan demokratik bir Suriye'ye erişilmesidir. ABD muhalefete silah dışı, mali ve iletişim yardımını sürdürmeye devam edecek. Aynı zamanda farklı şekilde desteklerimizi sürdürüyoruz" diye konuştu. Clinton, Türkiye'de bulunan Suriyeliler'e 5 milyon dolarlık ilave yardım yapılacağını söyledi. Türkiye'de bulunan Suriyeliler'e 5 milyon dolarlık ilave yardım yapılacağını söyleyen Clinton, "5 milyon dolarlık bir ilave katkıyı BM Mülteciler Yüksek Komiserliği aracılığıyla, 500 bin doları da Uluslarası Göç Kuruluşu aracılığıyla olmak üzere Türkiye'de bulunan, yerlerinden edilmiş Suriyeliler'e desteği güçlendirmeyi hedefliyoruz. Bu katkıyla birlikte ABD'nın gıda, sağlık, battaniye gibi ihtiyaçlar için sağladığı katkı 82 milyon dolara ulaşmış oluyor" ifadelerini kullandı.
PKK İLE MÜCADELEDE TÜRKİYE'NİN YANINDAYIZ
Clinton, şöyle devam etti: "Bugün, Amerikan ve Türk ekipleri arasında notlarımızı paylaştık ve ortak bir operasyonel resim ortaya koymak istedik. Bu sayede kendi aramızdaki işbirliğini iyileştirmeyi, arttırmayı ve şiddeti durdurmak isteyen herkesle işbirliği yapabilmeyi sağlamayı amaçlıyoruz. Dışarıdan da Suriye'deki şiddettin durabilmesi için elimizden gelen baskıyı devam ettireceğiz. Dün Washington'da İran-Hizbullah-Suriye arasındaki bağlantıların kesilmesi için gerekli adımların atılması kararlaştırıldı ki bu sayede Esad rejimi daha erken bir şekilde gidebilsin." Clinton, görüşmede şu 3 başlığın görüşüldüğünü anlattı: "Muhaliflerin şiddetini durdurma çabalarına destek olmak. ABD'nin muhaliflere silah dışında insani yardım göndermesi. Suriye'de demokratik bir geçişi sağlamak..." Clinton, PKK sorunuyla ilgili ise, şunları söyledi: "ABD Türkiye'nin haklarına saygı göstermektedir. Türkiye'nin PKK ile yaptığı mücadelede Türkiye'nin yanındayız. Biz teröristler konusunda kaygılanıyoruz. Suriye'deki durumdan faydalanarak kendi hakimiyetlerini oluşturup çevre ülkelere saldırmalarından korkuyoruz. Türkiye'nin, Suriye'nin PKK'ya kucak açmaması dileğine biz de katılıyoruz. Ne şu an ne da bundan sonra PKK'nın orada konuşlanmasını istemiyoruz."