8 Mart özel röportaj: 'Değerini fark eden kadın başarılıdır'

Düzenleyen:
8 Mart özel röportaj:  'Değerini fark eden kadın başarılıdır'

GÜNDEM Haberleri

Kişisel Gelişim Eğitmeni ve yazar İpek Cihan Bilgin ile 8 Mart Özel Röportajı için bir araya geldik. Çalışmalarında danışanlarının çoğunluğu kadınlardan oluşan İpek Cihan Bilgin, dünyanın erkek egemen tarihi nedeniyle, kadınların genetik kodlarında güvensizlik ve değersizlik duygularının yoğun olduğunu söylüyor...

Kişisel gelişim alanına kadınların ilgisi çok yoğun. Bu tür kitapları da daha çok kadınlar okuyor. Bu sadece ülkemizde değil dünyada da böyle...
Erkekler de kişisel gelişime değer veriyor ama yüzde olarak kadınlar daha fazla ilgili. Duygularını anlamak ve kendi gelişimleri için bu kadar çabalayan kadınlar için “8 MART”a özel bir röportaj yaptık, dilerim geleceğe ve eşit koşullara katkısı olur...

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün çıkış noktası çok önemli. 1857’de New York’taki bir dokuma fabrikasında çalışan kadınlar, “eşit iş, eşit maaş” üzerine bir hak arayışı ile grev başlatıyorlar. Zorluklarla karşılaşılarak elde edilen “8 Mart” bugün doğru anlaşılıyor mu?

Aslında Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak biliniyor 8 Mart. Anlamı artık biraz genişletildi ve sadece çalışma hayatındaki kadınlar değil bütün kadınlar için bir gün haline geldi. Ataerkil bir dünyada yaşadığımız için, tarihte hep erkekler baskın çıkıyor ve kadınların çalışma hakları, seçme ve seçilme hakları bir çok ülkede bizden çok daha geç elde edildi.
Kadınlar genel anlamda ezilmiş durumda. Mesela hala bazı ülkelerde kadının sözü geçerli değil. Yani hala kadınların elde etmesi gereken haklar var. Kas gücü fazla olduğu için erkekler, kadınları bir takım sebeplerle günümüzde de şiddete maruz bırakabiliyor. 
İşte 8 Mart, artık kadınların güçlenmeleri, haklarını ele almaları, birlik olmaları ve eşit şartlarda yaşamanın hakkını elde etmeleri ile ilgili yeni bir anlam kazandı...

Kadın-Erkek eşitliğinden ne anlamalıyız? Çünkü fizyolojik ve duygusal anlamda kadın ile erkek arasında farklar var...

Dünyada yaratılmış her varlık kendisine hastır. Kadın ve erkek her bir insan kendisine özgüdür. Dünyadaki 7.5 milyar farklı insandan söz edebiliriz. Tabii ki kadın ile erkeğin yapıları farklı, ama haklarının eşit olması lazım. Çünkü ikisi de insan. Erkek için hangi haklar geçerli ise, kadın için de öyle olmalı. Cinsiyet farkı, birini aşağı koyamaz. 
Bir iş yerinde erkeğin ne hakkı varsa kadının da o hakkı olmalı. 
Mesela büyük bir İsviçre bankası, kadının terfisini destekleyici yeni bir hamle başlattı. Demek ki, dünyanın medeni kabul edilen ülkelerinde de kadın yöneticiler haksızlığa uğruyor, üst kademelere getirilmiyor ve böyle bir genelge yayımlanıyor.. 

8 Mart özel röportaj:  'Değerini fark eden kadın başarılıdır'

“KADINLAR KRİZ YÖNETİMİNDE DAHA BAŞARILI”

Bugün geçmişe nazaran artış olsa da, çalışma hayatında ve politikada kadınların sayısı yine de az. “Duygusal özellikleri sebebiyle üst düzey yöneticilik yapamazlar.” yaklaşımı hala yaygın mı? 

Bence bu, erkeklerin kadına üstünlük sağlamak için çıkardığı bir şehir efsanesi! 

Kadının duyguları yoğun evet, fakat erkeğin de duyguları çok yoğun. Kadınlarda hormonal etkiler, iniş çıkışlar olabilir diye kadının farklı yetenekleri ve başarıları da görmezden geliniyor. İşte burada çok önemli noktaları kaçırıyoruz.

Dünyayı yöneten İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May’in hormonları yok mu? Başarıda önemli olan kişilerin karakteridir.Ayrıca kadınlar, erkeklere göre daha dayanıklıdır. Kadın daha mücadeleci. Bir çocuk doğurabilmesi, yaşadığı o sancılar kadını sağlamlaştırıyor. Kadın çabuk çökmez ama erkekler çökebilir. Bir kriz anında kadın daha sağlam durup geçebilir oradan. Dahası, konulara çok detaylı bakabildiği ve üretken olduğu için bir kriz anında çok farklı çözümler bulabilir...

ERKEK DÜNYASI KADIN YÖNETİCİ İSTEMİYOR MU?

Ataerkil kodlar taşıyan erkek egosu, kadınların kendisini yönetmesinden rahatsız olabiliyor. Aslında anlamamız gereken, başarının cinsiyet ile alakalı olmadığı. Başarılı kadınların önü kesilmezse bu denge kurulacaktır... 

SAF SEVGİYE DAYALI BİR İLİŞKİYİ HİÇBİR ŞEY BOZAMAZ

Pekiyi, kadınların iş hayatında güçlenmesi kadın-erkek ilişkilerinde dengeyi bozar mı? Boşanmaların artmasının sebeplerinden biri kadınların ekonomik gücü mü? 

İlişki konusu tamamen kişiliklerle ilgili. Sağlam ve saf bir sevgiye dayalı olan ilişkiyi hiçbir şey bozamaz. İlişki, ihtiyaçlar üzerine kurulan bir birliktelikse yani bir kurum gibi süren evlilik ise sarsılabilir. Eğer ilişkinin başında kadının sosyal statüsü, eğitimi, geliri daha fazla ise, erkek yapısı bunu derinlerde kaldıramıyor.  Bu da tabii ataerkil kodlar ile ilgili bir durum. Erkek kendisini hep üstün görmeye alıştırıldığı için, kadını kendisinden üstün gördüğü zaman tehdit olarak algılıyor ve egosu rahatsız oluyor. Böyle bir ilişki yürümüyor. Erkek eğitim, statü ve gelir olarak kadından yukarı durumda ise ilişki sürüyor.

“KADINLAR REKABET DUYGUSUNDAN ÇIKMALI”

8 Mart bize yeniden hatırlatıyor ki, kadınlara haklarını elde etmeleri için büyük iş düşüyor. Birlik olmalar ve rekabet duygusundan çıkmalılar! Bilinçlenmenin arttığı, teknolojinin bu kadar ilerlediği bu çağda kadınlar, herkesin kendisine özgü olduğunu farkedip kıskançlık duygusundan uzaklaşmalı. Böylece diğer kadınları da kardeşleri gibi görürler ve haklarını daha rahat elde ederler...

8 MART DİLEĞİ...

“Kadınlar kendilerine olan güvenlerine sahip çıksınlar, kendi değerlerinin bilincinde olsunlar. Kas gücü yerine zeka, başarmak, sağlam kalabilmek daha büyük bir güç.” diyor Sevgili İpek Cihan Bilgin. 
Sahiden bütün kadınlar birbirlerini kızkardeşleri gibi hissetse, bir kayınvalide gelinini kızı  gibi, gelin kayınvalidesini annesi gibi görse, birbirlerine destek olsa bu ne kadar büyük bir güç olur değil mi? 

Röportaj: SEDA AKBAY

Düzenleyen:  - GÜNDEM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...