1. Latin Amerika Müslüman Dini Liderler Zirvesi

/ Kaynak: AA
1. Latin Amerika Müslüman Dini Liderler Zirvesi

GÜNDEM Haberleri  / AA

'Yaşanan bu hadiseler Batı'da yani Amerika ve Avrupa'da büyük bir islamofobiyi oluşturduğu halde Latin Amerika'da islamofobinin olmaması dikkat çekicidir.'

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, son hadiselerin Latin Amerika ülkelerindeki Müslümanlar karşısında mahcubiyet duymalarını sağladığını belirterek, "Yaşanan bu hadiseler Batı'da yani Amerika ve Avrupa'da büyük bir islamofobiyi oluşturduğu halde Latin Amerika'da islamofobinin olmaması dikkat çekicidir" dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen Latin Amerika'da 40 ülkeden 76 İslam merkezi başkanı ile dini lider ve temsilcinin katıldığı "1. Latin Amerika Müslüman Dini Liderler Zirvesi", Conrad Otel'de başladı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinlikte konuşan Görmez, bugün, dünyanın her yerinde zor bir dönem geçiren Müslümanların bazı yerde azınlık olduğunu, bazı yerde gerekçeleri nihai olarak izah edilemeyen kavgalara karıştığını, bazen de küresel ekonominin dişlileri arasında törpülendiğini, bu olayların bilinçlerini açmaya vesile olabildiğini söyledi.
Bu bilinçle tarih boyunca ihmal edilmiş kardeşlikleri yeniden inşa etmek için bir araya geldiklerini, birbirlerine destek olmaya başladıklarını, bitmeyen dostluklar kurduklarını, dertleştiklerini ancak dertlerini gittikleri yere taşımak niyetinde olmadıklarını dile getiren Görmez, fikir ve düşüncelerini aktarma, aşılama gibi bir kaygıları olmadığını, bu toprakların engin bir tarihe, zengin bir kültüre sahip olduğunu bildiklerini ifade etti.
Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak yaklaşık 150 yıl aradan sonra Latin Amerika Müslüman Liderler Toplantısı'nı İslam'ın tarihi başkenti İstanbul'da gerçekleştirdiklerini kaydederek, "Bugün burada tarihte ihmal ettiğimiz kardeşliğimizi yeniden inşa etmek, kendilerinden on yıllarca haberdar olamadığımız kardeşlerimizle marifet alışverişinde bulunmak için toplanmış bulunmaktayız" dedi.
Bu etkinliğin herhangi bir düşünceyi, ideolojiyi empoze etme, İslam dünyasında yaşanmakta olan sorunları başka coğrafyalara taşıma toplantısı olmadığını vurgulayan Görmez, bunun uzunca bir fetret devrinden sonra yeniden işbirliği imkanlarını konuşma, dini, tarihi, kültürel ilişkileri yeniden kurma ve geliştirme, din eğitimi, din hizmetleri, dini yayınlar alanındaki ihtiyaçları tespit, iyilik ve hayırda yarışma, tecrübeleri, birikimleri paylaşma toplantısı olduğunu söyledi.
- "Latin Amerika'da yaşayan Müslümanlara karşı 5 mahcubiyetimiz var"
Görmez, İslam dünyası olarak tarih boyunca Latin Amerika kıtasında yaşayan Müslüman kardeşlerine karşı 5 büyük mahcubiyetleri olduğunu aktardı. Görmez, bunlardan ilkinin, "İslam medeniyetine katkıları sayılamayacak kadar çok olan Endülüs'te yaşarken engizisyon mahkemelerinin toprağından, yerinden, yurdundan ettiği Müslümanların akıbetinin sorulamaması, araştırılmaması ve o Müslümanlara ensar olunmaması" olduğunu söyledi.
Mahcubiyetlerinin ikincisinin, "Batının sömürgeleştirme ve köleleştirme politikaları neticesinde Afrika kıtasından toplanarak bu kıtaya getirilen Müslüman kölelere sahip çıkamamaları ve onları kendi hallerine terketmeleri" olduğunu dile getiren Görmez, şöyle devam etti:
"Üçüncü mahcubiyetimiz Osmanlı coğrafyasından bu kıtaya göç eden, 'Al-Turko' adını taşıyan ve ciddi asimilasyon politikalarına maruz kalan Müslüman topluluklardan İslam dünyasının büyük merkezlerinin haberdar olmaması. 'Al-Turko'ların kendi kimliklerini nasıl inşa ettiklerini, kültürlerini hangi şartlarda muhafaza ettiklerini bilmememiz, onlara sahip çıkamamamız. Ve nihayet, insanlığın mahcubiyetine ortağız. Vatanları ellerinden alınan, yerlerinden yurtlarından edilen Filistinli kardeşlerimiz, farklı ülkelere, Ürdün, Lübnan, Suriye, Avrupa ve Latin Amerika'ya da göç ettiler. Biz sadece bu göçlerden haberdar olduk. Bu insanların dertlerinden, acılarından ne yazık ki haberdar olamadık. Yıllar boyu onların yaralarına merhem olamadık. İnsanlık, bugün de içimizi acıtmaya devam eden bu soruna hep duyarsız kaldı. Dördüncü mahcubiyetimiz de budur. Beşinci mahcubiyetimiz ise bu topraklarda sonradan İslamla karşılaşan insanlara yeterince yardımcı olamamamız."
Mehmet Görmez, konuşmasında 1865 yılında Bursa ve İzmir adlarını taşıyan ve İstanbul'dan Basra Körfezi'ne doğru yolan çıkan, ancak okyanusta yakalandığı fırtına nedeniyle yollarını yitirip Brezilya sahillerine ulaşan iki Osmanlı savaş gemisinde yer alan Bahriye imamı Abdurrahman Efendi'nin hikayesini anlattı.
Limandaki halkın ve buradaki siyahilerin büyük ilgisini çeken Abdurrahman Efendi'nin 6 yıl kaldığı bölgede yıllarca süren kapsamlı bir irşad ve tecdit çalışması yürüttüğünü, orada bulunan ve daha önce yanlış bilgilerle donatılan Müslümanlara Abdurrahman Efendi'nin İslamiyet'i doğru bir şekilde anlattığını aktaran Görmez, Abdurrahman Efendi'nin yazdığı seyahatnamenin Brezilya Müslüman toplumunun tarihsel serüveninin bir dönemine ışık tuttuğunu söyledi.
- "Latin Amerika'nın mazlumiyeti, egemen sisteme entegre olmayışından gelmekte"
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Latin Amerika ülkelerinde Müslümanlar açısından can alıcı bir acı ve ıstırap yaşatılmadığını vurgulayarak, "Latin Amerika'nın mazlumiyeti egemen sisteme entegre olmayışından gelmektedir. Bu mazlumiyet hali bu topraklarda din ayrımı yapmaksızın herkesi kuşatan bir durumdur. Yoksa bir dine mensubiyetten kaynaklı maddi bir sıkıntıdan ve dini özgürlüklerin engellenmesinden bahsetmek mümkün değildir" diye konuştu.
Bugüne kadar Latin Amerika Müslümanlarından habersiz oluşlarının bir mazaret olmaması gerektiğini dile getiren Görmez, şöyle devam etti:
"Onların bize ihtiyacından ziyade bizim onlara ihtiyacımız vardır. Çünkü unutulmuş bu toplulukları biz tanıdıkça bizi gafletten duyarsızlıktan ve ilgisizlikten kurtaracaklardır. Bu evrensel İslam kardeşliğini tesis etmemiz için bize bir imkan verecektir. Elbette bu Müslüman varlığını o kıtada unutuyor olmak bizim ne kadar son yüzyıllarda kendi sorunlarımız ve bölgemizin sorunlarıyla uğraştığımızı göstermektedir. İslam dünyası yüzyılımızda gerçekten büyük travmalar yaşadı ve hala yaşamaya devam etmektedir. Yaşamakta olduğumuz son hadiseler bizi Latin Amerika ülkelerindeki Müslümanlar karşısında mahcubiyet duymamızı sağlamaktadır. Yaşanan bu hadiseler Batı'da yani Amerika ve Avrupa da büyük bir islamofobiyi oluşturduğu halde Latin Amerika'da islamofobinin olmaması dikkat çekicidir. Bizler 'Batı' derken hiçbir zaman Latin Amerika ülkelerini kastetmeyiz. 'Batı' kavramı coğrafi bir tanımlama olmaktan ziyade bir duruş ve tutumu içerir. Bu duruşun tarihsel kökenleri vardır. Batı sömürgeciliği, vahşi kapitalizmi ve kendisi gibi olmayanlara bir yaşam dayatmayı simgeler hale gelmiştir."

GÜNDEM
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...