Yerli malzeme enerji kadar kritik

Yerli malzeme enerji kadar kritik

EKONOMİ Haberleri

Rusya'nın Ukrayna’da başlattığı savaş enerjinin yerli ve yenilenebilir kaynaklarla karşılanmasının önemini bir kez daha ortaya koydu. Türkiye’de yenilenebilir yatırımlar her yıl artarken sektör temsilcileri, enerji kadar enerjiyi üreten ekipmanların da yerli olmasının hem rekabetçilik hem enerji bağımsızlığı hem de cari açığın azaltılması için önemli olduğuna vurgu yapıyor.

ÖNDER ÇELİK

Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının azaltılması ve kaynak çeşitliliğinin sağlanmasında; rüzgâr, güneş, jeotermal, biyokütle, yeşil hidrojen ve dalga gibi yenilenebilir ve temiz enerji kaynakları büyük önem taşıyor. Bu enerji kaynaklarının üretilmesinde kullanılan araçların yerli üretim olması ise enerjide tam bağımsızlığın yolunu açacak. Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı “Enerjimizin yerli ve yenilenebilir olması tek başına yeterli değil. Biz o enerjiyi üreten ekipmanın da yerli olması, yani Türkiye içinde üretilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Çünkü enerji ekipmanlarında ithalata bağımlılık oranımız hâlâ yüzde 70’ler seviyesinde. Yerli kaynaklarımızdan enerjimizi üreten makine ve ekipmanların da yerli olması, sermaye kaynağına bakılmaksızın ülkemizde konuşlu fi rmalar tarafından üretilmesi ve katma değer zincirinde yer almaları; en az yerli enerji kadar önemlidir” değerlendirmesini yaptı.

Yerli malzeme enerji kadar kritik

TL BAZLI TEŞVİK EKİPMAN ÜRETİMİNE ZARAR VERİYOR

Alper Kalaycı, 2010-2021 arasında Türkiye’nin yenilenebilir ve temiz enerji kurulu gücünde tüm dünyanın alkışladığı başarısının altında Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizmasının (YEKDEM) olduğunu kaydederek, şunları söyledi: YEKDEM kapsamındaki yenilenebilir enerji tesislerinden elde edilen elektriğin kilovatsaatine, rüzgâr ve hidroelektrik için 7,3 dolar/cent, jeotermal için 10,5 dolar/cent, biyokütle ve güneş için de 13,3 dolar/cent teşvik veriliyor. Bu teşvikler, yerli ekipman kullanımına göre değişiklik gösterebiliyordu. YEKDEM geçen yıl revize edilene ve TL bazlı teşvik sistemine dönene kadar ülkemizdeki ekipman üretimine büyük destek veren bir içerikte idi. Son bir yıldır YEKDEM kapsamında olan yatırımların dikkate değer ölçüde azalması, yenilenebilir ve temiz enerji sektöründeki ekipman üretimine de zarar veriyor. Bu noktada EPDK verileri bizleri doğruluyor. Buna göre 2022’de toplam 25 bin 524 megavat (MW) kurulu güce sahip 1.036 tesis, YEKDEM kapsamında teşvik alacak. Keza bu yıl toplam kurulu güçleri 2.403 MW olan 86 elektrik üretim santrali 10 yıllık süre için uygulanan YEKDEM kapsamındaki alım desteğinden son kez yararlanacak. Devreden çıkan bu gücün 1.589 MW’lık bölümünü 65 hidroelektrik santrali, 696,5 MW’lık bölümünü 10 rüzgâr enerjisi santrali, 68 MW’lık bölümünü 2 jeotermal enerji santrali, 51,9 MW’lık bölümünü ise 9 biyokütle enerji santrali oluşturacak. 2023’te ise toplam kurulu güçleri 2.845 MW olan 92 santral alım desteğinden ve toplam kurulu güçleri 2.054 MW olan 84 santral de yerli katkı desteğinden son kez yararlanacak. ENSİA olarak kamu otoritelerine önerimiz, başta rüzgâr enerjisinde olmak üzere verimliliği yüksek projelerin tıkanmaya başladığı ve yeni yatırım alanlarının açılması gerektiği yönünde. En az YEKDEM’den her yıl ayrılan kurulu güç kadar yatırımın, ülkemize kazandırılması gerektiğine inanıyoruz.

SİZE AİT OLMAYAN KAYNAKLARLA SÜRDÜREBİLİRLİK POLİTİKASI GELİŞTİREMEZSİNİZ

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ, Rusya krizi ile enerji fi yatların hızla artmasının herkese rüzgâr ve güneş gibi yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının ne kadar ucuz olduğunu ispatladığını söyledi. Demirdağ “Örneğin Almanya’da oturan birinin ev ısıtma sistemi doğalgaza bağlı, parası da var ama doğal gaz olmadığı için alıp evini ısıtamıyor. ‘Sürdürülebilirlik’ kelimesi hiç bu kadar anlamlı olmamıştı. Size ait olmayan kaynaklarla sürdürülebilirlik politikası geliştiremezsiniz” dedi. Genel elektrik denkleminde sadece doğalgaz, petrol, kömür gibi kaynaklar değil; güneş, rüzgâr, hidroelektrik, jeotermal, biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına da yönelmenin şart olduğunu ifade eden Demirdağ, şunları kaydetti: Elde edilen elektriği mümkün olduğunca yenilenebilir enerji
kaynaklarından elde etmek, kurulu elektrik gücünü ve birim üretim kapasitelerini güçlendirmek sayesinde cari açığın azaltılmasına önemli bir katkı sağlayabiliyoruz. Tüm Avrupa ülkelerinde artık yeşil ticaret ve yeşil sertifi kalı elektrik üretimine dayalı ürünlere yönelim var. Tüm sanayiciler bu piyasaya entegre şekilde davranmak mecburiyetindeler. Yeşil sertifi kalı elektrik üretimine dayalı üretim becerisi ve kapasitesi, uluslararası piyasada ihracatçı ülkeler ile rekabet gücümüzü de etkileyecek ve elbette dış ticaret politikalarında ülke olarak elimiz güçlenecek. Kaynakların yerlileştirilmesi noktasında önemli adımlar atılıyor. Kaynakların yerlileştirilmesi için atılan her adım binlerce yeni istihdam demek Türkiye için. Ve bu yerliliğin ana sanayi ile birlikte yan sanayiyi de geliştirmesi çok kıymetli. Panelin üretiminde kullanılan birçok malzeme artık Türkiye’de üretilmeye başladı.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...