Yalancı indirimlerle parsayı topluyorlar

Düzenleyen:
Yalancı indirimlerle parsayı topluyorlar

EKONOMİ Haberleri

Mağazalarda yılın 12 ayında 'indirim' tabelaları inmiyor. Ürünlere sürekli üst üste fiyat etiketleri yapıştırılıyor. Alttaki etiketin önce yükseltildiği, ardından indirime gidildiği, böylece tüketicinin aldatılmaya çalışıldığı bilinen gerçek. Bu işte bir edep kalmadığını belirten Çift Geyik Karaca Genel Müdürü Cihat Özbekli "Yalancı fiyatçılık ve zamansız indirimler var. Bunu yapanlar 'parsayı önden toplama' derdinde. Sektöre de tüketiciye de zarar veriyorlar" dedi.

Ö. Faruk Bingöl - Tüketicilerin alışveriş yapmayı planlarken sürekli indirim peşinde koşması ve buna yüksek reaksiyon göstermesi, perakende ve hazır giyim sektörünün stratejilerini de şekillendirdi. Yakın geçmişte dünya genelinde bir gün olarak uygulanan "efsane cuma" indirimini bile bir hafta önceden başlattık. Sonraki günlerde de devam ettirdik. Tartışmalı fiyatlar bir yana, cirolar hissedilir derecede yükseldi. Bu durum, satış planlamalarında "sürekli indirim" yapmayı da ön plana çıkarmış durumda. Artık mağazalarda "indirim" tabelaları yılın 12 ayında da var! Ürünlere sürekli üst üste fiyat etiketleri yapıştırılıyor. Alttaki etiketin önceden yükseltilip, sonra indirim yapıldığı, böylece tüketicinin aldatıldığı biliniyor.

BİR EDEP KALMADI!
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Çift Geyik Karaca Genel Müdürü Cihat Özbekli "bu işte bir edep kalmadığını" söyleyerek tepkisini gösterdi. Sektörde hem yalancı fiyatçılık hem zamansız indirimler olduğunu savunan Cihat Özbekli "İlki; gerçekten satmaya razı oldukları fiyatı artırıp, tekrar bu seviyeye indirerek yapılıyor. İkincisi, mesela kış sezonunun hemen başında, montları 'indirim' tabelasıyla reyonlara koymak... Bunu yapanlar 'parsayı önden toplama' derdinde. Rekabet için mecburen bütün markalar da buna ayak uyduruyor. Böylece indirim tabelaları hiç vitrinlerden inmiyor, herkes bu süreçten zarar görüyor" dedi. Bu şekilde markaların değerinin de kaybolduğunu belirten Özbekli "Marka dediğiniz şey, bez parçasından ibaret değil. Bir fikri, duruşu, hayat tarzı, yansıması vardır. Tüketici bu ürünü giydiğinde ne hisseder? Marka değeri budur. Sıkıntımız şu; indirimleri mümkün olduğunca geriye atamıyoruz. Yüzlerce marka var, bunların birkaçı bile eylülde kışlık kıyafette yüzde 50 indirim yapsa, siz de oyunun dışında kalamıyorsunuz. Hâlbuki normal fiyattan çıkarsınız; seri bittikçe ve mevsim ilerledikçe yüzde 20, 30, 50, 50+20 şeklinde devam edersiniz, normali budur" diye konuştu. 

MERHABA DE!
Bu indirim kültürüne karşı bir sosyal sorumluluk kampanyası başlattıklarını belirten Cihat Özbekli, şunları anlattı: Mağazalarımızı yılda 10 milyon kişi ziyaret ediyor. Önünden de yaklaşık 40 milyon kişi geçiyor. Çeşitli iletişim kanallarından çok daha fazla kişiye ulaşabiliyoruz. Bu iletişim gücümüzü iyi ve güzel şeyleri hatırlatmak için kullanmayı, sosyal sorumluluğumuz olarak gördük. Aslında çok iyi bildiğimiz ama hayatın akışında unuttuğumuz, iletişimin temel dili olan selamlaşma unsurlarını tekrar hatırlatarak bir farkındalık oluşturmayı amaçlıyoruz. Mağazalarımızın vitrinleri de dâhil olmak üzere yazılı, görsel ve dijital iletişim kanalları üzerinden #MerhabaDe, #İyiGünlerDe, #GünaydınDe gibi söylemlerin bulunduğu bir sosyal fayda kampanyası başlattık. Karaca mağazası önünden geçen birinin, TV’de reklamımızı gören veya radyoda bizi dinleyen kişilerin selamlaşmalarını sağlamak bizim için büyük mutluluk. 'Merhaba de'nin ardından alışveriş de beklemiyoruz. İyilik yapalım, bereketini Allah verir zaten...

KAZANMAK İÇİN GOL ATMALIYIZ​
Mevcudu muhafaza kültürü çok tehlikeli
Son dönemde ekonomide yaşanan kıpırdanma iş dünyasını umutlandırdı. Ancak akıllar hâlâ 2016 öncesinde... Cihat Özbekli şunları anlatıyor: İş adamları olarak bir araya geldiğimizde 'Çok şükür mevcudu muhafaza ediyoruz' söylemi çok dile getirilmeye başladı. Bu 'mevcudu muhafaza' kültürü üzerimize oturursa sektör ve ülke olarak sıkıntı çekeriz. 2016'dan beri az badire atlatmadık tabii ki... Herkes bir şekilde tedbirini aldı. Kaleyi korumaya aldık ama böyle devam etmez. Devamlı savunmada kalarak olmaz. Çünkü 'mevcudu muhafaza' ederek tek haneli kârlara alıştık. Bu seviyedeki kârlar da faaliyetinize ancak yetiyor. Öz sermaye artmadığı için yeni yatırım ve büyüme olmuyor. Kazanmak için artık atağa geçip gol atmalıyız.

AVM'DEKİ MAĞAZALAR KAZANMIYOR
Cironun yarısı kiraya gider mi?

Türkiye'de AVM kültürünün yanlış oluştuğunu söyleyen Cihat Özbekli "500'e yakın AVM var. Kimisi yan yana... Perakendeciler de ilk başlarda AVM'lere anlamsız talep gösterdi. Bu da AVM arzını körükledi. İkincisi, bunlar döviz kredisiyle yapıldığı için, dövizle kiralandı. Yakın geçmişte TL'ye dönüldü ancak geç kalındı" dedi. Bugün AVM'ye de perakendeciye de kızmanın yersiz olduğunu belirten Özbekli, şöyle devam etti: İkisinin de haklı gerekçeleri var. Batıda AVM yatırımı 30 yılda geri dönerken, bizde bunu 5-7 yıla çekmeye çalıştılar. Böyle olunca yüksek kira giderleri sistemi kilitledi. Bugün cironuzun yüzde 8 ila 10'u kiraya denk gelmelidir. Ama Türkiye'de bu oran yüzde 35-40'lara ulaştı birçok perakendeci için... Bu olacak iş değil. Şu anda ise yüzde 20'ye ikna olmuş durumdayız. Bu seviye de para kazandıran nokta değil. Yüzde 20 kira ödeyen bir perakendeci 'en azından zarar etmiyorum' diyebilir ancak! Para kazanamaz. Bu arada yüzde 4'le oturan dünya markaları da var, kızamayız onlara tabii ki... Adam 'Beni istiyorsan şartım bu' diyor. Marka olmanın gücü...

 

 

 

Düzenleyen:  - EKONOMİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...