Türkiye'nin beklediği karar bugün açıklanıyor

Düzenleyen:
Türkiye'nin beklediği karar bugün açıklanıyor

Ekonomi Haberleri

Analistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası`nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) tarafından bugün gerçekleştirilecek toplantıda, haftalık repo, marjinal fonlama, gecelik borçlanma ve GLP borç verme faizi açıklanacak. Peki Merkez Bankası nasıl bir karar alacak ve alınacak kararın etkisi ne olacak? Ekonominin uzmanları beklentilerini değerlendirdi.

Yurt içi piyasaların gözü kulağı bugün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın  saat 14.00'te açıklayacağı faiz kararında. 

En son 2016'nın kasım ayındaki toplantısında bir hafta vadeli repo faiz oranını %7.50'den %8'e artıran Merkez Bankası, sonraki 7 toplantısında da (Aralık, Ocak, Mart, Nisan, Haziran, Temmuz, Eylül) değişikliğe gitmedi.

Merkez Bankası gecelik borçlanma faizinde de çok uzun zamandır değişikliğe gitmiyor. 24 Şubat 2015’te %7.50’den %7.25’e düşürülen gecelik borçlanma faizi, o tarihten bu yana değişmedi. 

Gecelik faiz oranlarındaki en son değişim ise bu yılın başında yapıldı. Gecelik faiz oranları 24 Ocak 2017’de yapılan toplantıda %8.50’den %9.25’e yükseltildi. O tarihten bu yana yapılan toplantılarda bu oran yine değişim göstermedi.

Peki, yurt içinde nefeslerin tutulduğu ve merakla beklenen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında bugün hangi karar çıkacak? Ekonominin uzmanları beklentilerini değerlendirdi:

İntegral Yatırım Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu:
“TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti uzun zamandır %12’nin altında seyrediyor. Dün kurdaki harekete rağmen fonlama maliyeti %11.95 seviyesinde oluştu. Diğer yandan enflasyonda halen yumuşama sağlanmış değil. Son olarak Eylül ayında TÜFE %11.2 seviyesine yükseldi ve çekirdek enflasyonda sert duruş devam ediyor. Bu nedenle Perşembe günü TCMB’nin sıkı duruşunu korumasını ve faizlerde değişikliğe gitmeyeceğini düşünüyorum.

Geç Likidite penceresi %12.25’de gecelik faiz oranı ise %9.25 seviyesinde bırakılacaktır. Politika faizi ve borçlanma faizi de sırasıyla %8 ve %7.25 düzeyinde tutulacaktır. TCMB açıklama metninde enflasyon göstergelerinin fiyatlama davranışlarına yönelik risk oluşturmaya devam ettiğini yineleyecektir. Aynı şekilde iktisadi faaliyetlerdeki toparlanmaya ve iç talepteki güçlenmeye işaret edecektir. Buna ek olarak AB ülkelerinden gelen talebin ihracat üzerindeki olumlu etkisine de yine metninde yer verecektir. Sonuç olarak enflasyonda belirgin bir iyileşme görülene kadar para politikasındaki sıkı duruşun korunacağı cümlesini koruyacaktır.”

Ekonomist Murat Tufan:
“Bugün TCMB ve Avrupa Merkez Bankası para politikası toplantıları yapılacak. TCMB’nin kararı üç aşağı beş yukarı kesin ancak Avrupa Merkez Bankasının kararı küresel piyasalarda yeni bir hikâyenin fiyatlanmaya başlandığı toplantı olabilir. Muhtemelen AMB yapacağı toplantıda, tahvil alımlarını azaltacağını duyuracak ve Euro tarafında açıklamaların dozajına göre primli bir seyir görebiliriz. Dönelim bizim Merkez Bankamıza… Öncelikle bende dâhil olmak üzere ekonomistlerin çoğu TCMB’nin bu toplantıda herhangi bir faiz değişikliği beklenmiyor. Neden mi ?
•        Başta yurt içi Enflasyonun görünümünün yüksek seyretmesi, 
•        ABD ekonomisinde güçlenme ibarelerinin devam etmesi, 
•        Fed’in Aralık ayında 25 baz puan ve önümüzdeki sene içinde 3 kere daha bu hamleyi yapma beklentisi,
•        AMB’nin de artık tahvil alımlarını azaltacak olması yani Fed gibi normalleşmeye çalışması,
•        Kurda son dönemde yeniden volatilitenin yani dalga boyunun yükselmesi,
•        İç ve dış tarafta yükselen politik belirsizlik ortamı,
•        Şahin bir ismin Fed’in yeni Başkanı olma riski,
Şeklinde sıralayabilirim.

Hatırlayacağımız üzere Yılın ilk 9 ayında doların küresel piyasalarda zayıf performansı ve yurt içi ekonomik göstergelerin beklentilerin üzerinde gelmesi ile kur 3,40’lara kadar gerilemişti. Bu dönemde Merkez Bankamız fonlama faizinde indirim yapabilirdi. Çünkü bu dönemde faizde yapacağı herhangi bir indirimle kurda ki son dönemde yaşanan yükselişler gibi yukarı yönlü ataklara karşı faiz hamlesi yapacak bir alan kazanmış olacaktı. Bu toplantıda ise TCMB’nin kurda ki görünüm ve enflasyon oranına bağlı olarak sıkı duruşuna devam edebileceğine dair mesajlar vermesini bekliyorum.”

KapitalFX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan:
“TCMB toplantısında, faizlerde değişiklik yapması beklenmeyen Merkez Bankası’nın sıkı para politikasına vurgu yapmasının yanında, gerekirse ilave sıkılaştırma yapabileceğine dair de bir retoriğin de para politikası açıklamasında bulunmasını bekleriz.  Enflasyondaki yükseliş TCMB’yi zor durumda bırakıyor. %11,2 seviyesine gelen enflasyon, piyasa faizleri ile enflasyon arasındaki makasın daralmasına ve reel faizin düşmesine neden oluyor. %11,95 seviyelerinde olan ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti bu anlamda yetersiz gelebilir, bu bakımdan Merkez Bankası’nın enflasyon trendine yönelik beklentileri önemli olacaktır. Bu toplantıda faiz artışı beklemiyoruz, ancak gerektiği takdirde olabileceğine dair bir sözlü yönlendirme de bekleyebiliriz.

Bu süreç içinde enflasyon beklentilerini ve trendlerini takip etmekte olan TCMB’nin sıkı duruşunu yıl boyunca korumasını bekleriz. Çekirdek enflasyondan görülebileceği üzre, enflasyon tarafındaki yukarı yönlü riskler devam etmektedir, o yüzden manşet enflasyondaki bir aylık gerilemeler fazla anlam ifade etmeyecektir. Enflasyonun yüksek kalmaya devam etmesi, faizlerin de yüksek kalmaya devam etmesi demek olacaktır. Bu durumun üzerine, bir de TL’nin değer kaybediyor olması itibariyle kur geçişkenliği unsuru da eklenmiştir. Bu da enflasyonda beklenen gerilemenin beklenenden de geç olabileceğini göstermektedir.  Emsal ülkelerdeki reel faiz seviyelerine bakacak olursak, Türkiye’nin fiyat istikrarı açısından daha fazla reel faize ihtiyacı olabileceği göz önüne alınarak para politikası da ona göre şekillendirilmelidir.”

Global Menkul Değerler Analisti Rıdvan Baştürk:
“Merkez Bankası’ndan bu toplantıda faiz konusunda herhangi bir adım atmasını beklemiyorum. Bir önceki toplantıda olduğu gibi piyasa bu toplantıyı çok ön planda tutmuyor. Bir tek odaklanmamız gereken konu bankanın iletişim dili olacaktır. Bilindiği üzere Merkez Bankası şahin bir politika dili kullanıyor. Bunun nedeni ise yüksek enflasyon. Bankanın enflasyonda belirgin iyileşme sağlanana kadar sıkı duruşu sürdüreceğiz, ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilir gibi şahin cümlelerini metinde tutmasını ve AB ekonomilerindeki toparlanmanın ihracat kanalını iyileştirdiğini ve ekonomik faaliyetlerin güç kazandığını tekrarlamasını bekliyorum. Ancak böyle bir durum piyasalar için yeni bir şey ifade etmeyeceği için fiyatlamalara etkisi de olmayacaktır.

Mevcut durumda %11.20 seviyelerinde seyreden yıllık enflasyonun tek hanelere inene kadar Merkez Bankası’nın bu şahin söylemlerini ve sıkı druşunu korumasını bekliyorum. Bu kapsamda ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti %12.00 civarında tutulmaya ve enflasyonda iyileşme görülene kadar mevcut politikalara devam edilecektir. Ancak Fed’in faiz artırım beklentilerinin arttığı ve 10 yıllık tahvil faizlerinin son 7 ayın en yükseğini gördüğü bu süreçte Merkez Bankası’nın faiz indirim yönünde bir adım atması veya sinyal vermesi dahi zor görünüyor.”

Stratejist Cüneyt Paksoy:
"TCMB global şartların nispeten zor olduğu bir dönemde toplanıyor....ABD 10 yıllıklar Beklenenden daha şahin bir FED algısı ve Yeni Başkan belirsizliği ile % 2.45 - % 2.50 bandı içine doğru yükselirken , 2 yıllık tahvil faizleri % 1.60 üzerinde seyrediyor... Dolar Endeksi ise 94.00 civarına gelmiş bulunuyor. Bu fiyatlamalara paralel olarak mevcut durumda  gelişen piyasalarda genelde bir kur ve faiz baskısı olduğu görülüyor. FED dışında ECB kararlarının da piyasalar için kısa ve orta vade adına risk iştahının seyri açısından önemli olduğunu görüyoruz. 

Böyle bir ortamda dolar-TL  Jeopolitik riskler ve  ABD ile süren gerginliğinde etkisiyle 2017 ocak sonu şubat başı TCMB'nin kararlarının realize olmaya başladığı kritik  3.70-3.80 eşiğine tekrar gelmiş durumda. Gösterge tahvilde faiz son 8 senenin eşiği olan % 12.50-13.00 aralığına ulaşırken 10 yıllık tahvillerde ise 11.70'li seviyeleri görmekteyiz. Sepet kur 4.06'lı seviyeler ile tüm zamanların rekorunda iken Dolar Endeksi/Dolar-TL korelasyonunda uzun süredir TL aleyhine negatif bir makas açıldığını da izliyoruz.

TCMB'nın Finansal istikrar ve ağırlıklı fiyat istikrarı adına birincil öncelik olarak takip ettiği enflasyonun seyri; gelecekte kademeli düşeceği beklentisi hala piyasanın gündeminde olsa da  şimdilik yüksek seyrini koruyor.

Böyle bir dönemde beklentimiz TCMB'nin  ECB kararları ve sonrasında FED'in yeni Başkanı ve Aralığa doğru giderken FED algısının global piyasalara etkisini , ve risk iştahı döngüsünü izlemek isteyecektir. Bu durumda bizim rasyonel olarak gördüğümüz beklentimiz... bekle-gör politikası içinde kalarak faizlerde bir değişim yapmaması ve söylemini sıkı para politikasına vurguyu güçlendirerek ve altını biraz daha çizerek yapmasıdır...

Piyasalarda genel konsensus dışında GLP tarafında ek bir 25bp'lik faiz artışının da muhtemel olabileceği belirtiliyor. Biz bu adımı beklemiyor olsakta TCMB sıkı para politikası algısını güçlendirmek adına böyle bir adım gelirse de bizim için sürpriz olmayacaktır.

Düzenleyen:  - Ekonomi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...