Türkiye, Fitch and Moody's ile anlaştı
Türkiye, milletlerarası kredi değerlendirme kuruluşu Standard ve Poor's ile yollarını ayırdıktan sonra Fitch and Moody's ile anlaştı.
Türkiye, milletlerarası kredi değerlendirme kuruluşu Standard ve Poor's ile yollarını ayırdıktan sonra Fitch and Moody's ile anlaştı. Hazine Müsteşarlığı bu sene kredi derecelendirme için Fitch and Moody's ile anlaştığını ilan etti.
Daha önce New York merkezli milletlerarası kredi derecelendirme kuruluşu Standard ve Poor's ile çalışan Türkiye, bu kuruluşun yayınladığı derecelendirme raporunda Türkiye'nin iktisadi gidişatını farklı gösterdiğine dair rahatsızlıklar meydana gelmişti. Standard ve Poor's raporunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından "ideolojik" ve hatalı olarak değerlendirilmesinden sonra Hazine Müsteşarlığı bu kuruluşla rakip olan Fitch and Moody's ile anlaştığını duyurdu.
Hazineden yapılan açıklamada, Fitch and Moody's ile yapılan anlaşmanın ve Standard ve Poor's tarafından yayınlanan raporların Türkiye pazarlarına olumsuz tesir etmeyeceği bildirildi. Geçtiğimiz Mayıs ayında Standard ve Poor's yayınladığı kredi derecelendirme raporunda Türkiye'nin ülke kredi notunu BB'den "durağan"a indirmişti. Erdoğan, bu raporun tarafsızlıkla değil ideolojik bir teşebbüs ile hazırlandığını, artık bu kuruluşun raporlarını kale almayacaklarını dile getirmişti. Buna karşılık açıklama yapan SveP mercileri ise Ankara tarafından tanınmasa da önemli derecede piyasa faizine sahip olan Türkiye ekonomisi üzerine rapor yayınlamaya devam edeceklerini ifade etmişti.
SveP, derecelendirmede Türkiye'nin yatırım notunu iki basamak altta tutmuştu. Fitch ise bu seviyeyi yatırım notu ayarına çıkarmış, Moody's de yatırım notuna yakın bir derece vermişti. Standard Bank piyasa araştırma müdürü Timothy Ash, Ankara'nın bu son hamleyle SveP'a mesaj yolladığını ifade ederek, "Bu son tahvil işlemleri derecelendirmesinin gayrimeşru ve adaletsiz olduğunu düşünüyoruz" dedi. SveP ülke raporlarının yüzde 10'luk bir kısmı ABD ve İngiltere gibi ülkeler tarafından "istenmeyen" raporlar olarak görülüyor.
SveP, Türkiye'nin mal ve hizmet piyasasındaki sağlamlığına rağmen hesap açığını kapatabilmek için kuvvetle ihtiyaç duyduğu yabancı sermaye akışının ekonomideki yerine atıflarda bulunmuştu. SveP, Türkiye'ye gelen bu yabacın sermaye akışının devam ettiği sürece Türkiye'nin hesap açığı sıkıntısı yaşamayacağını, ancak akış durduğu anda ülkenin harici bir sarsıntı ile çalkalanıp para kaybı, enflasyon ve yükselen faiz değerleriyle karşılaşacağını rapor etmişti.
SveP'nin bu değerlendirmeleri üzerine Türkiye ekonomisi üzerine açıklama yapan iktisatçı Alex Perjessy, Türkiye'nin yükselen büyümesinin kuvvetine dikkat çekerek, ekonomik sarsıntı ve borç sıkıntısı yaşayan Avrupa ülkelerine kıyasla daha iyi bir yerde olduğuna dikkat çekmişti. Perjessy, Ankara'nın milli hasılanın yüzde 2.2 bütçe açığı senelik bilançosu hesabı yaptığını ve devletin borçlarının Avrupa'dan çok daha iyi bir şekilde gayrisafi yurt içi hasıla içinde yüzde 35'e tekabül ettiğini belirtti.