Stellantis Türkiye CCO'su Ayça Furt: Tek rakibim Google

Düzenleyen:
- Güncelleme:
Stellantis Türkiye CCO'su Ayça Furt: Tek rakibim Google

Ekonomi Haberleri

Otomobil artık bir taşıma aracı değil, yürüyen teknoloji... 4 markayı aynı çatı altında toplayan Stellantis’in CCO’su Ayça Furt “Biz 2030 hedefimizi belirlerken ‘otomotivin teknoloji şirketi olacağız’ dedik ve bu alandaki rakibimiz Amazon ve Google dedik. Bunu da insan kaynağımızı dönüştürerek yaptık” dedi...

CANAN ERASLAN'IN HABERİ

Dünya büyük bir hızla değişiyor. Bu değişim fırtınasında geride kalmak ise yok olma yoluna serilmiş taşlar gibi. Değişen dünyada mevcudu korumak değil, genelin önünde olmak, ilerlemenin en önemli adımı. Son yıllarda sanayiden teknolojiye, giyimden gıdaya kadar her üretim alanında ise değişimin daha da fazlası var; başkalaşım.

Hemen hemen bütün işletmeler, teknolojiyi merkezine almış durumda. Biz aslında Togg’la daha fazla duyduk “Bu otomobilden fazlası, bir teknoloji harikası” cümlesini ama, hemen hemen bütün otomotiv markalarında mobiliteyle hızlanan bir teknoloji kullanımı, teknoloji üretimi var ve bu bir yarış hâlinde. Teknolojiyi kullanırken insanı ihmal edenler ise yarışta geri kalacağının farkında. Bu farkındalığı erken hissedenler, erken adım atanlar ise bu büyük adımın meyvelerini toplamaya başlamış bile.

Opel, Citroen, Peugeot ve D’S markalarının toplandığı çatının adının Stellantis olarak değişmesinden sonra grupta yaşananlar ise sektörün diğer oyuncularının dahi takdirini kazanmış durumda. Özellikle insan kaynağı ve iş yapış şekli adına, dünyanın değiştiği pandemi döneminde atılan adım bu sebeple çok değerli. İşte bu önemli adımın dünyada da örnek alınmasını sağlayan isimle, Stellantis Türkiye CCO’su Ayça Furt ile konuştuk.

“Stellantis ile markalarımızın satış, servis ve satış sonrası hizmetleri bizim görev alanımız ama mobilite konusu biraz Stellantis Türkiye’de şekilleniyor. Başka bir kavram doğuyor buradan” diye başlıyor dönüşümü anlatırken. Türk tüketicisinin de, kendilerinin hedeflediği mobilite kavramını özümsediğinden bahseden Furt “Biz artık otomotivin teknoloji şirketi olacağız diye başladık. Veriyle sürülen, yani ‘data driven’ bir teknoloji şirketiyim, mobilite çözümü sağlayıcıyım’ dedi. Ve 2030 vizyonu olarak da benim artık veri anlamında rakibim Google ve Amazon’dur. Yani biz veri sağlayıcı olacağız’ dediler. Çünkü otomobil alıcısı değişti. Eskiden ‘otomobil aldım, sattım, yatırım yaptım, şanım yürüsün, komşum görsün’ diye baktığı otomobile şimdi ‘tüketimi az olsun, park sorunu olmasın, işimi de kolaylaştırsın’ gözüyle bakıyor. Bu çok kıymetli. Buradan hareketle otomotivin enerji üretme derdinde olduğu, Amazon’un sağlık şirketine dönüştüğü, sağlık şirketlerinin verimliliği, hizmet sağlayanların tecrübeyi satın alma derdinin olduğu bir ortamda ortak stratejileri faydaya dönüştürme çabası var” ifadesini kullandı.

ÇALIŞANLAR ALTIN KAYNAK

Yazılımın her alanda ilk ihtiyaçlardan olduğunu, eskiden yazılımın kaynak gerektiğinde ilk kesilecek alan olarak görülürken, şimdi ilk ihtiyaç maddesi olduğunu söyleyen Ayça Furt “Çünkü yarının dünyası bu aksta şekillenecek gibi duruyor. Artık orası bir kaynak” dedi.

Bu kaynağın da insan kaynağı olmadan devamının mümkün olmadığının altını çizen Furt, insan kaynağını ‘Altın kaynak’ olarak görmeye başlamanın ve buradan gelen başarının adımlarını anlattığı sohbetimizde, insan kaynağının kıymetini bilmeyenin ilerleyemeyeceğini ifade etti.

BÜYÜK İSTİFA DALGASI VE 4 GÜN ÇALIŞMA

Ayça Furt, insan kaynağında büyük bir istifa fırtınası bulunduğunu belirterek şunları söylüyor:

"Şu sıralar uzmanlık konuşuluyor. Yarın öbür gün anladığımız anlamda istihdam bitecek. Çünkü bugün insan özgürlük derdinde. Kendi seçimini yapmak istiyor beyaz yakalı. Amerika’daki büyük istifa dalgası Türkiye’de de var ve bu yüzde 70’i buldu ve hiç küçümsenecek bir şey değil. Şimdi nasıl çok para kazanırım derdinin önüne “Ben balık tutmak, çocuğumla vakit geçirmek istiyorum” isteği geçiyor ve işle birlikte bu özgürlüğü sağlayan şirketi tercih ediyor ‘altın yakalı’ çalışan. Eskiden hep talep eden işverendi, şimdi çalışanlar ‘Bu şirket bana ne verecek maaştan başka’ diye sorguluyor. Biz de ona ‘Sen en iyi neyi bilirsin’ diye soruyoruz diplomadan çok önce. İşte bu sebeple biz bir otomotiv şirketi olmanın ötesinde, yarının istihdam modelini oluşturan bir teknoloji şirketiyiz ve çalışanlarımıza özgürlük alanı bırakıyoruz. Çünkü biliyoruz ki özgür beyinler üretebilir. Artık insanlar haftada 4 gün çalışmak istiyor en fazla. Yoksa gidiyor. Çocuğuyla vakit geçirip balık tutmaya alan açılmamışsa, o değeri kaybediyorsunuz. İşte ana başlıklarıyla, insanı merkez alan dönüşümdeki büyük adımlar..."

KENDİ ŞİRKETİMİZİN FACEBOOK'UNU KURDUK

"Pandemi döneminde Facebook-Instagram arası bir sistem kurduk. Çocuklarımızı, yemeklerimizi oradan paylaştık. Çok değerliydi bu bizim için. Aramızdaki iletişimin kopmaması gerekiyordu."

ELDE KALAN BÜTÜN ARAÇLARI GETİRTTİK

“Biz pandemi döneminde Avrupa’nın tam kapanmasıyla stoklarda kalan, satılamayan tüm araçları Türkiye’ye getirdik" diyen Furt, "Sonra herkes daha evden çalışmanın nasıl olacağını planlamamışken ben ofisleri tamamen kapatmayı teklif ettim. “Ofissiz şirket mi olur” dediler doğal olarak. Hatta ofissiz otomotiv şirketi mi olurdu? Israr ettim. Şirket bana inandı neyse ki. Bütün ofisleri kapattık, yüzde 100 evden çalışacağız dedik. Evet riskti ama aldık. Sonra bir sürü şirket bizi arayıp nasıl yaptığımızı sordu, onlara danışmanlık verdik. Çünkü hazırlıksız başladığınızda evdeki personeli kontrol etmek kolay değil."

HER OFİS BİR KALEYDİ, ZORDU KAPATTIM DEMEK

“Ben yıllarca karda saatlerce yürüyerek bu ofise gelmiştim. Bize kartvizit basmışlar, sırtımızı sıvazlamışlar, ofis metrekaremiz büyümüş, kendimizi bir şey zannetmişiz. Ama ben ofisleri kapattığımızı söylerken, bunu “Beyaz yakalının özgürlük manifestosu” diye anlatırken birçok arkadaşımız ağlıyordu. Bugün hibrit çalışma falan diyorlar. Yani haftada 2 gün ofise geleceksin demek, ona İstanbul’da yaşamayı şart koşmak demek. Hâlbuki o gitmiş pandemide Muğla’ya yerleşmiş. Ya da biz Malatya’da yaşayan çok değerli bir personel bulmuşuz. Neden kaybedelim?

Artık işe alım süreçlerimizi bilimselleştirdik, bir organizasyon kurduk. Bir insanın zorluk karşısında ne yapacağını bile baştan tespit edebiliyoruz. Aynı zamanda Stellantis Türkiye olarak biz bütün çalışanlarımıza yani yeni mezun bugün işe başlamış insanlara bile hepsine araç verdik. Ben ‘mobilitenin geleceğiyim’ diye bağırırken, insanlara mobilite çözümü sunmayan bir otomotiv şirketi olmaz diye düşündük."

HER İŞİ YAPAN DEĞİL, PRİZ DEĞİŞTİREN BİZCE ALTIN YAKALI

“İstihdam artık özgür iş gücüne dönüşüyor. Dolayısıyla şirketler artık daha az birey istihdam edecek, altın yakalıya daha çok para ödeyecek. Herkes üniversiteye koşmayacak, meslek liseleri anlam kazanacak. İşim gereği yılın bazı dönemlerinde Fransa’da yaşıyorum. Eve, işi sadece priz değiştirmek olan birey geliyor. Saatine 200 avro veriyorsunuz. O birey, o prizi kendi ahenginde değiştiriyor ama 15 yıl hiçbir şey olmuyor. İşte o işin erbabı olmak, ahilik, altın yakalı olmak. Aslında altın yakalı, hayal etsin, masal yazsın mesela ve biz ona masal kitabı çıkarmakta destek olalım istiyorum. Kartvizite bağlı olmadan çalışıyor olmak büyük özgürlük.”

Düzenleyen:  - Ekonomi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...