Muharrem Yılmaz, 'Büyüme oranı arzumuzun altında'

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin 2013 yılı İkinci Yüksek İstişare Konseyi toplantısına Muharrem Yılmaz konuşma yaptı.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD)'nin 2013 yılı İkinci Yüksek İstişare Konseyi toplantısı Çırağan Sarayı'nda düzenlendi. Toplantının açılışında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, çözüm süreciyle birlikte Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin ekonomik kalkınmasının, Türkiye'nin potansiyel büyüme oranını 1 puan artıracağını söyledi. Türkiye için düşük büyüme oranının yüzde 4'ün altı olduğunu söyleyen TÜSİAD Başkanı Yılmaz, " İhtiyacımız olan, ortalama büyüme hızımızı, finansal balonun sönmeye başladığı bir dönemde yüzde 6'lara çıkarmaktır. Bu büyüme hedefinin tutturulabilmesi için, üç alanda cesur ve kararlı adımların atılması gerekmektedir "dedi. Yılmaz bu adımları şöyle sıraladı: Bunlar arasındaki en önemli politika alanı 10. Kalkınma Planında da öngörüldüğü gibi iç tasarruf oranlarının artırılması ve daha da önemlisi nasıl artırılacağı konusudur. Büyüme oranlarının sürekli olarak oluşturduğu cari işlemler açığı probleminin, tek kalıcı çözümü, iç tasarruf oranlarının artırılabilmesidir. Mevcut düşük iç tasarruf oranımız dikkate alındığında, bu konu Türkiye ekonomisinin en önemli meselelerinden biri olmaya devam edecektir. Bize göre en az 3 puan artırılması gereken iç tasarruf oranı için, öncelikli reform alanları, kayıt dışı ile mücadele, sosyal güvenlik modelinin güçlendirilmesi, sigorta sisteminin geliştirilmesi ve sermaye piyasası araçlarına erişimin kolaylaştırılmasıdır"
"İkinci kritik reform alanı ise, çözüm sürecinin başarıya ulaşmasıdır" diyen Yılmaz, "Siyaset, kendisinden bekleneni yerine getirdiği sürece, iş dünyası üzerine düşeni yapacak, ülke kalkınması hızlanacak ve bölgede refah artacaktır. Bu sene içerisinde, Cizre'de sunmuş olduğumuz, TÜSİAD çalışmasının da gösterdiği gibi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin kalkınması, ekonomimize sağlayacağı katkıyla, potansiyel büyüme oranımızı 1 puan kadar artıracaktır" şeklinde konuştu. Yılmaz, "Orta uzun vadeli büyümeyi, yüzde 6 seviyelerine getirecek olan üçüncü alan ise, arz yönlü bir dizi yapısal reformdur. Arz yönlü reform alanı aslında hepinizin aşina olduğu ve sürekli dile getirdiği bir alan: enerji sektörü reformlarından, gelir vergisi kanununa; fikri mülkiyet düzenlemelerinden, esnek işgücü uygulamalarına kadar, yaklaşık 50 maddeyi hemen sizlerle paylaşmak mümkün" dedi. Son on yılda, para piyasalarındaki bolluk ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan düşük faizlerin, yükselmekte olan piyasaların büyümesine önemli katkılarda bulunduğunu söyleyen TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz," Ancak, dünya ekonomisine damgasını vuran bu finansal imkanların, artık değişmekte olduğu bir döneme girdik. Geride bıraktığımız dönemde, finans piyasalarının tüm dünyaya ve özellikle yükselen piyasalara, fon sağlayabilmelerinin ardında iki etken ve aslında iki balondan bahsetmek gerek: Birincisi, 2008 krizine kadar gelişmiş ülkelerde oluşan finansal balon, ikincisi ise 2008 krizinin ardından, Merkez Bankalarının aşırı gevşek para politikaları ile ortaya çıkan finansal balon. Her ikisinin de sürdürülemeyeceği çok açıktı. Nitekim Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası FED'den, Haziran ayı başından beri gelen işaretler, bu dönemin yavaş yavaş bitmekte olduğunu gösteriyor" diye konuştu. Başta ABD ekonomisi olmak üzere, gelişmiş ülkelerde gözlemlenen toparlanma eğiliminin sürdüğünü, derin resesyon sırasında büyümelerini sürdüren, Türkiye gibi ülkelerde de, ekonomik performansın zayıfladığını belirten Yılmaz, "Buna, aynı ölçekte olmasa da, dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin'i de dahil etmek mümkün. Bundan sonra, küresel finansman kaynaklarının daha kısıtlı, daha doğru ifade etmek gerekirse, daha gerçekçi olacağı bir düzende yaşayacağız. Nitekim büyüklüğü ve dışa açıklık oranıyla Türkiye ekonomisi de, bu küresel geçiş dönemlerinden önemli ölçüde etkileniyor ve etkilenmeye de devam edecek. Yeni dönemde anlaşılıyor ki, özellikle gelişen piyasa ekonomilerinin tarihi potansiyel büyümelerinden bahsetmek mümkün olmayacak, bu kategorideki tüm ülkelerde, Çin dahil, potansiyel büyüme oranları aşağı doğru revize edilecek" ifadelerini kullandı. Gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin merkez bankaları gibi Merkez Bankasının da büyüme ile enflasyon hedefi arasında bir dengeleme politikası benimsemek durumunda kaldığını gözlemlediklerini söyleyen TÜSİAD Başkanı Yılmaz, " Bu süreçte, faiz aracının kullanılmadığını ve kurun da süratle yukarı doğru çıktığını gözlemledik. Bu olağanüstü geçiş dönemlerinde, Merkez Bankalarının işleri gerçekten çok zor ve ister istemez üstlerine ek sorumluluklar geliyor. Bu nedenle kullandıkları araç setleri de genişleyebiliyor. Fakat bizim açımızdan, bu politika tercihi, ancak ve ancak enflasyon hedefine ulaşıldığı takdirde yerinde olacaktır. Bu balon etkisi geçtikten sonra, önümüzdeki en önemli tehlike enflasyon hedefinin şaşması olacaktır. Dolayısıyla, Merkez Bankası'nın para politikasını, bu çerçevede değerlendirmeye, izlemeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
"Finansman kısıtlığı nedeniyle, bu yıl büyümenin, TÜSİAD tahminlerine yakın olarak, yüzde 4 civarında gerçekleşeceğini düşünüyoruz" diyen TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, "Elbette ki bu oran, arzu ettiğimiz performansın altındadır ve biraz önce analiz etmeye çalıştığım küresel makroekonomik gelişmeler ve belirsizlikler, orta dönemli büyüme modelimizin süratle ele alınmasını gerektirmektedir. Düşük büyümenin yönetilmesi gereken önümüzdeki birkaç yılda, büyümenin niteliği çok önemli olacaktır. Kamu maliyesinde dengeleri korumak, fiyat istikrarını önceleyen bir para politikasını güçlendirmek ve kamu harcama verimliliğini artırmak, bu dönemde öncelikli politika alanları olmalıdır. Kamu harcama verimliliği kapsamında, bölgesel kalkınma desteklerinin, istihdam ve Ar-Ge teşviklerinin önemine işaret etmek isterim. Ayrıca, büyümenin sınırlı kalması muhtemel bu dönemde, ücret dışı işgücü maliyetlerini aşağı çekecek çalışmaların sürmesi ve özellikle istihdam üzerinde yeni yüklerin çıkartılması konusunda hassasiyetle üzerinde durulması gereken bir alandır" şeklinde konuştu. Katma değeri sürdürülebilir bir şekilde artıracak arz yönlü yapısal reform alanının merkezinde, eğitimin yer alıdığını söyleyen Muharrem Yılmaz," Tüm araştırmalar, fen, matematik, mühendislik ve teknoloji alanlarında nitelikli insan gücü yetiştiremeyen ülkelerin, kalkınma sıralamasında gerilere düştüğünü göstermektedir. Eğitimin niteliğinin en önemli göstergeleri olarak bilinen, 15 yaşındaki gençlerin okuma becerilerini, matematik ve fen okuryazarlığını ölçen PİSA testinde ve matematik ve fen bilimlerindeki başarıyı ölçen TIMMS sınavında, Türkiye maalesef uluslararası ortalamaların altında yer almaktadır" dedi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz bu konudaki değerlendirmesini şu şekilde tamamladı: "TÜSİAD Yönetim Kurulu olarak, bu konuya büyük önem vermekteyiz. FATİH Projesi kapsamında, bazı eğitim programlarının, ders kitaplarının ve bunların zenginleştirilmiş versiyonlarının, hazırlanması konusunda tamamlayıcı rol almak üzere hazırlık içerisindeyiz. Ayrıca, "Eğitimcilerin eğitimi" ve "Fen, matematik, mühendislikte iyi eğitimli insan gücü" yetiştirilmesi konularına yönelik çalışmalarımızı da sürdürmekteyiz. Uzmanlarımızın yaptığı çalışmalar göstermektedir ki, sadece eğitim alanında atılacak doğru adımlar ile hem potansiyel büyümemizi yarım ile 1.0 puan arası artırabilmek, hem de nitelik olarak geliştirebilmek mümkündür"