Merkez Bankası'nın belini cari açık kırdı

Dövizdeki yükselişe karşı Türk Lirası'nı cazip hale getirmek isteyen Merkez Bankası, faiz oranlarında ciddi artışa gitti.
Borç verme faiz oranı yüzde 10.25'ten 15'e, marjinal fonlama oranı ise yüzde 7.75'ten 12'ye çıktı. Dövizde yaşanan yükselişin, "cari açığın finanse edilmesi" konusunda sıkıntı verici boyutlara ulaşması üzerine Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) faiz silahını çekti. Merkez Bankası'nın dün akşam gerçekleştirdiği olağanüstü toplantıdan faiz artışı kararı çıktı. Banka, politika faizi olan 1 haftalık repo faizi yüzde 4.5'tan yüzde 10'a, gecelik borç verme faizini ise yüzde 12'ye çıkardı. Borçlanma faiz oranı yüzde 6.75'ten yüzde 11.5'e, Merkez Bankası borçlanma faiz oranı da yüzde 3.5'ten, yüzde 8'e yükseltildi. Bankalararası Para Piyasası'nda saat 16.00–17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0 düzeyinde sabit tutulurken, borç verme faiz oranı yüzde 10.25 düzeyinden yüzde 15 düzeyine yükseltildi. Başkan Erdem Başçı: "Zor bir dönemden geçiliyor. Bir belirsizlik ortamı olduğu için piyasa en kötüyü fiyatlıyor. Döviz satışları faizle desteklendiği zaman daha etkili. Rezervlerin hızla azalması bazı yan etkilere yol açabilir. O yüzden faiz aracını devreye almak gerekiyordu. Kalıcı sıkılaştırma gerekirse kaçınmayız" dedi. Kurulun açıklamasında ise şu ifadelere yer verildi: "Son dönemlerde iç ve dış piyasalarda risk algılamasını olumsuz etkileyen gelişmeler yaşanmaktadır. Bu süreçte Türk lirasında belirgin bir değer kaybı ve risk priminde kayda değer bir artış gözlenmiştir. Merkez Bankası bu gelişmelerin enflasyon ve makroekonomik istikrar üzerindeki olumsuz yansımalarının sınırlanması için üzerine düşeni yapacaktır. Bu çerçevede Kurul, fiyat istikrarını sağlamak amacıyla güçlü bir parasal sıkılaştırma yapmaya ve operasyonel çerçeveyi sadeleştirmeye karar vermiştir."Merkez Bankası'nın kararı öncesi 2.2550 TL seviyesinde bulunan dolar ise kararın ardından dolar çok sert düşerek 2.18 TL'ye kadar düştü.
Bağımsız karar alıyoruz
Batılı ülkelerde siyasetçilerin merkez bankası kararları hakkında değerlendirme yapmadığını söyleyen Başçı, Türkiye'de durumun farklı olduğunu söyledi. Başçı, "Siyasetçiler kamuoyu önünde Merkez Bankası'nın kararlarını övebiliyor ya da eleştirebiliyor. Uluslararası camiada bu bir problem olarak algılanıyor. Ama içeride bakanlar Merkez Bankasıyla ilgili konuşuyorsa, Türkiye'deki kültür çerçevesinde bir zararı yok. İşimizi yapıyoruz. Şunu söyleyebilirim ki, Merkez Bankası geçmişte olduğu gibi bağımsız şekilde kararlarını almaya devam ediyor" dedi.
HÜKÜMETE MEKTUP:
Enflasyon, 2014'ün ikinci yarısında düşüşe geçecek
Merkez Bankası, enflasyonun 2013 yılında yüzde 7.40 ile yüzde 5 olan hedefin üzerinde gerçekleşmesinin ardından hükümete mektup yazdı. Enflasyonun hedefi aşmasına gerekçe olarak döviz kurlarında yaşanan artışı gösteren TCMB, şu ifadele yer verdi: "TL'de yaşanan değer kaybı, özellikle temel mal fiyatları kanalıyla çekirdek enflasyon üzerinde etkili olmuş, yıllık etkisi 1.5 puana ulaşmıştır. Bir diğer etken de gıda fiyatlarının seyridir. Yeni yılın ilk aylarında da enflasyon yüksek seyredecek. Yukarı yönlü riskleri sınırlamak ve finansal istikrarı desteklemek için özellikle tüketici kredilerindeki büyüme hızının azaltılması önem taşımaktadır. Döviz kurunun enflasyon üzerindeki etkilerinin yıl ortalarından itibaren zayıflayacağı ve enflasyonun yılın ikinci yarısından itibaren kademeli bir düşüş eğilimine gireceği öngörülmektedir.
İHRACAT HIZLANACAK
İç talep azalacak böylece yüksek kur etkisi sınırlanacak
2014 sonunda enflasyonun yüzde 5.2 ile yüzde 8 arasında gerçekleşmesini beklediklerini ifade eden TCMB Başkanı Başçı, öngörünün orta noktasının yüzde 6.6 olduğunu söyledi. Başçı, "Dövizdeki yükselişle birlikte her ne kadar enflasyon üzerinde yukarı yönlü beklenti artsa da, talep üzerinde aşağı yönlü baskı oluşuyor. Kredi oranı yüzde 15'e doğru kademeli olarak iniyor. Özellikle tüketici kredilerindeki büyüme, ticariye göre yavaşladı. Böylece azalan yurtiçi talebin, enflasyonda maliyet yönlü fiyat baskısını kısmen sınırlayacağını varsaydık. İhracatta da kısmi hızlanma bekliyoruz. Büyüme tarafında ise sert bir risk yok" dedi.