MB'den kritik enflasyon açıklaması

/ Kaynak: AA
MB'den kritik enflasyon açıklaması

Ekonomi Haberleri  / AA

Merkez Bankası Başkanı Başçı, 'Enflasyonu yüzde 5'e düşürmek için çabalamalıyız' dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, "2015 Yılında Para ve Kur Politikası" konulu basın toplantısında, Merkez Bankası Kanunu gereğince temel amaçlarının fiyat istikrarını sağlamak olduğunu söyledi.
Bu doğrultuda Orta Vadeli Program hazırlık çalışmaları sırasında hükümetle varılan mutabakatla uyumlu olarak 2017 yılı enflasyon hedefinin yüzde 5 olarak belirlendiğini belirten Başçı, şunları kaydetti:
"Bugün bulunduğumuz durum itibarıyla mevcut şartlar bizim en son önümüzdeki yıl için verdiğimiz 6,2'lik enflasyon tahmininin dahi altında bir gerçekleşme olabileceğine işaret ediyor. Yalnız bunun için bir çaba göstermek gerekecek. bu çabayı Merkez Bankası zaten hali hazırda gösteriyor. Buna ilave olarak da finansal istikrar komitemizin dış denge ile ilgili gösterdiği çaba, gerekse dün Başbakanlık Genelgesi ile oluşturulan Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesinin göstereceği çaba çok faydalı olacak. Bu şekilde bütüncül bir yaklaşımla, enflasyon odaklı bir çalışma sonucunda enflasyonunun önümüzdeki yıl yüzde 5'e oldukça yakın bir seviyede gerçekleşmesi mümkün. Özellikle emtia fiyatlarındaki, petrol fiyatlarındaki son gelişmeler sonucunda."
"2015 yılında dış dengede belirgin bir iyileşme olmasını bekliyoruz"
Enflasyonun 2015 yılı boyunca kademeli bir düşüş sergilemesinin amaçlandığını ifade eden Başçı, enflasyonun 2015 yılı sonunda 6,2 olması beklendiğini ancak raporun yayımlanmasından sonra özellikle petrol ve emtia fiyatlarında kayda değer bir düşüş gerçekleştiğini vurguladı. Buradan enflasyonu düşürücü bir faktör geleceğinin tahmin edildiğini belirten Başçı, "10 doların yaklaşık 0,4-0,5 puan gibi enflasyonu düşürücü yönde katkı yaptığını hesaplayabiliyoruz. Dolayısıyla 10 doların çok ötesinde bir düşüş oldu. Oradan düşürücü yönde bir etki gelecek. Bu çok önemli bir fırsattır. Bunu kullanıp enflasyonu yüzde 5'e düşürmek için çaba göstermemiz gerekiyor. Gerek Merkez Bankası olarak gerek ilgili diğer kurumlar olarak bir çaba gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Fiyat istikrarını dolaylı olarak dış dengenin etkilediğini, büyük bir cari açığın kur istikrarını etkileyerek fiyat istikrarını etkilemesinin söz konusu olabileceğine işaret eden Başçı, benzer şekilde kur istikrarının etkilenmesi halinde enflasyon beklentileri istikrarının da bozulabildiğini ve fiyat istikrarının etkilenebildiğini anlattı.
Bu nedenle Türkiye'de 2010 sonundan itibaren gösterilen çaba ve alınan tedbirlerle dış dengedeki sürekli ve kademeli iyileşmenin sevindirici olduğunu dile getiren Başçı, "Onunla ilgili olarak kasım ayında bir ara verecek, bir fasıla olacak. Altın ithalatı kasım ayında yüksek görünüyor. Altın hariç de halen fena görünmüyor. nbsp;Bir ara verecek ondan sonra aralık ayından itibaren düzelmeye devam etmesini ve 2015 yılında dış dengede belirgin bir iyileşme olmasını bekliyoruz ki Orta Vadeli Program öngörülerinin daha olumlu yönde gerçekleşmesi mümkün" diye konuştu.
Başçı, dış denge ile ilgili gösterilen çaba ve alınan tedbirlerin sonuç verdiğini belirterek, bu konuda çok olumlu gelişmeler olmaya devam edeceğini söyledi.
Başçı, "Dengeli büyüme için dış talep çok önemli. Yapısal sorunlar çözüldükçe, büyüme oranları da 2015'ten itibaren yukarı doğru gidebilir" dedi.
"Enflasyona herhangi bir önemli baskının gelmeyecek"
Başçı, "2015 Yılında Para ve Kur Politikası" konulu basın toplantısında, dış denge bağlamında bugün açıklanan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verilerine arz-talep dengesi açısından bakıldığında bu alanda enflasyona herhangi bir önemli baskının gelmeyeceğinin teyit edildiğini söyledi.
Emtia fiyatlarında istikrar olmamasına karşın düşüş yönünde keskin hareketler bulunduğunu belirten Başçı, "Bu da enflasyonu düşürücü yönde bir etki yapacak. Bunun kalıcı olup olmayacağını 2015 yılı boyunca izleyeceğiz. Olursa bu, Türkiye için önemli bir fayda sağlayacak çünkü Türkiye net emtia ve enerji ithalatçısı bir ülke" diye konuştu. nbsp;
Dünyada düşük faiz ortamının da Türkiye için bir avantaj olduğunu kaydeden Başçı, düşük faiz ortamında basiretli borçlanma konusunda çaba gösterilmesi gerektiğini ifade etti.
Borçlanmanın üretime, ihracata ve yatırıma yönelik olmasına dönük çabanın sonuç vermeye başladığını belirten Başçı, "Bu, biraz daha devam ederse Türkiye'nin dengeli büyüme konusunda önemli avantajlardan birisi de dünyadaki düşük faiz ortamı olabilecektir" değerlendirmesinde bulundu. nbsp;
Türkiye açısından zorlukların neler olabileceğine ilişkin de görüşlerini paylaşan Başçı, 2013 yılının son derece güzel bir ortamda başladığını, buna karşın mayıs ayından itibaren Amerikan Merkez Bankasının (Fed) politika değişikliği sinyalinin ardından ciddi bir oynaklık yaşandığını, bu durumun Türkiye gibi cari açık veren ülkeleri daha fazla etkilediğini ifade etti.
Başçı, bu zorluğu iyi yönetmek gerektiğini, miktar boyutunda bunun nasıl bir etki yapacağı konusunda büyük bir endişe oluştuğunu dile getirdi.
Kasım ayında miktar boyutunda sıkılaşma tamamlandığında Türkiye gibi ülkelere o kadar büyük bir zarar vermediğinin anlaşıldığına dikkati çeken Başçı, "Demek ki korkulan olmadı. Sadece enflasyonun üzerinde bir miktar tortu bıraktı. Enflasyonun bu yıl yüzde 5'in oldukça üzerinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Yüzde 8,9 yıl sonu öngörümüz. Fakat en son arkadaşlarımızın piyasadan topladığı veriler, ilk intibaları, bu 8,9'un da altında yıl sonu enflasyonu gerçekleşme ihtimali olduğuna işaret ediyor. Yine de temkinli olmak lazım. Daha vakit var" diye konuştu. nbsp;
"Para politikasını gevşetmeyeceğiz"
Anılan oranların yüzde 5'in oldukça üzerinde olduğuna işaret eden Başçı, enflasyonun yüzde 5'e kadar düşeceği konusunda vatandaşların ikna edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Gelecek yılın ilk 4 ayında enflasyonda kuvvetli bir düşüşün mümkün olduğunu anlatan Başçı, "Fakat bu böyle diye biz bir anda para politikasını gevşetmeyeceğiz" dedi.
Bu konudaki çabayı çekirdek enflasyon konusunda göstereceklerini kaydeden Başçı, bu veride trendin yüzde 5-6 arasına geldiğini, bunun 5'in altına indirmeleri gerektiğini söyledi.
"Basiretli borçlanma konusunda çalışmalarımızı tamamladık"
Dünyada normal bir para politikası uygulanmasını arzu ettiklerini belirten Başçı, küresel büyümedeki yavaşlığın bunu sürekli geciktirdiğini ifade etti.
Parasal sıkılaştırma ve normalleşmenin erken olabileceği gibi geç de olabileceğine işaret eden Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geç olursa ne yapacağız? Onu da düşünmemiz lazım. Düşük faiz ortamı olağanüstü düşük olmaya devam ederse ve bir türlü normalleşme sağlanamazsa o zaman basiretli borçlanma nasıl sağlanabilir? Onunla ilgili çalışmalarımızı tamamladık. Bununla ilgili kurulan bazı değerlendirmeler ilgili birimlerimiz tarafından sunuldu. Finansal İstikrar Komitesine bilgi sunacağız. Şu yönde hareket edersek Türkiye'nin artık hiç eleştirilecek yanı kalmayacak. Finansal istikrar açısından an zayıf olduğumuz alan rezervlerin kısa vadeli borçları karşılama oranıdır. Orada da artık 2015 yılında çok ciddi bir iyileşme sağlayabiliriz. 'Şu politikayı uygularsak, şu çabayı gösterirsek' şeklinde bir karar verilecek. O karardan sonra da bankalarımız rahat bir şekilde uzun vadeli borçlanacaklar. Dış borçlanma yerine mevduatı ve iç kaynakları teşvik edecekler. Onunla ilgili zaten adım attık. Dolayısıyla orada Türkiye'nin kayda değer bir eleştiri noktası kalmamış olacak."
Tarım alanındaki gelişmeler
Türkiye açısından zorluklardan birinin tarım ve gıda fiyatları olduğunu belirten Başçı, 2014 yılının kuraklık, don ve yağışlardaki öngörülemez hareketler nedeniyle tarım açısından kötü geçtiğini dile getirdi.
GSYH verilerine bakıldığında tarım hasılasının 3. çeyrekte eksi yüzde 5'e yakın daraldığını ifade eden Başçı, bunun tabiat koşullarının getirdiği bir sonuç olduğunu kaydetti. Buna karşın 3. çeyrekte tarımın yüzde 14 gibi yüksek bir ağırlığının olduğunu anlatan Başçı, "Dolayısıyla ikisini çarptığınız zaman GSYH'de beklenenden düşük gelmesinin faktörlerinden en önemlisi tarım hasılasındaki düşüş" dedi.
Bunun sadece büyümeyi aşağı yönlü etkilemediğine, aynı zamanda enflasyonu yukarı yönlü etkilediğine dikkati çeken Başçı, gıda fiyatlarındaki artış oranını yüzde 14'ler civarında olduğunu söyledi.
Normalde bu durumun geçici olmasının beklendiğini kaydeden Başçı, geçici olmaması durumunda bu konuda çaba göstermeleri gerekeceğini belirtti.
"Hükümet 'problemin farkındayız' mesajı verdi"
Bu konuda Resmi Gazete'de dün yayımlanan Başbakanlık Genelgesini "iyi bir haber" olarak nitelendiren Başçı, hükümetin "problemin farkındayız ve çözmek için çaba göstermeye başlıyoruz" mesajını verdiğini ifade etti. Bu kapsamda Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasalarını İzleme ve Değerlendirme Komitesinin kurulmasının uygun görüldüğünü anlatan Başçı, bu gelişmenin yapısal bir soruna yapısal bir çözüm getirmek açısından önemli olduğunu vurguladı. Başçı, "Eğer, 2015 yılında, hava şartları yine kötü gitmeye devam ederse komite gereken tedbirleri gereken zamanda alacaktır" diye konuştu. nbsp;


Sorular
Başçı, 2015 Yılında Para ve Kur Politikası konulu sunumunun ardından basın mensuplarının soruları yanıtladı.
Merkez Bankasının kararlarının küresel ortamda ne kadar etkili olduğu yönündeki soru üzerine Başçı, zorlu bir dış şart sürecinin geride bırakıldığını, bundan sonraki süreçte dış şartların nasıl olacağını zaman göstereceğini söyledi.
Politika kararlarının etkili olduğunun görüldüğünü vurgulayan Başçı, bu nedenle bir endişe olmayacağını dile getirdi. Politika araçlarını kullanma yönünde de irade bulunduğuna değinen Başçı, ancak bu araçların her birinin yan etkileri olduğuna dikkati çekti. Başçı, şöyle konuştu:
"Amacımız bunları kullanırken gerektiği kadar bunları ayarlamak. Eleştiri gelebilir, eleştirilerin bir kısmı faizleri düşük tuttuğumuz yönünde, bir kısmı faizleri yüksek tuttuğumuz yönünde... Bizim yapmaya çalıştığımız ise tam olarak yeteri kadar, olması gerektiği kadar bunu kullanmak. Küresel faiz ortamı düşük olduğu için aslında aşırı yüksek olmayan faizle sonuç alabiliyoruz. Bugün baz fonlama faizimiz yüzde 10, marjımız vardı yüzde 12'ye kadar çıkabiliyorduk o yeterli oldu. Demek ki çok daha düşük bir faizle bunu yapabildik. Gerektiği kadar sıkı yan etkilere dikkat ederek enflasyonu kontrol altına almaya yetecek kadar sıkı olmaya çalışıyoruz. Sadece o araç için değil, diğer araçlar için de benzer bir şey var. Otomatik dengeleyici olan rezerv opsiyonlarında da benzer bir durum söz konusu. Zorunlu karşılıklarda da dengeleri, istikrarı bozmayacak, pekiştirecek şekilde araçları kullanıyoruz. Onları daha seyrek değiştirmek gerekir. Dolayısıyla onunla ilgili daha seyrek adımlar atabiliyoruz. En yeni aracımız da zorunlu karşılıklara ödediğimiz faiz. Orada da bir teşvik unsuru olarak istikrara yönelik kullanmaya çalışıyoruz." nbsp;
Faizler ve büyüme rakamları
"Faizlerde yeteri kadar sıkı" prensibiyle büyümeye minimum etki yaparak ilerlemeye devam ettiklerini belirten Başçı, "Dengeli büyüme için dış talep çok önemli. Dış talebin zayıf olması bizim için bir zorluk oluyor. Gelecek sene nispeten daha iyi bir başlangıç noktasında olacağız. Yapısal sorunlar çözüldükçe, büyüme oranları 2015'ten itibaren kademeli bir şekilde yukarı doğru gidebilir" ifadelerini kullandı. nbsp;
Dış talep odaklı büyümek istediklerini vurgulayan Başçı, "Bu noktada Avrupa'nın talebi düştü, Ortadoğu, Afrika ve Rusya'da jeopolitik problemler çıktı. Böyle bir ortamda dengelenmeyi sağlarken büyümeye çalışıyorsunuz, gidişat şu ana kadar bu ortamda iyi ama bu arzu ettiğimiz büyüme değil. Biz de büyümenin daha fazla olmasını isteriz" dedi.


Petrol fiyatlarındaki gerileme
Başçı, petrol fiyatlarının enflasyon ve cari açık üzerindeki etkisine ilişkin olarak, "Petroldeki her 10 dolarlık düşüşün enflasyona 0,4 - 0,5 etkisi oluyor. Cari açık üzerinde de yine 0,5 puanlık olumlu etki yapıyor" dedi.
nbsp;"Nasıl bu kadar sert bir şekilde petrol düşebiliyor" sorusunun pek çok cevabı olduğunu anlatan Başçı, bu konuda bir noktanın gözden kaçtığını söyledi. Başçı şöyle devam etti:
"Pek çok ülkede bütçeye bir avantaj sağlamak için bunu kullanıyorlar. Mesela bugün Asya ülkelerine bakın, oralarda petrole devlet desteği veren ve petrol fiyatını olması gerekenden düşük tutan devletler o destekleri birer birer kaldırıyorlar. 'Petrol fiyatlarında böyle bir düşüş olmuşken bunu kaldıralım bütçeyi iyileştirelim. Bütçeye olan olumlu etkisini artıralım' diyorlar. O zaman da vatandaşa tabi yansımıyor petrol fiyatındaki düşüş. Ama bütçe iyileşiyor bu defa kamuda basiretli borçlanma yönüne gidiyorlar, öyle bir tercih kullanıyorlar. Bunu yaptığınız zaman petrol talebi artmıyor. Asya ülkelerinde petrol fiyatları çok düşmediği zaman petrol talebi artmıyor. Talep artmadığı zaman da fiyat düşüşü devam edebiliyor. Bu da çok fazla bilinmeyen petrol talebiyle ilgili ilave bir faktör. Bu tür düşüşleri genelde bütçe dengelerini tesis etmek amacıyla kamu kullanmaya çalışıyor."
Başçı, "Fiyat istikrarı, yapısal dönüşüm programları ve dengelenme bir araya geldiğinde, kademeli bir şekilde gelecek seneden itibaren büyüme potansiyeli ve oranımızı artırabiliriz. Çok daha sağlıklı bir profile kavuşur ve ülke olarak daha az eleştiri alırız" dedi.
Kurlarla ilgili konulara enflasyon ve fiyat istikrarı açısından baktıklarını dile getiren Başçı, "Bu fiyat istikrarına zarar verir mi? O anlamda oynaklık bizim para politikasındaki sıkı duruştan sonra azaldı. Fakat yakından izliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Petrol ihracatçısı ülkelerin fiyatlardaki düşüşten etkilenmesinin normal olduğunu anlatan Başçı, şöyle konuştu:
"Sırf bu oldu diye bütün problemlerimiz çözüldü diyemeyiz. Kalıcı mı olacak, geçici mi olacak? Bu her şeyi çözmüyor. Diğer yapısal problemler var, onları çözmek gerekir. Düşük büyümeyle ilgili neler yapabiliriz? Gerçekten zor bir dünyadayız, dış talep düşüyor. 'Büyümeyi nasıl yükselteceğiz' diyoruz ki ihracata kayalım. Burada iş adamlarımız çok büyük başarı gösteriyorlar. Pariteye de bakıyorlar. Amerika'ya ihraç etmek avantajlıysa oraya, Latin Amerika'ya gitmek gerekiyorsa oraya, Ortadoğu'ya dolarla ihracat iyiyse onu yapmaya çalışıyorlar. Her türlü zorluğa rağmen. Bu esneklik var. Bu çok değerli."
Sadece fiyatları değil, dış ticareti de günlük olarak takip etmeye çalıştıklarını belirten Başçı, şöyle devam etti:
"Aralık ayı sanki ihracat açısından kasım ayına göre daha iyi. Mesela Irak'a ihracat toparlansa çok büyük fayda sağlayacak. Amerika'ya ihracat ciddi artıyor. Başka çaremiz yok, Türkiye olarak ihracat, üretim ve yatırım odaklı büyümemiz gerekecek. Bir süre tüketicilerimiz buna uyum sağlayacak. Uyum sağlaması da aslında borçların azalması, daha düşük faizlerle bütçelerinde rahatlık hissetmeleri şeklinde olacak. Bir sene belki bu şekilde geçiş dönemi yaşamış olduk. Bunun faydalarını gelecek sene göreceğiz. Dengesiz büyümedense dengeli ve daha ılımlı bir büyüme iyi.
Burada bizi en çok yoran tarım fiyatları oldu. O da üçüncü çeyrekte yoğunlaşmış durumda. Ama dördüncü çeyrek biraz daha iyi. Sevindirici olan çeyrekten çeyreğe artı. Örneğin ikinci çeyrek birinci çeyreğe göre eksiydi. Üçüncü çeyrek ikiye göre artı. Tüketimde ve yatırımda çok hafif bir toparlanma işareti var. Dördüncü çeyrekte belki bir miktar daha iyi olur ama çok kuvvetli değil. Ama gelecek sene büyük ihtimalle bu bizi rahatlatacak ve iyi başlangıç yapma imkanı sağlayacak. İhracata zaten yönelmiş durumdayız. Şu anda net ihracatın katkısı artı büyümede."


"Çarşı-pazar araştırması nbsp;
Başçı, Merkez Bankası'nın fiyat tespiti için "çarşı-pazar araştırması yapmasına" yönelik soruları yanıtlarken, nisan enflasyonunu tutturamadıklarını, sebze-meyve fiyatlarındaki artış nedeniyle enflasyonun beklenenin üzerinde gerçekleştiğini söyledi. Başçı, şöyle konuştu:
"Nisan enflasyonunu bilemememiz çok ciddi kredibilite kaybına yol açmıştı. Biz de hiç olmazsa içinde bulunduğumuz ayı bilelim dedik. Onun için de TÜİK'in örnekleminden daha dar bir örneklemle başladık. Marketlerden, zincirlerden fiyat alıyoruz. Onun dışında da toplayamayacağımız internette bulunmayan ekmek fiyatları gibi yerel fiyatlar var, onları da şubelerden alıyoruz. O nbsp;tarihten bu yana dersimizi aldık, epey bir iyileşme sağladık. Amacımız sadece tahmin yapmak ve karar alırken ters köşede kalmamak."


"Uzun vadeli faizlerde iyi noktadayız"
Merkez Bankası Başkanı Başçı, döviz ihaleleri konusunda Amerika'nın istihdam verisinin ciddi oynaklık artışına neden olduğunu belirterek, "O oynaklığa karşı rezerv biriktirme hızımızı azaltmak istedik. Şu ana kadar olumlu etki yaptı" diye konuştu. nbsp; nbsp;
Yatırımların büyümesinin uzun vadeli faizlerin düşük kalmasıyla bağlantılı olduğunu kaydeden Başçı, uzun vadeli faizler konusunda iyi noktaya geldiklerini dile getirdi. nbsp;
Başçı, büyümeyi kendilerinin de arzuladıklarını vurgulayarak, "Fiyat istikrarı, yapısal dönüşüm programları ve dengelenme bir araya geldiğinde, kademeli bir şekilde gelecek seneden itibaren büyüme potansiyeli ve oranımızı artırabiliriz. Çok daha sağlıklı bir profile kavuşur ve ülke olarak daha az eleştiri alırız" değerlendirmesinde bulundu. nbsp;
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin sürekli inovasyon çalıştığını anımsatan Başçı, "İnovasyonla, yüksek katma değerli ürünlerle, markayla Türkiye nitelikli kaliteli bir büyüme sağlayabilir. İnsan kaynağımız çok iyi. Türkiye'nin geleceği açısından ümitliyim, biz de üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz" dedi. nbsp;


"İstikrarlı kura katılıyoruz"
Başçı, yıl sonu kur tahmininin sorulması üzerine her bir enflasyon raporunda kur politikası varsayımı yaptıklarını belirterek, "Biz bunu sadece 2013 yılında ağustosta kamuoyu ile paylaştık. Ben biraz da yüksek sesle söylemiştim. O dönemde hiç kimse geleceği öngöremiyordu, faizler ve kur aynı anda yükseliyordu. Kısır döngüyü kırmak için o açıklama kamuoyu ile paylaşma şeklinde oldu. O sadece istisnai durumlarda olur, onun dışında istikrarlı kur söylemine biz de katılıyoruz" ifadelerini kullandı.
Türk Lirası'ndaki değişimin ihracata etkisi yönündeki soruyu yanıtlarken de Başçı, AB'ye yapılan ihracatta esas faktörün AB'nin büyümesi olduğunu, kurdan fazla etkilenmediğini, Ortadoğu ve Afrika bölgesine yapılan ihracatın ise kur konusunda daha hassas olduğunu dile getirdi. nbsp;


Borçlanma vadesinin uzaması nbsp;
Kısa vadeli borçlanmadan uzun vadeli borçlanmaya geçiş konusundaki sorular üzerine Başçı, kısa vadeli borçlanmada ne kadar kayma olursa o kadar iyi olacağını vurguladı. Bu konuda bir adım atacaklarını dile getiren Başçı, "Büyük ihtimalle bankalarımızın uzun vadeye kayma planları şimdiden etkilenmeye başlamıştır. Sadece söylem bile yeterli olabilir. Ne kadar kayma olursa o kadar iyi" şeklinde konuştu. nbsp;
Borçlanma vadesinin uzatılmasında belli bir takvimin olup olmadığına ilişkin soru üzerine Başçı, Finansal İstikrar Komitesi'nin bir koordinasyon ihtiyacına cevap vermek için oluşturulduğunu belirterek, söz konusu uygulamanın hayata geçirilmesinin 2015'i bulacağını söyledi. nbsp;Başçı, uygulamanın döviz rezervi üzerinde herhangi zorlayıcı etkisinin olmamasına özen göstereceklerini bildirerek, zorunlu karşılıklardaki ayarlamaları Rezerv Opsiyon Katsayısıyla (ROK) telafi edeceklerini dile getirdi.
Başçı, çekirdek dışı yükümlülüklerde önlemleri aldıklarını kaydederek, ilave bir tedbire ihtiyaç duymadıklarını ifade etti. nbsp;
Enflasyonda hava şartlarının etkisinin inkar edilemez olduğuna dikkati çeken Başçı, "Tek problem o değil. Tüketici ve üretici fiyatları arasındaki makas çok önemli" dedi. nbsp;
Başçı, Hal Kanunu'nun makası daraltma noktasında kısmen etkisi bulunduğunu vurgulayarak, bu konuda makasın hala çok geniş olduğunu dile getirdi. nbsp;

Ekonomi
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...