Kırmızı ette çözüm küçükbaş

Türkiye’de et tüketiminin yüzde 75’i büyükbaştan sağlanıyor. Sektörün deneyimli isimleri, toplumun damak tadının ve et tüketiminin büyükbaşa yöneldiğini belirterek “Hâlbuki hem maliyet hem üretim ve lezzet açısından küçükbaş çok daha cazip. Bu dönüşüm sağlanırsa fiyatlar düşer” diyor.
Son dönemde et fiyatlarında yaşanan artış kamuoyu gündemine oturdu. Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, fiyatlarda spekülatif hareketler gözlemlediklerini ve piyasaya müdahale edeceklerini belirtti. Yaşanan fiyat artışlarının sebeplerini sektörün kalbinde olan isimlere sorduk. Problem et tüketim alışkanlıklarımızdan kaynaklanıyor. Türkiye’de bugün 50 milyon küçükbaş bulunurken, buna karşın 19,5 milyon adet büyükbaş yer alıyor. Ancak et tüketimimizin yüzde 75’ini büyükbaşlardan karşılıyoruz. Kalan yüzde 20’lik kısmı koyun, yüzde 5’lik kısmı ise keçiden oluşuyor.
SANAYİDE TAMAMEN BÜYÜKBAŞ VAR
Sanayide (paketli et, salam, sosis, sucuk ve pastırma gibi işlenmiş ürünler) tamamen büyükbaş kullanılıyor. Doğal olarak büyükbaş arzında sorunlar yaşanıyor. Hâlbuki küçükbaşlar, hem sayı olarak hem de üretim maliyetleri açısından çok daha cazip… Uzmanlar ayrıca toplumun uzun süredir büyükbaşa yönlendirildiğini, dev şirketlerin kesimhane teknolojilerini büyükbaşlara göre yapıldığını ifade ediyor.
DAMAK TADIMIZ DEĞİŞTİRİLDİ
Et ve gıda sektörünün duayen isimlerinden Günaydın Et markasının da kurucusu olan Cüneyt Asan “Türkiye’de et tüketim alışkanlıklarımız değiştirildi. Büyükbaşa alıştık. Sanayide; salam, sosis, sucuk, pastırma… Hepsinde büyükbaş kullanılıyor. Bu durumda tabii ki büyükbaş ihtiyacımız artacak. Hâlbuki küçükbaş çok daha lezzetli. Kısa sürede yetişiyor. Kısa sürede kesime hazır hâle geliyor. Büyükbaşı beslemekte ise oldukça maliyetli. Sayılar ortada, arada ciddi farklar var. Madem böyle, koyun, kuzu ve keçi yemeye özendirilelim. Kebapçılar dışında koyun eti kullanan işletme yok. Koyun kokuyormuş, hayır efendim güzel pişirip işlerseniz kokmaz. Bir de koyun eti yediği yem gereği daha lezzetlidir. Çünkü her şeyi yemez. Koyun yem seçer. Aromatik beslenir” dedi. Büyükbaşta da süt ırkı beslediğimizi dile getiren Asan “Biz genelde holstein kullanıyoruz. Dünyada bu yok, çünkü bu ırk sadece süt verir, düzgün et vermez. Et ırkı sımentaldir. Acilen büyükbaşlarımızı bu ırka çevirmemiz lazım” dedi.
ANADOLU KÜLTÜRÜ KÜÇÜKBAŞTIR
Hayvancılık sektörünün duayen isimlerinden Eşref Şekerli de yaptığı açıklamada “Bu ülkenin en büyük sorunu küçükbaş yerine büyükbaş tüketimine yönlendirilmemiz. Ülkemizde bugün 50 milyon küçükbaş var, öyle ki bu sayı hem bize hem ihracata yetiyor. Ancak ne hikmetse biz 19,5 milyonluk büyükbaş tüketiyoruz.
Üstelik hayvan yetmiyor diye ithalata sarılıyoruz. Küçükbaşın hem üretimi hem bakımı hem maliyeti çok daha uygun. Bir kere bizim Anadolu kültürümüz küçükbaştan geliyor” diye konuştu.
KAMUYA KOYUN VERİLMELİ
Küçükbaş kesimini artırmak için devletin kamu alımlarında bu konuya özen göstermesi gerektiğini belirten Şekerli “Özellikle; Türk Silahlı Kuvvetleri, cezaevleri, öğrenci yurtları ve resmî daireler, kısacası bütçesi hazine tarafından karşılanan tüketim noktalarında kullanılan et büyükbaş değil küçükbaştan elde edilebilir buna göre teknik şartnameler hazırlanabilir” ifadelerini kullandı.
Şekerli, ayrıca ithalatın bir çözüm olmadığına da dikkat çekerek “Hayvancılıkta yaşananlar bugünün işi değil, bugünkü tarım bakanı gayet işini biliyor. Ancak bizim 2010 yılında 50 bin adetle başlayıp, 2018 yılına kadar yıllık 1,5 milyona çıkan hayvan ithalatımız sektöre âdeta hançer vurdu. Üretici hayvancılıktan vazgeçti. Üstüne üstlük bir de girdi maliyetlerine zam geldi. Hayvanların çoğu kesime gitti. Yem fiyatları geçen yıla göre yüzde 120, kaba yem yüzde 150 arttı. Bugün hayvancılıkta yeni bir stratejiye başlanışsa bunun bize olumlu dönüşü en az 2 yıl, ama her gelen bakan direkt olarak ithalata sarılırsa bu işin içinden çıkılmaz” dedi.
ÜRETİCİ KAZANMIYORSA BU İŞTEN KİM KÂR EDİYOR?
Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik gazetemize yaptığı açıklamada, sektörde her ne kadar girdi maliyetleri artsa da, hâlâ spekülatif işlemlerin yapıldığını belirterek “Et sektöründe fiyat spekülasyonu olduğunu biz defalarca söyledik. Yetiştirici maliyetine ve hatta zararına üretim yapıyor ama tüketici yüksek fiyatlardan et tüketiyorsa aradaki fiyat farklarının ortaya çıkarılması gerekiyor. Yani üretici kazanmıyor, tüketici mağdur ise kim kazanıyor sorusunun cevabını bulduğumuz an et fiyatlarındaki suni artışların önüne geçebiliriz. Kim kazanıyor sorusunun cevabı da açık bir şekilde bellidir. Başta aracılar olmak üzere tedarikçiler, kasaplar ve marketler spekülasyonları yapan kesimlerdir. Bunların çok sıkı bir şekilde denetlenmesi gerekmektedir” dedi. KAAN ZENGİNLİ'NİN HABERİ