Kıdem tazminatı fonuna devlet katkısı gündemde

Çalışma Bakanlığı, hafta sonuna kadar tamamlanması beklenen kıdem tazminatı görüşmelerinde işsizlik fonundan destek ve devlet katkısı önerdi.
Hükümet ile işçi temsilcileri arasında geçen hafta gerçekleşen ve uzlaşmazlıkla sonuçlanan görüşmelerin ardından Çalışma Bakanlığının yeni bir formül üzerinde çalıştığı bildirildi. Bakanlığın formülüne göre kıdem fonu kesintilerinin yüzde 25'inin, tıpkı bireysel emeklilikte olduğu gibi devlet tarafından üstlenilmesi ve fonun bir bölümünün de "işsizlik fonu kesintilerinden" karşılanması öngörülüyor. Bu formüle göre ayrıcı kıdem tazminatı 30 gün üzerinden hesaplanacak. Hükümetin,tüm kesimlerin taleplerini karşılamayı amaçladığı formülde sistem şöyle işleyecek: "30 günlük kıdemin verilebilmesi için brüt maaştan aylık yüzde 8.3'lük kesinti yapılacak. Bunun yüzde 25'ini, yani 2 puanını devletin karşılayacak. 2 puanı da İşsizlik Sigortası Fonu'ndan gelecek. Geriye kalan 4 puan işverenler tarafından kıdem primi olarak yatırılacak." Her defasından kıdem tazminatını kaldırmadıklarını dile getiren bakanlık böylece işçi sendikalarının ısrar ettiği "30 günlük kıdem" talebini karşılamış olacak. İşveren kesiminin "30 günlük kıdem yükünün tümü bize ağır gelir" itirazı da yüzde 25'lik devlet katkısı ile ortadan kaldırılacak. Böylece işçi ve işverenin talepleri karşılanırken fonun kurulmasının da önü açılmış olacak. Edinilen bilgilere göre Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın formüle sıcak baktığı belirtildi.Öte yandan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, kıdem tazminatı konusunda Türk-İş'in kırmızı çizgileri olduğunu söyledi. "Türk-İş olarak çalışma hayatında olmayanların geleceği ile ilgili olumsuz bir kararın altına ne evet deriz ne imza atarız" diye konuşan Atalay, şöyle konuştu: "Biz 30 gün üzerinden kıdem tazminatı alıyoruz, bununla ilgili önümüze 29 gün 5 saat dahi getirseler biz böyle bir işin içerisinde olmayız. Çalışma hayatında olmayan, iş yerinde olmayan veya taşeronda çalışan kardeşlerimizin hak gaspının altına ne evet deriz, ne imza atarız." Taşeron işçi çalıştırılması sıkıntılarına da değinen Atalay, 90'lı yılların başında taşeron işçi sayısının 'bir elin parmaklarını' geçmediğini, bu sayının 'tavan' yaptığını savundu. Atalay, "Yani o zamandan bu yana hangi hükümet geldiyse taşeronla çalışmaya devam etti. Şimdi öyle bir noktada ki güvenlikte, sağlıkta, karayolunda, demiryollarında var daha ileriye gidin Adana'daki Beden Terbiyesi İl Müdürlüğünde ortalama 50 antrenör varsa bunların en az 25'i taşeron işçisi. Taşeronda antrenör olur mu? Her branşta, yüzmede, masa tenisinde, atletizmde taşeron işçi var. O kadar bu işin çivisi çıktı. Geldiğimiz noktada ülkenin başına bela oldu. Bu bir ayıp, bu ayıbı Türk-İş olarak her ortamda dile getirmeye devam ediyoruz. Türkiye bu ayıptan kurtulmalı, bu ayıbı bu noktaya getirenler bunu temizlemeli" dedi.