'Her hanede devletten maaş alan bir kişi var'

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Artık Türkiye'de büyümenin kaynağı mutlaka ve mutlaka yatırım, üretim ve ihracat olmalı. İç tüketime dayanan bir büyüme modeli bizim şu andaki yapımızla sürdürülebilir bir durum değil" dedi. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği'nin (TSPB) 15. Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında konuşan Babacan, şunları söyledi: "Belki ileride kendi petrolümüz kendi doğalgazımız olur. Belki Azerbaycan'la, Kuzey Irak'la yaptığımız anlaşmalar sonuç verir ve gerçekten dışarı olan bağımlılığımız azalır. Ama onlar sonuç verip de gerçekleşinceye kadar hâlâ petrol ve doğalgazda ithalata bağımlı bir ekonomi olduğumuz gerçeğiyle karşı karşıyayız."
Yılın ilk çeyreğinde Türkiye ile ilgili olumsuz haberlerin verildiğini hatırlatan Babacan, şöyle devam etti: "17 Aralık'tan sonraki dönemde manşetlere bir bakın; zannedersiniz ki bu ülkede her şey durdu, ekonomi gerilemeye başladı. Ama hamdolsun 2014'ün ilk çeyreğinde yüzde 4.4'lük büyümeyi yakaladık. İnsanlar işlerini yapmakta ve özel sektörümüz geleceğe güvenle baktığı için eleman almaya devam ediyor. Oluşan istihdam, özel sektör istihdamıdır. Bizim devlete aldığımız kişi sayısı her sene 80 bindir, 100 bindir, 110 bindir. 50-60 bin de emekli olan var. Yani devletin istihdama net katkısı 50 bin, 60 bin, 70 bin; bu kadar. Daha fazla zaten maaş yetiştirmemiz mümkün değil. Şu anda 3 milyonun üzerinde memura, 10 milyonun üzerinde emekliye maaş veriyoruz. Yani Türkiye'de 13 milyonun üzerindeki kişi şu anda devletten maaş almakta. Bir de devletin hizmet aldığı kurumlarda 1 milyona yakın istihdam var. O da eklendiğinde 14 milyon. Neredeyse ortalama her hanede devletten şöyle ya da böyle maaş alan bir vatandaşımız var. Böyle bir tabloda istihdam sonuçları açısından bakıldığında iyi bir netice görüyoruz."

Etki altında kalmadan doğru bildiğinizi yapın
Son aylarda bazı kurumların yöneticilerine yönelik eleştirilere değinen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan şöyle konuştu, "Biz hep arkadaşlarımıza şunu söylüyoruz: Siz doğruları yapın. Gerisinden korkmayın. Dirayetinizi, moralinizi de hep yüksek tutun. Gürültünün olduğu dönemlerde maalesef çok farklı kişilikler, çok farklı eğilimler ortaya çıkabilir. Bir bakıma böyle dönemlerde insanları test ediyoruz. Bazı insanlar, hatta bazı kurumlar sınavlardan geçiyor. Dolayısıyla herkesin doğrusunu yapmaya devam etmeleri gerekiyor." "Siyasette popülizm çok doğal bir hastalık, bu tuzağa düşmemek gerekiyor. Kısa vadeli bakış açısıyla ülkenin uzun vadeli çıkarlarını tehlikeye atmamak gerekiyor" diyen Babacan, sözlerine şöyle devam etti. "Siyasette popülizm çok doğal bir hastalık. Bu tuzağa düşmemek gerekiyor. Kısa vadeli bakış açısıyla ülkenin uzun vadeli çıkarlarını tehlikeye atmamak gerekiyor. Bugünü kurtaralım, geniş kitlelerde şöyle bir algı oluşturalım, geleceği sonra düşünürüz yaklaşımı doğru değil. Er ya da geç millet bedel ödüyor. Biz bu tuzağa hiç düşmedik. Doğruları olduğu gibi halkımızla paylaştık. Olumlu ve sıkıntılı gelişmeleri hep milletimizle paylaştık. Sürekli mutluluk oyunu oynamadık. Bunları yaparken bazıları bizi eleştirdi. "Bazıları son 12 yılda dünyada iyi rüzgarlar ettiği için Türkiye ekonomisi düzeldiği" diyenlere "biraz insaf edin" dediğini ifade eden Babacan, 2007-2008 yılında yaşananların dünyanın son 100 yılda yaşanan en büyük kriz olduğunu ve son bir yılda Türkiye'de yaşananların da az şeyler olmadığını belirtti. nbsp;