Piyasalar Merkez Bankası toplantısına kilitlendi: Faiz artışı tek başına yeterli değil

CEVDET FIRAT AYDOĞMUŞ'UN HABERİ - Piyasalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) perşembe günü yapacağı haziran ayı faiz toplantısına kilitlendi. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), Hafize Gaye Erkan başkanlığında ilk toplantısını gerçekleştirmeye hazırlanırken, ekonomi çevreleri faiz artışının tek başına çözüm olmayacağı görüşünde.

Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, Merkez Bankası’nın para politikasında normalleşme için faiz oranını artırmasının önemli bir sinyal olacağını ancak makroekonomik göstergelerin sadece para politikasıyla veya faiz artırımlarıyla çözülemeyeceğini söyledi. Ardıç, “Beklentimiz, bozulan eğilimleri düzeltmek için yeni ekonomi yönetiminin bir an önce istikrarlı, bütüncül ve iktisadi anlayışa uygun bir programı devreye alması. Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in enflasyonla mücadeledeki kararlılığını ve şeffaflık, öngörülebilirlik, uluslararası normlara uygunluk vurgularını çok kıymetli buluyoruz. Merkez bankasının kredibilitesinin güçlendirilmesi, buna bağlı olarak dolarizasyonun azaltılıp, rezervlerin güçlendirilmesi gerekiyor. Bu minvalde, her ne kadar krediye ulaşma imkânın zorlandığı bir dönemde de olsa Merkez Bankası’nın para politikasında normalleşme için faiz oranını arttırması önemli bir sinyal olacaktır” dedi.

FAİZ ARTIŞIYLA KUR İSTİKRARI SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL

Faiz artırımının doğru bir yöntem olmayacağını ifade eden Ekonomist Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan ise yabancı sermaye girişinin artırılmasıyla kurda istikrar sağlanabileceğine dikkat çekti. Erdoğan, “İlkesel olarak, faiz artışlarına karşıyım. Dolar kurunda 23,600 civarında bir dengelenme söz konusu. İhracatçımızın böyle bir beklentisi vardı, onlar için iyi oldu. İçeride bir enflasyon ve maliyet baskısı varken, kurlarda artış meydana gelmezse ihracatçı zarar eder. Kurların 23,600 bandında kaldığını görüyoruz, dolayısıyla şu anda faizleri artırmanın bir gereği kalmadı. Burada yapılması gereken şey; faizleri artırıp kurları baskılamak yerine, Türkiye’nin ivedilikle dışarıdan yabancı sermaye getirmesi. Şu anda yanlış bir odaklanma var, sanki ‘Faizler artarsa kurlar ve enflasyon düşecek’ gibi yanlış bir algı var. Bu sürdürülebilir bir politika değil. Sadece faizleri artırıp kur istikrarı sağlamak, teknik olarak sürdürülemez. Türkiye’ye yabancı sermaye girişini artırarak, kurların istikrarını sağlamak gerekir. Bu şekilde, hem Türkiye’nin döviz geliri artar ve cari açık için çok önemli bir kazanım elde edilir, hem de kurlardaki stabilizasyon daha tutarlı hâle gelir” diye konuştu.

r-971840,971143#