Ali Babacan, 'Güven problemi yok ekonominin önü açık'

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, küresel ekonomik krizin şekil değiştirerek gelişmekte olan ülkelere geçtiğine ilişkin bir tespit ya da kanaat bulunmadığını belirterek, "Krizin özü hâlâ gelişmiş ülkelerde" dedi. Çin'de Dünya Ekonomik Forumu toplantılarına katılan Babacan, Çin dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme hızının eskiye göre biraz daha aşağı seviyelerde olacağına sıkça vurgu yapıldığını hatırlattı. Şu anda gelişmekte olan ülkelerde yaşananın sadece yeniden fiyatlama olduğunu ifade eden Babacan, şöyle devam etti: "Sadece Türkiye'den değil, gelişmekte olan ülkelerin tümünden sermaye çıkışı çok sınırlıydı. Ama ne oldu? Varlıklar tekrar fiyatlandı. Yani hisse senetleri, bonolar tekrar fiyatlandırıldı. Kur ve faiz yeni seviyelerde şimdi denge arıyor. Dolayısıyla bunu ülkelerle ilgili risklerin, fiyatların, varlık fiyatlarının yeniden değerlendirildiği bir dönem olarak görmekte fayda var. Onun ötesinde ciddi bir problem yok. Önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkeler, ne olursa olsun, gelişmiş ülkelerden daha hızlı büyüyecek. Böyle bir tabloda da yatırımcılar hâlâ gelişmekte olan ülkelere yatırım yapmaya devam edecekler." Bu bağlamda Türkiye'de de vatandaşların ekonomiye güvenmelerini isteyen Babacan, güven olduktan sonra sürecin daha kolay işlediğini ifade etti. Hem tüketici hem de reel sektör güven endekslerinin çok yüksek noktalarda olduğunu anlatan Babacan, "Son 3-4 aydır piyasalarda hareketlilik olmasına rağmen veriler gayet iyi noktalarda. Dolayısıyla güven noktasında herhangi bir problem görmüyoruz. Geleceğe doğru hep beraber güvenle baktıktan sonra ekonomimizin önü açık demektir" diye konuştu. DALIEN AA

Normalde kur hedefi verilmez!..
Babacan, Türkiye'de serbest kur rejimi uygulandığını ve bu rejimde ne hükümetin ne de Merkez Bankasının bir kur hedefi koymadığını kaydetti. Buna rağmen Merkez Bankasının aşırı oynaklığı önlemek için elindeki araçları kullandığını belirten Babacan, şöyle devam etti: "Fakat bazen öyle dönemler olur ki, son birkaç aydır yaşadığımız gibi piyasalar yönsüz kalabiliyor. Piyasalar bir otoriteden, yani bu durumda Merkez Bankasından bir sinyal beklemek durumunda kalabilir. Dolayısıyla normal bir zamanda yapılmaması gerekeni Merkez Bankamız yaptı ve kurla ilgili yıl sonu için bir seviye söyledi. Belki piyasalara yön vermek, bir ışık göstermek, o gün için gerekiyordu. Şunu da söyleyeyim, bugün 100 ayrı iktisatçıya sorun, 'Türkiye'de dolar ne olmalıdır?' diye. 100 ayrı cevap alırsınız"



Büyümenin şekli bizim istediğimiz tablo değil

Türkiye'nin ihracatla büyümesini istediklerini, sadece iç tüketimden gelen bir büyümenin cari açığı artırdığını dile getiren Ali Babacan, şunları söyledi: "Biz ikinci çeyrekte yüzde 4.4 büyüdük ama bu büyümenin önemli bir kaynağı iç tüketimdi. Biraz da kamu harcamasıydı. Özel sektörün yatırımlarında ve net ihracatta düşüş var. Bu bizim pek görmek istediğimiz bir tablo değil. Tam tersini görmek istiyoruz aslında. Büyümenin özel sektör yatırımlarıyla ve ihracatla olmasını istiyoruz. Yılın ikinci yarısında ne olacağını henüz bilmiyoruz. Hep beraber göreceğiz. Avrupa, ikinci yarıda toparlanırsa ve bizim ihracatımız iyi bir performans ortaya koyabilirse, o zaman ikinci yarıdaki büyümemiz, daha destekleyici bir tablo arz edebilir. "


Altından arındırılmış cari açığımız 3 yıldır düşüyor

Cari açık verilerine altın ticaretinden arındırarak bakmanın önemine değinen Babacan, "Zaten İran ile olan altın ticareti son birkaç yıldır hem dış ticaret hem de cari açık istatistiklerimizi okumayı zorlaştırdı. Dolayısıyla altın ticaretini dışarı alıp baktığımızda, biraz daha net ve sıhhatli bir tablo görmek mümkün. Öyle baktığımızda da zaten 3 yıldır arka arkaya cari açığımız düşüyor. Yani 2011'deki o tepe noktadan sonra 2012 ve 2013'te daha az cari açık... Bu da aldığımız tedbirlerin olumlu neticesi" dedi. değerlendirmesinde bulundu.