ABD'de gelirlerde artış gelişen ülkeleri üzebilir

ABD'de gelirlerde artış gelişen ülkeleri üzebilir

Ekonomi Haberleri

Ülkede yıllık 12 milyar dolar yeni harcama kapasitesi oluşturuldu.

Taleple birlikte enflasyon da artarsa, faiz yükselişi gündeme gelecek. Dolara ihtiyaç duyan gelişen ülkelerin maliyeti artabilir. ABD'nin ekonomi politikası "dolar basıp düşük faizle dünyaya yaymak" yerine, "çalışanlara ödenen maaşın artırılması" şeklinde yeni sürece girdi ve asgari ücret 1080 dolardan 1504'e çıkarıldı.

UFUKTA ENFLASYON GÖRÜNÜRSE...

eçtiğimiz yıl mayıs ayında dünyada başlayan "finansal kargaşa yeni bir boyuta taşınır mı" sorusunun cevabını ararken, dönüp bakacağımız nokta şüphesiz yeniden ABD Merkez Bankası (FED) olacak. Nitekim geçen hafta açıklanan ocak ayı Federal Açık Piyasalar Komitesi'nin (FOMC) toplantı tutanaklarında bu konuda önemli bir ipucu yer aldı. Tutanaklara göre FED üyeleri, işsizlik oranının hedeflenen eşik değere yaklaşmasına paralel olarak faiz artırımı konusunda verecekleri mesajları gözden geçirebileceklerini belirtiyor. Hatırlanacağı gibi önceki FED Başkanı Bernanke, işsizlik oranında yüzde 6.5'e ulaşılana kadar tahvil alımlarına devam edileceğini ve faizin düşük kalacağını vurguluyordu. Son açıklanan istihdam raporunda ise işsizlik oranının 6.6'ya kadar gerilediği görüldü. Buradan hareketle FED üyeleri faiz artışını artık gündemlerine aldı. Hatta bazı üyeler, oluşabilecek bir varlık balonuna işaret ederek "faizlerin daha erken artırılmaya başlanabileceği" görüşünü dile getirmiş...

Öncelikle belirtmek gerekir ki; FED'in tahvil alımlarını azaltmasının "yıkıcı etkisi" göz önüne alındığında, bundan sonraki süreçte "faiz artışı da aynı etkiyi yapar mı" endişesi, küresel piyasaların gündeminde ön sıralarda yer alacak. Ancak piyasa, "enflasyon hâlâ yüzde 2'lik hedefin oldukça altında, 1.1 düzeyinde" diyerek, FED'in yakın zamanda "faiz artışına gitmeyeceği" konusunda rahat...

Bilindiği gibi enflasyon, "maliyet ve talep" olmak üzere iki temel dinamikten destek alır. Bugün Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişen ülkelerdeki enflasyon artışı, daha çok maliyet (döviz ve faiz) yükselişinden kaynaklanıyor. Ancak ABD gibi gelişmiş ülkelerde enflasyonun yükselmesi talepten de büyük destek alıyor. Her ne kadar faizleri düşük de tutsanız, hane halkının "harcanabilir geliri artmadığı" sürece, ucuz krediye ilgi, bir noktada tıkanıyor. İşte ABD yönetimi bu konuda devreye girerek hayati bir adım attı. ABD'de saatlik ücretler yüzde 40 artışla 7.25 dolardan 10.10 dolara yükseldi. Yeni düzenleme ile aylık 1080 dolar olan asgari ücret 1504 dolara çıkarken, 900 bin kişinin fakirlikten kurtulacağı belirtildi. Bu düzenlenme ülkede, yıllık 12 milyar dolarlık yeni harcama kapasitesi oluşturacak.

İktisat teorisi işlerse, ABD'deki talep artışı bir süre sonra enflasyonun yükselmesine sebep olacak. Bu durum, tahvil alımlarını bitirmek ve faizi artırmak için ekonomik parametrelerin düzelmesine bakan FED'in elini daha da rahatlatacak. Doların faizinin yükselmesi ise son 9 ayda da etkilerini gördüğümüz gibi gelişmekte olan piyasalar için iyi haber değil. Dünya Bankası'nın son raporunda; "Brezilya, Hindistan, Endonezya, Malezya, Türkiye ve Güney Afrika'nın iç ve dış dengesizlikler yaşadığına" dikkat çekilerek, şu noktaya vurgu yapılmıştı: "Gelişmekte olan ülkeler, 2014 yılında kısa ve uzun dönem borçlarını geri ödeme yükümlülüğünü karşılamak için 1.4 trilyon dolara ihtiyaç duyuyor!.."

Hal böyle iken; TCMB'nin geçen hafta döviz kaynaklı enflasyon tehdidine vurgu yaparak, neden "sıkı para politikasına devam edeceğini" açıklaması daha iyi anlaşılıyor.

Ö.Faruk Bingöl / TÜRKİYE GAZETESİ

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...